Şok Haber
Papağana Tecavüz !

Hayat akıp giderken farkına varmadan gözümüzün önünde neler cereyan ediyor biliyormusunuz ? .Gün geçmiyorki güzide medyamızda yolsuzluk, cinayet, kavga, hırsızlık ve tecavüz olmasın . Ancak bu kez duyduk duymadık demeyen kalmasın ..Tavşana ve papağana, hatta hamile köpeğe tecavüzler çığ gibi büyüyerek toplum sağlığını ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Sigara cezasından da az bir ceza ile bu vahşeti uygulayanlar, ellerini kollarını sallayarak pis pis sırıtarak aramızda pervasızca geziniyor..

Bir sonraki adımlarının çocuklarımız, özürlülerimiz, hastalarımız hatta ölülerimizin olacağını bile bile seyrici kalınıyoruz tüm bu ahlak enkazı eylemlere çaresizce ..

Çürümüşlük ve kokuşmuşluk biraz daha tütüyor burnumuza ...

Sevgili Tuna Arman önderliğinde 50 günlük bir maratona çıkdığımızda bu konuya duyarlı olacağını düşündüğümüz kurumlar her nedense olaya sessiz tanık olarak alık alık bakıyorlardı sadece...Siyah camlı lüks minibüsünde, havasızlık ve sıcakdan köpeğini ölüme yollayan şarkıcılar bile haber olmuyor zaten yeteri kadar nedense ?

Derken beyaz tişörtlü ve kepli bir siyasi propaganda yürüyüşü akıp geçiyor önüzden çoluk çocuk ,Ellerimizdeki döviz ve pankartları takışlarken. Bir anda yuhalamalar ve ıslıklarla protestolara maruz kalıveriyoruz . EVET, hayvana tecavüze de EVET !

Gözü dönmüşcesine şartlanmış gençler herşeye evet demek üzere programlanmış belli kesimlerce .. Suskun kalıyoruz , Gençlik kolları il başkanı yanaşıyor yanıma ve mahcub bir tavırla; ''İzin verin dönüşde bizde imzalayalım'' diyor . O yüzden görüşleri ne olursa olsun bence şık bir teşekkürü de hak ediyorlar ahlak ve erdemleri ile ....

Maalesef Türk Ceza Kanununda hayvanlar eşya ve mal olarak tanımlanırken , hayvanlara yönelik şiddet ve tecavüz kabahatler kanunu dahilinde duruyor. Bizi besleyen , giydiren , koruyan ve karşılıksız bir biçimde hayatı paylaşan canlılar insan denen homosapiens cinsi memeli bir hayvan karşısında çaresizce zulum görüyor..

İstiklal caddesinde 4 Ekime dek ( Hyavan Hakalrı Günü )hergün 15:00 -18:00 arası onlarca gönüllü Adalet Bakanlığına ve Başbakana iletilmek imza toplarken sıcak güneşin altında hiç bir karşılık beklemeden neden ter döker dersiniz ? Neden il il katılım çığ gibi büyümekde acaba ?

Yoldan gelip geçenlere yaklaşdıkça Türk Halkı'nın profili daha da korkunç tepkiler zincirine dönüşüveriyor ve irkiliyorsunuz dehşetengiz bir titreme ile .. O yüzden bu hafta size bir örnek ile iletmek daha doğru bu uyuyan dev kılıklı sorunu bence ....

Güneşi ardına almış bir aile beliriveriyor Tünel yönünden , Pusetli arabada dünyaya gülücükler atıştıran melek yüzlü bir bebek elini toplulukla duran bir şirin yavru köpeğe doğru uzatmakda sevgiyle .Hemen yanında, elinde balonu ile zıplayarak yürüyen 10 yaşlarında bir kız çocuğu var. Belli ki aile eşrafından bir hanımın elini tuttuğu halde kolalı kurdeleleri ile caka satıyor. Bir adım önde ise saçı jöleli, bıyıkları henüz terlemekde olan şeftali tüylü bir de delikanlı . Bir de balık eti anne ve hafif göbekli, saçı dökük, beyaz gömlekli bir baba.. Tablo güzünüzün önüne geldi mi bilmem ama birazdan gitmeyeceğine eminin desem ?

Güleç bir tavırla biz birkaç imza daha için caddede delice koşuştururken sakince yanıma yanaşıyorlar, '' Nedir bu evladım , ne oluyor ? sorusunu direk bana yöneltiyorlar, Hemen bir broşür uzatıp eylemi anlatmaya başlıyorum . Adam kalkık kaşları ile dikkatle beni dinledikten sonra ''verin imzalayayım'' diyor ..''Hayırlı bir iş yapıyorsunuz şu mübarek ramazan gününde teşekkür ederiz emeğinize ''..Mukkader bir iş başarmışcasına uzatıyorum klipsle tutturulmuş dilekçe mektubunu .. Ancak birden donup kalıyorum duyduklarım karşısında ve utanıyorum insanlığımdan..

Saçı haifce gözüken başörtülü hanım eşinin koluna yapışıvariyor :
'' Ulan herif, bazı geceler arka bahçedeki kancıkitin ardına gizli gizli giderken şimdi nasıl imzalarsın bunu ? ''

Çoluk cocuk aile içindeki bu konuşma belliki kanıksanmış kanımca ,
Yürüyüp geçiyorlar, Kalem ve kağıt elimde donmuş vaziyetde uzayıp gidiyor Beyoğlu gözlerimin önünde Bir sis basıyor sanki gricesine.. içimde ise bir soğuk çarpıntı, Tramvayın paslanmış homurtusu ile kendime geliyorum .. O sepia fotolardaki şapkalı hanımların takımlı beylerin bindiği tarmavay yeniden içinden geçirilmiş İstikalin içinden demek ki.. Ama bu kez tinerci ve kapkaççı bir gürühun üzüm salkımı şeklinde üzerine asılmış haliyle ...

Bir imza ile çok şey değişebilir hayatta, Borç senetlerine, kredi kartlarına, evlilik akidlerine attığınız imzalarıda hatırlayın bir kere...

Hayvanlara tecavüz kabahat değil suçdur. Cümle alemce elbetde !

Terzi Yamağı
Barbaros Şansal

05.09.2010