Tekel işçileri neden haksız?

TEKEL eylemi 2’inci ayına yaklaştı. Eğer, Tekel işçileri biber gazına haksız yere maruz olmasalar, polis şiddet uygulamazsa bu kadar gündemde olmayacaklar ve bu ölçüde destekleri bulunmayacaktı. Başbakan’ın onlar için kullandığı, “Ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmem” sözünü yandaş medya allayıp-pullayacak ve milyonlarca işsizin olduğu bu ülkede iş ve ücret beğenmeyen “Ukalalar” olarak niteleneceklerdi. Kamuoyu desteği olmadığı sürece de başarılı olmaları ve bugünlere ulaşmaları mümkün değildi. Tekel işçileri ile ilgili sempati yalnızca biber gazına mı bağlı olmalıydı?
Başbakan ve ilgili bakanların yakın zamana kadar olan söylemlerine bakarsanız Tekel işçileri “haksız” dersiniz. “Maaş beğenmiyorlar, hiçbir sorumlulukları ve görevleri olmadığı halde beleş maaş almak istiyorlar” diye düşünebilirsiniz. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in acımasız, “Hükümetimizin varsa bir hatası, o da işçilerimize karşı merhamet beslemesidir” sözlerini destekleyebilirsiniz. Halbuki hiç de öyle değil. Suç var ise onların değil tam tersine Hükümetin. Dolayısı ile onları mağdur eden Hükümetin bir de bu haksızlığı yapmaması lazım.
Hükümet suçunu görmüyor
BİLİYORSUNUZ Tekel, AKP Hükümetince özelleştirildi. Özelleştirme öncesi 300 bin ton olan tütün üretimimiz şimdilerde 100 bin tona düştü. Sigara tüketimimiz pek azalmadı ama tütün üretimimiz azaldı. Tütünü ve sigarayı ithal etmeye başladık. Halbuki özelleştirmeyle amaç verimlilik ve kalitenin artması, istihdamın en azından olumsuz etkilenmemesi ve dışa bağımlılığın azalması değil miydi? Özellikle Virginia tütünü ithalatı çok arttı. Yani işçilerin işsiz kalmalarına, ithalatın artması ile ülke kaynaklarının heba olmasına da AKP Hükümeti’nin yanlış politikaları sebep oldu. Şimdi aynı Hükümet nasıl işçileri suçlar, “Tüyü bitmedik yetimin hakkını yedirmem” der? Özelleştirme yapılırken tüm dünyada olduğu gibi çalışanların haklarını garanti altına alması gereken Hükümet nasıl olur da şimdi suçunu görmez de üstelik işçileri suçlar?
Kazanan yabancı üreticiler
DİĞER yandan iktidara geldiğinde ilk işlerinden biri AB’nin istediği makul iş kanununu çıkartmak olan AKP, daha sonra sendikalar ve iş mevzuatı konusundaki yaklaşımı ve uygulamaları ile işçileri zora ve sıkıntıya sokmaya başladı. Tekel işçilerini mağdur eden ünlü “4-C” uygulaması da bunlardan biri... Yalnız 4-C’ye tabi işçiler de o tarihte Başbakan’a plaket vererek tebrik etmişlerdi.
Sonuç olarak bu Tekel meselesinin tartışmasız mağdurları işçilerdir. Bu meselenin kazananı yabancı tütün çiftçisi ile yabancı sigara üreticileridir. Bu meselede bir suçlu varsa o da hükumettir. Eğer, Tayyip Bey zor durumda kalmasa ve daha da zorlanacak olmasa katiyen Tekel işçilerinin durumunu yeniden görüşmeyi kabul etmez, uzlaşmaya yanaşmazdı. Şimdi Tekel işçilerini bölecek, direnişlerinin heyecanını yok edecek bir formül arayışındadır unutmamaları gerek!
Peki, Tekel işçileri neden haksızdır?
Cevap basit: Kendi ifadelerine göre çoğunluğu AKP’ye oy verdiği için...

tercüman BÜLENT KUŞOĞLU 02.02.10

Mesele AKPKK'ya oy vermelerinden cok, firmalari özellestirilirken "gik"larini cikarmamis olmalari. Gec olsun güc olmasin, Türkiye'nin hali hepimize ders olsun.

