Tuzla gerçeği!

Tartışma Alanı

Tuzla gerçeği!

İletigönderen Ram » Cmt Şub 16, 2008 10:37



Tuzla Tersanesi'nin, deniz görmeyen işçileri...

2000 yılından bu yana Tuzla’da tersanelerde çalışan 51, son 7 ayda ise 15 işçi hayatını kaybetti. Son olarak bizim bu haberi hazırladığımız sırada Cevat Toy isimli işçi, geminin üzerinde çalışırken bulunduğu yerden geminin ambarına düşerek yaşamını yitirdi. Onların ölümüne neden olan çalışma şartlarına geçmeden önce işçilerin tersane dışındaki hayatlarına evlerine gidiyoruz. Tuzla tersanelerinde akşam olduğunda işçiler paydos ediyor. Kimisi trenle, kimisi otobüsle, kimisi yürüyerek evlerine gidiyor… Ve akşam saatlerinde biz Tuzla tersanelerindeki bir başka gerçekle karşılaşıyoruz.

Tuzla’nın arka mahallelerinde, küçük odalarda yaşayan, daha önce pek çoğu hayatlarında deniz görmemiş ve tersanelerde çalışmaya gelen Urfalı işçilerle tanışıyoruz… Tıpkı geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren tersane işçisi Samsunlu Metin Turan gibi, Urfalı işçiler de çeşitli umutlarla İstanbul’a gelmişler. Ve tersanede iş bulduktan sonra Tuzla’da, içinde kendilerinden başka kimsenin bulunmadığı bekâr odalarına yerleşmişler…

Biz bu bekâr odalarından birine girdiğimizde, pek hoş olmayan bir manzarayla karşılaşıyoruz. Ağır bir kokunun olduğu bu odada daha birkaç gün önce İstanbul’a gelen Urfalı işçiler kalıyor… Hepsi yerde, oldukça kötü görünen eski halıların üzerinde yatıyor. Bulundukları odada onları ısıtacak bir şey olmadığı için hepsi battaniyelere sarınmış. Ama bizi en çok şaşırtan, Urfalı işçilerin bu odaya bir ay için tam 1 buçuk milyar lira ödemesi oluyor…

İşçilerle konuşmak istediğimizde bazıları kamera karşısına geçmek istemiyor, bazıları ise bizimle röportaj yapmayı kabul ediyorlar… Urfalı işçilerden, Tuzla’nın başka bölgelerinde bunun gibi pek çok bekar odası olduğunu öğreniyoruz. Ve bu bekâr odalarından başka birine gidiyoruz. Burası Tuzla’da, tersanelerde çalışan işçilerin kaldığı bir apartman…

Apartmanda çeşitli büyüklüklerdeki dairelerin pek çoğu oda oda kiraya verilmiş. Odanın büyüklüğüne ve her odadaki kişi sayısına göre kira alınıyor. İşçiler en küçük oda için 400, en büyük oda içinse 1500 YTL kira ödüyorlar. Bu binada bulunan, küçücük odada, 4 kişi kalıyor. Odanın ortasında bir soba yanıyor, işçilerse ranzada yatıyorlar… Her sabah yaklaşık 4 kilometrelik bir yol yürüyüp işe gidiyorlar…

Serkan Gür
Resim

Burada ölmek, yaşamaktan daha kolay!

Metin Turan, 19 yaşındaydı. Para kazanmak için Samsun’un Alaçam ilçesinden İstanbul’a iş aramaya gelmişti. Tuzla’da kendisi gibi pek çok gencin kaldığı bekâr odalarında yaşıyordu. Ve birkaç aydır, akrabaları vasıtasıyla işe başladığı Tuzla tersanelerinde bir taşeron firmada çalışıyordu. İşi, tersanedeki gemileri boyamaktı. Metin Turan her gün olduğu gibi 4 Şubat günü de tersanedeki işine gitti.

