Türkiye'nin Sorunu

Türkiye'nin Sorunu

İletigönderen sessiz sedasız » Pzr Kas 08, 2009 12:40

Beykent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezinin (BÜSAM) düzenlediği açık oturuma katılan Büyükanıt, «Türkiye'nin Irak'la ilgili bir politikası yok» diyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor:

«Bir şeyin politikası olabilmesi için uygulanabilir olması lazım. Güvenlik söz konusuysa, o politikaların kuvvetle desteklenmesi lazım. «Kerkük'e bir şey olursa, biz buna sessiz kalmayız». Kalmayıp ne yapacaksınız? Eğer böyle bir planınız yoksa hiç sesinizi çıkarmayacaksınız, çünkü o zaman güvenilirliğiniz zayıflıyor. Irak'ın kuzeyindeki durumu biz yarattık, Türkiye yarattı.»

1 Mart Tezkeresi'nin reddedilmesinin ABD'nin büyük bir şok yaşamasına neden olduğunu söyleyen Büyükanıt, şöyle devam ediyor:

«1 Mart Tezkeresi geçseydi, Silahlı Kuvvetler de kuzeyde belli bir bölgeye kadar girecekti. O bölge yaklaşık 30 kilometre civarında... Türkiye'nin de «doğal hududu» diyebiliriz oraya. Kimsenin toprağını işgal etmeye gitmeyecektik, amaorayı kontrolümüz altına alsaydık şimdi Barzani'ye böyle kızmaya lüzum kalmazdı.»


Eski Genelkurmay Başkanı'nın bu sözlerini birçok gazete «Büyükanıt'tan şok açıklama» şeklindeki başlıklarla verdi. Oysa ortada şok olacak bir durum yok. Yaşar Paşa, Genelkurmay Başkanı iken de ABD ve Büyük Ortadoğu Projesi'ni destekliyor, Türkiye'nin «süreci yönetmesi» ve «katkı yapması» nı, kısacası emperyalizm ile uyum içinde davranılması gerektiğini savunuyordu.Bugün de yine aynı çerçevede yorumlar yapıyor. Kenan Evren'in 12 Eylül döneminde «Bu yarbaya dikkat edin... İstikbal vaat ediyor... İleride büyük komutan olacak» diye övdüğü, Org. Özkök'ün «büyük anıt oluyor» diye alkışladığı Yaşar Paşa, asıl aksini söylemiş olsaydı şok olmak gerekirdi.

Evet, «Irak'ın kuzeyindeki durumu biz yarattık, Türkiye yarattı.» Ama bu durumun ortaya çıkmasında, Yaşar Büyükanıt'ın iddia ettiği gibi, 1 Mart Tezkeresi'nin TBMM'de yeterli desteği alamayarak reddedilmesi ve « Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kuzeyde belli bir bölgeye kadar» girememiş olması değil, 1991'den 2003'e kadar İncirlik'te konuşlanmasına izin verilen Çekiç Güç'ün rolü belirleyici olmuştur. 1991'den beri Türkiye'yi yöneten bütün hükümetler ve Milli Güvenlik Kurulu üyeleri, Çekiç Güç'ün Türkiye'deki varlığına imkân sağlayarak Irak'ın Kuzey'indeki bugünkü durumun ortaya çıkmasından sorumludur. Türkiye'nin ulusal çıkarlarını ABD ve AB ile uyumlu kılmasının tartışılamaz ve aksi düşünülemez bir strateji olduğu sabit fikrine sahip olan tüm asker ve sivil yöneticiler de sadece Kuzey Irak'taki durumun ortaya çıkmasından değil, ülkemizin bugün içine düştüğü içler acısı halden de birinci derecede sorumludur.

Yaşar Büyükanıt, «1 Mart Tezkeresi geçseydi, Silahlı Kuvvetler de kuzeyde belli bir bölgeye kadar girecekti.» diyor.

Peki, TBMM, 1 Mart Tezkeresi'ni onaylamış olsaydı başka neler olacaktı?

