Üç Dakika Sonra Öleceksiniz!

Üç Dakika Sonra Öleceksiniz!

İletigönderen omer_yildiz » Cum Mar 16, 2012 13:26


( Çanakkale Zaferi ve Çanakkale Şehitlerini anma töreni konuşması )

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.


İstiklal Şairimiz Mehmed Akif’in de dediği gibi “En kesif orduların yüklendiği Çanakkale’de Şehit olan Kahraman Vatan Evlatlarını” yâd etmek için toplandık bugün burada.

253 bin tohum düştü toprağa. 18 Mart’ta Kanlısırt’ta, Conkbayırı’nda, Seddülbahir’de, Kilitbahir’de, Arıburnu’nda, Anafartalar’da. Sırf bizler yeşerelim diye 253 bin tohum düştü toprağa.

Gittiler… Binlerle, on binlerle, yüz binlerle gittiler cepheye. Sırf bizler namusumuzla yaşayalım diye. Sırf şu Al Bayrağımız ayaklar altına düşmesin, dalgalansın diye. Şarkılar, türküler söyleyerek güle oynaya gittiler.

Ezan dinmez diyerek, bayrak inmez diyerek gittiler.

Ve geldiler… 1000 yıldır olduğu gibi yine geldiler. Malazgirt’ten bu yana hep geldiler. Hasta adam dedikleri koca çınar Osmanlı’yı velhasıl Türklüğü yıkmak için geldiler. Gözlerini diktiler kalbimize. Yani İstanbul’umuza, tekrar Konstantinapol koymaktı adını, buydu amaçları. Kendilerinden o kadar eminlerdi ki, gemilerle yüzlerce çan ve haç getirmişlerdi camilerimize asmak için.

Ama Çanakkale geçilmedi. Çıkaramadılar kalbimizi bedenimizden. Nasıl çıkardık peygamber huzuruna. “İstanbul’u alan komutan ne kutlu komutan, İstanbul’u alan asker ne kutlu askerdi.” Peki ya İstanbul’u alanlar bu kadar kutluyken, verenler, Çanakkale’yi geçirenler bunun vebalini kaldırabilir miydi?

Evet, geldiler, önümüzde ki 1000 yılda da gelmeye devam edecekler. Ama unutmayın gençler “Çanakkale’yi, Çanakkale yapan gelenler değil, Çanakkale’yi Çanakkale yapan, gelenleri karşılayan asil ruhtur.” Davaları büyüktü, vatan davasıydı çünkü… Şimdi soruyorum sizlere arkadaşlar: Vatan demek, ne demek? Şu anda üzerine bastığınız kara toprak mı? Ya da sınıflarınız da sınırları haritalara çizilmiş her gün gördüğünüz coğrafya parçası mı?

Şu an hepiniz ciğerlerinize bu nefesi çekiyorsanız dolu dolu, unutmayın gençler birileri nefesini kaybettiği için siz bu özgürlüğü yaşıyorsunuz ve o yüzden ve o yüzden nerden geldiğinizi, ne yapmanız gerektiğini iyi bilmek zorundasınız. Başbuğ Atatürk “ Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendisinde kuvvet bulacaktır.” Demiş… Tanıyacaksınız, sizin için can verenleri yâd edeceksiniz yoksa aldığınız her nefes, bastığınız her toprak parçası sizden ahrette hesap soracaktır.

Çanakkale öyle bir yer ki, yokluk varlığı yenmiştir, maneviyat maddiyatı yenmiştir ve özgürlük sömürgeyi yenmiştir. Yüce Allah diyor ki “Onlara ölü demeyiniz onlar diridirler.” Evet, şu an aramızda geziyorlar, bizlere bakıp, bizler için verdikleri canla, içtikleri şahadet şerbetinin hazzıyla yüzlerinde tebessüm bizleri izliyorlar.

Ama biz ne yaptık… Çanakkale'yi unuttuk, bizim için 250 binden fazla gencecik insanımızı yitirdiğimiz ÇANAKKALE'Yİ UNUTTUK...

Orada yürekleri vatan sevgisiyle alev alev yanarak ölüme koşan o insanları UNUTTUK...

Yetimlerin kimsesizliğini, analarımızın gözyaşlarını UNUTTUK...

Bu Vatan Bizim diyerek cephelerinde kan döktüğümüz Yemen Cephesi’ni, Filistin Cephesini, Irak Cephesini, Kafkas Cephesini UNUTTUK...

Sarıkamış'ta bir gecede kar çiçekleri gibi donarak ölen on binlerce vatan evladımızı UNUTTUK...

Ölmeden bu kutsal emanete, vatan toprağına sahip çıkamayacaklarını anlayınca eve dönmekten vazgeçenleri UNUTTUK...

Siz bilir misiniz, bir an düşünün… 3 dakika sonra öleceksiniz. Ön sıralardaki arkadaşınız, kardeşiniz, babanız ayağa kalktığı anda düşman mermileriyle yere yığılıp şahadete eriyor. Bütün askerler süngü takmış, siperden fırlamak için hazır. Yüzbaşı sizlere sesleniyor “ yavrularım, aslanlarım… Biraz sonra Cenabı Hakkın huzuruna varacağız. Abdestsiz gitmeyelim. Haydi, tüfeklerimizin kabzalarına ellerimizi sürüp teyemmüm edelim” ve teyemmüm ediyorsunuz. Az sonra siz kalkacaksınız siperden ve Allah Allah nidalarıyla koşacaksınız süngülerinizle. Çünkü mermi yok koşarak ulaşmak zorundasınız düşmana. Bir kez daha düşünün 3 dakika sonra öleceksiniz.

Siz Yarbay Hasan bey’in hikâyesini bilir misiniz?

Cephedeydi Hasan Yarbay. Fransız ölüleri arasında bir kıpırdanma görünce oraya yöneldi. Fransıza yardım etmekti tek gayesi. Omzundan tutarak çevirdi. O anda Fransız elinde tuttuğu bıçağı sapladı Hasan Bey’in göğsüne. Yere yığıldı. Derhal müdahale edildi ama iş işten geçmişti. Yüzü soldu kan revan içindeydi. Başında Kuran okumaya başladı alay imamı. Aşağı yukarı 7-8 ayet okunmuştu ki birden bire Hasan Bey’in sesi duyuldu; “imam efendi, La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim duasını 33 kere okuyunuz” dedi. Azimle duayı kendisi de tekrar etti ve sonra; “çabuk beni ayağa kaldırın” dedi. Zorla ayağa kaldırdılar. Gözlerini bir noktaya dikmişti, yüzünde tebessüm belirdi… Ve yüksek sesle; “Niçin zahmet buyurdunuz ya Resulallah?” Derken ruhunu teslim etti.

Oradaydı peygamberimiz hemen yanı başımızda… Burada şehitler yanı başımızda. Onlar “ Bu Vatan Bizim” dedi. Peki, siz ne duruyorsunuz?
(Öğrenciler: BU VATAN BİZİM)


Ömer YILDIZ ( Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46 )
Mail adresi: mr_yldz@hotmail.com
Kullanıcı küçük betizi
omer_yildiz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 91
Kayıt: Cum Tem 22, 2011 22:33

Şu dizine dön: Ömer YILDIZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x