Terör örgütünü “devlet”leştirmenin bedeli


Brüksel’deki ilk patlamanın haberi henüz düşmüş haber bültenlerine; sabah yayınını yapan genç kadın korku, panik ve dehşet içinde aktarıyor:

- Şu anda elimizde ölü veya yaralı durumuna ilişkin bir bilgi yok ama “en az 1 ölü” olduğu söyleniyor sayın seyirciler...

“En az 1 ölü” vurgusunu yaparkenki ses tonundan, jestinden, mimiğinden yansıyan “konduramama” halini görmeliydiniz;

Son 5 ayda Ankara ve İstanbul’daki terör saldırılarında can veren 200’den fazla insanı bir maç skoru yahut günlük hava tahmin raporu verisiymiş gibi aktaran o ruhsuzluktan eser yok. Yaşıyor haberi, “nasıl olur” diye çığlıklar atıyor bastığı her hece;

“En az 1 ölü”!

Canımızın kıymetsizliği bir kere daha o beyaz camdan tokat gibi vurduktan sonra suratıma;

Uyandım!

* * *

AB Komisyonu’nun, AB Bakanlar Konseyi’nin kalbi, Avrupa Parlamentosu’nun “eşbaşkent(!)”i, NATO’nun merkez karargâhı;

Nasıl... Ama nasıl olabilirmiş böyle bir saldırı!

Ankara, Lübnan’ın başkentiydi zahir; Batı Şeria’ydı; İstanbul... Doğaldı mısır gibi patlayıp durması!

Hayır, sanırsın ki o AB’nin, o NATO’nun efendileri filan hiiiiiç bu taraklarda bezi olmayan papatya, yasemin, hanımeli yetiştiricileri...

“Nasıl olur”muş!

73 sivilin hayatını kaybettiği Kosovalı mülteci konvoyunun bombalanması olayı bir “NATO operasyonu” değil miydi? Ya, Afganistan’da çoğu kadın ve çocuk 147 sivilin can verdiği Granay Köyü bombalaması? Sivillerin yaşadığı Korişa Köyü’nü “meşru askeri hedef” ilan edip misket bombalarını kim attı? Pakistan’da mahkeme binasında çoğu çocuk olan 44 kişinin katli kimin işiydi? Irak’ta Mukaradip’deki köy düğününün taranması?

Hangi ulvi amaçlar uğrunaydı?

Keza AB...

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin, PKK terör örgütüyle “muhatap” kılındığı Oslo nerenin başkenti?

PKK’nın canibaşı Öcalan, Suriye’den çıkarıldıktan sonra Rusya üzerinden kaçırılıp nereye “emanet” edildi? İtalya’dan sonra Kenya’da hangi ülkenin Büyükelçiliği’ne sığındı? Üzerinden çıkan pasaport nereye aitti? Bu Norveç, İtalya, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi; AB üyesi değiller mi?

Hepsini geçiniz Öcalan’ı idamdan kim kurtardı, kim? Palermo ve Napoli’de “onursal vatandaşlık” verildiğini biliyor muydunuz mesela terör örgütü kurucusu bu bebek katiline?

* * *

Tutup da “oh olsun onlar da daha iki gün önce PKK çadırı kurdurdular” diyecek halimiz yok tabii de; sanki yağmur ormanlarının göbeğinde, kimsenin tavuğuna kışt demişliği olmayan kendi halindeki bir kabilenin başına gelmiş gibi “naif” yorumlar da trajikomik olmuyor mu hanımlar, beyler?

PKK’nın eğitim üsleri kurduğu ortaya çıkan Charleroi, Ardenler Belçika’da değil miydi? Bu Belçika değil miydi, ne kadar yargılanan PKK’lı terörist varsa “delil yetersizliği”nden salıveren?

Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın karısı Daniella bizzat kendisi ilan etmedi mi “Bağımsız bir Kürt Devleti”ni desteklediğini; etnik bölücülüğün fitne başı Paris Kürt Enstitüsü kimin desteğiyle kuruldu?

Avrupa Parlamentosu üyesi Fransız Jose Bove, kendi seçim bölgesinde PKK kampları bulunduğunu gururla, evet evet gururla itiraf etmedi mi? PKK elebaşılarıyla dostluğunu, onlara yaptığı yardımları anlatmadı mı uzun uzun!

Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı PKK’lı Zübeyir Aydar, Fransa Meclisi’nde konuşturulmadı mı? PYD/PKK’lı Asiya Abdellah ile Nassrin Abdalla, Elysee Sarayı’nda ağırlanmadı mı?

İtalyan Futbol Federasyonu “Kürdistan’a Özgürlük” adlı takımı üyeliğe kabul etmedi mi?

Güneydoğu’da yaşayanlara ayaklanma çağrısı yağan ROJ TV’yi kimler besledi?

Almanya’nın PKK için silah ürettiği haberleri ayyuka çıkmadı mı?

Verheugen, Fogg... Müstemleke valisinden hallice AB komiserleri Diyarbakır’da kimleri palazlandırdı Türkiye’nin birlik ve beraberliğine karşı?

Dünkü saldırılar elbette trajiktir, elbette kınanmalıdır ama şu da yok sayılmamalıdır:

Türkiye’nin maruz kaldığı terörist saldırıları, nasıl “terör örgütleriyle iş tutmaya kalkışılmış olması”na bağlıyor ve bunu yapanlara bir vicdani, hukuki, siyasi, idari sorumluluk yüklemeye çalışıyorsak, aynısı, üstelik katmerli halde AB ve NATO için de geçerlidir. Tıpkı Türkiye’deki iktidar gibi, AB ve NATO’nun da “terör örgütleriyle ‘devletmiş gibi’ muhataplık kurma”nın kanlı faturasını ödemek durumunda kalması “kaçınılmaz” son değil miydi?

“Terör”ü kendi sorunlarınızı çözmenizi sağlayan bir “araç” olarak meşrulaştırır, normalleştirirseniz, başkalarının da sizinle olan sorunlarını aynı “araç”la çözmeye kalkışmasına hazırlıklı olmalısınız...

Ha bir de;

Mülteci anlaşmasını imzaladığınla kaldın; “vizesiz geçiş” artık hayal bile değil, farkındasın değil mi Türkiye!

Selcan TAŞÇI, 23 Mart 2016
selcantasci@gmail.com

'

İsterdim ki tam burada ''DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR!'' diyeyim ama ne yazık ki Düşmanımın (AB-D/ingiliz/israil) Düşmanı (IŞİD) aslında Düşmanımın ta Kendisi!!! ;(