Türkiye'de Milli Olmak Çok Ayıp

Türkiye'de Milli Olmak Çok Ayıp

İletigönderen Özlenen Deniz » Prş Nis 26, 2012 19:13

Yabancı ilaç şirketlerinin, ulusal pazarın yüzde 70’'ini denetimleri altına aldığı bir dönemde, yerli ilaç firmalarından bir tanesi daha yabancılara satıldı. ABD'li ilaç şirketi Amgen, Mustafa Nevzat İlaç’ın yüzde 95.6'lık hissesini satın alarak 1923 yılında kurulan Mustafa Nevzat İlaç'ın 90 yıllık tarihine nokta koymuş oldu.

Mustafa Nevzat İlaç’ın satılmasına sıradan bir olay gibi, sadece özel bir şirketin el değiştirmesi olarak bakmak mümkün değildir. 90 yıllık varlığının el değiştirmesi, tarihi duygusallığın ötesinde anlam taşımaktadır.

Zira ilaç, son derece stratejik bir madde olup, ilaç sektörü; savunma, enerji, bankacılık ve telekomünikasyonla birlikte en kritik beş sektörden biridir. Yani, ilaç sektörü savunma sanayi gibidir. Milli güvenliğin, milli savunmanın bir parçasıdır.

Ancak Türkiye’nin her alandaki dışa bağımlılığı, milli savunmanın bir parçası olan ilaçta da kendini göstermektedir. Gerek ilacın hammaddesi gerekse mamul ilaç olarak bu alandaki bağımlılık, tolere edilebilecek seviyenin çok üstündedir. Öyle ki, ilaç hammadde ithalatının oranı yüzde 90 düzeylerini bulmuştur. 2010 yılında Türkiye’nin ithal ilaca verdiği para 5.6 milyar dolar gibi astronomik bir rakamdır.

Bununla birlikte sektörün yüzde 70'i yabancı tekellerin elinde olup, Türkiye ilaç pazarında faaliyet gösteren 300 ilaç şirketinden 53’ü yabancı sermayelidir... 42’si üretim tesislerindeki yerini almıştır… Üretici şirketlerin dışındaki şirketler de, ilaçlarını fason üretimle ya da ithal ederek piyasaya sürmektedir.

Bütün bunlar, global ilaç sektörünün son yıllarda hızlı bir büyüme sürecine girmesi ve dünya pazarındaki büyümeye paralel olarak Türkiye’de de ilaç sektörünün büyümesinin yanı sıra AKP hükümetinin sağlıkta dönüşüm diye dillendirdiği reformların Türkiye’yi yabancı ilaç şirketlerinin iştahını kabartarak onların pazarı haline getirmesi sonucu meydana gelmiştir.

Ülke yönetiminin, Cumhuriyet’in ilanının 100’üncü yılı 2023’e kilitlendiği süreçte ilaçtaki hayatiyeti gözden kaçırması ve ilaca olan stratejik yaklaşım eksikliği; ulusal kamu kaynaklarıyla ulus ötesi şirketlerin zengin edilmesine neden olurken yerli firmaların da kapanmasına neden olmaktadır…

Liberal ve dışa bağımlı ekonomi anlayışı, yerli firmaların rekabet gücünün azalmasına ve ulus ötesi ilaç şirketleri tarafından yutulmasını sağlamaktadır.
Ve olay kimilerinin savunduğu gibi ekonomi alanında yabancıların yatırımı değildir. Yabancı veya ulusal sermaye; her ikisi de üretim yapıp, istihdam oluşturup vergi ödediği, değer meydana getirdiği için ayrımın söz konusu olmayacağını söyleyenler ya da düşünenler telafisi imkânsız gediklerin açılabileceğini görememektedirler.

İlaç onsuz olunamayacak kadar önemli olduğu için bugün ortada olmayan krizler yarın çıkartılabilir.

Kaynağı belli olan veya olmayan, yerinde denetlenmenden piyasaya sokulan her ilaç halkımız için büyük bir tehlikedir. İlaçtaki dışa bağımlılığın doğurduğu risk, gıda ve giyimdekinin çok üstündedir. Elektroniktekiyle kıyaslanamaz bile... Akıllı telefonsuz ve LED TV’siz de yaşanabilir pekâlâ...

Sağlıkla ilgili bir konuda yabancılara bu kadar bağımlı olmamız, bugün bilmeden gizlice bünyemize ve genlerimize sokulacak bir mikropla veya içine karıştırılacak uyuşturucu alışkanlığı yapacak maddelerle şimdi ortaya çıkmasa da yarın, hele ki bir savaş sırasında rahatlıkla kullanılabilecek bir strateji olarak karşımıza çıkma ihtimali kuvvetlidir.

Bugün dahi bir toplumun, tüketilen onca ilaca rağmen en basit hastalıkları bile iyileşmiyorsa; içeriği, formülü, ne idüğü belli olmayan ilaçlarla hasta insan sayısındaki artışı veya denek olarak kullanılması sonucu DNA'sı bozulmuş bir toplumu öngörmek de ne komplo teorisi olur ne de paranoya...

Bir savaş durumunda ise, ABD firmasının ya da x ülkenin x firmasının "ben ilaç üretmeyi durdurdum" demesi de olmayacak iş değildir.

Mustafa Nevzat İlaç’ın ABD’li firmaya satışı savunma sanayimizden biri olan ilaç sektöründeki durumumuzu gözler önüne bir kez daha sermiş, durumun önemini gözden geçirmemizi gerektirmiştir.

Dileğimiz ülke yönetiminde etki, yetki ve söz sahibi olan herkesin de bu durumu gözden geçirmesi ve gerekli tedbirleri biran önce alması yönündedir..

Ancak ne var ki, bu dileğimiz daha bizim kalbimizden geçerken, karşı yakadan “Bütün her şeyi satıp global olacağız” seslerinin yükselip göğe erdiğini görüyoruz bile…

Çünkü, Türkiye’de milli olmak çok ayıp..

Özlenen Deniz İNANÇ, 26 Nisan 2012
Kullanıcı küçük betizi
Özlenen Deniz
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Prş Nis 26, 2012 19:07

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x