
Henüz taslaksa, biz de taslak üzerinden konuşuyoruz nasılsa.
Başına THE konulması lazım, çünkü Yeni Dünya Kraliyetinin dili İngilizcedir. Bu yasanın mührü de oradandır. 3.Bin yılın Haçlı savaşını onlar ilan etti.
THE MİT’in yetkilerinde olmayan yok… Polisin de Jandarmanın da, TSK’nın yetkisinde olan bütün iç ve dış operasyonları bizzat düzenleyebilecekmiş…
İç operasyon deyince aklımıza nedense PROVOKASYON DÜZENLEMEK geliyor.
Hani, Kanlı Pazar, kanlı 1 Mayıs gibi, ABD yararına gençlerimizin kanı akıtılan provokasyonlar geliyor aklımıza. Türk ordusuna “Kumpas Kurmak”, Afyon cephaneliğini havaya uçurmak, Kırıkkale fişek fabrikasını havaya uçurmak, tersanede gemiyi batırmak, Atatürk Kültür Merkezinin çatısında yangın çıkartmak, Haydarpaşa’da yangın çıkartmak, eski saraylarda, altında maden olan ormanlarda yangın çıkartmak…
Daha neler mi?
Evinize iş yerinize dinleyici koymak, sahte CD düzenlemek, sahte ders kitapları basanları korumak, sorgusuz sualsiz hapse tıkılmak, Guantanamo hapisanelerini her ile yaymak, sahte ilaçlara karşı çıkanı öcü ilan edip yıpratmak…
Silah satışlarını artırmak için güvenlik sorunları tetiklemek…
Başka…
Daha önce gördüklerinizi hatırlamaya başlarsınız;
Bir Pazar günü Milli Kütüphanenin sokağında dal boylu bir delikanlı başında sarkık siyah örtü, örtünün üzerinden yeşil saten kurdele, dökümlü kumaştan siyah cübbe ve şalvar… Günlerdir ağzına lokma girmemiş gibi karnı içeri çökmüş zavallı denecek halde…
Ve, yanıbaşında 50 yaşlarında kalıplı bir adam ona gülerek cesaret vermeye çalışırken o öyle ürkek korkak yere bakarak duruyorsa… Günlerden Pazar ve dükkânların kapalı olduğu bir öğle saatinde ikisi birlikte görülüyorsa…
Üzerinde Taliban gibi giysileri kendisine bile yabancı duran bu ürkek delikanlı orada neye hazırlanıyor acaba diye aklınızdan geçmez mi?
Şimdi çok geniş yetkilerle The MİT Yasası geliyorsa, aklınızdan bunlar geçmez mi?
Yakın zamana kadar kendini destekleyen kanallarda bile, acaba bu yasayı getirmek için mi cemaatle kapışıyor, diye konuşuluyor. Hatta, Hoca efendi de ona çanak mı tutuyor, yoksa ikisi paslaşarak ülkemizi faşizme mi götürüyor, bunlar konuşuluyor.
Kendini ve oğlunu korumak için mağduriyetten faşizme geçmek… Ya sonra, tüm ülkenin oğulları kızları ateşe sürüklenecekse…
Dönüşü olmayan yola girdiler. Vatansever subayların tasfiyesiyle, uzun tutuklu halleriyle… Yasadışı imal edilmiş belgelerle…
Askeri vesayet dedikleri rejimlerden daha beter hukuksuzluğa itildik. Böyle bir hukuksuzluk zemininde çıkarılacak yasaların hukuka uygun olması na-mümkündür!
2006 yılında kapalı oturumda geçirilen 5544 sayılı Piyasacı Eğitim yasasının da kamuoyuna açıklanması artık na-mümkündür. Parlamento tutanakları on yıl sonra açılır diye hiç beklemeyin. Ama uygulamaları Hz.Muhammed’in Hayatı ders kitaplarında bile görüyorsunuz. Kitabın porno sayfalarını yayınlasam mı yayınlamasam mı diye hâlâ düşünüyorum. The MİT Yasa geçtikten sonrasını düşünün bir de.
Bakın, Mersin’de sertifikalı öğretmencikler çalışıyormuş, yuvalara gidip 10 TL çocuk başına alıp “Buzun Buharlaşması” gösteren deney yapıyorlarmış, buzlar İtalya’dan geliyormuş, parasını vermeyen çocuk bu deneyi görmeye katılamıyormuş…
Buyurun konuşun şimdi. Buharlaşma deneyi için bile para veren alıyor!!!
Buharlaşma deneyini yapanlar da MYK’dan onaylı sertifika alıyor!!!
Bence bir de şunu sorun, sınıfın öğretmeni buharlaşmayı bilmiyor mu, ya da bu yaşta buharlaşma ders konusu mudur? Sonra, İtalyan buzlarına kaç lira veriyoruz, okulun buz dolabında buz yok mu? Yoksa bize bu deney üzerinden bir provokasyon mu yapılıyor, acaba buzların dayanıklılığı hangi kimyasalla sağlanıyor, çözüldüğünde açığa çıkan ne gazıdır?
Yeni The MİT Yasasıyla bu soruları da soramayacaksınız galiba. Siz İtalyan buzlarına karşı çıkarak ayrımcılık yapıyorsunuz da diyebilirler, hani yani…
“Ben Amerikalıya daire vermem” diyene de “ayrımcılık yapıyorsun” diyorlar ya…
Kendi çam türlerimiz varken Ankara’yı İtalyan çamlarıyla dolduran İ.Melih Gökçek gibi İtalyansever olmalıyız, değil mi?
Buharlaşma deneyi için bile buz parçasını İtalya’dan alıyorsak, Roma’nın yeni sömürgesi olmuşuz demektir, atalarımız boşuna savaştı onlarla. İtalya demek 1204 de İstanbul’u 4 gün 4 gece yağmalayan Venedik Yahudi Dükalığı demektir, önceki yazılarımdan biliyorsunuz.
Yeni Dünya Krallığı yeni savaşlar istiyor, muhalif kimse kalmamalı, yasalar buna göre düzenleniyor… The MİT Yasası da HSYK yasası da bunun içindir.
Yeni faşizmin sembolleri Gamalı Haç değil, Yedili Yahudi Şamdanıdır, nerde var diye sormayın çokça yerde var. Taksim Anıtında bile, iki yandaki sancağın altındaki Şems’in sekiz yeşil taşını kirletip yedi damla halinde görünür yaptılar. Sırada Zafer anıtının tümden kaldırıp atılması var.
THE PROVOKASYON ÇAĞINA GEÇİYORUZ…
Küresel Yeni Dünya Düzeni budur. Sessiz bombalarla arazi temizlendi, sırada sesli bombalar var. Sessiz bombalara örnek mi?
Ders kitapları sessiz patladı, Talim ve Terbiye Kurulu patladı, hemen yanıbaşında sahte ders kitabı üreten Yeğitek kuruldu… Diplomalar uçtu, ortalığa sertifikalar doluştu… Öğretmenlik de patladı, sertifikalı öğretmenlikler geldi…
İlahiyat Fakültelerinde Din dersi Öğretmenliği dahil bütün Eğitim Fakülteleri yakında patlıyor… Patlatma uzmanlarını çok anlattım, isterseniz şu adreste izleyin, bugüne kadar 8658 kişi izlemiş.
Akıl sağlığınızı korumanız dileğiyle…
Eğitimci-Yazar Mahiye MORGÜL, 22 Şubat 2014
http://www.mahiye.net
mahiye@gmail.com