'Türkiye ile ABD savaşabilir'


Dünyaca ünlü stratejist George Friedman: "Çince'yi boşverin, Türkçe, Japonca ve Meksikalılar'ın dilini öğrenin"

ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından, CIA'ye yakınlığı nedeniyle 'Gölge CIA' olarak da tanınan 'Stratfor'un sahibi, ünlü stratejist George Friedman, önümüzdeki yüzyılın sonlarında Çin ve Rusya gibi ülkelerin gerileyip yerlerini Türkiye, Japonya, Meksika ve Polonya gibi yeni dünya güçlerine bırakacağını öne sürdü.

Friedman, 'Next 100 Years: A Forecast for the 21'st Century' (Önümüzdeki 100 Yıl: 21'inci Yüzyıl İçin Öngörüler) adlı yeni yayınlanan kitabında, Rusya ve Çin gibi güçler için önümüzdeki yüzyılda endişelenmeye gerek olmadığını, bu ülkelerin komünizme benzer çöküş yaşayacağını yazdı. Yazısını 'Rusça veya Çince'yi bırakın, Türkçe, Japonca, Polonya ve Meksika dillerini öğrenmeye bakın" diyerek sürdüren Friedman, "ABD'nin başlıca odak noktası olan İslami militanlarla savaşa gelince, o da tarihin derinliklerinde kalacak" dedi.

Friedman'ın kitabına yer veren The Washington Post'a göre, bütün bu öngörülerinin Rusya'nın yeniden uyandığı, Çin'in ekonomik patlama yaşadığı ve aşırı İslamcılara karşı savaşın kontrolden çıkmış halde tırmandığı dönemde saçma görünebilecek. Tersini savunan Friedman, bütün bu verilerin 21'inci Yüzyıl'ın sadece başını tanımladığını kendisinin 21'inci Yüzyıl'ın sonlarına ışık tuttuğunu belirtti.

Friedman, kitabında doğum oranlarının düşüp uzun hayat beklentilerinin artması nedeniyle 1970-90 yıllarında doğanların yaşlarının ileri dönemlerinde mali krizle karşı karşıya kalacaklarını ileri sürdü. Bunun da ABD gibi ülkelerin iş gücüne ihtiyaç duyacağı anlamına geldiğini belirten Friedman, "Göçmenleri sınırdan çeviriyoruz. Oysa bir süre sonra onları ülkemize çekmek için teşvikler dağıtacağız" diye yazıyor.

ABD'nin hemen yanıbaşında bulunması ve hızla artan işgücü nedeniyle ABD'nin ulusal çıkarları açısından tehdit oluşturacağını savunan Friedman, giderek güçlenen ve saldırganlaşan Meksika ile ABD arasında ciddi çatışmalar çıkabileceğini savundu.

"TÜRKİYE İLE ABD SAVAŞABİLİR"
Friedman, Türkiye ile Japonya'ya dair iddialar ortaya attı. Friedman önümüzdeki yüzyılın sonlarına doğru çıkabilecek savaşın ABD ile Türkiye-Japonya ittifakı arasında olacağını öne sürerek şu iddialara yer verdi: "Bu savaş bugüne kadar var olan klasik silahlarla yapılan savaşlardan tamamen farklı olacak. Yani bugünden bir tür bilim kurgu gibi görünen bir savaş yaşanacak."

Friedman'a göre 21'inci Yüzyıl'ın gidişatını bu savaşın sonucu belirleyecek. Ancak o döneme kadar, yani yüzyılın sonlarına kadar ABD başlıca egemen güç olmaya devam edecek.

PENTAGON'A DANIŞMANLIK YAPIYOR

Stratfor ya da 'Gölge CIA' 1996'da, Teksas'ın Austin kentinde kurulan özel bir istihbarat kurumu. Başında ünlü stratejist ve siyaset bilimci George Friedman bulunuyor. Friedman aynı zamanda 'Amerika'nın Gizli Savaşı', 'Savaşların Geleceği' gibi best-seller kitapların yazarı. Türkiye'deki son gelişmelerle ilgili olarak, George Friedman tarafından kaleme alınan analizi 'Türkiye-Yeni Osmanlıcılık' ve yeni ABD yaklaşımı konusunda ilginç bir çalışma olarak nitelenmişti.Friedman ve başında bulunduğu Stratfor, Pentagon'a da danışmanlık yapıyor.

