
The Tayyip
--- R.T.E, gençliğinde İBDA örgütünün sempatizanıydı. Hem de o kadar ki, Akıncıların karargahı MTTB[Milli(!) Türk(!) Talebe Birliği]'nin idari müdürü, R.T.E 'ydi... İBDA(İslami Büyük Doğu Akıncıları)'nın amacı; mevcut devlet düzenini İslami esaslara göre yeniden yapılandırmaktı...
--- R.T.E, Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa dergahının mensubudur ve kendisi, bu dergahın lideri Şeyh Mehmet Zait Kotku'nun hayranıdır... Belediye başkanı olduğu dönemde, Fatih'deki "Sarıgüzel Caddesi"nin ismini "Mehmet Zait Kotku Caddesi" olarak değiştirmiştir ve başbakan olduktan sonra bile bazı cuma namazlarını Ankara'daki Şeyh Mehmet Zait Kotku Camii'nde kılmaktadır.
--- R.T.E döneminde belediye olanakları uluslararası köktendinci örgütlerle temaslar, İslami konferans ve toplantılar için seferber edilmiştir...
--- R.T.E 'nin belediye başkanlığı döneminde İstanbul'da ağırlanan bu örgütlerin temsilcilerinin otel masrafları İstanbul Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden Ulaşım A.Ş. tarafından ödenmiştir (Ulaşım A.Ş'nin o dönemde genel müdürlüğünü yapan Abdurrahman Gündoğdu, bugün R.T.E hükümeti tarafından THY'ye genel müdür olarak atanmıştır).
--- R.T.E, ATATÜRK'ün "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözü ile ilgili görüşlerini bakın nasıl açıklamıştı:
"Sen 'Ne mutlu Türküm diyene' dersen,doğal olarak etki tepkiyi doğurur ve o da ne mutlu kürtüm diyene der. Yahu milletin bütünlüğü 'Ne mutlu Türküm diyene' ifadesi ile sağlanır mı? Osmanlı 30'u aşkın etnik gurubu ümmet düşüncesiyle bir arada tuttu.Biz de inanç birliği ile tutacağız"...
Bir başka örnek de ATATÜRK'ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözüne karşı söyledikleri:
"Ben müslümanım diyenin 'aynı zamanda da laikim' demesi mümkün değil. Niye?..Çünkü müslümanın yaratıcısı Allah, kesin hakimiyet sahibidir. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' koskoca bir yalan! Egemenlik kayıtsız şartsız Allah'ındır"...
--- İrticai faaliyetleri nedeniyle YAŞ kararı ile TSK ile ilişkileri kesilen kişilere kucak açarak onlara belediye şirketlerinde iş veren kişi dönemin İstanbul B.Ş Belediye başkanı R.T.E 'dir!
--- Partilerin değil, düzenin(Kemalizm) alternatifiyiz
diyen R.T.E, 1994 yılında İstanbul B.Ş. Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı konuşmada şöyle haykırmaktaydı:
Bu sistem 70 yıldır kadınları fahişe yapmıştır, erkekleri de deyyus!...
R.T.E, T.C Anayasasını yerden yere vururken Kürtçülük yapmayı da ihmal etmiyordu:
Bu anayasa ırkçıdır!..Bir taraftan Türklük aleyhine konuşturtmuyor, bir kürdün kalkıp da Türk aleyhine konuşmasını suç unsuru telakki ediyor, ama bir kürdün aleyhine konuştuğun zaman onu suçlamak değil alkışlıyor!..
--- Yıl 1991 İlk Körfez Savaşının ardından, R.T.Enin gazetelere vermiş olduğu demeç:
Bu savaş, ABDnin, emperyalizmi ve siyonizmi dünyaya hakim kılmak için yaptığı bir savaştır. ABD, Rusya sorununu çözdükten sonra bütün dünyayı kendi emrinde tek bir devlet yapma kararı aldı. Böylece siyonizmin egemenlik planı yürürlüğe konuldu Bu savaş için Türkiyenin, BM kararına uyduğunu ifade ederek ABDye yardımcı olması, milleti aldatmaktır Türkiyedeki üslerin NATO maksatları dışında kullanılmayacağı, yasaların hükmüdür. Fakat bugünkü uygulamada bu üsler NATOya değil, ABDnin emrine verilmiştir.