Ama akşam kaldığı eve geri dönmedi. Durumdan şüphelenen oda arkadaşları ertesi gün çalıştığı iş yerine, Metin Turan’ın gece eve gelmediğini, gün boyunca da ulaşamadıklarını söylediler. Bunun üzerine tersanede Turan’ı bulmak için arama başlatıldı. Ve kaybolmasından tam bir gün sonra Metin Turan’ın cansız bedeni, boyamasını yaptığı geminin yakınlarında bulundu. Genç işçi, gece karanlığında çalışırken denize düşmüş ve yaşamını yitirmişti… Metin Turan’ın cenazesi apar topar memleketi Samsun’a gönderildi. Bu genç işçiden geriye bir fotoğraf bile kalmadı…

Burada ölmek yaşamaktan daha kolay

Burası, İstanbul’da bulunan ve gemi inşa sanayinde Türkiye’nin en büyük merkezi olan Tuzla tersaneleri… Son yıllarda dünyaca ünlü zenginlerin tercih ettiği bu tersanelerde, değeri milyon dolarları bulan lüks yatlar, yük gemileri ve tankerler yapılıyor. Türkiye, mega yat inşasında dünya genelinde 10. sırada bulunuyor. Amerikalı milyarder Tom Perkins’in 88 metrelik üç direkli yatı, Formula 1’in patronu Bernie Ecclestone’un 85 metrelik Petara isimli süper lüks teknesi Tuzla’daki tersanelerde inşa edildi. Sadece 2007 yılında Tuzla’daki tersanelerden dünyaya 1 buçuk milyar dolarlık gemi ve yat ihracatı yapıldı… Ama diğer yandan bu tersaneler burada çalışan gemileri yapan, onaran işçilere de mezar oluyor.

2000 yılından bu yana Tuzla’da tersanelerde çalışan 51, son 7 ayda ise 15 işçi hayatını kaybetti. Son olarak bizim bu haberi hazırladığımız sırada Cevat Toy isimli işçi, geminin üzerinde çalışırken bulunduğu yerden geminin ambarına düşerek yaşamını yitirdi. Tuzla’da 51 işçinin hayatına mal olan bu kazalar genellikle inşa edilen ya da onarılan gemilerin üstünde çalışan işçilerin yüksekten düşmesi, gemi yapım bölgesinde yaşanan bir patlama ya da elektrik çarpması sonucu yaşanıyor… Yani biraz ihmal biraz da dikkatsizlik hayatlara mal oluyor…

Çalıştıkları şirketlerin yeterli önlem almadığını söyleyen tersane işçileri de bu ölümlere iş kazası değil, iş cinayeti diyorlar… Biz Tuzla’ya gittiğimizde tersane işçileri öğle paydosunda, bir arada vakit geçiriyorlardı. İşçilerle konuştuğumuzda öğreniyoruz ki, pek çoğu tersanedeki işleri sırasında çeşitli kazalar geçirmiş. Bazıları ise tersanelerdeki kazalarda yakınlarını kaybetmişler... Bu işçilerden biri de tersanede kaynak ustası olarak çalışan 46 yaşındaki Hakkı Demiralp… Hakkı Demiralp 3 yıl önce bir iş kazasında oğlunu kaybetmiş. Yanına gidip konuştuğumuzda, tersanede çalışma şartlarının ne kadar zor olduğunu anlatıyor. Ve tersanelerdeki durumu ‘burada ölmek, yaşamaktan daha kolay’ diye özetliyor…

Tuzla’da ihmal sonucu ölen işçilerden biri de 16 yıldır tersanede çalışan İbrahim Levent’ti. Levent, 2006 yılında çalışmak için geminin bir bölümüne girdiği sırada gerçekleşen patlama sonucu hayatını kaybetti. Ve arkasında eşi ile birlikte 3 çocuğunu bıraktı. Eşi Nezihe Levent’in anlattıklarına göre İbrahim Levent’in ölümünden sonra çalıştığı firmanın yetkilileri, dava açmaması için kendisine 60 bin YTL para ödemiş. O dönemde eşinin ölümüyle çaresiz kalan Nezihe Hanım ise bu parayı kabul etmiş… Tuzla’da şu anda faaliyet gösteren 48 tersane bulunuyor. Ve bu tersanelerde yaklaşık 50 bin işçi çalışıyor. İşçiler yaşadıkları iş kazalarının en önemli nedeninin çalışma alanlarında gerekli önlemlerin alınmaması olduğunu söylüyorlar.

Serkan Gür
Resim
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen bone fletcher » Cmt Şub 16, 2008 19:48

paylasım harika.böyle seyleri yüz üstüne cıkaranlarada helal olsun
dota hesap?:D
Kullanıcı küçük betizi
bone fletcher
Üye
Üye
 
İletiler: 26
Kayıt: Sal Şub 12, 2008 22:34


Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x