Türkler Lozan’da masada da kazandı

Kitapları bu bölümde tanıtabilirsiniz.

Türkler Lozan’da masada da kazandı

İletigönderen Başkomutan » Cmt May 01, 2010 1:37


LOZAN

Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesinin ve Avrupa’da yeni bir düzenin kurulmasının üzerinden dört yıl geçmiştir… Yenilen devletlerin imzaladığı antlaşmalar yürürlüğe girmiş, sadece Sevrés’in dayatıldığı ülkenin kalbinden, Anadolu’dan yükselen Milli Mücadele, galip devletleri barış için yeniden masaya oturmaya mecbur bırakmıştır…Lozan, bu yeni barış sürecini Mudanya Mütarekesi’nden Lozan Antlaşması’nın imzalanmasına dek anlatan bir belgesel:

İtilaf Devletleri’nin Türk temsilcilerine tepeden bakan tavrıyla açılan, emrivakilere boyun eğmeyen Türk heyetinin haklı tavrıyla kesintiye uğrayan, bir diplomasi dersi olarak da okunabilecek zorlu müzakerelere sahne olan çekişmeli bir konferans… Konferansa basın gözlemcisi olarak katılan Ali Naci Karacan, Lozan’ın, Dünya Savaşı ertesi kurulan yeni uluslararası düzenin çöküşünün ilk belirtileri arasında imzalanışının tanığıydı.

Karacan, Lozan Barış Konferansı anılarını, belgeler ve başka tanıklıklarla pekiştirerek yeni kuşakların da okuması için 1943’te kaleme aldı. Gençler Lozan’la tanıştığında dünya ikinci kez dev bir savaşla yakılıp yıkılıyor; Lozan’da sadece savaşın değil barışın da zorlu bir süreç olduğunu gören İsmet İnönü de Türkiye’yi büyük savaşın dışında tutmaya çalışıyordu.


ilknokta





Türkler Lozan’da masada da kazandı



KURTULUŞ Savaşı zaferle bitmiş, sıra bu zaferin dünya tarafından tesciline gelmişti.

Bunun için İsviçre’nin Lozan kentinde bir konferans toplanmasına karar verildi. Mustafa Kemal çok zorlu geçeceğini bildiği bu konferansta Türkiye’yi İsmet Paşa’nın temsil etmesine karar verdi.

İsmet Paşa askerdi. Diplomasi konusunda bir deneyimi yoktu.

Ama Mustafa Kemal bu genç generalin kurtlar sofrasında Türkiye’nin haklarını sonuna kadar savunacağına inanıyordu.

İsmet Paşa ve heyeti 11 Kasım 1922 akşamı Lozan’a geldi.

Paşa ve beraberindekiler otellerine yerleşti ve hemen çalışmalara başladı.

Ertesi gün Türk baş delegesi yabancı gazetecilere büyük yankı uyandıran ilk demecini verdi ve şöyle dedi:

“İstiklalimizi fethetmek bize pahalıya mal olmuştur. Memleketimiz tahrip edilmiştir. Büyük şehirlerimiz bugün kül halindedir. Türk heyetinin Lozan’a herkesten önce gelmesi Türkiye’nin barış arzusunu göstermektedir.”

Bir İngiliz gazeteci Paşa’ya şu soruyu yöneltti:

“Babıâli (İstanbul Hükümeti) konferansa katılacak mı?”

İsmet Paşa’nın yanıtı kısa ve kesin oldu:

“Babıâli yoktur.”



Konferans 20 Kasım 1922 Salı günü Lozan’ın Mont Benon Gazinosu’nda açıldı.

O sabah Paşa, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un konferansta konuşacağını öğrendi ve “O halde ben de konuşacağım” dedi.

Emperyalist ülkelerin temsilcileri Paşa’yı vazgeçirmek için çok uğraştılar.

Paşa kabul etmedi ve “Lord Curzon vazgeçsin o zaman ben de vazgeçerim” dedi.

Avrupalılar çaresiz kabul ettiler.

İsmet Paşa salona girerken Lord Curzon genç generalin koluna girmişti.

Bir anda bütün salon Kurtuluş Savaşı’nın muzaffer genç Türk generalini yerine oturana kadar meraklı gözlerle izledi.

Lord Curzon konuşmasını tamamladıktan sonra Paşa kürsüye geldi ve şöyle dedi:

“... Türk milleti hiçbir kurtuluş ümidi kalmadığını anlayarak istiklalini sağlamaya muvaffak oldu. Bu yolda birçok ıstıraplara katlandı. Hâlâ bu dakikada bile bir milyondan ziyade masum Türk’ün Anadolu ovalarında ve yaylalarında, evsiz ekmeksiz serseri gibi dolaştıklarını hatırlatmak isterim.”