70 kişinin çalıştığı kurumda soyadlar pek bilinmiyor. Eski istihbaratçı olan çalışanlar arasında yer alan eski Rus ajan sadece 'Viktor' olarak biliniyor. Kuruluşun sitesi ise, yayınladığı analiz ve verdiği haberlerle dikkat çekmişti. En çarpıcı örneği ise NATO'nun eski Yugoslavya'ya yönelik operasyonu sırasında yaşanmıştı. Belgrad'taki Çin Büyükelçiliği'nin bombalanmasını ilk haber veren Stratford olmuştu. Daha sonra Çin Büyükelçiliği'nin bombalanmasının bir hata olmadığını, söylendiği gibi pilotlara yanlış harita verildiği için değil, bombanın, Çin'in Sırplar'a verdiği desteğe bir karşılık olarak atıldığını da yine Stratfor açıklamıştı. Srtatfor'un, Asya'da 1997'de bir krizin yaşanacağını da ABD yönetimine çok önceden bildiren ilk kurum olmuştu


***********

KAYNAK

Geçenlerde Graham Fuller'in, ne idüğü belirsiz ve kendi içinde bile tonla çelişki barındıran makalesiyle birlikte, bu açıklamayı bir bütün olarak düşününce, çıkardığım tek sonuç şudur: Saftiriklerin kafalarını karıştırmaya çalışmaktalar.

1- Polonya dediğin nedir? Zaten yeterince Amerikan köpeği olmuş, hele ki Rusya'nın gerileme ihtimalinden yani Polonya'ya hiç destek veremeyeceğinden bahseden birinin, Polonya'ya dikkat çekmesinin hiç manası yoktur.

2- Japonya denilen yer, bildiğiniz sömürgedir. Amerikan sömürgesi. Irak'tan Afganistan'dan beterdir, zira burada bırakın direnişi, herkes Amerikan aşığıdır. Ayrıca civardaki (Pasifik'teki, Hint Okyanusu'ndaki vb.) Amerikan üslerinin ve donanmalarının tüm finansmanını Japonya sağlamaktadır. Kıbrıs'tan daha büyük Okinawa adası, olduğu gibi Amerika'nın elindedir. Göstermelik Japon ordusunun çekirdeği ve herşeyi de Amerikan ordusudur. Amerikan ordusu çekilecek, yalnız bırakacak olsa, bizim İstanbul'daki herhangi bir esaslı mafya gelse, çatışır yener de Japonya'yı teslim alır. Yalçın Hoca, "Türkiye'de İsrail, İsrail'den daha güçlüdür" diyor ya, Japonya'da ABD, New York'tan daha güçlüdür.

3- Çin'in kısa ve orta vadede, bırakın çöküşü, gerileme-zayıflama yaşama ihtimaline dair en ufak bir gösterge yoktur. Çatır çatır, gümbür gümbür geliyor.

4- Rusya biraz daha karışık olmakla birlikte, şu an büyük bir yükseliş göstermekte. Kısa vadede bir zayıflama söz konusu değildir. Ayrıca Rusya'nın ölüsü bile dünyanın hakkından gelir; Amerika, hiçbir zaman Rusya ile çatışmayı aklından bile geçiremez.

5- Herşey bir kenara, "dil öğrenmek" de ne ola ki? O ülkenin dilini, ancak o ülkeye gönderilecek ajanlar öğrenmektedir. "Şu ülkelerin dilini bırakın da bu ülkelerinkini öğrenin" demek ne demektir Allahaşkına? Hem de, "bakın şu ülkelerle çatışabiliriz, haydi onların dilini öğrenin".. Sanki cephede, onların dilinde sövmek mi gerekiyor nedir yani? Çatışılacak ülkenin değil, esas düzgün geçinip ticaret yapılacak ülkenin dilini öğrenmek lazım gelmez mi?

