Türkiye’yi şikayet etti

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

Türkiye’yi şikayet etti

İletigönderen Türk-Kan » Sal Eki 09, 2007 10:04

Türk’e küfrederek kazandığı para ile New York’ta 1.8 milyon dolara ev satın alan iftiracı Pamuk, “Ülkemde biraz fazla korumayla dolaşıyorum” dedi

Orhan Pamuk, ABD’nin New York kentinde Salman Rüşti ile yaptığı ‘Vatan sohbeti’nde Türkiye’ye yönelik yine suçlayıcı ifadeler kullandı. “Türkler 1 milyon Ermeni’yi 30 bin kürdü katletti” sözleri ile Nobel’i kazanan Pamuk, ‘şeytan ayetleri’nin yazarı Rüşti ile sohbette “Ülkemde biraz fazla güvenlikle dolaşıyorum” dedi. Akşam yazarı Mehveş Evin, dünkü köşe yazısında konuyla ilgili olarak şunları yazdı:

Polis koruması ile gezebiliyor
Orhan Pamuk ve Salman Rushdie’nin ‘Anavatan’ konulu sohbetini izlemek için yüzlerce insan, 16’ncı sokağa taşan kuyrukta sabırla bekliyor... Kapıda güvenlik kontrolu yok. Salona sırayla alınıyor ve sahnenin etrafına dizilen 6 kişilik masaları başkalarıyla paylaşıyoruz... İki yazar kısaca tanıtılırken Pamuk için ‘kendi ülkesiyle garip bir ilişkisi var... Hem İstanbul hakkında sevecen portreler yazıyor, hem de milliyetçi grupların tehdidi altında. 1915 olaylarıyla ilgili söyledikleri yüzünden yargılandı ve şimdi de ancak polis korumasıyla kendi ülkesinde gezebiliyor...’ Tabii ki bu tanımlamalar, zaten her şeyi belirli kalıplara göre algılayan ve ifade özgürlügünü ‘default’ sayan Amerikalılar için akıl alır gibi değil. O salonda oturan bir Türk içinse hiç de hoş bir portre sayılmaz. Pamuk lafı ustaca çeviriyor ‘Bakın ben burada sürgün hayatı yaşamıyorum. Ülkemde biraz fazla korumayla dolaşıyorum hepsi bu’ diyor. ‘Anavatan’ yerine ‘home’ yani vatan kelimesini tercih ediyor.

Robotvari cümleler
Pamuk ve dünyanın neresine giderse gitsin cebinde vatanını taşıdığını anlatıyor. Ancak soruları biraz fazla robotvari, cümleleri ezberlemiş gibi cevaplıyor. Bazı anlarda kendini anlatmak için çok uzun ve zor cümleler kurarken fena halde takılıyor. Bunun dışında arada espri de yapıyor. Rushdie’nın durumuyla onunki çok farklı. Doğduğu Bombay’ı genç yaşında terk eden Rushdie, İngiltere’de uzun yıllar yaşamanın verdiği rahatlık içerisinde zaten kendi dilini yarı yarıya unuttuğunu söylüyor. Rushdie’nin rahatı ve İngilizvari mizahından çok farklı bir yerde Pamuk. Aksanından kendine güvenine, bir yabancı olduğu her halinden belli. Orhan Pamuk, ‘vatan nedir’ sorusuna pek sevdigi Freudiyen göndermelerle cevap veriyor:

Hep sürgün kalıyorsunuz
Annemizin olduğu yerdir. Dünyada istediğim yere giderim ama evimi hep yanımda taşırım. Vatanın ne demek olduğunu New York’a ilk geldiğim 1985 yılında fark ettim. Benim için insanlık İstanbul’dur. Ama bunu abartırsan da temsil etme tuzağına düşmeniz mümkün. Bana hep sorarlar; kimi anlattın romanında diye. Amacım kişileri anlatmak değil, insanlık hakkında anladığımı yazmak. Rushdie bu nokatada önemli bir vurgu yapıyor. ‘Avrupalı bir yazar gelip Amerika’da yaşayınca taşınmış oluyor. Ama bir Hintli yazardan beklenilenler daha farklı. Hep exile (sürgün) olarak kalıyorsunuz.’

Vatanımı cebimde taşıyorum
İftiracının soruları biraz fazla robotvari, cümleleri ezberlemiş gibi cevapladığını anlatan Akşam yazarı Mehveş Evin, Pamuk’un dünyanın neresine giderse gitsin cebinde vatanını taşıdığını anlattığını yazdı.

Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Ram » Sal Eki 09, 2007 14:23

İzlemeyen kaldı mı bilmiyorum. Hâlâ konuşuyor bu pambıkyan.

Nihat Genç - Orhan Pamuk Nasıl Nobel Aldı? (1. Bölüm)


Nihat Genç - Orhan Pamuk Nasıl Nobel Aldı? (1. Bölüm)
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen ALTAR » Çrş Eki 10, 2007 3:27

Bu yaratığın(ona adam demek, adamlığa en büyük hakaret olur) konuşmalarını hiç izleyeniniz oldu mu bilmiyorum. Ağzını, yüzünü eğer; çok affedersiniz iki cümleyi biraraya getiremez o kadar acizdir. Ammavelakin Türk Milletine, Devletine, Bayrağına sövenler şu aralar altın çağlarını yaşamaktadırlar.
Resim
Kullanıcı küçük betizi
ALTAR
Üye
Üye
 
İletiler: 10
Kayıt: Pzt Eki 08, 2007 22:16


Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x