- Yabancı sözcükler, Türk Dilindeki ünlü ile ünsüz uyumlarını bozarak ses çirkinliğine neden olmaktadır. Bunlar, Türk Dilinin ses yapısına aykırıdır.
- Yabancı sözcükler, Türk Dilinin seslem (hece) yapısına aykırıdır.
- Yabancı sözcüklerde Türkçe dil mantığına göre kök anlamı bulunmadığından bu sözcükler, üzerlerinde düşünülmeden, ezberden kullanılırlar. Dilin düşünceyle birebir bağıntısı, bunların her kullanımında kopmaktadır.
- Anlamdaş olan pek çok yabancı sözcüğün Türkçesiyle birlikte kullanımda kalması sonucunda bu sözcükler, kendi anlamlarının çok dışında, çok yanlış olarak, kullanılmaktadır. Dolayısıyla bir dil kargaşası ortaya çıkmaktadır.
- Bir kişi anlamını bilmediği bir yabancı sözcüğü, onun Türkçesine göre çok daha zor öğrenebilir. Çünkü kişi, o sözcüğün Türkçesinin anlamını bilmese dahi kök anlamıyla ilişkili bir kavram olduğunu anlar.
- Yabancı sözcükler, Türk Dilini kullanan ülkeleri birbirlerinden uzağa düşürmektedir.
- Yabancı sözcükler, bütün dünyada ortak bir Türkçe kullanımının önündeki birkaç engelden en büyüğüdür.
- Yabancı sözcüklerin varlığı ulustan kopuk bir aydın kesim yaratmaktadır.
- Her sözcük geldiği dilin kültürel taşıyıcısıdır. Türk Dilinde yüzen binlerce yabancılık, gerek doğu gerekse batı kaynaklı olsun, kendi kültürel bayrağını dalgalandırdığından Türklüğe büyük zararlar vermektedir.
- Kimi kök sözcüklerin ölü kalması, pek çok yabancı sözcüğe karşılık bulunmasını engellemektedir. Bu kök sözcükleri öldüren yabancı sözcüklerin pek çoğu Arapça ya da Farsçadır. Yabancı tek bir sözcük için, Türkçe bir kök sözcük ve bu kökten türetilebilecek yaklaşık 400¹² sözcük feda edilmektedir.
H. Cem KANIBİR