Şevket Kazan’ı tanır mısınız ?
Erbakan’ın has adamlarındandır…
Hukuk Fakültesi mezunudur…
1996 yılında ki Refahyol Hükümetinde Adalet Bakanlığı yapmıştır..
1993 yılında ki Madımak katliamının katillerinin avukatlığını üstlenmiştir..
Bakanlığı zamanında da bu katilleri ziyaret bile etmiştir…
Böyle bir günde , böyle bir kişinin seceresini niye çıkarıyoruz…?
Bu kişi, Madımak da ki yobaz katillerin avukatlığını neden üstlenmiştir ?
Benim müvekkkillerim suçsuzdur diyerek…
Yani, yanan yurtsever sanatçılar ve Aziz Nesin’in ;
Bunlarla aynı görüşü paylaşmadıkları için ,
Yanmaların da dinen de ahlaken de bir sakınca yoktur mu denmek istenmiştir….
Müslümanlığı kimselere bırakmayan bu dindar (!) kişiler,
Karşısında ki kişiler kendilerine yarar sağlamıyorsa
Ölmeleri tanrı buyruğudur (!) ve sakıncası da yoktur...
Zira bunlar gerçek müslümandırlar…!
“Biz de müslümanız ve sapına kadar Atatürkçüyüz”..
Diyen insanların çığlığını duymamak olası değil…
Ancak ; bizler İslam dininden ve de
Bu dinin ağırlıkta olduğu İslam ülkelerinden söz ediyoruz…
Bireylerin , daha altlarına işerken damardan yedikleri
Din denilen uyuşturucunun etkisinde hala kalmakta olduklarından değil…
Ayrıca, ellili yılların nesillerinden de söz etmediğimiz bilinsin istiyoruz…
Buralara neden geldik ?
İşte bu dinci Şevket Kazan ,
“Tayyibin oturduğu evin kirasını partimiz öderdi” diyor…
Yani Tayyibin ev kirasını ödeyecek durumu yoktu demek istiyor..
Şimdi bir filo kurmuş olan Bilal efendi bile
“Top alacak paramız hiç olmadı” diye fakirliğe vurgu yapıyor..
Peki, bunlar utanılacak şeyler mi ?
Elbette hayır…
Tayyip ne kadar hırslı olursa olsun
Ne kadar Partisinin Beyoğlu İlçe Başkanı olursa olsun,
Ekonomik koşullar elvermiyorsa, elbette top bile alamaz…
Bilirsiniz, emperyalizm asla boş durmaz…
Tüm geri bıraktırılmış ülkeler de
Kendisine hizmet edecek , iki ayağı üzerinde durabilen canlılar ister…
Bu canlılar nasıl bulunur ?
Fazla aramaya gerek yoktur…
Dinci soytarıların aralarına girdiklerinde
Dünyada ki tüm emperyalist ülkelere yetecek kadar
Dinci uşak tedarik edebileceklerini bilirler…
Ancak, aynı eylemi, genellikle
Dindar kişiler arasında yapamayabilirler…
Zira dindar insanlar, “Vatanı olmayanın dini de olmaz” özdeyişiyle
Vatanlarını ilgilendiren konularda genellikle hassastırlar…
Emperyalizm, Türkiye’yi parçalayarak
Tüm Enerji Kaynaklarına el koymak istediğinden
Ve “Bir kısrak başı gibi uzanan” bu yarımadayı
Türklere bir türlü yakıştıramadığından,
Dinciler arasında derin bir araştırmaya girişir…
Ancak, ne yazık ki
Erbakan’ın Başkanlığında ki aksaçlılara isteklerini onaylatamaz…
Ve tek çare bu parti içinde ,
Kendilerine hizmetkarlık yapacak olanları saptamaktır…
Ancak, sadece saptamak ve o kişiler üzerinde yoğunlaşmak
Emperyalizmi utkuya ulaştıramaz…
Mutlaka halkın çok sevgisini kazanmış kişileri de
Bu lanet olası operasyonun içine sokmak gerekecektir…
Ve bu dinci parti içinde ,
Para ve servet için dünyada satamayacağı hiç bir şey olmayan
Kişileri bulmakta gecikmezler..
