TUNCELİ'den AĞRI'ya TÜNEL KAZANLAR

TUNCELİ'den AĞRI'ya TÜNEL KAZANLAR

İletigönderen Selçuk Tınaz » Cum Kas 21, 2014 17:42

Kürtleri ve Ermenileri aynı tencereye atıp soykırım çorbasına sebze yapan omurgasız bir cümleye, No-Bel Edebiyat Ödülü verildiğini unutmadık henüz.

O yüzden, Dersim'in durup dururken ortaya atılmasında ufak tefek başka kazanımlar(!) olsa da, asıl amacın 2015'e yol yapmak olduğunu görebiliyoruz.

Öyle anlaşılıyor ki AKP, Nisan ayında yapılacak Ermeni saldırısının yanında ve Türkiye Cumhuriyeti'nin karşısında yer alacak.

Tunceli'den Ağrı'ya tünel kazmak istemenin manası başka ne olabilir ?

Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'ni suçlamaya doyamayan, bütün işleri suç icat etmek ve Türkiye'yi mahkum etmeye çalışmak olan kişiler...

Yıllardır Türkleri suçlamadıkları konu, millete yapmadıkları hakaret bırakmayanlar...

"The Açılım" söz konusu olunca...

BİRDEN BİRE TAKTİK VE AĞIZ DEĞİŞTİRİYOR, PKK'YA TOZ KONDURAMIYORLAR ;


"Yeni ve temiz bir sayfa açıp beraber bir gelecek kurmak istiyorsak, kötü sözler kullanmayalım...

PKK'ya terörist, Öcalan'a da cani ve bebek katili demeyelim...

PKK'nın öldürdüğü şehitleri hatırlamayalım, gazileri belediye otobüsüne almayalım...

En çok Kürt öldüren silahlı topluluk olsa da, PKK'nın işlediği cinayetleri, yaptığı katliamları konuşmayalım...

Geçmişe takılıp kalmayı bırakarak, hapistekileri çıkarıp barışalım..." diyorlar.


BU BÜYÜK ÇELİŞKİ...

ERMENİ YALANINDAKİ ASIL NİYETİN...

İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ ;

BİRLİKTE BİR GELECEK KURMAK İÇİN GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEK, HESAPLAŞMAK, BARIŞMAK VS. DEĞİL...

'TÜRKİYE'YE SÜREKLİ BİR ŞEKİLDE KÖTÜLÜK YAPMAK VE ZARAR VERMEK' OLDUĞUNU AÇIKÇA GÖSTERİYOR.


Kan kokusunu alan Verkurtulcular, saklandıkları deliklerden çıkarak, yaralara yapışan sinekler gibi gene gazetelere ve televizyonlara üşüşmeye başladılar.

Çarşamba akşamı Halk TV'de onlardan biri ;

"Geçmişle ilgili suçlamalar sekiz-on madde zaten, hepsi kabul edilsin, olsun bitsin işte !" dedikten sonra ;

"Zaten kimse sizi suçlamıyor ki. Kötülüklerin hepsini devlet yaptı. Siz niye üstünüze alınıyorsunuz ?" anlamına gelen sözlerle aklı sıra ahmak ıslatıyordu.

Hani yollardaki kazaları biz yapmıyoruz da "Trafik Canavarı" denilen bir yaratık yapıyor ya ! O hesap. Tabii yersen.

Yıllardır duyduğumuz "Devletin üstüne atıp kurtulun !", "İttihat ve Terakki'nin üstüne atıp kurtulun !", "Geçmişle yüzleşmeden, hesaplaşmadan ileriye gidemezsiniz !" teranesi bize gösteriyor ki ;

Yutturmak için yeni bir zoka bulamamışlar. Hala o eski komik ezberi kullanıyorlar.

AMERİKALILARA SÖYLESİNLER ;

"Balık olmadığımız için bu oltaya bugüne kadar gelmedik. Bundan sonra da gelmeye hiç niyetimiz yok !"

