Suriye’ye müdahale konusunda Türkiye’yi taşeron olarak kullanmak isteyenlerin planları şu ana kadar tutmadı.
Peki ama neden?
Şöyle bir düşünün…
Halkın yarısının oylarıyla iktidara gelmiş bir hükümet varken,
O hükümetin üyeleri bulduğu her fırsatta Suriye konusunu gündeme getirip savaşı dillendirirken,
Sorgusuz sualsiz hükümete inanan ve oy veren insanlar varken,
AB/D koalisyonu Türkiye hükümetinin arkasındayız derken,
üstelik Suriye’de milletimizin tepki vereceği provokasyonlar yapılırken,
Ülkeyi yönetenler, neden Suriye’ye karşı müdahalede bulunamadı dersiniz?
Bunun iki nedeni var. Birincisi Milletimiz Suriye'de bir iç savaş ve ayaklanma olmadığının çok net bir şekilde farkında.
İkincisi ise sermaye grupları savaşta para kaybedecekleri korkusuyla destek vermediler.
Bu yüzden müdahaleye zemin için gerekli şartlar, bir türlü sağlanamadı.
Oysa birazcık milletimiz müdahale konusunda destek verse, sermaye grubunu ikna etmek daha önce de söyledikleri gibi, “Bitaraf olan bertaraf olur” denilerek çok kolay sağlanırdı.
Ama milletimiz destek vermediğinden, BOP’çular şu an Suriye’de çamura batmış durumda.
Libya’ya müdahale eden küresel güçler ise şunu çok iyi biliyordu;
Suriye halkı Libya'daki gibi değil. Bilinçliler.
Oynanan oyunları görüp, sevsin ya da sevmesinler Esad’ın arkasında duruyorlar.
Rusya ve Çin’in savaş tehdidi ise cabası.
Oysa Türkiye’nin müdahalesi; İki komşu ülkenin savaşı demek ve bu savaş da taraf olmayacak olan bir NATO, aynı zamanda üyeleri olan Rusya ve Çin’in zaruri olarak aradan çekilmesi demekti.
Bu yüzden Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi, küresel elitler için hayati önem taşıyordu.
Uyum yasası adı altında, Milletimizin ve devletimizin değer yargılarına ters gelen kanunları AB istedi diye, bir bir geçirenler için ise bu kez durum farklıydı.
Bu sefer söz konusu olan kendi ordumuzun, Mehmetçiğin elinde silahıyla Müslüman bir ülkeyle savaşmasıydı.
Şu düşünülebilir. Daha önce NATO'nun Libya'da ne işi var deyip, sonra tam destek verdiler.
NATO Müslüman bir ülkeyi bombalarken, bizimkilerde bavulla para gönderiyordu.
Bu bile açık ve netken kimse, “Sen ne yapıyorsun” demedi. Sorgulamadı.
Libya Müslüman ülke değil miydi denilebilir.
Ama burada, şu var.
Türkiye Libya müdahalesinde direkt savaşan bir ülke değildi.
Libya'da NATO’ya verilen desteği öyle ya da böyle anlamayıp sorgulamayan insanlarımız, Suriye ile savaşta Mehmetçikler şehit olmaya başladığında sorgular.
Sen ne yapıyorsun, niye savaşıyoruz kime hizmet ediyoruz demeye başlardı.
Ülkeyi yönetenler de bunu çok iyi bildiklerinden Türkiye'de hemen her grubun desteğini almaları gerekiyordu.
İşte bu desteği alamadılar.
Milletin ve sermaye gruplarının desteğini alamayanlar adım atamadı, dolasıyla küresel güçler de tıkandı kaldı.
Dünya lideriyiz, dünya ülkesiyiz, dünya liderine sahibiz diyoruz ama işin acı yanı;
Bir yanda çıkarları için dünyanın öbür ucundan gelip Ortadoğu’ya çöreklenenler, diğer tarafta on binlerce kilometre uzaklardan gelip çıkarları için dur deyip, karşı çıkanlar.
Aralarında da kendi çıkarları yerine, başka devletlere taşeronluk yaptırılmak istenen Türkiye var.
Ama şu da bir gerçek ki milletimiz uyanık olduğu sürece, hiç bir zaman başka devletlerin çıkarlarına hizmet etmeyecek ve taşeron olmayacaktır.
Ne mutlu ki Türküm ve uyumuyorum diyenlere..
Levent Bulut
leventbulut@haberokur.com