1976 yılında MSP Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığına
Aynı yıl İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığına
Seçilen Erdoğan, biçilmiş kaftandır..
Bir kişi daha vardır, gökte ararken yerde bulunan..
1995 yılında Partisinin Genel Başkan Yardımcısı iken
“Türkiye’de Cumhuriyet’in sonu geldi”
Laik sistemi kesinlikle değiştirmek istiyoruz” diyen A.Gül…
Artık çatı tamamlanmıştır ama direkler eksiktir..
Emperyalizm, planlarını yüz yıl sonrasına göre yaptığından
Bu direklerin de hesabını yapmış ve
Bu çatıyı ancak, çok güvenilen
Sosyaldemokrat direklerin ayakta tutabileceğini çözmüştür…
Emperyalizm ; tüm bu planları yaptıktan sonra
İlk adımını Belediye Başkanlığı seçiminde atmıştır…
İstanbul gibi bir metropolde
Sosyaldemokrat oyların toplamı %35 iken,
%25 ile Erdoğan’a Başkanlığın Altın tepside sunulmasında
Emperyalizmin hiç mi dahli yok sanırsınız…
Ve emperyalizm, ilk raundu kazanırken
Kendisini cahilliğinden alkışlayan
Osmanlı ümmet artığı soysuz sadakacıları
Din denilen uyuşturucuyla kendine (Erdoğan’a) bağlamıştır bile…
SHP nin oyunu %28 lere vurduran Zülfü Livaneli’nin karşısına
Necdet Özkan’ı ve Ertuğrul Günay’ı çıkartmak
Büyük devlet adamlığının mı,
Yoksa emperyalizmin dayatmalarının mı sonucuydu ?
Sanırım bu konuda okuyucu kafa yoracaktır…!!
Bu arada Başkentimizi de ıskalamayalım…
Sol oylar %36.3
İ.Melih Gökçek %27.3…
Siz, emperyalizmin,İstanbul’u dizayn ederken
Ankara’yı unuttuğunu mu sanıyorsunuz ?
Neden bu kadar uzattık ?
Geçmişi bilmeden geleceği çizemeyeceğimiz için…
Geldik, 3 Kasım 2002 Erken Genel Seçimlere…
Neden erken ?
Koalisyon ortakları aralarında anlaşamadılar da, ondan erken oldu..
3,5 yıl, halka kemer sıktırarak
Barajın sularını dolduran ortaklar
Baraj dolduktan sonra , birbirlerine daha sıkı sarılmaları gerekirken
Neden kavgaya tutuştular acaba ?
Bunlar çocuk mu ?
Yoksa bunlara birileri “Siz artık kumda oynayın” mı dedi ?
Neden, barajın kapaklarını açamadılar ?
Yoksa, emperyalizm onlara
1996 yılında organizasyonunu tamamladığı ve
Kendilerine koşulsuz biat edeceklerini açıklayan kişilerin mi
Kapakları açmasını istemişlerdi de
Bunlar , danışıklı dövüşle
Yapılacak seçimde
Hangi partinin iktidara geleceğini bilerek
Erken Seçime gitmişlerdi…
Ve emperyalizm, 1996 yılında ;
Yapılacak ilk genel seçimde
Hangi partinin iktidara geleceğini ve de
Başbakan’ın Erdoğan
Dışişleri Bakanının da A.Gül olacağını biliyordu da…
O partiden olmayan diğer anlı şanlı siyasiler bilmiyor muydu ?
Bilemedikleri için mi, erken seçime gitmişlerdi ?
Ve sonuçta geldik
Bu lanet olası günlere…
Bizlere bu günleri yaşatanlar,
Sıfıra inen terörü,
2003 yılından itibaren hortlatmayı başaranlar değil mi ?