Şunu eklemeyi de unutmasınlar ;

"Siz, bize yutturmaya ve yaptırmaya çalıştığınız gibi, kendi tarihinizle yüzleşip düzeldiyseniz, Saddam'ı ve olmayan kitle imha silahlarını bahane eden Irak Soykırımı'nda, 1,5 MİLYON İNSANI biz mi öldürdük ?"

"Kazıklı Voyvoda" diye bildiğimiz Kont Vlad hakkında, geçen hafta bir belgesel yayımlayan bir Alman televizyon kanalı, hem sözlü hem de yazılı olarak ;

"Çok kan döken bu kont, yaptığı kötülüklerin hepsini Türklerden öğrenmişti !" şeklinde bir cümle kullandı.

Almanlar, Hitler için de kullandıkları bu ifadeyi çok seviyorlar ve lafı ;

"Aslında biz Almanlar çok ciciyiz ama herkese kötü örnek olan o Türkler yok mu... Bizi de yaktılar !" demeye getiriyorlar.

Ah o Türkler ! Olayın içinde olup olmamaları fark etmez. Kim nerede bir suç işlemişse kabahat hep Türklerdedir.

Türkleri, haklarını arayamayacak bir halde ve sürekli olarak savunmada tutmak için icat edilen "Tarihle Yüzleşme" oyununun zirvesi olan "Soykırım Tombalası"nda bazen işler böyle saçmalık boyutunu da aşıyor.

Bizim hep vermemizi ve sadece vermemizi isteyenler, daima kaybetmemizi sağlayacak tavizler koparma peşinde koşanlar, yaptıkları sürekli saldırılarda ırkçılığın zirvelerinde dolaşmalarına rağmen, bu saldırıları "demokratikleşme, uygarlaşma, ezber bozma, tarih ile yüzleşme-hesaplaşma-barışma" gibi büyülü sözcüklerle koruma altına alarak, herkeste bir hipnoz etkisi yaratmaya çabalıyorlar.

Buna karşılık, bizden talepleri olan tarafların geçmişte ve bugün bize karşı yaptıkları haksızlıkları ve işledikleri suçları dile getirenler hemen ırkçılıkla, ya da son yıllarda özel olarak bizim için ırkçılıkla eşanlamlı hale sokulmak istenen milliyetçilik ve ulusalcılık ile suçlanıyorlar.

Herkesin ve bilhassa da bizim gençlerimizin zihinlerinde yaratmak için uğraştıkları düşünce şu ;

"Türkler, kendilerinden olmayanlara karşı hep kötülük düşünürler ve çok kötü şeyler yaparlar".

Bu kanıyı oluşturmak amacıyla kullandıkları kendi yayın organlarına ilave olarak, içimizden satın alabildikleri veya kandırabildikleri kişi ve kuruluşları da oyuna katabiliyorlar.

O kişileri teşhis etmek çok kolay, çünkü her söyledikleri yalan ve yanlış çıkıyor. Türkiye'yi sürekli kötü yola sokup tuzağa düşürmeye çalışıyor ve ters pusula gibi hep gidilmesi gereken yolun tam tersini gösteriyorlar.

Türklerin güçlü ve bağımsız bir devlet sahibi olmalarını engellemek için yapılan projelerin en önemlisi bu.

Yazının başında söylediğim gibi ;

Projeye hizmet amacıyla kurulan ve Ermenilerle Kürtleri çorba malzemesi yaparak, dünyadaki bütün edebiyatçıların yazdığı çok binlerce cümleyi geride bırakan tek bir cümleye, içinde 1 Milyon 360 Bin Dolar bulunan bir ayakkabı kutusuyla birlikte gelen, Nobel Edebiyat Ödülü'nün verildiğini hiç unutmayalım.

Zavallı Hrant Dink, Kürt asıllı eşiyle evlendiği gün kötü kaderini de belirlemiş meğerse. Eşi Kürt olan Ermeni bir gazeteci, bu projeyi uygulayan yabancı gizli servislerin gözünde ne kadar da ideal bir hedef değil mi ?

Selçuk Tınaz
Kullanıcı küçük betizi
Selçuk Tınaz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 101
Kayıt: Prş Oca 12, 2012 16:16

Şu dizine dön: Selçuk TINAZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x