Üç de Yetmez Beş Tane Ver! Ver Allahım Ver!

Üç de Yetmez Beş Tane Ver! Ver Allahım Ver!

İletigönderen Feza Tiryaki » Prş Kas 14, 2013 17:30

Üç de Yetmez Beş Tane Ver! Ver Allahım Ver!


10 Kasım’da, bu iktidarla yandaşın eline geçen, her geçen gün dönüştürülen, değiştirilen, neredeyse Atatürk’ün vasiyetinin tam tersini yapar durumu getirilen Türk Dil Kurumu’nun sayfasını aradım bilgiağında. “Atatürk’ü Anma” etkinliği var mı diye.

TDK yazıp, ara dediğim anda bir sayfa açıldı. TDK ile ilgili haberler yazıyor üstünde. Daha önce yoktu. Özel olarak konmuş bir başlık olmalı, her TDK’yi arayanın duyması öğrenmesi için bu yeni adımı, açılımı, ihaneti… Bir kenarı kırmızı, içi kara dörtgenler üstüne, üçü altta, o malum sevgili harfçikleri (Q,W,X), büyük küçük yazımlarıyla dördü de yukarda (Üstü dalgalı N ve üstü noktalı A) bir harf kümesi konmuş başlığa.

TDK, “ Alfabede yeni harfler” açılımı yaptı yazılı ilk başlıkta. Bu başlık, Sabah denilen yandaş - karındaş basından. Devletin verdiği borç paraya Arap parası eklenerek havadan aldırılan, o ünlü damat-Arap ortaklığının yayınından.

TDK: “ Alfabede yeni harfler açılımı.”

Türk Dil Kurumu, aynı böyle, bu sözlerle, “Alfabede yeni harfler açılımı” diye duyurmuş; dile, dilimiz Türkçeye, Türk harflerine, Atatürk’ün kurduğu dil kurumuna, dolayısıyla Atatürk’e yaptığı bu ihaneti. Sabah yayını eliyle de her yana bildirilmiş. Vatan, Milliyet gibi yayınlar da havada kapmışlar bu müjdeli (?) haberi.

Başlığın ikincisi şöyle:

TDK görüşü: “ 3 yetmez 5 harf daha istiyoruz.”

Kimse buna, “Şakadır şaka!” demesin. Şaka değil, böyle eşek şakası olur mu hem… Dille, bir ulusun geleceğiyle, birliğiyle, bütünlüğüyle şaka edilir mi? Bu gerçek… Türk Dilini korumak, geliştirmek için kurulan kurum, bu ihanet haberini bile, dile ihanet ederek vermiş.

Türkçede sayılar, tarih belirtmiyorsa, hesap işlemi değilse, sayısal bir belge değilse, yazı içinde, sayı olarak değil, genellikle yazıyla yazılırlar.

Özellikle yirmiye kadar olan küçük sayılar mutlaka yazıyla yazılmalıdır. Üç araba, sekiz metre, beş köşe, on beş gün, yirmi kişi, kırk gün kırk gece, yüz araç… Yazıda geçen yüz, bin, milyon sayıları da yazıyla yazılır. Örnek vermek gerekirse, “ Yüz bin yıl, milyonda bir, bin yıl…” Kesin hesaplamalarda büyük sayıların başı sayıyla, arkası yazıyla yazılır: “Alınan 9 milyar kredi, 5 trilyon borç…”

Şuna özen gösterilir:

“Türkçede tümce, bir zorunluluk yoksa sayıyla başlatılmaz.”

Örneğin: 3 çocuk geldi yazılmaz. Üç çocuk geldi. Çok sık yapıldığı gibi, “ PKK saldırdı, 1 asker şehit!” denmez. “Bir asker şehit.” Ona bakarsanız bu tür haberlerde “asker” demek de yanlış; itici ve düşmanca. Askerimiz demek en doğrusu. Yabancı basından bir haber mi veriyorsun da şehit askerine tarafsız bir gözle asker diyorsun.