Tezkere, sadece «Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesine» değil, aynı zamanda «yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için Hükümet'e yetki verilmesine ilişkin» değil miydi? Örneğin bu çerçevede 60 bin civarında yabancı askeri personelin 6 ay süreyle Türkiye'de bulunması öngörülmüyor muydu? Diğer bir ifadeyle, on binlerce ABD askeri de bu arada Türkiye'ye girmeyecek miydi? ABD'nin Türkiye'nin birçok ilinde ve bölgesinde yolları ve çeşitli ulaşım birimlerini kullanmak için hazırlık yaptığını, hatta Silopi'de arazi kiraladığını ne çabuk unuttuk! Kısacası, 1 Mart Tezkeresi Meclis'ten geçmiş olsaydı Türkiye'ye gelecek olan yabancı askeri personel, bölücü örgütün bugün Türkiye'ye karşı çok daha etkin olarak kullanılabilmesini sağlayacak maddi koşulları Türkiye sınırları içinde yaratmış olacaktı. 2003'ten sonra Kuzey Irak'ı Türkiye'ye yasaklayan ABD'nin, eğer Tezkere geçmiş olsaydı, Türkiye'de on binlerce asker bulundurmasının ne tür sonuçlar yaratabileceğini düşünebiliyor musunuz? Güneydoğu'da görev yapmış birçok askerin, ABD'nin PKK'ya kimi dönemlerde lojistik destek ve istihbarat sağladığı yönündeki açıklamaları artık televizyon programlarında bile dillendiriliyorken, Tezkere'nin kabul edilmesi sonucu Türkiye'ye gelecek olan on binlerce ABD askerinin bu yönde ne tür bir işleve sahip olabileceği göz ardı edilebilir mi?

Ne var ki Yaşar Büyükanıt, bütün bunları dile getirmiyor da, sadece Tezkere'nin ordunun Irak'ın kuzeyinde belli bir bölgeye kadar inmesine imkân vereceğini vurguluyor!

Neden?

Yaşar Büyükanıt, Tezkere'nin içeriğini unuttu mu?

Büyükanıt'a göre «Türkiye'nin Irak'la ilgili bir politikası yok.»

Neden yok peki?

Çünkü

«bir şeyin politikası olabilmesi için uygulanabilir olması lazım. Güvenlik söz konusuysa, o politikaların kuvvetle desteklenmesi lazım. «Kerkük'e bir şey olursa, biz buna sessiz kalmayız». Kalmayıp ne yapacaksınız?»

Böyle diyor Büyükanıt...

Bu, bir gerçeğin altını çizmek midir, yoksa bir iktidarsızlık ilanı mıdır, bunun yorumu okuyucuya ait... Ama politikalarınızı destekleyecek kuvvete sahip değilseniz ve bunun sonucunda «sessiz kalmayıp da ne yapacaksınız?» demek zorunda kalıyorsanız, bu durumu yaratan asıl neden emperyalizme bağımlılık, diğer bir ifadeyle siyasî, askerî ve ekonomik bağımsızlığımızı yitirmiş olmamızdır. Zaten öyle olduğu için de Büyükanıt, bugün bile Tezkere'nin, ABD askerinin Türkiye'nin bir bölgesini bir tür «işgal» altına alacak olmasına dokunmuyor! Oysa politikasızlıktan, politikaların kuvvetle desteklenememesinden dert yanan, «sessiz kalmayıp da ne yapacaksınız?» diye hayıflanan bir kişinin, asıl bu olgunun nedenlerini ifade etmesi gerekmez mi ? Birkaç yıl önce Büyük Ortadoğu Projesi'ne «geleceği tahmin etmek gerek» diye övgüler düzen Yaşar Büyükanıt, emperyalizme bu bağımlılığın nedenlerini ve sonuçlarını göremeyecek kadar öngörüsüz mü yoksa!

TBMM, 2003 yılında Tezkere'yi kabul etmediği için Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a giremediğini vurgulayan ve «orayı kontrolümüz altına alsaydık şimdi Barzani'ye böyle kızmaya lüzum kalmazdı» diyen Yaşar Büyükanıt'a sormak gerek:

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin «orayı kontrolümüz altına» almasına engel olan Barzani'nin caydırı askeri üstünlüğü müydü? Dağlıca Baskını'ndan sonra bile Türk ordusunun ancak bir hafta süreyle Kuzey Irak'ta bulunmasına göz yuman, sonra hemen geri çekilmesini isteyen Barzani miydi? 2003'te orayı kontrolümüz altına alamadık, tamam... 2007'de alsaydık o zaman? Barzani'den mi çekindiniz?