Hayır...Dincilerin hiç bir şeye güçleri yetmez
Başaran sadece emperyalizmdir…
Emperyalizm yönetir
Dinciler kukladır, uşaktır ve yönetilirler…
Ve Emperyalizm, dünyada bir çok örneği olduğu gibi
Limonu sıkar ve suyu kalmayınca kaldırıp atar…
Dünyada ki tüm diktatörlere de aynı yöntemi uygulamıştır…
Ve ülkemizde ki limonları henüz sonuna kadar sıkmamıştır..
Zira, Kürdistan yalanlarıyla
Ülkemizi parçalayarak, İsrail’in güdümüne verememiştir...
Evet...Ne demiştik yazımızın başında…
Şevket Kazan için,
Yani dinci müslümanlar için,
Hedeflerine varma adına
Hiç bir insanın, hiç bir canın ve hiç bir değerin önemi yoktur..
Önemli olan, İslamiyetin ipine sarılıyor gözükerek,
Kendinden olmayanların kanlarında ellerini yıkayarak
Hırsızlığa soysuzluğa hainliğe kapı açmaktır…
İşte bu anlamda , bu kişilerin amaçlarına ulaşmak için
Yapamayacakları hiç bir kötülük yoktur…
Ve Büyük İsrail Projesi adına “Kürdistan” diyenlerle,
İsrail’e karşı olduğu izlenimi yaratarak
Birlik olup, ekmeğimize aşımıza göz koyan çıyanlardır…
Şimdi soralım bakalım…
Bu , emperyalizmin kuklası vatan haini dinciler,
Tüm bu kan emiciliklerini ve de hırsızlıklarını
Ve de ülkenin tüm zenginliklerini
Kendi başlarına mı satıp savıyorlar ?
Yoksa onlar satıp yok ettikçe
Hala destek olan bir halk mı var ?
“Ben saray istiyorum” dediğin de
“İsteklerinizin olması mümkün değil efendim”
Diyecek ve kişiliğini bir hırsıza kiraya vermemiş
Kişiler olsaydı ülkemiz de,
Bu adam, eline kazma kürek alıp
Kendi mi yapacaktı sarayını ?
Onun her dediğini
Tanrı kelamı gibi görenlerin
7 Haziran seçimlerinden sonra olan terör olaylarında
Ve dökülen bunca gencecik fidanın kanlarında
Hiç mi veballeri yoktur…
“Hoşgeldin Tanrı’nın Elçisi” diyenlerin
Ve onu diyen gibi düşünenlerin
Ve de CHP için bile
“Tayyibe değil de, dinsiz partiye mi oy vereyim” diyenlerin,
“Onun sayesinde dinimizi yaşıyoruz” diyebilecek kadar
Aşağılık soysuz kahpe dölü olanların
Ve de karısını kızını bile
Onun emrine sunabileceklerin,
Kıçında donu olmadığı halde
Yapılan yolları ve de havaalanını alkışlayanların
Hiç mi suçu yoktur…
Tayyibe kızmak, işin kolayına kaçmaktır…
“Rabbim neylerse güzel eyler”.....demek gibidir…
Zira Rabbin hiç bir şey eylemez ve
Tayyibe kızarak da hiç bir şey elde edilmez...
Eğer eyleseydi ;
İslam Peygamberinin son eşi olan
Sümeyye Anamız,
“Hakkımızda soruşturma açmak, dinimize hakarettir” dediğinde,
“Höst bre imansız” derdi…
11 Milyon emeklinin olduğu bir ülkede
Hala Tayyip ,iktidarda ise
Niye Tayyibe kızıyorsunuz ki…
Onu iktidarda tutan emeklilere
“Bi gebereydiniz de, ülkemiz de bi kurtulaydı” desenize…
Dinci ; hırsızdır, şerefsizdir, aşağılıktır, satılıktır, kahpedir, vatansızdır…
Fazlası yok, eksiği var sözlerimizin…
Ve böylesi soysuzluklara sahip dinciyi,
Hala destekleyenlerin
Bu dinciden farkı nedir ?
Bir şizofrene kızmak bizi rahatlatabilir ama
Eşek dururken semerini dövmek de
Bizleri selamete çıkarmaz…!!!