Türkiye çatlarsa dünya savaşı çıkar !

Türkiye çatlarsa dünya savaşı çıkar !

İletigönderen Urunguj » Sal Mar 30, 2010 1:25

Fransız gazetecinin Türkiye analizinin ilk bölümünü dün yazmıştık... Devam ediyoruz...
“Birinci grup ekonomik olarak da güçlü artık. Anadolu’da üretim yapıyor, malını dış dünyaya satıyor. Para kazanıyor. Siyasi örgütünü destekliyor.
İkinci grup ise parasal olarak da kuvvetli değil artık.
Mevcut iktidarın da baskısıyla giderek ekonomik kazançlarını kaybediyor.
Dış dünyayla iş yapan, dışarıdan borçlanan büyük burjuvazi, Türkiye’nin ancak demokrasiyle normalleşebileceğine inanan entelektüel kesim, devletin yapısının değişmesi ve dünyayla bütünleşmesi gerektiğini düşünen bir grup bürokrat, birinci grubun destekçileri.
Yargı, ordu, bürokrasinin önemli bir kısmı, ikinci grubun arkasında.
Ve bu ikinci grup, siyasetle, demokrasiyle iktidarı elinde tutmasının mümkün olmadığını kavradığından, şimdi siyaset ve demokrasi dışında bir çözümün peşinde.
Cumhurbaşkanı seçimi; kavganın keskinliğini ve iki tarafın niyetlerini açıkça ortaya koydu.
Ve darbe söylentileri gittikçe artıyor. Cuntalardan söz ediliyor.
Peki, darbe olursa ne olur?
Yaşam tarzı Batı’ya daha yakın olan ikinci grup, orduyla birlikte iktidara gelir ve Batı’nın desteğini kaybeder. Avrupa buna kesinlikle karşı çıkar.
Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey Irak ve Orta Doğu politikalarını desteklemesi karşılığında darbeyi kabullenebilir aslında.
Ama Amerika’nın önünde de ciddi bir engel var.
“Demokrasi getireceğim” diye Irak’ı işgal eden bir ülke, dünyaya ve kendi kamuoyuna Türkiye’deki “darbeyi” niye desteklediğini açıklayamaz.
Ve Irak faciasından sonra ikinci bir “zorlamayı” gerçekleştirecek gücü yok.
İstese de istemese de darbeye karşı çıkacak.
Silahını ve parasını Batı’dan alan bir ordu ve ülke, Batı’dan koptuğunda ne yapacak?
Sanırım uzun zamandır bunu düşünüyorlar ve korkarım bunun cevabını buldular.
Türkiye’de darbe olursa(!) dünya, tarihte bugüne kadar hiç gerçekleşmemiş yeni bir oluşumla karşılaşacak. Türkiye, olası bir darbeden sonra, Rusya ve İran’la ortaklık kurmak isteyecek. Silahı, enerjiyi ve parayı bu iki ülkeden alacak.
Rusya’yla İran’ın elindeki doğal gaz, petrol ve nükleer güç, Türkiye’yi ayakta tutmaya yeter.
Ama Rusya-Türkiye-İran bloku.
Dünyanın bütün dengelerini değiştirir. Orta Doğu’nun kontrolünü tümüyle ele geçirir.
Müslüman dünyayla yakın bir ilişki kurar. Petrol kaynaklarına egemen olur.
Çin’le işbirliği yapabilir.
Bu gelişme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya’dan oluşan ‘Batı’nın, dünyadaki etkinliğini inanılmaz bir biçimde azaltır.
Yeni blok, asker, enerji ve para açısından çok güçlenir.
Böylece, Türkiye’deki çatlama dünyada büyük bir çatlamaya yol açar.
Eğer Üçüncü Dünya Savaşı çıkacaksa, sanırım, bu çatlamadan çıkar.
O zaman ne yapacaksınız?
Bugün Türkiye’de kamplaşan ve bölünen insanların da...
Türkiye’yi Avrupa dışına itmeye çalışan, eski bir imparatorluk olmanın bir yanıyla; çok görkemli bir yanıyla; çok zayıf mirasına sahip olan bir ülkeye küstahça davranan, işbirliği yerine “baş öğretmenlik” yapmaya kalkan Avrupa’nın da...
Türkiye politikasında “ikili” oynayıp, kurnazlık ettiğini sanan Amerika’nın da...
Bu senaryoyu bir düşünmesini isterim doğrusu.”


http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=12636
En son Urunguj tarafından Sal Mar 30, 2010 1:33 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44

Re: Türkiye çatlarsa dünya savaşı çıkar !

