
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Dünya Ekonomik Forumu kapsamındaki Gazze: Ortadoğuda Barış Modeli oturumunda, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peresle tartışıp salonu terk etmesi, Türk dış politikasında tarihsel bir kırılmayı da beraberinde getirdi.
Krizin arka planda kalan ayrıntıları şöyle:
- Davostaki kriz, Türkiyenin yakın dış politika tarihinde bazı ilkleri de beraberinde getirdi. İlk kez bir Türk başbakanı, bir başka ülkenin devlet başkanına sen diyerek birinci tekil şahıs kullanarak hitap etti. Erdoğan, diplomatik nezaket kurallarını da yok sayıp, İsrail Cumhurbaşkanına, Sesin çok yüksek çıkıyor. Benden yaşlısın, biliyorum ki sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir dedi.
- Yine ilk kez bir Türk başbakanının eşi, bir başka ülkenin devlet başkanını yalancılıkla suçladı. Emine Erdoğan, başbakan eşi olmak dışında hiçbir resmi sıfatı bulunmamasına karşın, gazetecilerin Sayın Peresin sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna Söylediklerinin hepsi yalan yanıtını verdi.
- Erdoğan, salonu terk etmeden önce sinirlerine hâkim olamayıp Benim için Davos bitmiştir dedi. Ancak daha sonra sakinleşince tepkisinin, oturumu yöneten moderatöre olduğunu belirterek Ne İsrail halkını ne Cumhurbaşkanı Peresi ne de Musevi halkını hedef aldım açıklamasını yapmak zorunda kaldı.
- İlk kez bir Türk başbakanı katıldığı bir paneldeki izleyicilerle tartışmaya girdi. Erdoğan, Peresi alkışlayan izleyicilere, Şu zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum. Peki çocukları öldürenleri kalkıp da alkışlamak öyle zannediyorum ki insanlık suçudur diyerek tepki gösterdi.
- Erdoğan, İsrailin Gazzeye yönelik operasyonu sırasındaki söylemiyle ABDdeki Yahudi lobisinin tepkisine neden olmuştu. Davosta bu söylemini yineleyip Peresle tartıştıktan sonra salonu terk etmesi, Erdoğanın ABDde özellikle sözde Ermeni soykırımına ilişkin gelişmelerde Tükiyeye destek vermekte olan Yahudi lobisini gözden çıkardığı yorumlarını gündeme getirdi.
- Erdoğan, Türkiyenin kişiler değil ilkeler üzerinden yürütmekte olduğu dış politika geleneğini yok saydı. Kendisi ve eşi doğrudan Şimon Peresi hedef alan cümleler kurup, diplomatik bir sorunu kişiselleştirdiler.
Davosta yaşanan kriz sonrası Erdoğanın İstanbula dönüşünde bir konuşma yapmasının planlanması ve bunun için gece yarısı sona eren metro seferlerinin ani bir kararla saat 03.00e kadar uzatılması, iç politika yatırımı olarak değerlendirildi. Erdoğan, son dönemde Saadet Partisine kaymaya başlamış olan İslamcı tabana mesaj vermek için İsrail ile Hamas arasındaki krizi kullandı. Davosta gösterdiği tepkiyi, iç politikaya yansıtmak istedi.
Kaynak