PENCERE
İLHAN SELÇUK
Üç Bombacıyı Nereden Bulayım?..
Ergenekon iddianamesine göre terör örgütü liderlerinden biriyim...
Ne yapmışım?..
Çok şey yapmışım, üstelik Cumhuriyet gazetesini de bizzat bombalatmışım...
Gazetemiz üç kez bombalanmıştı ya...
Evet...
Suçlu benim...
İlhan Selçuk kendi gazetesini üç kez bombalatmış...
*
Peki, delil?..
Kanıt?..
Tanık?..
Sıkı durun, bu köşede yazdığım 13 Mayıs 2006 tarihli yazının ta kendisi delil olarak mahkemeye sunuluyor...
Konuyu açayım...
*
Savcı Zekeriya Öz diyor ki:
İlhan Selçuk 13 Mayıs 2006 tarihinde yazmış olduğu Medyamızın Hali? başlıklı yazıda söz konusu bomba atılma olayının medyada yeterince yer verilmediğinden serzenişte bulunduktan sonra yazısını şu şekilde tamamlamıştır:
... Kim olduğu bilinmeyen (ya da bilinen) iki terörist Cumhuriyete ikinci bombayı da attı...
..........
Medyada tıssss...
Ne güzel memleket..
Ne güzel medya..
..........
Ne diyeyim?..
İnşallah üçüncü bombadan sonra medyamız da, devletimiz de, hükümetimiz de uyanır...
..........
Ertesi günkü gazetelere baktım, içlerinde yalnız Hürriyet uyanmış; bir gazeteye altı gün içinde üç el bombasının atılmasını, gazeteci mantığıyla değerlendirip manşet yapmış...
Kimi gazete ilk iki bomba gibi üçüncüyü de görmezlikten gelmiş...
Oysa eskiden Babıâli böyle değildi...
Ne oldu bu medyaya?..
Türkiyede çoğu kurum, kesim, insan bozuldu; bunların başında medya geliyor...
..........
Teröre karşı o gazete bu gazete demeden elbirliğiyle karşı çıkmak gerekmez mi?..
..........
Cumhuriyete saldırıyı basın sonunda yazıp görevini yerine getirdi; ama, tek bomba yetmedi, biz her zaman üç bombacıyı nereden bulacağız...*
Şimdi sıkı durun...
Savcı Zekeriya Öz, Cumhuriyet gazetesinde çıkan ve medyadan şikâyet eden yukarıdaki yazımı suç delili sayarak şu iddiayı ileri sürüyor:
Bu yazıdan da anlaşılacağı üzere şüpheli İlhan Selçuk gündemi belirlemek ve yönetimi dize getirmek amacıyla ve fazla bir zarar vermeyecek şekilde el bombalarını çalıştığı gazetenin bahçesine attırdıktan sonra beklediği tepki ve sonuçlara ulaşamayınca köşesinde bu şekilde bir yazı kaleme almış ve bombayı atanlardan bahsederken kim olduğu bilinmeyen (ya da bilinen) iki terörist Cumhuriyete ikinci bombayı da attı derken parantez içinde bilinen demesi, iki kişi olduklarını söylemesi ve yazısının sonunu da biz her zaman üç bombacıyı nereden bulacağız diyerek bitirmesi şüphelinin (İlhan Selçukun) eylemden bilgi ve haberinin olduğu yönünde kanaat vermiştir. (İddianame sh.1791)
*
Peki, şimdi bu suçlamaya ne demeli?..
Hey Allahım...
Sen cümlemize akıl fikir ihsan eyle...
Ben hem kendi gazetemi -hem de üç kez- bombalatacağım...
Hem de bunu kendi köşemde vurgulayacağım...
Kim bilir, bombacıları Ankaraya gönderip Danıştay saldırısını düzenleyen de benim...
Yazımda terör örgütünün lideri olduğumu açık seçik anlatmışım...
Ne demişim:
... biz her zaman üç bombacıyı nereden bulacağız?..
*
Yazı sanatında çeşitli yöntemler kullanılır, okuduğunu anlayan kişi bunların ayırdına varır; Savcı Öz
biz her zaman üç bombacıyı nereden bulacağız tümcesinin yazının üslubu ve bütünlüğü içinde ne anlama geldiğini bilmiyor mu?..
Bilmiyor desem savcımı geri zekâlılıkla itham etmiş olurum...
Biliyor desem kasıtlı olduğunu söylemiş olurum ki böyle bir kişinin savcılık makamında oturması mümkün değildir...
Bu nedenle hiçbir şey söylemiyorum...
Ama, Ergenekon iddianamesinin hangi kafayla düzenlendiği açık seçik ortada değil mi?..
...