--- Aynı R.T.E, 31 Mart 2003 tarihinde(ABDnin Irak işgalinin ilk günlerinde) Wall Street Journala verdiği demeçte ise şöyle demektedir:
Kahraman genç kadın ve erkek Amerikan askerlerinin, olabilecek en az kayıpla evlerine dönmeleri için dua ediyorum..
--- Bakın bizim R.T.E bir zamanlar Eyüp belediye binasının balkonundan insanlara nasıl sesleniyor:
ATye girmemek için geliyoruz! Bak Avrupa Topluluğunun yöneticileri talimat verdiler. Ne dediler: Bayrağınızı değiştirin Vay dangalak vay!..Bu bayrağın rengini bu milletin dedesi verdi Gerçek ölçüyü, bizi yaradan Allah koyuyor; Siz onların dinini kabul etmediğiniz müddetçe onlar sizi kendilerinden kabul etmezler. Kafirleri dost edinmeyiniz!
--- Ve bugün,
"Hedefe ulaşmak için papaz elbisesi giyerim"
sözlerinin sahibi de R.T.E'den başkası değildir!..
Tayyib, Siirtte halkı isyana teşvik amacıyla okuduğu şiir sonucu hak ettiği cezayı alınca ilk yırtınan nedense ABD oluyordu!..
Tayyibi sık sık ziyaret etmesiyle ünlü ABD İstanbul başkonsolosu Caroline Huggins, Tayyibin aldığı ceza için 28 Eylül 1998de şunları söylüyordu:
Bu tür gelişmeler, Türk demokrasisine olan güveni zayıflatır!
16 Temmuz 2000 tarihinde, mapushaneden yeni çıkan R.T.E, ABDye gider.
American Jewish Comitte(Amerikan Yahudi Komitesi)nin davetlisi olarak orada bulunmaktadır. Ayrıca burada JINSA(Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü) yetkilileri ile de görüşmeler yapar
(Bu geziden kısa süre önce yine Amerikaya gitmiş olan Tayyib, uzun süredir orada yaşamakta olan Fethullah Gülen hocaefendisini de ziyaret etmişti.)
2 Temmuz 2001 tarihinde ise Bakkallı adlı lobi şirketi vasıtasıyla Recep Tayyip Erdoğan'a New York'tan gönderilen memorandumda belirtilen Türkiye'nin şehir devletlerine ayrılması planı, Ak Parti Program ve Tüzüğü'ne hemen hemen aynı ifadelerle geçirilmiştir.
(Bakkallı Lobi Şirketi, ABDnin eski Türkiye Büyükelçilerinden Abramoviç tarafından yönlendirilmektedir. Abramoviç ise CFR üyesidir. Lobi şirketinin sahibi olarak görülen Ayla Bakkallı ise uzun yıllar önce Türkiyeden Amerikaya göç etmiştir. Ayla Bakkallı, 2002 yılında Güney Afrikada düzenlenen ve başkan Bushun da katıldığı Dünya Forumunu da yöneten kişidir.)
2 Temmuz 2001de kendisine gönderilen memorandumun hemen ardından R.T.E, 4 Temmuz 2001de özel davetle ABDye çağırılır
Dünyayı yönetmeye soyunmuş elit, bu amacına ulaşmak için önünde engel olarak gördüğü milli devletleri parçalamak ister. Bunun için şehirleşme adı altında eski Yunan tarzı şehir devletleri modelini gündeme getirir ve Tayyip Erdoğan'a da,
bu politikaya uyması halinde destek göreceği
söylenir. Erdoğan da onları kırmaz ve küreselleşmenin şehir devletleri planını, parti programı haline getiriverir!.. AKP Programı ve Tüzüğü, memorandumda belirtilen küreselleşmenin olmazsa olmaz kuralları olarak anlatılan hükümler gereğince hazırlanmıştır...
