Fransız gazetecinin Türkiye analizinin ilk bölümünü dün yazmıştık... Devam ediyoruz...
“Birinci grup ekonomik olarak da güçlü artık. Anadolu’da üretim yapıyor, malını dış dünyaya satıyor. Para kazanıyor. Siyasi örgütünü destekliyor.
İkinci grup ise parasal olarak da kuvvetli değil artık.
Mevcut iktidarın da baskısıyla giderek ekonomik kazançlarını kaybediyor.
Dış dünyayla iş yapan, dışarıdan borçlanan büyük burjuvazi, Türkiye’nin ancak demokrasiyle normalleşebileceğine inanan entelektüel kesim, devletin yapısının değişmesi ve dünyayla bütünleşmesi gerektiğini düşünen bir grup bürokrat, birinci grubun destekçileri.
Yargı, ordu, bürokrasinin önemli bir kısmı, ikinci grubun arkasında.
Ve bu ikinci grup, siyasetle, demokrasiyle iktidarı elinde tutmasının mümkün olmadığını kavradığından, şimdi siyaset ve demokrasi dışında bir çözümün peşinde.
Cumhurbaşkanı seçimi; kavganın keskinliğini ve iki tarafın niyetlerini açıkça ortaya koydu.
Ve darbe söylentileri gittikçe artıyor. Cuntalardan söz ediliyor.
Peki, darbe olursa ne olur?
Yaşam tarzı Batı’ya daha yakın olan ikinci grup, orduyla birlikte iktidara gelir ve Batı’nın desteğini kaybeder. Avrupa buna kesinlikle karşı çıkar.
Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey Irak ve Orta Doğu politikalarını desteklemesi karşılığında darbeyi kabullenebilir aslında.
Ama Amerika’nın önünde de ciddi bir engel var.
“Demokrasi getireceğim” diye Irak’ı işgal eden bir ülke, dünyaya ve kendi kamuoyuna Türkiye’deki “darbeyi” niye desteklediğini açıklayamaz.
Ve Irak faciasından sonra ikinci bir “zorlamayı” gerçekleştirecek gücü yok.
İstese de istemese de darbeye karşı çıkacak.
Silahını ve parasını Batı’dan alan bir ordu ve ülke, Batı’dan koptuğunda ne yapacak?
Sanırım uzun zamandır bunu düşünüyorlar ve korkarım bunun cevabını buldular.
Türkiye’de darbe olursa(!) dünya, tarihte bugüne kadar hiç gerçekleşmemiş yeni bir oluşumla karşılaşacak. Türkiye, olası bir darbeden sonra, Rusya ve İran’la ortaklık kurmak isteyecek. Silahı, enerjiyi ve parayı bu iki ülkeden alacak.
Rusya’yla İran’ın elindeki doğal gaz, petrol ve nükleer güç, Türkiye’yi ayakta tutmaya yeter.
Ama Rusya-Türkiye-İran bloku.
Dünyanın bütün dengelerini değiştirir. Orta Doğu’nun kontrolünü tümüyle ele geçirir.
Müslüman dünyayla yakın bir ilişki kurar. Petrol kaynaklarına egemen olur.
Çin’le işbirliği yapabilir.
Bu gelişme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya’dan oluşan ‘Batı’nın, dünyadaki etkinliğini inanılmaz bir biçimde azaltır.
Yeni blok, asker, enerji ve para açısından çok güçlenir.
Böylece, Türkiye’deki çatlama dünyada büyük bir çatlamaya yol açar.
Eğer Üçüncü Dünya Savaşı çıkacaksa, sanırım, bu çatlamadan çıkar.
O zaman ne yapacaksınız?
Bugün Türkiye’de kamplaşan ve bölünen insanların da...
Türkiye’yi Avrupa dışına itmeye çalışan, eski bir imparatorluk olmanın bir yanıyla; çok görkemli bir yanıyla; çok zayıf mirasına sahip olan bir ülkeye küstahça davranan, işbirliği yerine “baş öğretmenlik” yapmaya kalkan Avrupa’nın da...
Türkiye politikasında “ikili” oynayıp, kurnazlık ettiğini sanan Amerika’nın da...
Bu senaryoyu bir düşünmesini isterim doğrusu.”
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=12636