“ 3 yetmez 5 harf daha istiyoruz.” sözünün önce yazımı yanlış. Özü yönünden ise ihanet! Söyleyenin Türk dili kurumu olmasıysa sanki acı bir gülmece! Toplumla alay eden bir söylem! Sen kimsin, kimden yanasın dedirten bir eylem!

Kurtuluş Savaşı’nda bir valimizin Yunan’a sığınması gibi… Bir yöneticinin ezeli (değişmez)Türk düşmanı İngiliz’in nişanını takması gibi. İsrail’den madalya alınması gibi…

Bölücülerin, Cumhuriyet yıkıcılarının, kuyruk acısı çeken saldırgan yayılmacıların istediğini, onların sözcülüğüne soyunarak, gönüllü olarak yaşama geçirmeye kalkışmak…

Kraldan çok kralcılıktan daha başka bir şey bu! Anana atana kurşun sıkmak! Yavrunu, oğlunu kızını düşmanına bırakmak, öldürülmelerine göz yummak! Kötülerden kurtarmak yerine… Bu eylem, tam tamına, vatana saldıran düşmanına kapıyı açmak!..

CHP’ye, Yeni CHP (YCHP) dediğimiz gibi buraya da artık, “Yeni Türk Dil Kurumu.” YTDK “ diyebiliriz. Adlarındaki Türk sözcüğünü de yakında atacaklardır, çünkü bu kurumun yalnızca adı “Türk Dil Kurumu” on yıla yakındır… Buranın adı, Türk Dil Kurumu; işlevi, görevi Türk Dilini Karıştırma (bitirme) kurumu olmuş…

Bu kurumun büyük sözlüklerdeki tanımını okuyalım: “Türkçeyi incelemek ve gelişmesi için çalışmak amacıyla 1932’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurum.”

Şu anda bu kurumun tanımı şöyle: “Türkçeyi değil Arapçayı incelemeye, Türkçenin gelişmesine değil, bozulmasına, karışmasına ve eski yazının geri dönmesine çalışan kurum.”

Yıllardır eski yazıya dönüş belirtileri gösteriyordu buranın tüm etkinlikleri. Osmanlı nesri (düz yazısı) üzerine toplantılar… Eski yazılı eserleri tanıtma sayfası (El yazması kitaplar veri tabanı) hep başlıklarında. Arap harfleriyle yazılı kitap sayfaları başlık bölümünde dönüp dönüp duruyor. En son etkinlikleri neymiş biliyor musunuz? Ahterî ve dönemi sempozyumu. 7-9 Kasım arasında yapılmış bu etkinlik, üç gün sürmüş. Ahterî kim miymiş? Bilmiyor musunuz? Ayıp! Ayıp! Ne ilimsiz - bilimsiz kişilersiniz!

Öğrenin:

Ahterî dedikleri bu kişi, Osmanlı dil ve din bilginiymiş. “Haliliye” medresesindenmiş. Bu medrese Kütahya’da ilim hayatına katkı yapmış, kültür hayatını zenginleştirmişmiş… Bunların ilim yayma cemiyetleri falan var ya, gericilik, irtica demek olan, bildiğimiz müspet ilimle (bilim) bir ilgisi olmayan, bu da öyle bir şey… Yaptıkları, kaldırılan medreselere övgü, şeyhlere övgü, Arapça bilen efendilere(!)övgü… Arapçaya övgü.

Bu kişi Arapça din tarihi yazmış. Arapça Edebiyat bilgini imiş…

Türk dili ile Arapça edebiyat bilgini arasında nasıl ilgi kurmuşlar bunlar?

Aslında kurmamışlar. Gözümüze, görmek istemediğimiz gerçekleri sokuyorlar. “Biz buyuz, bunu yapacağız, bizim görevimiz bu, anlayın artık!” diyorlar! Dedikleri: “Anlayın ve hizaya gelin! Bir kenara oturun. Bizi seyredin! Aranızdaki kalemi kırıkları, bir takım köşe yazarlarını da ayıklayın, atın, susturun, başımızı ağrıtmayın!”