İşte New York'tan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderilen söz konusu memorandum:
"Mr. Erdoğan,
Sizin küreselleşme ile demokrasi ilişkilerini bağdaştırma yönündeki adımlarınız, Türkiye'ye kriz sırasında destek olan uluslararası güçler tarafından da kabul görecektir. Ankara, küreselleşmenin gerekliliğini anlamak ve dünyada geçerli olan kurallara uyum sağlamak zorundadır. Ankara şunu da anlamalıdır ki, uygun gördüğü kuralları uygulayıp, kendi çıkarlarına uymayanları reddetmesi mümkün değildir...Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir. Bu memoranduma göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız..."
Belgede dünya kelimesiyle kastedilen, uluslararası güç merkezleridir. Yani dünya hükümeti kurmaya çalışan örgütlerdir. Ankara kelimesinden de Genelkurmay anlaşılmalıdır!
Şimdi de Ak Parti Program ve Tüzüğü'ne bir göz atalım:
Ak Parti'nin kuruluşuna temel dayanak olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yanında,
"başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi olmak üzere TBMM tarafından onaylanmış uluslar arası belgeler" gösteriliyor(Ak Parti Tüzüğü, S.15)
Oysa, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Türkiye'de kurulan bir siyasi parti için yeterli bir dayanaktır. Uluslararası belgelerin bir siyasi parti kuruluşuna dayanak olarak gösterilmesi ilk defa rastlanan bir durumdur!
Tüzükte,
"Ak Parti, insanların farklı inanç, düşünce, ırk, dil, ifade etme, örgütlenme ve yaşama gibi doğuştan var olan tüm haklara sahip olduklarını bilir ve saygı duyar. Farklı olmanın, ayrışma değil, pekiştirici kültürel zenginliğimiz olduğunu kabul eder"
deniliyor(Ak Parti Tüzüğü, S.17).
Kurucular Kurulu kitabının 10'uncu sayfasında
"Toplum içindeki farklılıkların zenginlik olarak kabul edilmesini ve çoğulculuğu takip edilmesi gereken sosyal ilkeler olarak görürüz"
denilerek aynı bakışın altı çiziliyor...
Bu ifadelerden anlaşılan, milletin ortak değerlerini öne çıkarmaya dayalı uluslaşma süreci yerine, milletin farklı özelliklerini ortaya çıkarmaya dayalı küreselleşme adlı şehir devletleri sürecinin benimsenmesidir...
Parti programının 16'ıncı sayfasında
"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, toplumumuzun çimentosudur"
Programın 15'inci sayfasında
"Resmi dil ve eğitim dili Türkçe olmak şartıyla, Türkçe dışındaki dillerde yayın dahil kültürel faaliyetlerin yapılabilmesini, partimiz ülkemizdeki birlik ve bütünlüğü zedeleyen değil, güçlendiren ve pekiştiren bir zenginlik olarak görmektedir"
Parti kurucularının tanıtıldığı Kurucular Kurulu kitabının 8'inci sayfasında
"Partimiz merkeziyetçi devlet anlayışından vazgeçilmesini öngörür"
denilmektedir Merkeziyetçilikten vazgeçileceğinin öne çıkarılması, söz konusu memerandumda küreselleşme diye dayatılan politikaların uygulanacağının bir başka göstergesidir!..
Yine Kurucular Kurulu kitabının 11'inci sayfasında da
"Partimiz küreselleşmenin gerektirdiği yapısal dönüşümlerin kaçınılmazlığını ve en az maliyetle gerçekleştirilmesini savunur"
denilmektedir...