Friedman'ın kitabına yer veren The Washington Post'a göre, bütün bu öngörülerinin Rusya'nın yeniden uyandığı, Çin'in ekonomik patlama yaşadığı ve aşırı İslamcılara karşı savaşın kontrolden çıkmış halde tırmandığı dönemde saçma görünebilecek. Tersini savunan Friedman, bütün bu verilerin 21'inci Yüzyıl'ın sadece başını tanımladığını kendisinin 21'inci Yüzyıl'ın sonlarına ışık tuttuğunu belirtti.

Valla ne diyim, 21. yüzyılın devamında eğer T.C. (ve Rusya) var olacaksa, Amerika pek varolamayacaktır. Çünkü bizim varlığımız, Amerika'yı Ortadoğu'dan (ve Rusya'nın da varlığı, Orta Asya'dan) kovmamıza bağlıdır. Bu durumda Amerika'nın yaşayacağı zorluğu tahmin etmek hiç de zor değil.

Adamlar catir catir psikolojik savas yürütüyor, biz agzimiz acik izliyoruz. Yok bilinmeyen savas teknikleriymis bimem ne. Son derece gelismis silahlariyla bizi izgara köfteye cevirecekler, simdiden uyariyorlar.

Texas, Austin, burada Feto'nun okullari yok muydu? Bu martavallari Feto'nun beyni kisa devre yapmis müritleri hazirliyor olabilir mi?

Türkiye ile ABD savaşabilir

O savas baslayali cok oldu.

Dil konusuna gelince; yeni degil ki. Gecen zaman icinde bayagi bir Türkce ögrenmislerdir!

Zamaninda kamuoyuna nasil sunuldu bakiniz:

Takvim yazdı:ABD okullarında Türkçe okutulacak. 60 bin Türk öğretmene iş kapısı açıldı.

19 Temmuz 2006 Çarşamba

Büyük transfer seneye

ABD eğitim sisteminde devrim: 2007'de okullarda Türkçe, Rusça ve Çince yabancı dil olarak okutulacak. En az 60 bin Türk öğretmene iş kapısı açılacak.

Yılda 54 bin dolar maaş

Karar ABD karşıtlığını kırmak için alındı. ABD'de öğretmenler, yılda 38-54 bin dolar kazanıyor.

Adaylarda aranan özellikler

* İyi derecede İngilizce ve Türkçe bilmek.
* Yurt dışında eğitim görenler öncelikli.
* 25-30 yaşında olmak
* Referans sahibi olmak.

***

60 bin Türk'e müjde

2007-2008 öğretim yılında, ABD'deki okulların yüzde 60'ında yabancı dil dersi olarak Türkçe eğitim verilecek. 60 bin Türk öğretmene, 'Yeni Dünya' yolu açılıyor.

Bulunmaz bir fırsat

Amerika, tarihinin en önemli projelerinden birini gelecek yıl hayata geçiriyor... Washington yönetimi, dünyada 'anti Amerikan' düşüncenin her geçen gün daha da artması nedeniyle, eğitim kurumlarında yeni bir uygulamaya gidiyor. Bu çalışma, Türkiye için bulunmaz bir fırsat olacak. 2007-2008 yılı öğretim yılında, Amerika'daki okulların yüzde 60'ında, Türkçe, Rusça ve Çince yabancı dil dersi seçenekleri konulacak.

100 milyon dolar ek bütçe

ABD Başkanı George W. Bush'un 'küresel birliktelik' çalışması olarak nitelenen yeni dil seçenekleri yasası, yıl sonuna doğru ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edilecek. 3 yeni dil seçenekleri için bütçeden 100 milyon dolar ek bütçe istenecek. Türkçe eğitim için, 60 bin Türk öğretmen ABD'de iş fırsatı yakalayacak. ABD'de şu anda 100 bini aşkın yabancı öğretmen var. Türkçe, Rusça ve Çince'den sonra, bu rakamın 250 bin dolayında olması bekleniyor.

