Türkiye'deki konut sahipliği son 11 yılda düştü: En fazla orta gelir grubu evini kaybetti

Genel & Güncel Konular

Türkiye'deki konut sahipliği son 11 yılda düştü: En fazla orta gelir grubu evini kaybetti

İletigönderen İlteriş Kağan » Çrş Ara 21, 2022 16:24

Bahçeşehir Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre Türkiye'de 2010’da yüzde 59 olan konut sahipliği oranı 2021'de yüzde 55,5’e geriledi. En yüksek düşüş ise orta gelir grubunda yaşandı. Bu oranın en düşük gelir grubunda yüzde 51,3'ten 46'ya, orta gelir grubunda yüzde 58,5'ten 52,8'e, en yüksek gelir grubunda ise yüzde 70,4'ten 66,1'e düştü. 2014'ten beri düşüşün başladığı belirtilen araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta da Türkiye'deki konut sahipliğinin diğer ülkelerle kıyaslanması oldu.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) araştırması, Türkiye’de konut sahipliğinin yıllar içinde ciddi şekilde azaldığını ortaya koydu. Buna göre, 2010'da yüzde 59 olan konut sahipliği oranı 2021’de yüzde 55,5'e geriledi.

Farklı gelir gruplarının konut sahiplik oranları incelendiğinde, bu oranın en düşük gelir grubunda yüzde 51,3'ten 46'ya (5,3 puan), orta gelir grubunda yüzde 58,5'ten 52,8'e (5,7 puan), en yüksek gelir grubunda ise yüzde 70,4'ten 66,1'e (4,3 puan) düştüğü görüldü.

2014’TEN İTİBAREN DÜŞÜŞ BAŞLADI
BETAM’ın araştırma notunda yer alan bilgilere göre, konut sahipliği oranının düşüş göstermediği 2010-2014 aralığında, reel birim konut fiyatında yüzde 28,6’lık artış yaşandı.

Bu artışa rağmen konut sahipliğinde azalma görülmediğine dikkat çekilen notta “Bunun nedeni aynı dönemde yüksek büyüme sayesinde hanelerin kullanılabilir reel gelirlerinde güçlü bir artışın gerçekleşmiş olmasıdır” denildi ve şöyle devam edildi: “Nitekim konut ortalama cari fiyat seviyesinin ortalama hane kullanılabilir gelire oranı dört yılda toplamda yüzde 16 artmış, yıllık ortalama artış da yüzde 4 olmuştur.”

Araştırmada, konut sahipliğinin 2014’ten itibaren düşüşe geçtiğinin belirtildi.

VATANDAŞIN GELİRİ KONUT KADAR ARTMADI
Araştırmada, her ne kadar ekonomik büyüme son iki yılda ortalamada yüzde 6'nın biraz üzerine çıkmış olsa da (2020'de yüzde 1,8 2021'de yüzde 11) vatandaşın gelirindeki artışın konut fiyat artışlarının çok altında kalması nedeniyle, konut sahipliğinin azalmaya devam etmesinin şaşırtıcı olmadığı vurgulandı.

Gelir gruplarına göre de konut sahipliğinin detaylıca ele alındığı araştırmada, en düşük gelirli kesimde 10 yılın sonunda konut sahipliğinde ciddi bir azalmanın yaşandığına dikkat çekildi.

2010'da yüzde 51,3 olan konut sahipliği oranının 2021'de yüzde 46'ya düştüğü bilgisinin verildiği notta şöyle denildi: “Ancak bu düşüş çok sert bir dalgalanmanın nihai sonucudur. Bu gelir grubunda çarpıcı olan 2015'e kadar konut sahipliğinin ciddi artışta olmasıdır: Sahiplik oranı yüzde 51,3'ten 54,1'e (yaklaşık 3 puan) yükselmiştir.”

ALMANYA VE İSVİÇRE’DEN İSE YÜKSEK
Öte yandan araştırmada, Türkiye’deki konut sahipliği oranları Macaristan, Polonya, Romanya, Meksika, Şili, Almanya ve İsviçre ile karşılaştırıldı.

Buna göre, Türkiye'de konut sahipliği oranı, kendisinden çok daha yüksek gelire sahip Almanya ve İsviçre'den oldukça yüksek olduğu ortaya çıktı: Türkiye’de yüzde 56 olan oran, Almanya’da yüzde 44, İsviçre’de 38 olarak belirlendi.

Araştırmada “Bu karşılaştırma, kişi başı gelir ne kadar yüksek olursa konut sahipliği de o ölçüde yüksek olur gibi her zaman geçerli bir ekonomik yasanın olmadığını açıkça göstermektedir” denildi.

EN YÜKSEK KONUT SAHİPLİĞİ ROMANYA'DA
En yüksek konut sahipliğine sahip ülkeler ise sırasıyla Romanya, Macaristan ve Polonya olarak öne çıktı. 2020 itibarıyla konut sahipliği bu ülkelerde sırasıyla yüzde 97, 88 ve 79 oldu.

Bu ülkelerde kişi başı gelirin Türkiye'ye benzer düzeyde olmakla birlikte konut sahipliği oranları Türkiye'nin çok üzerinde olduğu belirtildi. Bu üç ülkenin ortak özelliği ise eski sosyalist ülkeler olmaları.

Buna ilişkin araştırmada şöyle denildi: “Romanya'da sosyalist rejim sonrası kamuya ait konutların ucuz fiyatlarla oturanlara satılması bu ülkede 2010'da konut sahipliği oranının yüzde 97,3 gibi çok yüksek bir seviyede olmasını açıklamaktadır. Macaristan ve Polonya'daki yüksek konut sahipliğinin de benzer bir gelişmenin sonucu olduğu tahmin edilebilir.”
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x