Türkmen Temsilcileri: "Kerkük, Kürdistan'a Bağlanırsa Sorunlar Çözülür"


Kerkük’teki Siyasi Parti ve Sivil Toplum Örgütleri temsilcilerinden oluşan Türkmen Heyeti, Kürdistan Bölge Parlamentosu Başkanı Yardımcısı Dr.Kemal Kerküki ile yaptığı görüşmede, Kürt ve Türkmen halkının geçmişe dayalı kardeşlik ilişkilerinin devam ettiğini bildirdi. Türkmen Heyeti, Irak Anayasası’nın Kerkük ve diğer sorunlu bölgelerle ilgili 140.maddenin uygulanmasında acele edilmesini istedi.

Türkmen Doğuş Pratisi, Türkmen Birlik Partisi, Türkmen Bayrak Kültür Derneği ile Kerkük’teki Türkmen Kadınlarını Koruma Derneği Başkan ve üyelerinden oluşan Türkmen heyeti, Kürdistan Parlamentosu Başkan yardımcısı Dr.Kemal Kerküki ile bir araya geldi.

Kerkük’teki Türkmen vatandaşların beklenti ve taleplerini Parlamento Başkanlığına ileten Türkmen heyeti; “Hiçbir değişiklik yapılmadan 140.maddenin uygulanması ve Kerkük ve diğer sorunlu bölgelerin Kürdistan Bölgesi’ne bağlanmasını sorunların çözüm anahtarı olarak görüyoruz. Ayrıca biz Türkmen halkı olarak 140.maddenin uygulanması ve referandumun da zamanında yapılmasını destekliyoruz" dedi.

Kürdistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Dr.Kemal Kerküki ise, 140.maddenin uygulanmasının Irak Anayasası ve anayasaya oy veren Irak halklarına saygı gösterilmesinin bir ifadesi olduğunu söyledi.

Kemal Kerküki şunları belirtti: “Kerkük’ün Kürdistan Bölgesi’ne bağlanmasıyla Kerküklü Kürt, Türkmen, Keldani, Aşuri, Ermeni ve yerli Arapların birlikte yaşayabileceği örnek bir kent olacağı kanaatindeyiz ve bunun için gereken çabayı veriyoruz. 140.maddenin ertelenmesi söz konusu olamaz, Kürt siyasi liderliği, Kürdistan halkı çıkarına olmayan herhangi bir düzenlemeyi kabul etmesi mümkün değildir” diye konuştu.

Kerküki, Kerkük’te yaşayan tüm etnik gruplara eşit mesafede yaklaştıklarını kayddetti.

Kaynak:Barzani'nin web sitesi
http://pukmedia.com/turkish/index.php?o ... 6&Itemid=4
18.06.2007


Not:Türk Milleti'nin kadersizliği işte hep böyle içindeki çürüklerden,soysuzlardan kaynaklanmaktadır.Bu dernek ve partiler parlamento seçimlerinde ya Kürt adayları ya da Arap adayları desteklemişlerdi.Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti'nin tek muhatap kabul ettiği Türkmen Cephesi,Irak'taki Türkmenlerin çoğunu değil,azını temsil ediyor.Zaten neredeyse Kürtler kadar nüfusları olduğu halde 3 milletvekili çıkartmaları da bu işteki yamukluğu göstermiştir.Yani hile hurda yapıldığı da söylendi ama esas neden Türkmenlerin MİLLET olmayı becerememiş olmalarındandır.

ya satılmış oldukları belli ama bu bir nevi demekki Türkmenlerin orda çok zulm gördüğü anlamına geliyor bir bakımada

Medcezir kardeşim,yıkamazlar yine de,yıkılmayız da,çok koyar be!!!Hani en güvendiğin arkadaşının sana attığı kazık gözünü yaşartır,boğazını düğümler,dilini kurutur,şöyle adamakıllı bir yumruk yemiş gibi hissedersin ya midene!Öyle olur işte.

Alperen kardeşim,tabi ki Türkmenler çok zulüm gördü,görüyor.Irak'ın işgalinden itibaren tapu dairelerinin yağmalanması neticesinde yüzbinlerce Türkmen yerlerinden edildi.Bizim hükümetimiz ise aynı dönemde önce Ecevit,sonra Deniz Baykal "Irak'a girip tampon bölge oluşturalım"dediği halde onları dinlemedi.Yapılanlara resmen seyirci kaldı.Sürekli gidip Amerika'ya şikayet etti.Hala da öyle yapıyor..Yahu o adamları kuran ve kullanan zaten Amerika!Sen onları şikayet ettiğin de sorun hallolur mu?Kendi sorununu,kendi halledemeyen devlet,bağımlı devlettir.Bağımsızlığını kaybetmiş demektir.

Bakalım bu komediyi nereye kadar izleyeceğiz?Çünkü adamlar o kadar sistemli ve programlı ki?Olası bir Kerkük'e müdahalenin-bu hükümetle olmaz canım,orası kesin,seçim sonrası hükümet zamanında diyorum-bile belki de bu şekilde önüne geçmeyi hedefliyorlar.Yani aynı Kıbrıs'ta satılmış Türkler yarattıkları gibi,Irak'ta da satılmış Türkmenler yaratmışlar,yaratıyorlar.Yani Türkiye oraya müdahale ettiğinde,bu tür Türkmenlerin kalkıp,"biz sizin müdahalenizi istemiyoruz,biz Kürdistan yönetiminde yaşamak istiyoruz."demiyeceklerine mi inanırsınız,diyeceklerine mi inanırsınız?İşte bu yüzden kendimizi düşünerek hareket etmeliyiz,oradaki Türkmenler kardeşlerimiz,kabuşl.Ama tıpkı Kıbrıs'tan vazgeçemeyeceğimiz gibi Kerkük'teki veya Irak'taki herhangi bir statüko değişikliğini de kabul etmemeliyiz.