.

dis devletler yillar once disardan yaptiklari saldirilarda basarisiz oldular 1945 te savasa zorladilar katilmadik..bunun uzerine bm ve natoya dahil ettiler icimize diger komsularimizi bahane gostererek yerlestiler.savunma maksatli..anladiklari tek sey var turkiyeyi disaridan saldiri ile ele geciremezler.ancak icimizden satin aldiklari hainlerle bizi yenebilirler..o hainleri durduracak bir savunma mekanizmasi gerek.bu halkla malkla olacak gibi degil..kisacasi turkler zaten yillardir savas halinde en son silahsor ve kalemsorlerini biliyoruz hukumet kimin hukumeti.dogudaki peykeykey kimin devsirme askerleri..polis kimin polisi...yillardir yeni sistem silahlarla donatiliyorlar...halka ve savunmaya yonelik silah yiginaklarinida tek tek tesbit edip yok ediyorlar..halkin silahi yok...kolay elegecirilecek hale getirmeye calisiyorlar..silah sanayiyi bir an once satacaklarki..normal tufek dahi yapamasinlar...cok dikkat gerektiriyor...gercekten yarin ne olacak?

Arkadaşlarım,hepiniz diğer platformlardan farkımızı ortaya koymuşsunuz.Son derece zekice yorumlar yapmışsınız.Hepsini de paylaşıyorum.

Sizin düşüncelerinizi tamamlaması açısından birkaç şey ilave edeceğim.

Polonya ne yazık ki işsizliğin çok yüksek olduğu,dünyanın en eğitimli(2-3 yabancı dil bilen)güzel kadınlarını ve erkeklerini barındıran,AB'nin yeni ucuz işgücü deposu olan ülkesidir.Türkiye ve Türk işçisinin yerini kendi kültürlerine daha yakın olan,kendilerine mesafe olarak daha yakın olan ve daha eğitimli olan Polonya ve Polonyalılar almıştır.Ülkenin nüfusu gençtir.30 milyondan biraz fazla olan nüfusun 2/3'si kadındır.Tamamen tüketim toplumu olmuştur.Kendi sanayileri soğuk savaş döneminin aksine yok denecek durumdadır.Zamanında tüm doğu blokuna tank yapan ağır sanayi fabrikaları,tekstil fabrikaları,demir-çelik işleme fabrikaları artık çalışmamaktadır.Bunun yerine çeşitli Alman otomotiv firmalarının fabrikaları vardır.Polonya'nın her yanında çok büyük Avrupalı alışveriş merkezleri vardır.Üretim neredeyse yok denecek kadar azdır.Bu ülkenin bu hali ile Amerika'yı zorlayacak bir güç olması ihtimali imkansızdır.

Japonya dünyada Amerika'nın en çok sevildiği ülkedir.Trajik bir durum çünkü dünyada tepesine atom bombası yiyen tek millet Japonlardır ve ne yazık ki bunu kendilerine yapan da ABD'dir.Fakat tıpkı Almanya gibi Japonya'da 2. Dünya Savaşı'nı kaybettiği için ABD'nin ülke genelinde askeri tesisleri bulunmaktadır.Türkiye'dekinden farklı olarak Japonya'da(Almanya'da olduğu gibi)Amerikalılar istedikleri gibi bu üslere girip çıkmaktadırlar.Japon yetkililere bu üslere giriş çıkış konusunda bilgi vermek zorunda değillerdir.Bunun yanı sıra Japon ordusu 2. Dünya Savaşı sonrası dağıtılmıştır.Aradan geçen zamanda ABD'ye yaklaştıkları oranda sadece savunma amaçlı küçük bir ordu kurmalarına izin verilmiştir.Teknolojik olarak geldikleri seviye tartışılmayacak durumdadır.Ama en büyük gerçeklik hammadde olarak tamamen dışarı bağımlı olmalarıdır.İnsanlarında batıya ve özellikle Amerika'ya karşı inanılmaz derecede bir hayranlık vardır.Aşırı derecede bir aşağılık kompleksi vardır.Kendi ordusuna hükmedemeyen,kendi hammaddesine dayalı bir sanayisi olmayan,insanları ve özellikle genç nesli kendine güven duygusundan yoksun olan bir ülke nasıl süper güç olma iddiasında olabilir?

