PKK terör örgütü elebaşı, bebek katili terörist Abdullah Öcalan görüntülü mesaj ile PKK’ya seslendi.
Bebek katili Öcalan bu açıklamasında "ASIL HEDEF"inden hiç taviz vermediğini tekrar açıkladı.

Terörist elebaşı Öcalan şöyle diyor:
1) “Bu manifesto, 50 yıllık Kürdistan Devriminin Yolu manifestosunu başarı ile ikame edecek niteliktedir.”
Türkçesi "Kürdistan Devriminin Yolu manifestosunda ortaya koyduğum hedeflerden vazgeçmedim. O hedeflere başka araçlar ile ulaşacağım."

2) Ulusal kurtuluş savaşı vererek Kürt varlığının tanınmasını sağladık. Artık silahlı savaş gereksiz.

3) Pozitif entegrasyonist yöntemlerle devam edeceğiz.
Yani yeni yasal düzenlemeler ile yeni kurumlar oluşturacağız.

4) Toplum özgürleşince ben de İmralı’dan çıkacağım. Çok dert etmeyin bunu.
Öcalan 2009-2015 arasında gerçekleşen ilk müzakere sürecinde de "barış konseyi kurulmalı" diyordu. Şimdi TBMM komisyonu kurulacak. Kürt realitesi parlamentoda tanınmalı diyordu. TBMM’de komisyon kurulması ile tanınmış olacak ve Öcalan resmi muhatap olacak.

Anayasal düzenleme istiyordu. Yeni anayasa bugün yine gündemde. "Ulus devletten vazgeçelim" diyordu. Şimdi Türk olmaktan Türkiyeli olmaya sürüklenmek isteniyoruz.
Özetle Öcalan bunları söylüyor.
Zafer Partisi de Öcalan/PKK vesayetinde bir anayasaya karşı çıkıyor.

Çok enteresan değil mi olan biten ortada ama ülke gündeminden neler var biraz dikkatli bakan görür zaten neler oluyor.

PKK’nın silah bırakması bir tercihten öte zorunluluktu. Çünkü 2002 yılında TBMM’den geçirilen ve AKP-MHP ortaklığının da sonradan sahip çıktığı “İkiz Yasalar”, Türkiye’nin üniter yapısını tehdit eden çok kritik bir kırılma noktasıdır.

Bu yasalar yani Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi – Türkiye’ye azınlıklara kendi kimliğini tanıma, dil, kültür, eğitim ve siyasi temsil hakları tanıma yükümlülüğü getiriyor.

Bu, terör örgütü PKK için silahı bırakıp siyasallaşmanın zeminini hazırladı. Çünkü silahla elde edemediklerini artık masa başında, uluslararası hukuk zemininde ve “azınlık hakları” adı altında talep etme imkânı doğdu. Ve çok açık bir gerçek var: Bu yasaların uygulanması halinde PKK veya ardılları özerklik talebinde bulunmak için yasal hak iddiasında bulunacaktır.

Şimdi sorulması gereken sorular şunlardır:
• Bu yasaların imzalanması ve TBMM’den geçirilmesi kimin sorumluluğundadır?
• Neden bu kadar kritik bir konuda kamuoyu aydınlatılmamış, gerekli anayasal koruma mekanizmaları geliştirilmemiştir?
• “Milli birlik” söylemini dilinden düşürmeyen siyasi iktidarlar, Türkiye’yi bu kadar hayati bir açılıma neden açık hale getirmiştir?

Uyanın! Bu sadece bir hukuki metin değil; Türkiye’nin toprak bütünlüğüne ve üniter devlet yapısına yönelik bir jeopolitik operasyonun yumuşak güç ayağıdır.
Bu yasaları geçiren, onaylayan ve halen uygulama zeminini oluşturan hükümetlerin tarih ve millet önünde sorumluluğu çok büyüktür. Bu süreç, sadece “azınlık hakları” değil, aynı zamanda parça parça özerklik talebinin meşrulaştırılması anlamına gelir.

Ülke adım adım bölünüyor. Ve bunu sağlayan silahlı mücadele değil, bizzat imzalanmış uluslararası sözleşmeler ve içerideki siyasi iradesizliktir.

Bunların çoğu Karadeniz'in gürcü rum ermeni artığı buna emin olun. Bunlar işgal güçlerinin iç uzantısı.? “ surata bak ne ayak olduğunu çözersin Türk değil.
Bir Ülkede Cehalet, İhanetle Birleşirse, Halk Perişan Olur…“

60'lı yıllarda Rahmetli Prof. Dr Erol Güngör diyor ki;
“İslâmcılık şimdiye kadar hep hâkim milliyete karşı hoşnutsuzluğunu doğrudan doğruya belirtemeyen etnik azınlıkların ideolojisi olmuştur.“

Rahmetli Türk tarihçi Halil İnalcık diyor ki;
"Tanzimattan sonra Türk aydınları azınlık liderlerine 'Gelin Ermeni, Kürt, Arnavut, Rum yerine Osmanlıyız diyelim' diye yalvarırlardı. Türk hariç hepsi etnikçilik yaptı. Ne zaman ki Atatürk "Büyük Türk milleti" diye ortaya çıktı, hepsi Osmanlıcı kesildiler."

Rahmetli Necdet Sevinç diyor ki;
Milliyetsiz-İslamcılar tarafından kuşatılan kirli siyasetin zaafı yüzünden devşirmenin "virüslü kanı" Türk Devletini çürütmektedir.
Ey Türkoğlu!
Demokratikleşmeden bahsedenlerin listesinde 300 kişilik keldani var! rum var! ermeni var, süryani var ama sen yoksun!
Öyleyse bırak bu ölüm marşını başkaları mırıldansın!
Bunlar kefen sormaya geldiler, gözlerinden anlamıyor musun?

Rahmetli Avukat Hanifi Altaş Bir yazı yazmıştı Bunlar için; >Türk'e karşı kurulan azınlık irkları koalisyonunu
Adı Türkiye olan bu ülkede gizli kanlar/gizli kinler/gizli dinler konuşur ve bu azınlık ırkları koalisyonu oligarşisinin mağduru da hep Türklerdir, bu gerçeği kafamıza vura vura bize öğrettiler, Osmanlı artıkları! Hepsi budur.