[img]http://image.haber3.com/haber/89251.jpg[/img]
Robert Fisk: Hep sizi yok etmek istedik. Ama o kadar mert bir milletsiniz ki yok olmayız dediniz.
Independent yazarı Robert Fisk ile Osmanlının Ortadoğudaki son limanında, rıhtımdaki coşkun dalgaları seyrediyoruz. Robertın evi az ilerde, limana bakıyor. Ortadoğunun tüm sancısı dalgaların sesinde yankılanıyor. Eliyle Osmanlı liman binasını gösterdi, dalgaları işaret etti. Bu kez soruyu o sordu:
Her zaman burada çay içerim. Dinle ve havayı kokla, ne hissediyorsun? Düşünmeden ilk aklına geleni söyle. Yanıt verdim: Akdenizin kokusunu duyuyorum. Barbarosun kadırgalarını görüyorum. Başını coşkun denize doğru çevirdi ve başladı anlatmaya: Cevabını hâlâ bulamadım. Neden Birinci Dünya Savaşında sizle savaşmak zorunda kaldık. Ne acı bir kayıp... Biz sizi yok etmek istedik. Batılılar sizi yok etmek istedi. Ama siz o kadar cesur, mert ve asker bir milletsiniz ki... Türkiyenin yok olmayacağını söylediniz. Ve haklıydınız...
(Üniversitenin bayrak direğinde dalgalanan ABD bayrağını işaret ettim) Ne diyor Ortadoğuda bu bayrak size?
Ah siz gazeteciler... Nefret ediyorum sizden... Ben Ortadoğuya ilk geldiğimde Araplar korkaktı. ABD sert konuşsa yönetimlerin ödü patlardı. İran Şahı TVde azıcık diklenerek konuşsa, halk sinerdi. Araplar artık korkmuyor. 1982de Beyrutta İsrail askerleri bildiriler dağıttı. Halkın bölgeyi terketmesini istedi. Kimse yerinden kıpırdamadı. Aradan 25 yıl geçti. (Başını kaldırıp gönderdeki ABD bayrağına baktı) Ben bunu 1982 de farkettim. Amerikalılar İngilizler bunu farkettiler mi? Hiç sanmıyorum.
ABD ve İngiltere orduları Irakta ve bölgede daha ne kadar kalacak?
Irakın milli ürünü petrol değil patates veya havuç olsaydı, ABD Irakı demokratikleştirmek için gelir miydi sanıyorsun? İran ve Irak arasında fikir ayrılığı olmasaydı, ABD destek verir miydi? Batı ne zaman Ortadoğuya gelse tankıyla ve askeriyle, işgal için gelir. Biz bölgeye demokrasi ve özgürlük için değil petrolü ele geçirmek için geldik. Bizden iyilik değil, kötülük gelir. Ortadoğu, tüm sorunlarını kendi arasında çözmeli. Çünkü bu toprakların gerçek sahipleri onlar.
Ermeni sorununu yıllar önce çözmeniz gerekirdi
Yazılarında sık sık Ermeni soykırımı iddialarına yer veren Fiske bu tutumunun sebebini de sordum. Türkiye iç politikada sancılı bir dönem yaşarken Ermeni konusunu sürekli alevlendirmeniz zamansız olmadı mı? dedim. İşte yanıtları:
Anlamıyorum sizi. Bu kadar güçlü bir ordusu, halkı, büyük bir geçmişi ve zengin bir edebiyatı olan bir ülkenin davranışı böyle olmamalı. Yıllar önce bu sorunu çözmeniz gerekirdi. 1100 sayfalık son kitabımda sadece 39 sayfa Ermenilerle ilgili. Türkiye baskısı TCKnın 301inci maddesi korkusuyla, sözleşmeye aykırı olarak sürekli ertelendi. Yayınevinin 301e takılma korkusunu yabana atmıyorum. Eğer yargılanırsanız Türkiyeye gelip mahkemeye çıkarım dedim. Soruyorum size: Bu büyük ülkeye neler oluyor? Siz bana onun cevabını verin...
Türkiye Iraka girecek
Türkiyenin Ortadoğudaki rolünü nasıl görüyorsunuz?
Türkiyenin rolü büyük ve ilginç. Sizin İsrail ile yakın ilişkileriniz var. Öteki taraftan, askeriniz burada. Ama Türkiyenin şimdiye kadar bu gücünü Ortadoğuda kullandığını görmedim. Arap dünyasında size pek sıcak bakmazlar ama etkiniz büyük. Türkiye, kendi kimliği ile uğraşmaktan, iç politikası ile cebelleşmekten Ortadoğu da etkili bir politika yürütme fırsatını elde edemedi. Ortadoğu için bir umut olabilirsiniz. İsraile çok şey yaptırabilirsiniz. UNIFORdaki asker sayınızı artırabilirsiniz...
Türkiyenin Irak politikası nasıl şekillenecek?
Türkiye Iraka girecektir. AB tam üyeliğinden önce...
ABD buna ne diyecek?
ABD Iraktan çekilecek. Kürtlere desteğini de çekecek.
Peki İrana saldıracak mı?
ABDnin İrana girmeyeceğine eminim. Ama bombalamayacağından veya İsraile bombalatmayacağından emin değilim. Afganistan ve Irakta kaybettik. İranda kazanmalıyız diye hareket ederse çılgınlık olur. Araplar izin verir mi? Yanıtı zor. İrana saldırı olursa Ortadoğu darmadağın olur.
Zaten öyle değil mi?
Evet öyle. Biz Ortadoğuyu her zaman parçalamak istedik. Her zaman haritalar çizdik. Biz batılılar, harita çizmeyi çok severiz. Sünniler, Şiiler, Hıristiyanlar, Kürtler için bölgeler icad ederiz. Bunun en acı yanı ise doğunun batıdan hep yardım istemesidir. Biz her zaman doğuya yardım etmek, sözde demokratikleştirmek için gelir, sonra da bir daha çıkmayız.
Beni iki kez kaçırıp öldürmek istediler
Bunca terörün ortasında hayatta kalmayı nasıl başardınız?
İki kaçırılma teşebbüsü atlattım. 1985ti... Bir röportajdan dönüyordum. Etrafım uzun saçlı, silahlı bir grup tarafından sarıldı. Arabadan çıkardılar. Tamam, dedim içimden. Hayat bu kadar... Bir an kurtuldum. Arabalarının çamurluğuna can havliyle tekme attım. Bir bölümü düştü. O parçayı kaptığım gibi arabama atladım. Gaza sonuna kadar bastım. Beyrutun ortasında polisiye filmlerdeki gibi bir kovalamaca başladı. Commodore Oteline kendimi attım. Korumalar havaya ateş açtı. Grup kaçtı. Ertesi gün Amalın (Hizbullahı kuran hareket) kampına gittim. Arabalar kapıdaydı. Önce inkar ettiler. Çamurluğu gösterdim. Karşılıklı çay içildi. Olay kapandı. İkincisinde Hizbullaha gidiyordum. Yolun kesik olduğunu görünce direksiyon kırdım. Birkaç kurşun yanımdan geçti. Farı kapattım. Karanlıkta izimi kaybettiler.
Vatan