Meksika Amerika'nın arka bahçesidir.Birkaç kez bulunduğumda gördüklerimden dolayı inanılmaz bir üzüntü ve hayal kırıklığı yaşamıştım.Ama emperyalizmin ve hele hele Amerikan emperyalizminin ne kadar vahşi olduğunu öğrenmem açısından da ciddi bir eğitici etki yapmıştır benim üzerimde.Yanıbaşında ki Meksika'nın fakirliğinin,cahil halk yığınlarının sebebi Amerika'nın uyguladığı politikalardır.Defalarca ülkenin yönetimine Sİ-AY-EY aracılığı ile müdahale etmiş,kendi yandaşı hükümetleri seçtirmiş,sanayinin kontrolünün Amerikan kökenli Musevi ailelerin eline geçmesini sağlamıştır.NAFTA isimli Kuzey Amerika Ticaret Birliği'ne de Meksika'yı alarak tıpkı AB'nin 5 büyük ülkesinin diğer ülkelere yaptığını yapmıştır.Brezilya veya Venezüella gibi kendi başına sanayisini geliştirmesine izin vermemek için kontolleri altına almanın en kolay yolu olan ağza bir parmak bal çalma yöntemini yaptılar.Meksika'nın sanayide Amerikan ve Kanada firmaları ile rekabet edebilecek ürünlerini gümrük birliğine gidilmesi sebebiyle rekabet edemez hale getirdiler.Belli başlı sanayileri de Amerikan Musevileri'nin eline geçince ABD'nin çok büyük bir kuklası haline getirdiler.Halk sefalet içinde,toplumsal patlamalar yaşanıyor zaman zaman ama Amerikan yanlısı hükümetler bu patlamaları DEMOKRATİK şekillerde bastırıyorlar.Neticede Meksika'nın Amerika'ya karşı bir güç oluşturabileceğine inanmak da benim açımdan imkansız.

Gelelim Türkiye'ye.
Bu potansiyele yani süper güç olma potansiyeline sahip olduğumuza hep inanmakla birlikte......
60 yıllık Amerikan yanlısı politikalar,bu politikaların bizi ne yazık ki topyekün batıya ve Amerika'ya bağımlı hale getirmesi,dincilerin gittikçe kuvvetlenmesi ve bu dincilerin de yine 60 yıldır Amerika'nın kucağında büyütülmesi,kendi sanayimizi istediğimiz gibi geliştirmemize izin verilmemesi,kendi askeri sanayimizi geliştiremememiz,KEMALİST bir TSK yönetimine sahip olmamamız(acı gerçek),cehaletin içler acısı olması,televizyonlardan her gece evlere ahlaksızlık,dejenerasyon,Amerikancılık pompalanması,medyanın genel olarak birkaç Amerikancı'nın elinde bulunması,işadamlarının genel olarak Amerikan ve batı sermayesinin emrinde kişilerden oluşması ve sayabileceğim daha nice nice olumsuzluklar nedeniyle ne yazık ki Türkiye'nin de Amerika'nın karşısına çıkabilecek bir güç olma şansını bir mucize olmadığı takdirde göremiyorum.

Peki bunları niçin yazıp çiziyorlar.Bunlar adları geçen ülkeler halkları üzerinde kim bilir hangi amaçlara hizmet edebilecek psikolojik savaş tekniklerinin uzantılarıdır.

Türk -Kan ;"O savaş başlyalı "çok oldu demiş..

Katılıyorum..

Türkiye pkk terörü ile savaşırken aslında Amerikayla savaşıyor..

TSK leri Sınır ötesi harekatı , ABD ve Akepeye rağmen yapıyor..