Türk Dil Kurumu, baştakiler gibi kafayı Osmanlı’ya takmış. Eski Türkçe yazıma, yani Arap harflerine geri dönüşe takmış… Dine takmış bir de dine. Türk dili ile din bilgininin işi ne? Bir sempozyum (bilgi şöleni) düzenlemişler. Türk dilini bu kurumu, Türkçesi olan bir sözün Fransızcasını kullanıyor. Bu bile bir utanç değil mi? Görevini boşlamak, önemsememek değil mi? Bu bilgi şöleni İlahiyat fakültesinde yapılıyor. Diyanet işleri başkanı da davetli. Atatürk’ü Anma Haftasında, Atatürk’ün Türk Dil Devrimi’ni nasıl başardığını, bu yolda neler yapıldığını, Türk harflerinin Türkiye için önemini anlatacaklarına uğraştıkları konulara bakınız…

İktidar ve iktidara yardımcı olan muhalefetle birlikte, elbirliğiyle dilimiz bitiriliyor.

Türk Dil Kurumu, kullanımı bölücüler için serbest bırakılan o üç harfin dilimizde kirlilik yaratacağını söyleyeceğine, dilimizde olmayan bu harflere şiddetle karşı çıkacağına tam tersini yapıyor:

Yanlış bir yazımla: “ 3 yetmez 5 harf daha istiyoruz.” diyorlar.


Haberin devamını okuyalım mı?

“Türk Dil Kurumu, yeni harflerin Ortak Türk Alfabesi ya da Genişletilmiş Türk Alfabesi olarak kanunlaştırılmasını talep etti.

CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın soru önergesiyle TDK'nın alfabeye yeni harflerin eklenmesiyle ilgili görüşüne TDK, "3 harf yetmez biz 5 talep ediyoruz" dedi.”

Buradaki ikinci tümce anlaşılmıyor. Bozuk bir Türkçeyle yazılmış. Gürkut Acar soru önergesinde ne demiş? Anlayan beri gelsin!

Bu iş, “Büyük Ortadoğu Projesi”nin bir adımı olmalı. Baksanıza adı bile aynı:

“Genişletilmiş Türk Alfabesi!”

Biz, birilerine gebe mi kaldık da karnımız genişliyor? Türk Alfabesi, Türkçeyi bu seksen beş yıl içinde yücelten, geliştiren, güzelleştiren, Türk dilini hırıltılardan, öğürür gibi boğaz seslerinden, Arapçadan, sesimize uymayan Arap işaretlerinden kurtaran, sular seller gibi okumamızı yazmamızı sağlayan “Türk Alfabesi, Türk harfleri, Atatürk’ün harfleri” birilerine seksen beş yıldır batıyor. Bunu biliyoruz ama böyle birden bire duyurduğunuz gebelik durumu nedir?

“Ortak Türk Alfabesi” ne demektir?

Kimlerle ortak? Neden ortak?


Ülkemize ortak dil uydurulurken, ülkemizin ulus devlet özelliği çökertilirken, ülkemiz bölünmenin parçalanmanın, Türklüğünü yitirmenin eşiğindeyken bu ortaklık da nereden çıktı?

Hidayete mi erdiniz?

Bir savaşı mı kaybettik? Borcumuz mu var? Yerlere mi serildik? Ölüm yatağında mıyız? Ne oldu ne?

Neden genişletiyorsun alfabeni?

Tıpkı sınırlarımızda yapılmak istenilen gibi; Türk düşmanlarına yardımcı olmak, sınırlarımızı Barzani denilen azılı Türk düşmanına, terör örgütünün bir numaralı koruyucusuna açmak, önce ülkeyi parçalı yapıya dönüştürmek, sonra da bıçakla bir bölümünü çıkarıp atmak!

İşte Genişletilmiş Büyük Ortadoğu. Diğer adıyla: BOP!

