
Dr. Noyan UMRUK
7 fidanımızı toprağa verdiğimiz gün, toplumu çıldırtan "paranoyak" açıklamalar birbirini izledi:
- * Cumhurbaşkanı: "Saldırının yeri, zamanlanması, şekli düşünüldüğünde farklı şeyler
olabilir."
* Başbakan: "Türkiye bu süreci tamamlamak, hem de başarı ile tamamlamak zorunda. Bu tip engellemelerle, provokasyonlarla yolumuzu kesemezler." (Kimler, hangi yolu kesiyor; kimler ölüm saçıyor? Ülkenin en yetkili ağzı, bunları açıklamak yerine konuyu iyice bulandırıyor)
* Bülent Arınç: "Bunun içerisinde seçilen yer çok önemli, yapılan işler de. Taşeron örgüt kullanılmış olabilir."
* Hüseyin Çelik: "O bölge bir zamanlar Ergenekon davasında yargılanan bazı sanıkların üssü halindeydi. Bu nedenle kalleşçe yapılan bu saldırının arkasında önünde ne varsa mutlaka ortaya çıkarılacak."
* Nihat Ergün: "Tokat’ta yıllardır bu boyutta bir terör olayı yokken karakol devriyesi yapan askerlerin sisli bir havada baskına uğraması, çok özellikli bir nedenle ya da Tokat’ta vaktiyle eylem yapmış TİKKO, DHKP-C gibi örgütlerin yeniden eylem kabiliyeti kazandığına mı işaret eder yoksa başka bir şeyi mi ortaya koyacaktır? Bu olayların arkasında ne var, kim var? Danıştay saldırısının da Türkiye’nin üzerine kara bulut gibi çöktüğü, olayın birbiriyle ilişkilerini nasıl sıkıntıya soktuğu görüldü."
Siz bu Devletin tepesinde oturmuyor musunuz? Emrinizde Devletin tüm birimleri yok mu? Elinizi tutan mı var? Bulun bu aşağılık katilleri. Neyi, kime şikâyet ediyorsunuz?
Derken, PKK, Tokat- Reşadiye'deki saldırıyı üstlenerek,yukarıda ki "nevi şahsına münhasır" açıklamaları yapan, bu elim olayın, "arkasında Çapanoğlu arayan" bu müthiş Abdülmucid Kesbiçerlerin fiyakasını bozuverdi.
Anlaşılan, bundan böyle aralarında bir fiyaka yarışıdır, başlayacak...