
Sözü uzatmayalım, hemen geçelim alıntılara önce güneşin nasıl doğup battığına nasıl tutulduğuna bakalım:
“Güneş her gün taşıtı üstünde bir pınardan doğar. O taşıtı da 360 melek enginliğin içinden çekerler ve her bir melek o taşıtın bir köşesine yapışmıştır. Allahü Teala kullarına hangi gün yardım edecekse onlara kendi ayetini, burhanını gösterip, güneşe: ‘Seni taşıyan taşıtından dışarı çık’ der. Güneş engine düşer, o taşıtı çeken 360 melek şaşkınlaşırlar. O vakit insanlar ‘Güneş tutuldu’ derler. Dünyaya karanlık dolar. Sonra Hak Teala buyurur, güneşi engin sudan çıkarırlar yine taşıtına koyarlar. O vakit halk ‘Güneş tutulmaktan kurtuldu’ derler.
Güneşin karar kıldığı, durduğu yer arş’ın altıdır. Allahü Teala doğuda, karanlıkta bir perde yaratmıştır. Ona bir meleği vekil bırakmıştır. Güneş her gece dolanınca, o melek, o karanlıktan bir avuç alır, sonra avucunu açar, o karanlıktan parmakları arasından parça parça karanlık cihana saçılır. Şafak kaybolunca da avucunu bütün açar. O meleğin kanadı doğudan batıya yetişir ve kanadı ile o karanlığı doğudan batıya kadar sürer. Dünyayı karanlık basar. Sabah vakti erişince de o melek o karanlığı yine kanadıyla sürüp doğudan batıya iletir.”
Peki domuz, sıçan ve kedi ilk kez ne zaman ve ne sebeple yaratılmışlar? Onu da Nuh’un gemisine bağlayarak şöyle anlatıyor Taberi:
“Din bilginlerinden şöyle nakledilmiştir: İnsan ve hayvan dışkısından geminin içi kokmuştu. Halk kokudan bunaldı. Nuh (a.s)’a şikâyet ettiler.
-Bize medet eyle, bu kokudan bıktık! Dediler.
Nuh, eliyle fil’in arkasını sığadı. Allahü Teala’nın emriyle fil’in ardından bir domuz çıktı, o dışkıları yedi. Halk da o kokudan kurtuldu. Sonra domuzu sığadı, sıçan çıktı, Müslümanların rızkını yedi, elbiselerini kemirdi. Halk yine Nuh’a şikâyet etti, o da aslanın arkasını sığadı, aslan aksırdı, burnundan kedi çıktı, o da sıçanları yedi.”
Yaaa işte böyle, neler olmuş neler...
Bu safsatalara hâlâ inananlar var, bunların üstüne gitmek gerek...
Cazim GÜRBÜZ, 15 Kasım 2016
cazimgurbuz@yahoo.com