İşte Genişletilmiş Türk Alfabesi!

Ülkeleri bölmenin tek yolu dilden geçer. Dili karıştıracaklar, içine, ülkemize sokmak istedikleri Barzani’nin bölgesi gibi bir çıbanı sokacaklar ki ortalık karışsın, kafalar karışsın, algılar karışsın… Sürü durumuna düşelim. Me me! diye meleyen, ne olup bittiğini anlayamayan, bütün değerlerini yitiren, elinden kaptıran, trene bakan öküzler gibi boş bakışlı olalım… Seksen beş yılını çöpe atan, Arap’ın, İngiliz’in diline yapışmış, diline ortak almış, kendi dilini yitirmiş zavallı koyunlara dönelim!

Bunu, TDK açıklamasında demiş zaten:

“Elbette bu ortak Türk alfabesinin, Türkiye’deki Türkçe dışındaki dillerin yazılmasında da bir kolaylık sağlaması bir kazançtır.”

Türkiye’deki Türkçe dışındaki diller neymiş bir deselerdi keşke. Ağızlarındaki bakla görünüyor görünmesine de, niye çıkartmıyorlar baklayı? Buradaki kazanç ne?

Ülkemizde yabancı dil öğretimi kendimizi bildiğimizden beri var. Bu üç harften bir sıkıntı çekeni duymadık. Her yazı düzeneğinde, matbaada, daktiloda, klavyede bu harfler vardır.

Sizin zorunuz ne? Neden yasa teklifi? Neden bir aceleyle bu harfleri alfabeye katma telaşı? Yasayla yapma, bunu yasalaştırma isteği neden?

Hem bunları bile az görerek, üç de yetmez beş tane demeniz nedir?


O Avrupa harfinin ne işi var dilimizde? Üstü noktalı “A” imiş. Üstü dalgalı “N” niz daha da ibretlik! Gülünç değil, gülünç ötesi!
Maşallah bunu çok uzun yıllardan beri kotarmış, bu işi bu günlere getirmiş büyükleriniz. Amerika böyle işleri, yüz yıllık planlarla yaparmış. Bu işin adamlarını da alır yetiştirirmiş…

Üniversitelere adamlar yerleştirilmiş. Türk dünyası diye aldatılanlara, Türkçülerin arasına adamlar sokulmuş, gece gündüz kafaları yıkatmışlar…

Pamukkale Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi de açıklamış: “Alfabeye ilave edilmek istenen harfler belli bölgelere yönelik çalışmaların sonucu.”

Sonra, bu tür görevlilerin hep yaptığı gibi araya, Orta Asya Türk cumhuriyetlerini katmış. 1990’da ortak alfabe oluşturulması ihtiyacını hissetmişlermiş. 1992’de toplanmışlarmış… Bunların, “ beşi bir yerde” gibi boğazlarına takılan, dayatmayla aranıp bulunan, Türkçemize gerekmeyen, gerekmediği Cumhuriyetin başından beri kanıtlanan bu “virüslü harfler”in Türk alfabesine eklenmesi kararlaştırılmışmış… Ama olmamış. Yapamamışlar. Şimdi ortam uygun, başkan uygun, ev sahibi uygun, komşu uygun, hava uygun, durum zaman uygun, millet uygun… Dilimizi bozmak için ortaya dökülüvermişler…

Adamlardaki bu akıl değme kişide yoktur:

“Türkiye’de birçok Türk boyu yaşıyormuş, onların alt birimleri varmış köylere göre farklı lehçeler sahipmişler. Bunu düzeltecekler, ortak alfabe yapacaklarmış.”

Bakın siz akıllılara!

Atatürk sayesinde bu alt üst birimleri birleştirmemişiz, ortak Türkçeye kavuşmamışız gibi. Şu anda neredeyse hepimiz aynı dili, aynı tınılarla, aynı ahenkle, aynı söyleyişle konuşuyoruz. Yazı dilimiz, Atatürk’ün harfleri bunu başardı. Azerbaycan’ın hırıltılı dili, boğaza takılan sesleri, bize gülünç gelen söyleyişleri bizde yok. Eskiden vardı; çocukluğumuzla şu günü karşılaştırdığımızda geldiğimiz yere şaşırıyoruz.