İletigönderen Urunguj » Sal Mar 30, 2010 1:31

Fransız gazetecinin Türkiye analizinin ilk bölümü:

Modern Türkiye’yi Fransızlara böyle tanıttı!

Fransız Gazetesi Le Monde’un Türkiye muhabiri Guillaume Perrier bir “Türkiye analizi” yaptı...
Fransız Gazetecinin Türkiye tablosu şöyle..
“Türkiye, son ve büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor.
Bu ülke korkulduğu gibi, ırka ya da dine dayalı bir bölünme yaşamadı.
Daha korkunç ve daha temel bir bölünmeye gidiyor.
Cumhuriyet boyunca süren ‘kültürel bölünme’.
Bu artık iyice keskinleşti.
Şimdi bir yanda, ayakkabılarını sokak kapısı önünde çıkaran, kadınları başı örtülü, erkekleri sokağa pijamayla da çıkabilen, erkek çocukları kahveye giden, kız çocukları tam bir baskı altında yaşayan, türkü ile arabesk arası bir müzikten hoşlanan, futbol izleyen, belki de hiç kitap okumamış, hiç dans etmemiş, hiç karı koca birlikte yemeğe gitmemiş, hiç tiyatro seyretmemiş, iyi eğitim alamamış, dini inançları kuvvetli, kalabalık, bir kitle var.Diğer yanda ise kız lisesi-kolej yelpazesinde eğitim görmüş, en azından bir düğün salonunda ya da kolej partisinde dans etmiş, sinemaya giden, çok fazla olmasa da kitap okuyan, müzik zevki pop şarkılarla, klasik müzik arasında dolaşan, evi nispeten daha zevkli döşenmiş, kızlarının flörtüne göz yuman, kadınları modern görünümlü, şarabın kalitesinden pek anlamasa da, kadın erkek bir arada içki içebilen, gazetelere bakan, magazin haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kıyasla çok gelişmiş hisseden, entelektüel düzeyi çok yüksek olmasa da, Batı standartlarına yakın bir grup var.
Bu iki grubun yaşam tarzı birbirinden kopuk.
Onları, Batı’daki sınıflar arasında ortak zevk alanları yaratan, müzik, resim, heykel, tiyatro ve sanat gibi, birleştirici kültürel zeminler yok.
Hayatları, zevkleri, inanışları birbirinden çok farklı.
Hatta birbirine düşmanca.
Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmış, aşağılanmış, itilip kakılmış.
Şimdi bu grup siyasal olarak örgütlendi. Kalabalıklar.
Ve her seçimi kazanacak siyasi bir güçleri var artık.
İkinci grup ise azınlıkta. Ve artık bir daha seçim kazanma ihtimalleri yok.
Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya çıkıyor.
Daha Batılı olan ‘ikinci grup’, Batı’nın siyasi değerlerini kabul ederse, Batı’yla ilişkileri geliştirmek ve demokrasiyi kabullenmek istiyor. Bir daha asla iktidarı ele geçiremeyeceğini bildiği için, git gide Batı’ya ve Batı’nın demokratik değerlerine düşman oluyor.
Yaşam tarzı olarak Batı’ya düşman olan birinci kesim ise, iktidarı ancak Batı’nın kriterlerini kabul ederek ele geçirebileceğini bildiği için, bu kültürel parçalanmada ‘ordu’ önemli bir role sahip.
Eğer, birinci grubu desteklerse ve Batı’nın demokrasisi burada kabul görürse, ordu da iktidarını kaybedecek.
Aslında birinci grubun çocuklarından oluşan ordu, kendi iktidarını sürdürebilmek için, kendisine benzemeyen ikinci grupla işbirliği yapıyor.
Bir anlamda kendi köklerine ihanet
ediyor.
Bu iki grup, siyasi iktidar için son kez çarpışmak üzere hareketlenmiş
gözüküyorlar.”
Fransız “bize iftira mı atıyor” ne
dersiniz...
Bu yazının devamı da var...

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=12623
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x