Özelleştirmenin


Tekel işçileri 45 gündür Ankara’da direniyorlar. Yıllarca çalıştıkları iş yerleri kapatılmış.
Kazanmış oldukları hakları yok sayılıyor.
Özelleştirmenin başlangıçtaki amacı iş yerlerini kapatıp insanları işsiz bırakmak değildi.
KİT’lerin arasında zarar edenler özelleşecek ve kazançlı işletmelere dönüşecekti.
İngiltere’den gelen bir uzman “blok satışlardan” kaçınılmasını önermişti.
KİT’ler şirkete dönüştürülecek, hisse senetleri çıkarılacaktı.
Bu hisseler öncelikle şirket çalışanlarına satılacaktı.
Özelleştirmenin babası Turgut Özal kolay yolu seçti.
Blok satışlar o günlerde başladı.
Kışın ortasında çadırlarda açlık grevi yapan Tekel işçilerinin çektiklerinin mimarı Özal’dır.
Blok satışlardan gelecek hazır paralar iktidarların iştahlarını kabarttı.
Zarar eden KİT’leri de sattılar, kazananları da..
Fabrikalar peş peşe kapatıldı.
Yüz binlerce çalışan sokağa atıldı.
Cumhuriyetin incileri sayılan KİT’ler yerlerinden kazınıp atıldılar.
Devletin pijama, don, yoğurt, sucuk yapma dönemi kapandığı konusunda fikir birliği vardı ama stratejik kuruluşlar da satıldı.
8 yıldır tek fabrika yapmayanlar, batan iş yerlerine, duran üretime çare bulmayanlar “babalar gibi” satmayı övünç konusu yaptılar.
Sattılar ve harcadılar.
Sistemli olarak yoksullaştırdıkları halkın gözünü yiyecek paketleri, kömür torbaları ile boyayarak sadaka ekonomisini yerleştirdiler.
Ezber ağırlıklı öğretim biçiminin getirdiği günü birlik yaşama kültürüyle beyin kullanımı
en aza inince yeni bir “oy pazarı” ortaya çıktı.
İşler öylesine çığırından çıktı ki, Hükümetin 2 bakanı , Ankara’da direniş yapan Tekel işçilerinin iki yıldır çalışmadan maaş aldıklarını söyledi.
İki yıldır çalışmadan maaş alanlara, bu süre içinde çalışmaları için hangi işleri önerdiklerinden hiç söz etmediler.
Çalışmadan para almak ahlaki değildir.
Çalışmayanlara maaş ödemeye ne denir?
Özelleştirmeden gelen para iki yıldır çalışmayan işçilere maaş olarak mı dağıtıldı?
Bunu yapanlardan hesap sorulmalıdır.
Gün gelir hesap sormayanlardan da hesap sorulur.
İşçilere çalışmadıkları halde 2 yıl maaş ödedikten sonra, onları bu bağlamda suçlamak devlet terbiyesini zedeleyen bir davranıştır.
Tekel işçilerine bu süre içinde iş verildi de çalışmadılar mı?
Özelleştirme Türk halkının yararına kullanılabilseydi işsizlik bu kadar büyük rakamlara tırmanmazdı.
KİT’ler anonim şirketlere döndürülüp öncelikle çalışanlarına satılabilirdi.
Turgut Özal halk yararına olacak bu kapıyı kapadı.
Blok satışlarla “yağma” ya da “peşkeş çekme” kapısını araladı.
Arkadan gelenler de bu kapıyı ardına kadar açtılar.
AK Parti iktidarı kapının kapanmasını önlemek için grayderle kapıyla birlikte kapının bulunduğu duvarı da yıktı.
Kemal Unakıtan “babalar gibi” satarız diyerek, halkımıza “babanın” ne yapabileceğini bir kez daha anımsattı.
Gelinen yerde 45 gündür Kızılay’da perişanları yaşayan Tekel işçileri var.
Özelleştirme bu uygulamasıyla çok can yaktı, daha da çok can yakacak.

Orhan SELEN

Traji komik , kardesim sen iscisin , gidip ozellestirme yapicam kuresellesicem diyen partiye oy veriyorsun .. Yani bir iscinin gidip AKP veya baska ozellestirme yapan partiye oy vermesi ancak Turkiye'de olur .. Git sola IP'ye ver TKP'ye oy ver ama en son oy verilecek partiye oy veriyorsun ... Ve simdi uc ay sonra secim olsun yine bir kismi gider AKP'ye oy verir ... Apolitik dusunmeyen bir toplum ....

Ama asil suclu , bu satilmis medya, agababasida Bu Aydin Dogan denen , kuresel masa ve onun Sarap uzmani tetikcisi Ertugrul ozkok, yillarca bizi Avrupa , IMF ozellestirme borsa diye uyuttular .. Al sana sagci bir isci sinifi ?????