Kıbrıs dan da, Irak'ın kuzeyinden de , Türkiyeye tehdidin , gösterilen silahın menşei ABD...

ABD nin Ergenekon tertibi ile de, bu savaşın hedefinin TSK ,İşçi Partisi ve Türkiyenin en Vatansever birikimi olduğu zaten açık seçik görülüyor..

Emekli Tümgeneral Alaettin Parmaksız 'ın ; TÜRK- AMERİKAN SAVAŞI (Kanlı Deprem ) kitabını herkesin okumasını öneririm.. (Ben okudum ..)

Amerikancıların Metal Fırtınası psikolojik harbini bu kitap yerle bir etmektedir..

Küçük Amerikalaşma süreciyle güvenini kaybeden Türk milletinin, Yeniden kendine güvenmesini hatırlatan bir kitap..

Turk-Kan, cok haklisin, dil konusunda burdaki f-tipiler cok yardimci oluyorlar kendilerine.

CetinTas, Meksika konusundaki goruslerin genel durumu tam yansitmiyor, zapatist bir direnis var orada da; bkz; Meksika Hareketi

[img]http://www.mexica-movement.org/images/SINCE-1492-a.jpg[/img]
Ceviri:
Kavga ve Direnis
Somurgecilik ve Irkcilik
Katliamlar ve Soykirim
Topraklarimiz ve Zenginliklerimizin Eimizden Alinisi
Insanliga Karsi suclar
1492(Amerika Batililarca Kitasinin kesfi)nden beri



Soldaki resim:

Bolivya'da ve Eva Morales'in zaferi, ozgurlugun henuz baslangicidir ("devami gelecek" vurgusu)

Sagdaki resim:

Umut Boyle birseydir! (Slogani "Umut" olan Obama'ya nazire)

Efendim adam üstü örtülü bizimle savaşa gireceğinin tüyosunu veriyor aklı sıra yahuuu be adam biz bunu bir yüzyıldır biliyoruz zaten pentagonun sana veridiği maaşa yazık, aynı parayı üç beş türk çocuğuna verseler daha iyi öngörülerde bulunabilirler yani...... hükümetle savaşmasa bile Türkiyeli Türklerle savaşa gireceği kesin, Bak mesela bir tiyo vereyim; biz 75 milyonuz ya hah okadarda dışarda var bizden (Türk Cumhuriyetleri hariç yani) Kızıl derili kardeşlerimizi, astekleri, saymıyorum da ha bak aslında başlamadan yönetimi filan bize bırakırsan affederiz, hatta yarın gel de ki abicim ben ettim siz etmeyin filan desin boyama obama yani bukadar yüz yıl filan beklemeye gerek yok biz onlara yol su köprüde yaparız eksik bırakmayız yani, birazdaha kızdırırsa zaten hiç bir şey demeden amerikanın yönetiminide değiştirebileceğimizi anlar, Tayyipe filan güvenmesin o da sanıyor dizginler elinde. ver allahım ver hepimize bir müjde...... Biz varya ne amerikalıları nede bilmemnerelileri seviyoruz, sadece yönetenlerinin gaddarlığını ve zalimliğini sevmiyoruz. İftira atıp atıp durmayın........

Oktay Sinanoglu Hocamiz'in ve pek cok bagimsiz batili bilimadaminin da üzerinde birlestigi gibi, Amerika veya Kuzey Bati Avrupa Imparatorlugu cöktü. Bize düsen görev, yeni bir dünyada kendi kaderimizi belirleyebilecegimiz düsünce ve öngörüleri simdiden tartismaya acmak. Hepinizin düsüncelerini ayri ayri ögrenmek istemekle beraber benim düsüncelerim su yöndedir.

Para ekonomisi, kagit ekonomisidir. Para Anadolu'da bulunmus olmakla beraber, yüzyillar boyu haksiz kazanca ve emegin kölelestirilmesine yol acmistir. Dünyanin kaynaklari sinirliyken dolasima sinirsiz miktarda para sokmak, ahlaksizliktan öte mantiksiz ve aptalcadir ve sürdürülebilir degildir. Bugünden itibaren baslayarak kendimizi, degis tokusa ve yardimlasmaya dayanan daha insancil bir düzene alistirmaliyiz.