Paşa çarpıcı mesajlar ileten konuşmasını şöyle tamamladı:

“Efendiler, çok ıstırap çektik, çok kan akıttık, bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz.”



Bilindiği gibi bir sinir harbi halinde geçen zorlu, çekişmeli konferansta İsmet Paşa, Mustafa Kemal’in Ankara’dan verdiği talimatları aynen savundu ve Türkiye’nin hürriyet ve istiklalini Lozan’da bütün dünyaya kabul ettirdi.

Milliyet Gazetesi’nin kurucusu usta ve saygın gazeteci Ali Naci Karacan belgesel niteliğindeki Lozan(*) kitabında, bu yeni ve zorlu barış sürecini Mudanya Mütarekesi’nden Lozan Antlaşması’nın imzalanmasına kadar anlatmıştır.

Lozan, konusunda yazılmış, belgelere dayalı en kapsamlı ve gerçekçi bir yapıttır.

Türkiye’nin değerlerinin dört bir yandan yozlaştırılmaya çalışıldığı bu dönemde özellikle yarının sahibi gençlerimizin bu kitabı çok dikkatle okumaları gerekir.

Lozan, Türk insanının hürriyet ve istiklali için sadece savaş meydanında ölesiye savaştığının değil, aynı zamanda masada da dünyanın en güçlü devletlerine karşı eşsiz bir direniş göstererek haklarını söke söke aldığının gerçek öyküsüdür.


(*) Lozan / Ali Naci Karacan / Yayına hazırlayan: Hulusi Turgut / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2009


TUFAN TÜRENÇ Hürriyet
01.05.10
En son Başkomutan tarafından Pzr Eki 24, 2010 10:17 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Türkler Lozan’da masada da kazandı

İletigönderen Başkomutan » Pzt Tem 26, 2010 2:08


İnönü Lozan’ı ailesi için imzalamadı



Dün Türkiye Devleti’nin kuruluşunu belgeyen Lozan Antlaşması’nın yıldönümüydü. Öyle görkemli kutlamalar falan zaten beklemiyorduk ama, her geçen yıl devletin biraz daha soğuk ve uzak baktığı bir olay haline geldi Lozan. Oysa Lozan için hiç değilse yıldönümlerinde, kurtuluşun ve kuruluşun gururu biraz daha güçlü seslerle dile getirilse... İnönü ailesinin katıldığı birkaç etkinlik ve bazı sivil toplum kuruluşlarının açıklamaları dışında fazla bir şey yok.

Lozan, başlıca iki önderin eseridir: Atatürk ve İnönü... Zaten “yedi düvel”i Lozan’a mecbur eden o ikisi değil midir?

Yedi düvel, Lozan’a mecbur olmuştur ama o “emperyalist inat”, daha Lozan’ın ilk gününde kendini göstermiştir. Antlaşma Türkiye ile imzalanacaktır ancak, galip bir ülkenin, Türkiye’nin temsilcisine söz hakkı bile vermezler. Türkiye’ye taraflardan biri gibi değil, “ihsan”da bulunulacak kabile gibi davranırlar. İngiliz temsilcisi Lord Curzon konuşunca İnönü, söz hakkı verilmediği halde kürsüye çıkar konuşur. Adamlar o kadar sinsi, o kadar hince hesaplar içindedirler ki, İnönü’ye diğer ülkelerin temsilcilerinden daha alçak bir koltuk verirler. İsmet Paşa yine kıyameti koparır ve koltuk eşitliğini de sağlar.

İnönü’nün, Lozan’da verdiği mücadele bir destan gibidir. Yeni Türkiye’nin sınırlarının belirlenmesinden kapitülasyonların kaldırılmasına, Osmanlı borçlarından tazminat sorununa kadar birçok alanda, karşısına çıkarılan güçlükleri aşmak için gösterdiği direniş, okullarda ders olarak öğretilecek kadar anlamlıdır.

Üstelik, İnönü’nün karşısında o sırada sadece “yedi düvel” değil Ankara’daki kendi hükümeti de yer almıştır. O hükümetten destek değil köstek gelir.

İyi ki Atatürk vardır. Ve o ikisinin el ele, omuz omuza vermesiyle Lozan imzalanır, imzalattırılır.

Lozan süreci, her aşamasıyla ve ayrıntılarıyla tekrar tekrar anlatılmaya muhtaçtır. Devletten vazgeçtik, bari üniversiteler, sivil toplum kuruluşları Lozan’a el atsalar.

İnönü, Lozan’ı kendi ailesi için imzalamadı ki...


Hikmet BİLA
26.07.10
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24


Şu dizine dön: Kitap Tanıtımları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x