Türkiye'mizin Yugoslavya Olmasına İzin Verecek miyiz?

Türkiye'mizin Yugoslavya Olmasına İzin Verecek miyiz?

İletigönderen İrfan Tuna » Prş Eki 20, 2011 15:39

TÜRKİYE’MİZİN YUGOSLAVYA OLMASINA İZİN VERECEK MİYİZ?

Yandaş medyaya ve AKP Hükümeti’nin temsilcilerine bakarsanız, son günlerde tırmanan terör olayları, Hükümet tarafından yürütülen ‘Yeni ve Sivil’ Anayasa çalışmalarını baltalamak içinmiş…

Peki, soralım o zaman:

Bu ‘Yeni ve Sivil’ Anayasa, aslında hangi değişiklikleri gerçekleştirmek için yapılmaktadır?

Türkiye Cumhuriyeti ulusal devletine yurttaşlık bağıyla bağlı olmayı ifade eden Türk Milleti ve Türklük kavramını ulusal değil de etnik bir kavrammış gibi yorumlayarak Anayasa’dan çıkarmak için yapılmıyor mu bu ‘Yeni ve Sivil’ Anayasa? Devletin ulusal ve üniter yapısını güvence altına alan maddelerden kurtulmak için değil mi bu ‘Yeni Anayasa’ telaşı?

Peki, son günlerde terör saldırılarını tırmandıran, en son Irak’ın kuzeyindeki kamplarından gelerek Hakkâri Çukurca’da onlarca Mehmetçiğimizi şehit eden, onlarcasını yaralayan PKK’nın istediği de, bu değişikliklerin bir an önce yapılması değil mi?

Dahası, terör eylemlerini tırmandıran PKK; aynı zamanda ‘Yeni Anayasa’nın bir an önce hazırlanması için talimatlar yağdıran ABD tarafından korunup kollanmıyor mu, desteklenmiyor mu?

Öyle olmasaydı, teröristler ABD tarafından kontrol edilen Irak’ın kuzeyindeki kamplarından ellerini kollarını sallayarak gelip, Hakkari Çukurca’da aynı anda 8 ayrı noktada Mehmetçiklerimize ağır kayıplar verdirdikleri bu saldırıyı gerçekleştirebilirler miydi? Böylesine organize bir saldırı, teröristlerin geldiği bölgeyi uyduyla, her türlü teknolojik ve askeri olanakla kontrol altında tutan ABD’nin desteği olmadan yapılabilir miydi?

***

Evet, bu ve buna benzer sorulara verilecek yanıtlar aynı zamanda içinde bulunduğumuz durumun ipuçlarını da veriyor zaten.

Her şeyden önce şu açık ve net gerçeği görelim: Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulusal ve üniter yapısını ortadan kaldırmak isteyen güç, ABD emperyalizmidir. Üstelik hiç gizli de değil, ABD emperyalizminin en yetkili temsilcileri, Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi adındaki emperyalist projeyle, bölgedeki ulusal devletleri dağıtmak istediklerini, ülkemizle birlikte bölgemizdeki 24 ülkenin sınırlarını ve rejimlerini değiştirmek istediklerini yıllar önce açıklamışlardır.

Şunu çok iyi bilelim ki, yapılmak istenen Yeni Anayasa’nın da, PKK’nın terör eylemlerinin de hedefinde ; ulusal bütünlüğümüz ve ABD tarafından dağıtılmaya çalışılan Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulusal ve üniter yapısı vardır.

Bir ulusal devletin, emperyalist merkezler tarafından hangi yöntemlerle nasıl acımasızca dağıtıldığını unutmuş olanlar ya da bilmeyenler için Yugoslavya deneyinin çok büyük önemi vardır.

Bu deneyi bizzat içinde yaşayarak gören Teoman Alili, orada yaşananları ‘‘Yugoslavya Dersleri’’ kitabında anlatmıştı.

Sevgili Banu Avar, bu kitabı tanıtmak için yazdığı ve 8 Kasım 2010 tarihinde Odatv’de yayımlanan ‘‘Bu Kitabı Ancak O Yazabilirdi’’ başlıklı yazısında, bu kitabın ‘‘Bugün adı bile kalmayan bir ülkeden alınması gereken dersleri önümüze koyduğunu’’ belirtmişti.