Türkiye'nin sorunu politikasızlık değil, emperyalizm karşısında ulusal çıkarları savunacak bağımsız ve cesur kafa yapısına sahip yöneticilerinin olmamasıdır. Türkiye'nin sorunu, ABD ve AB ile müttefikliği, dış politikada ve güvenlik alanında değişmez bir unsur olarak algılayan, emperyalizmle «uyum budalası» kişiler tarafından yönetiliyor olmasıdır.

Türkiye'nin asıl sorunu, Mustafa Kemal Atatürk gibi «özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir» diyebilen ve bu yolda «ya istiklal ya ölüm» deme kararlılığını gösteren büyük devlet adamlarından yoksun olması, yetmiş yıldır«kifayetsiz muhterisler» tarafından yönetilmesidir!

Yoksa Barzani kim oluyor ki, ona kızmanın bir anlamı olsun!

Serdar ANT

Kaynak
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

Re: Türkiye'nin Sorunu

İletigönderen BabaHoroz » Pzr Kas 08, 2009 14:51

Cesur yürekler lazım bize.

Tezkere geçseydi belkide şimdi bölünmüş bir ülke olurduk.Çekiç güç gibi gitmek bilmezdi yine amerikan askerleri.Üstelik pkk ile ilişkilerini daha da ileri götürüp ayaklanma başlatacaklardı.

Tezkere geçmesine lüzum yok Büyükanıt.Oradan tehdit geldiğine göre gireceğiz oraya.Amerika cehennemin dibinden gelip Irak'a yerleşiyor hem de sudan sebeplerle.Genelkurmaybaşkanlarımız bile cesur değil.Irak'a girmek için amerikadan izin alıyoruz.Başbuğ pkk ya af istiyor.Olacak şeyler değil ama maalesef oluyor.
Osman Pamukoğlu gibi cesur yüreklerin ise önü kesiliyor,erkenden emekli ediliyor.Osman Pamukoğlu neden Genelkurmay başkanı olmadı ? Neden engellendi ?
Sadece ve Sadece DENİZLİSPOR lu,Her konuda Objektif, Dobra, AntiEmperyalist ve Tam Bir TÜRK
Kullanıcı küçük betizi
BabaHoroz
Üye
Üye
 
İletiler: 104
Kayıt: Cum Mar 07, 2008 13:21

Re: Türkiye'nin Sorunu

İletigönderen Ram » Pzr Kas 08, 2009 16:04

Osman Pamukoğlu neden Genelkurmay başkanı olmadı ? Neden engellendi ?


Neden engellensin Genelkurmay başkanlığı¿? Hani Kara Kuvvetleri Komutanı olsa, onu da geçtim, Orgeneral rütbesinde olsa anlarım da, Pamukoğlu Tümgenerallikten emeklidir(emekliliği Hüseyin KIVRIKOĞLU zamanındadır). Yani buradan Pamukoğlu'na has bir Genelkurmay başkanlığı engellemesi çıkarılamaz.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Türkiye'nin Sorunu

İletigönderen BabaHoroz » Pzr Kas 08, 2009 17:02

Engelleme son noktada olacak diye bir şey yok ki.Tehlikenin farkına vardılar ve erkenden emekli ettiler bence.Kimin için tehlike ? Dış güçler için.
Sadece ve Sadece DENİZLİSPOR lu,Her konuda Objektif, Dobra, AntiEmperyalist ve Tam Bir TÜRK
Kullanıcı küçük betizi
BabaHoroz
Üye
Üye
 
İletiler: 104
Kayıt: Cum Mar 07, 2008 13:21

Re: Türkiye'nin Sorunu

İletigönderen Ram » Pzr Kas 08, 2009 23:15

BabaHoroz yazdı:Engelleme son noktada olacak diye bir şey yok ki.Tehlikenin farkına vardılar ve erkenden emekli ettiler bence.Kimin için tehlike ? Dış güçler için.


Bugüne kadar bir üst rütbeye geçirilmeyerek emekli edilen bütün generaller, bu mantığa göre engellemiş oluyor. Bu durumda ya bu mantık yanlış, ya kısmen doğru; iki durumda da Pamukoğlu'na has bir engellenme sonucu çıkarılamaz.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x