Hemen arkasından 12'nci sayfada,
"Partimiz, eğitim hizmetlerinin yerelleşmesinden ve özelleştirilmesinden yanadır"
ifadeleri ise, eğitimde birlik anlayışına son verme isteklerinin bir göstergesidir..
Programın 35'inci sayfasında,
"Çağımız bir yönüyle küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel yönetimlerin devlet sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı bir çağıdır"
denilmesi, Tayyip Erdoğan'a verilen memorandumdaki taleplerin birebir kabul edildiğini ortaya çıkarmaktadır...
Erdoğan'ın, kendisine verilen memorandumdaki dayatmaları aynen kabul ettiğinin bir göstergesi de, programın 35'inci sayfasındaki,
"Partimiz, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına uygun olarak, anayasal sistemimize yerel yönetim hakkının dahil edilmesini sağlayacaktır. Yerel yönetimlerin yargı yoluna gidebilme hakkı dahil ilgili tüm düzenlemeleri gerçekleştirecektir"
ifadesidir...
Kısacası, Ak Parti programı, tüzüğü ve Kurucular Kurulu kitaplarından yaptığımız bu alıntılar göstermektedir ki; R.T.E, kendisine gönderilen memorandumdaki
"Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir"
talebine itaatsizlik etmemiştir!
8 Ağustos 2001de, İngilterenin İstanbul Başkonsolosu Roger Short, parti kurma hazırlıklarını sürdüren eski İstanbul B.Ş. Belediye başkanı R.T.Erdoğanı ziyaret eder Ziyaretin ardından yaptığı açıklamada Short, şunları söylemektedir:
Bildiğiniz gibi biz, çoğulcu demokrasiden yanayız. Bu parti(AKP) de bu düşünceyi destekliyor. Böyle bir partinin kurulması bizi mutlu eder
Memorandum, 2 Temmuzda Tayyibe gönderiliyor, 4 Temmuzda Tayip ABDye çağırılıyor ve memorandumu kabul ediyor. Türkiyeye döndüğünde de İngilizlerle görüşüp parti tüzüğünün taslağını gösteriyor ve onların da desteğini alıyor
Yani, Türkiyede kurulan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başına gelmeyi hedefleyen bir partinin neler yapacağını, Türk Milletinden önce ABD, Yahudiler, CIA ve İngilizler biliyor ve onların istekleri doğrultusunda şekillenen ve onaylanan partinin kuruluşu tamamlanıyor
Ve tarih 3 Kasım 2002 Tayyipin AKPsi, genel seçimler sonucunda %34 oy alarak iktidara gelir
Bir zamanlar ATye girmemek için geliyoruz! diyen Tayyipin sağ kolu A.Gül, başbakan olur.
Gül, 22 Kasım 2002 tarihinde Alman Die Welt gazetesine verdiği demeçte şöyle demektedir:
Türkiyenin hedefi çok açıktır: AB üyesi olmak Buna karşılık biz de ABye tam üye olarak kabul edilecek Türk Devletinin saydam, demokratik bir İslam Devleti olacağını taahhüt ediyoruz
3 Kasım seçimlerinin ardından tekrar özel bir davetle ABDye davet edilen Tayyip, henüz hiçbir resmi sıfatı olmamasına rağmen, Bush tarafından, Türkiye Cumhuriyetinin temsilcisi olarak kabul edilir
Kısa süre sonra da, milletvekili ve dolayısıyla da başbakan olmasını engelleyen tüm hukuki engeller bir bir ortadan kaldırılarak Tayyip, Türkiye Cumhuriyetinin başbakanlık koltuğuna oturtulur
İşte kısaca böyledir Tayyibimin Kasımpaşadan başbakanlığa dek uzanan öyküsü
Yararlanılan Kaynaklar:
Ergün POYRAZ, Patlak Ampul, Toplumsal Dönüşüm Yayınları
Ali ÖZOĞLU, Şifre Çözüldü, Toplumsal Dönüşüm Yayınları