Banu Avar, emperyalist merkezler tarafından Yugoslavya’ya uygulatılan yıkım programını şu sözlerle anlatmıştı:

‘‘…Batıda eğitilmiş uzmanlar ortalığı kapladı.. Sinsice kurumlara el atmışlardı… Dünyaya açılma programı uygulayacaklardı… Önce fabrikalar kapandı, rüşvet, yolsuzluk çılgınca arttı. İşsizler ordusundan lumpenler çıktı… Ardından etnik ve dini bölünme oyunu sahnelendi. Sendikalar bölündü. Yabancı sermaye sendikal hareketi etnik olarak örgütleyecekti… 1990'da yargıya el konuldu.. Anayasa'yı Koruma Mahkemesi kaldırılacak, denetim Adalet Bakanlığı'nın olacaktı. Her yanı CIA ajanları kapladı. Siyaset ve ekonomiyi yönlendirdikleri gibi eğitime de el atmışlardı.. Yeni kuşaklar Soros kuşağı olacaklardı… Medya tamamen ele geçirilecek, Yugoslavya yok olurken insanlara ‘pembe dizi’ izletilecekti! Ordu bu süreçte paramparça edildi. Paramiliter etnik gruplar oluşturuldu sonra savaştırıldı… Önce Sırplar Hırvatlarla kapışacak sonra Bosna’ya saldırılacaktı. Ayrılık ‘Din’ kullanılarak gerçekleştirildi. Bir referandumla Bosna ayrılık kararı aldı ardından katledildi. İşte bunun adı ‘birbirine kırdırma’ siyaseti! Ve zamanı gelince, sahneye Birleşmiş Milletler çıktı. Önce katliamı seyrettiler sonra kendi oyunlarını sahnelediler.

SOROS ÇOCUKLARI ORADAYDI

Kılcal damar operasyonu Soros’un çocukları’nca yönlendirildi. Açık Toplum Vakfı, Otpor adlı örgütler süreci denetledi ve şekillendirdi…

Akıl hocaları emekli Amerikan generalleriydi… ‘Ordu köşesine çekilsin!’ diyerek Yugoslavya Halk Ordusuna karşı çıkanlar Amerikan generallerinin esiri oldular!

Sonra, Yugoslavya’nın yerle bir edilmesinde kullanılan, bir zamanların genç liderleri yavaşça sahneden silindiler, işleri bitmişti. Bazıları bölünüp parçalanmış ülkenin bir parçasının başına atandı… Bazılarının cesetlerine kenar mahallelerde rastlandı..Belki de sürecin sonunda, konuşmaya , neler olduğunu anlatmaya tevessül etmişlerdi…’’


***

Yüksek maaşlarla ortalığı kaplayan batıda eğitilmiş ‘uzmanlar’… Dünyaya açılma programları… Kapatılan fabrikalar, satılan varlıklar… Çığ gibi büyüyen rüşvet, yolsuzluk, işsizlik ve toplumsal çürüme… Yargının, medyanın ele geçirilmesi… Toplumu uyuşturan ‘pembe’ diziler, düzmece yayınlar… ‘‘Ordu köşesine çekilsin!’’ sözleri… Ordu’nun paramparça edilmesi… Silahlı etnik grupların oluşturulması… Soros’un ‘sivil’ toplum örgütleri aracılığıyla yaratılan etnik düşmanlıklar… Emperyalist merkezlerin önce iç çatışmaları kışkırtıp, sonra bir ‘kurtarıcı’ gibi duruma müdahale etmesi… Ve emperyalist haydutlarla uşakları tarafından dağıtılan bir ulusal devlet… Paramparça olan, içinden 8 ayrı etnik yapılanma çıkarılan bir ülke…

Evet dostlar, hiç tanıdık gelmiyor mu size bunlar?

Söyleyin, Türkiye’mizin de emperyalistler ve onların uşakları tarafından aynı yöntemlerle dağıtılmasına, iç çatışmalarla parçalanmasına izin verecek miyiz, vermeyecek miyiz? Bu durumu bir köşeden film izler gibi izleyecek miyiz; yoksa bu duruma bir son vermek ve insanlarımızı emperyalistlerin kontrol ve denetiminden kurtarmak, bu oyunu bozmak için örgütlenecek, güçlerimizi birleştirecek miyiz?

İşte günümüzün en yaşamsal sorusu budur.


İrfan Tuna - 20 Ekim 2011
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Şu dizine dön: İrfan TUNA

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x