TC Kuruldu > ABD;25 Yıl Sonra TC'yi Tanıdı. Yani 1947-48'de Bu Size,Ne İfade Ediyor ?

Genel & Güncel Konular

TC Kuruldu > ABD;25 Yıl Sonra TC'yi Tanıdı. Yani 1947-48'de Bu Size,Ne İfade Ediyor ?

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzr Haz 20, 2021 14:12

Türkiye, Ortadoğu üzerinde emelleri olan yayılmacı güçlerin hedefi olmuştur, olacaktır. Emperyal güçler, etnik özürlü siyasal islamcı çevreleri, etnik ayrımcılığı, işbirlikçileri araç olarak kullanarak, maddi destek sağlayarak, Bağımsızlık Savaşı’nı baltalamak için iç ayaklanmaları tahrik etmiş; Ankara Hükümeti, Batı Cephesi’nden daha çok iç isyanlarla uğraşmak, güç harcamak zorunda kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti ilanından bu yana Türklüğü, Cumhuriyeti içselleştirememiş iç çevrelerin de sürekli tehdidi altındadır. Uyanık olalım, duygusal olmayalım, gerçeği lütfen artık görelim.
Resim
Sahte müttefik ABD, Türkiye’nin, bağımsız bir devlet olarak kabul edilmesini sağlayan Lozan Antlaşması’nı hâlâ tanımış değil. Lozan’ı tanımayan tek ülke Amerika > Lozan’ın anlamını ve kazanımlarını anlayabilmek için, Türkiye’yi neredeyse haritadan silen Sevr Antlaşması’na bakmak yeterli.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması’na imza atan Amerika, her ne hikmetse Türkiye Cumhuriyeti’nin “Kuruluş Senedi” olan; bağımsız bir devlet olarak uluslararası toplumca kabulünü sağlayan Lozan’ı tanımayan tek ülke.

“Bakınız, o tarihte ABD Başkanı olan Wilson, Paris’te yanına Fransa Başbakanı Klemenso, İngiltere Başbakanı Loyd Corc ve Yunanistan Başbakanı Venizelos’u almıs, Türkiye’yi paylaşmak için emirler veriyor. Türkiye’yi 4’e bölen haritayı yapan da Wilson, ’İstanbul bir Türk kenti değildir. İstanbul Boğazı ve çevresini ABD mandasına almalıyız. Boğazlar’a ve İstanbul’a Amerikan askeri yerlestireceğiz’ diyor. ’

ABD, Lozan Antlaşmasını imzalamadı. ABD Türkiye’nin sınırlarını hâlâ tam olarak tanımış değildir. İlişkiler ikili anlaşmalarla yürütülmektedir.

Sevr > Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti, Güneydoğu’da özerk bir Kürdistan kuruluyordu. Anadolu’da Türk egemenliğini sona erdiren O'gün Sevr’e evet diyemler Bugün Lozan’a saldıran etnik özürlü siyasal islamcılar.ve diğer ayrılıkcı etnik azınlıklar.

Lozan’ı tartışmaya açmak ya da Lozan’ı başarısız göstermeye çalışmak, en fazla Türkiye’yi parçalamayı hedefleyenlerin istedikleri bir durum. PKK bölücü terör örgütü, bağımsız bir Kürdistan kurulmasını engellediği için Lozan’a öfkelidir. Doğuda Ermenistan kurulmasını önlediği için, Küçük-Büyük Ağrı Dağı’na sahip olma hayalini yaşayanlar Lozan’ı nefretle anarlar. ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan Sevr çöpe atıldığı için yaşadıkları hayal kırıklığını unutmazlar; bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk’ü sevmezler.

Tarihçi Halil İnalcık Diyor ki;
Tanzimattan sonra Türk aydınları azınlık liderlerine yalvarırdı. Gelin, Ermeni, Kürt, Arnavut, Rum yerine Osmanlıyız diyelim diye. Kabul ettiremediler. Türk hariç hepsi etnikçilik yaptı. Ne zaman ki Cumhuriyet kurulup Atatürk “Büyük Türk Milleti” diye ortaya çıktı, hepsi ağız değiştirip Osmanlıcı kesildiler.

- Prof.Dr.Erol Güngör diyor ki;
“İslâmcılık şimdiye kadar hep hâkim milliyete karşı hoşnutsuzluğunu doğrudan doğruya belirtemeyen etnik azınlıkların ideolojisi olmuştur. Bunların amacı İslâm ülkeleri arasında birlik sağlamaktan ziyade yaşadıkları ülkede milliyetçi politikayı etkisizleştirmektir."
Bu azınlıklar "ayrılıkçı bir politika" takip edecek kadar kalabalık ve güçlü olduklarını hissettikleri an, kendi istikametlerinde bir milliyetçilik hareketi açıklamaktan hiç geri kalmazlar; böyle bir güce erişemedikleri müddetçe "İslâm davasının şampiyonu" olarak görünürler.

- Necdet Sevinç diyor ki;
“Etnik İhanet” Cami duvarına pisleyen “İt” gibi pervasızdır. Emperyalistler, Siyonistler ve Milliyetsiz-İslamcılar tarafından kuşatılan kirli siyasetin zaafı yüzünden devşirmenin “Virüslü Kanı” Türk devletini çürütmektedir.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x