Komsumuzla, mahalemiz insanlariyla, semt sakinlerimizle iyi gecinmeli ve örgütlenmeliyiz. Ailemizden baslayarark, hakca bir ülke icin, tüm Türkiye'de örgütlenmeliyiz. Bu örgütlenmeler, siyasi görüs, etnik köken, dini taabiyet gibi insanogluna katman katman yüklenmis kimliklerden bagimsiz olmali, hepimiz temel insanlik cikarlari ve insan soyunun insan gibi yasayabilmesi ilkelerinde birlesebilmeliyiz.

Bu konuda sizin de fikirlerinizi merak ediyorum. Tesekkürler.

bezgin , ben bu konuda hic umutlu degilim..son gelismeler isiginda bunun kolay olmayacagini dusunuyorum..cunku turkler bir sekilde asagilanmakta kendi ulkemizde zor durumdayiz ve saglam durus gosterecek bir yonetim de yok zaten...kolay gelsin..

Arkadaşım önce Atatürk devrimlerini ve düzenini bir yaşayalım yeni sistemlere geçeriz yaşayamadıkki atalarımızın bıraktığı cumhuriyetimizi. Hür başıdik, onurlu, zengin, paylaşımlı ve mutlu, biz bir atalarımızın bizim yaşamamızı istediği Cumhuriyetimizi yaşayalarım bir bence sonrası allah kerim.

Dün benzer konular Ulusal Kanalda da tartisildi. Kaydedilyse, eklenmesi cok yararli olur. Yalniz benim hocam degil baskalarinin hocalari da ayni görüste. Hatta bazi Amerikali bilimadamlari su anki durumlarinin Osmanli'nin son dönemlerini hatirlattigini belirtmisler. Tarihciler ise cöken devletlerin ortak özelliklerinin asiri borclanma ve savas olarak gözlemlemisler. Amerika su anda girtlagina kadar borc bataginda. Öz varliklari borcun sadece dörtte birini karsilamakta, 2003'de ekonomilerini düzeltmek icin girdikleri Irak'dan yine ayni gerekcelerle simdi cikmak zorundalar.

Silah ve petrol sirketleri kar ediyor gibi görünsede istihdama katkilari sinirli oldugundan toplumda genis bir mutsuzluk ve hosgörüsüzlük hakim. Sosyologlarin tahminleri ise bir noktada Amerika'nin önümüzdeki 20 yil icinde bölünecegi ve Obama'nin Amerika'nin son baskani olacagi.

2005'de yazilan bir kitap ilginizi cekebilir. Kitap'ta belirtilen pek cok öngörülerin simdiden grceklestigini rahatlikla söyleyebilirim. Buyrun:

İmparatorluktan Sonra Amerikan Sisteminin Çöküşü
Emmanuel Todd
DOST KİTABEVİ

Amerikalıların battığı kesin zatende Amerikalıları batıran dımdızlak bırakan yeni sistem için mecra arayan sermaye vampirlerini ne yapcaklar ben de onu merak ediyorum. Amerikan halkını çırptılar, bedava dan asker yapacaklar amerikalılarıda avrupalılarıda sıra onların halklarınada geldi yani. televizyonlardan izledikleri savaşçıkları onlarda birebir içerisinde olarak tadacaklar başlarındakiler bunu istiyor krizle gelen geçimsizlik mana edilerek her bir ülke şimdi sürdürülen savaş ekonomilerini yürütecek bir piyon halklar. Dünyanın sonu projeleri Tanrıyı kızdırma politikaları ya bunlar harbi çizik ama ne yapacaksın....... Bir de sanırım bu yönetici olduğunu sanan gavatlar doğal eleme peşindeler savaşın kırılın azalın zenginlik artsın Dünya halkları bir araya gelip kan emen yöneticileri tırsıttırana kadar bu işler bitmez ustaaaaaaaa