Türkiye Kıskaçta / İsmail MÜFTÜOĞLU

Türkiye Kıskaçta / İsmail MÜFTÜOĞLU

İletigönderen Güncel Meydan » Sal Eyl 20, 2011 13:53

Türkiye Kıskaçta

İsmail MÜFTÜOĞLU

Türkiye’nin kıskaçta olduğunu taassupkârane siyaset yapanlar göremeyebilir. Hatta dış görüntüye bakarak makale başlığımızı yadırgayabilir. Çünkü ülkeyi sevk ve idare edenler ve onların peşine takılanlar, vaki olan kamuflajı görmeyebilirler. Bu hal Türkiye’nin selamette olduğunu göstermez.

Çünkü Türkiye emperyal güçlerin tahakkümü altında devamlı zikzaklar çizmektedir. Emperyal güçlerden AB, ülkemizin ayakta kalmasını temin eden milli ve manevi değerleri ortadan kaldırmaya yönelik her türlü kültürel bombardımanı yapmakta, hatta uyum paketleri nam altında ülkenin kültürel yapısını parçalamaktadır. Diğer taraftan küçültülen bir Türkiye elde edebilmek için komşularımızla olan münasebetlerimizde her türlü gerginliği ve ajanı, işbirlikçileri kullanmaktadır.

ABD ise, müttefik görünmesine rağmen komşularımızla ve İslam ülkeleri ile aramızı açabilmek için envai telden çalmaktadır. Bir taraftan Libya ile bizi karşı karşıya getirirken ve Libya halkının katline bizi de dahil ederken, diğer taraftan sınır komşumuz olan Suriye ile de bizi dövüştürebilmek için her türlü gayrı ahlaki oyunu tezgahlamaktadır.

Her iki emperyal gücün kendi menfaatlerinden gayrı bir düşüncesi olmadığı gün gibi aşikâr iken, yöneticilerimizin bunların estirdiği rüzgâra göre yön bulmaya çalışmaları son derece acıdır. Zira düne kadar dostluk görüntüleri veren ve her vesile ile kucaklaşan insanların, bugün birbirlerine karşı hasım hale gelmeleri, kendi inisiyatiflerinin sonucu değildir.

Büyük Ortadoğu projesinin eş başkanı olarak Sayın Başbakanın alana sürülmesi, bir başka ifade ile kamufle edilen maksatlara alet edilmeye çalışılması gözden kaçmamaktadır ve bu durum milletimizin milli ve manevi inisiyatifini zedelemekte, ziyadesiyle de üzmektedir. Gerek ABD’nin ve gerekse AB’nin nihai hedefi Hıristiyanlığı İslam ülkelerine silah gücü ile veya demokratik entrikalarla ikame etmek ve İslam’ı yok etmektir. Bunun en açık delili son dönemlerde İslam ülkelerinde meydana gelen kaynamalardır. Bir anda meydana gelen bu kalkışmaları ve kaynamaları, kargaşaları tesadüfi görmek son derece yanlıştır. Aklın alacağı iş değildir.

Irkçı emperyalizmin İslam ülkelerindeki hedeflerinden bir diğeri ise, bu ülkelerin sahip olduğu yer altı ve yer üstü zenginliklerine ve su yollarına hakim olmaktır. Nitekim gerek AB ülkelerinin ve gerekse ABD’nin enerji stokları son derece azalmıştır. Bu açığı İslam ülkelerinin kaynaklarından elde etmeye çalıştıkları için, bu bölgelerde kan dökmektedirler. Acı olan bu senaryoda bize de rol vermeleridir. Bunu anlamak için kahin olmak gerekmez.

Hele son zamanlardaki kargaşa ve kaynamalar da, dikkatlerin başka istikametlere çekilmesi, Somali, sınır ötesi hareket, Suriye’ye meydan okumalar gibi olayların gündeme taşınması, aslında Türkiye için son derece tehlikeli olan füze kalkanı projesinin sessiz sedasız Türkiye’ye konuçlandırılmasını temine yöneliktir. Füze kalkanının Türkiye’ye konuçlandırılması, Türkiye’den ziyade İsrail’in emniyetinin sağlanmasına yöneliktir. Çünkü bizim İsrail için tehlike olan İran’la herhangi bir ihtilafımız yoktur. ABD doğrudan İran’a saldırmayı düşünmediği için İsrail’i kullanacak, İsrail de Türk havaalanlarını kullanacağından İran Türkiye’yi muhatap alacak ve kendini savunacaktır. Bunu dikkate almadan, ülkemizin bir İsrail – İran çatışmasında tehlikeye düşürülmesine göz yummak ne derece akılcı bir iştir, ca-i sualdir.

Dolayısıyla İsrail’le son zamanlarda vaki olan diplomatik gerginliğin temelinde de, füze kalkanının konuçlandırılmasını gölgelendirme ve kolaylaştırma yatmaktadır. Yoksa bütün savaş araçlarımızın onarımının İsrail’in elinde olduğu bilinirken, buna rağmen meydan okumak milleti uyutma amacına matuftur. Gerek ABD’nden alınan F 16’ların ve gerekse diğer ülkelerden alınan tankların yazılımları henüz çözümlenememiştir. Buna gayret gösteren Türk mühendislerinin birbiri ardına öldürülmüş olduğu bilinmektedir. Bunlara intihar süsü verdirenler de yine emperyal güçlerdir. Bunu görmemek için insanın deli olması gerekir.

Bütün bunlara rağmen bizim yapacağımız iş, komşularımızla olan münasebetleri artırmak, onlara kardeşçe yaklaşmaktır. ABD ve AB’nin kıskacından kurtulmaktır. ABD’nin güdümüne giren ülkelerdeki alayu vala ile karşılanmalar bizi aldatmamalıdır. Zira ABD’nin Mısır’da oluşturduğu yeni hükümet Pentagon hükümetidir. Libya’da oluşturulmak istenen hükümet ise, yine dıştan güdümlü bir Amerikan oyunudur. Bu oyun NATO eli ile kullanılmaktadır. Gerek Libya’da ve gerekse Mısır’da hedeflenen sonuç sağlanmış durumdadır. Zira ABD Süveyş Kanalına hakim olmuş, Libya’nın petrollerinin de taksimine başlamış bulunmaktadır. Bu olaylarda bize düşen sadece şakşakçılıktan ibaret olmamalıdır.

Not: Şehir dışında bulunacağımızdan bir müddet yazılarımıza ara veriyoruz. Selamlar.


İsmail MÜFTÜOĞLU, 15 Eylül 2011
i-muftuoglu@hotmail.com
Kullanıcı küçük betizi
Güncel Meydan
Üye
Üye
 
İletiler: 584
Kayıt: Pzr Eki 12, 2008 23:12

Şu dizine dön: İsmail MÜFTÜOĞLU

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x