Türklüğün büyük başbuğu ve uşak ruhlu yaratıklar…

Türklüğün büyük başbuğu ve uşak ruhlu yaratıklar…

İletigönderen Balasagun » Pzt Haz 13, 2011 9:24

Türklüğün büyük başbuğu ve uşak ruhlu yaratıklar…

Aziz Atam
İnanılamaz bir inançla “Geldikleri gibi giderler!..” demiştin... Geldikleri gibi gittiler... Bugünkülerde: “Başımızın üzerinde yerleri var. Yeter ki gelsinler.. Her ne isterlerse seve seve veririz...” diyorlar.
“Benim hayatta biricik övüncüm, Türk olarak yaratılmamdır” demiştin. Türklüğümüzden utanan biz olduk.
Şöyle demiştin: “Türk milleti zekidir, çalışkandır” Bu zeki milletin zekâsından şüphe eden “sebük-magzlar” çıktı.
“Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir” buyurmuştun. Ellerin kapısında yerlere kapananları çok gördük...
“Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelade politikacılıkla milleti parçalamak hıyanettir” senin sözlerindi. Buna rağmen bilmem kaç çeşit etnik grup icat edildi.

Şeref ve haysiyet

“Türk milletinin damarındaki cevher-i aslisi” nden söz eden de sendin. O mübarek kana “zehir” diyen nâbekârlar için kıyametler koparıldı.
“Süngü, kuvvet, şeref ve haysiyetin müdafaa edemediği hatlar, başka hiçbir prensiple müdafaa edilemez” de senin sözlerindi. Ne yazık ki, şeref ve haysiyetin ayaklar altında süründüğüne şahit olduk.
Bir gün şöyle demiştin: “Düşman kim ve hangi milletten olursa olsun bence birdir”. Bugünküler de şöyle diyorlar: “Türk olmasın da, kim olursa olsun!..”
“Ordu, Türk ordusu!.. İşte bütün milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan şanlı ad!.. Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. Ordumuz, Türk topraklarının ve Türkiye idealini gerçekleştirmek için harcamakta olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız teminatıdır”, “Askerî hareket, siyasî faaliyetin ümitsiz olduğu noktada başlar” diyen de sendin... O kutlu ocağa uzanan dilleri koparamadık.

Resim

Kadının yeri

“Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir mevcudiyettir” diye nitelendirdiğin Türk kadınını günümüzde müstefreşe veya koket olarak görmek isteyenlerden geçilmiyor. Sonra da feminizm nutukları atmaktan geri kalmıyorlar.
“Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz”, “Ezan ve Kuran’ı Türklerden başka hiçbir Müslüman millet bu kadar güzel okuyamaz”. Bunları da senden dinlemiştik. Hadis kitapları hazırlatan, Tefsirler yazdıran, Türklerin dinî tarihini kaleme aldıran senin bile imanından şüphe eden densizler zuhur etti.

Vatan toprağı

Yüzyıllar ötesinden sesler getiren, Mete Han’ı hatırlatan bu konuşma da senindi Aziz Atam: “Türk vatanının bir karış toprağı için bütün bir millet bir vücut olarak ayağa kalkar...” Böyle dediğin hâlde, “bu cennet vatanı” babalarının çiftliği sanan “entel” ler danteller, “AB-D’nin müdahalesi, Türk Ordusunun karışmasından daha iyidir” diyen “estet” ler ortaya çıktı.
“Beni Türk doktorlarına emanet ediniz” demiştin. Cebinde üç beş kuruş gören, tedavi için soluğu Amerikalarda alır oldu... Sanki Türk doktorları yabancı meslektaşlarından geri kalıyormuş, sırasında onları geçmiyormuş gibi!..
29 Ekim 1923’te şunları söylemiştin: “Onların (dış Türklerin) bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekir”. Senin bu sözleri söylemenden 70 yıl sonra “Adriyatik’ten Çin Şeddine” nutukları atılırken, ekâbir takımından aynı konuda şunları duymak bahtsızlığına uğradık: “Hazırlıksız yakalandık!..”

Basının özelliği

“Basın milletin vicdanının müşterek sesidir” diyen Atam, Anıtkabir’den bir kulak ver: O basın, büyük çokluğuyla, şimdi kimlerin borazanı?..
Bütün ömrün boyunca Türk diye diye, Türklük diye diye didindiğin, durduğun; 57 yıllık bir ömrü Türklük yolunda vakıf çeşme gibi sebil ettiğin hâlde sana da çeşitli kisveler giydirmeye yeltenenler olmadı değil. Hâlbuki şunları da söyleyen sendin: “Biz ne bolşevikiz, ne de komünist; ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız”
Sana, Türklüğe ve Türk ordusuna uzanan dilleri koparamadık; anaları belli, babaları yüz elli olanların kara çalan kalemlerini kıramadık; o bet sesleri susturamadık...
Bağışla bizi Aziz Atam!..

Yeniçağ, 3 Mart 2011
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x