Bir dil bütün ülkede bu kadar mı güzel konuşulur?

Bu kadar mı birlik bütünlük sağlar?

Pınar gibi akışlı, dupduru, tertemiz bir dile kavuştuk büyük Atatürk sayesinde.

Buna ihanet edecek en son kurum Türk Dil Kurumu olmalıydı.

En son ihanet edecek kişiler üniversitelerdeki bilim insanları olmalıydı…

En son ihanet edenler, Türkçemizle adam olanlar, birey olanlar, Türkçeyle eli ekmek tutanlar, dilimizle yazı yazanlar, yazarak hayatlarını kazananlar olmalıydı…

Yazık, bunlar başı çekiyor!

Üç de yetmez beş tane diye bağrışıyorlar!

Bunu duyan duymayan susuyor!

Vatan gazetesi bunu yazmış. Yazarları - okuyanları susuyor!

Milliyet yazmış. Duyan susuyor!

Yandaş- karındaş zaten doğası gereği susuyor!

Koskoca yazar sandıklarımız, yazar bozuntuları susuyor!

Kitap yazanlar, bu dille düşünenler, rüya görenler, bu dille meramını anlatanlar, bu dille anlaşanlar, son sözlerini bu dille söyleyecekler, gözlerini bu dille kapatacak olanlar susuyor!

Muhalefet partisi CHP susuyor! Bir iki ulusalcı milletvekili cılız seslerle karşı çıkan sözler etmişler.

Diğer muhalefet partisi MHP konuşmayı tercih etmiş. Ne yönde? Bildiniz! Bu işi destekler yönde!

Her konuda iktidarın dayanaklığını yapan Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu konuyla ilgili konuşan adamı, hem de profesör doktor ünvanlı adamı (Semih Yalçın) daha o üç İngiliz harfi paketten çıktığında konuşmuş. Sözlerini yazım yanlışıyla aynen kopyaladım:

“Bu yetmez. 34 harfli alfabe olmalı.” demiş. PKK’nın istediği birkaç harfin kullanılmasına dair yasağı kaldırmak yetmezmiş…

Bu büyük büyük (!) hocalar, öğretim üyeleri, öğrencilerine, ortaokul ve liselerdeki Türk dünyası edebiyatının öğretilmesinde bu işaretlerin ses değerini öğreteceklermiş. Bunun için gerekliymiş. Türk dillerinin ortak bir metin üretebilmesi içinmiş bütün çabaları…

Aman da aman nasıl dilci kesilmişler, nasıl Türkçü kesilmişler, nasıl da Turancı kesilmişler!

Yesinler sizin dilinizi! Aklınızı yesinler!

Biz aptalız bir siz akıllısınız çünkü!

Sonra bizler gibi canını dişine takarak bu tuzağı duyurmaya çalışanları, bu tuzağı açıkça görenleri de unutmuyorlar.

“Atma Recep din kardeşiyiz” diye bir deyimimiz vardır. Ardıcın közü, yalancının sözü olmaz, derler:

“Bu hâlihazırda kullanılan alfabenin değiştirilmesi demek değildir!” buyurmuşlar.

Fincancı katırlarını ürkütmeden “bölücülük katarını” önümüzden geçirecekler.

Yedi kocalı Hürmüz gibi, koca yetişmiyor bunlara…

Üçü verene direnmek, buna karşı çıkmak yerine:

“Üç de yetmez beş tane ver!” diye dilimizi bozmaya yasa teklifi öneriyorlar.

Bu, iç bulandırıyor!

Baş döndürüyor!

Dilimizi ağzımızdan çıkarıyor!


Feza Tiryaki, 14 Kasım 2013
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1012
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x