'Üç dünya savaşı'nın planı
Dinsel ya da din dışı Batıni örgütlerin özel işaret ve yöntemler kullanarak dünya tasarımı yaptıkları biliniyor. Gizem ve sır bu tür örgütlerin temelini oluştururken, şimdiye kadarki bazı önemli gelişmeler kehanetleri doğruluyor.
Üç dünya savaşı, savaşların nasıl gerçekleşeceğini, araçlarını açıklıyor. Bunlardan ilk ikisi yaşanmış ve daha önce söylenenlerle örtüşüyor. Gerçekleşmesi halinde üçüncü dünya savaşı Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor.
Küresel entrika çemberi; Ezoterik/batini örgütlerin 'sır ve ikrar' üzerinden geliştirdikleri dünya tasarımını tanımlar. Gizli ve gizemli örgütler; görünmez, belirsiz, başkalarına bildirilmeyen ve niteliği anlaşılmayan kurum ve kuruluşları ifade eder. Nitelenme biçimlerine göre değişse de, esas olarak, niteliği anlaşılmayan her yapı bu tanımın kapsamına girer. Bu durumda gizli ve gizemli örgüt genel bir niteleme olur. Batini/ezoterik nitelemeyi tanımlayan belirgin özellik 'erginlemedir'. Erginleme yoluyla, kişi daha yetkin bir tinsel duruma girmekte, üstün bir evrene ulaşmaktadır. İkinci tür dindarlık denilen mistik ilgilerin karmaşık diline, dini ifadelerin sayısal ifadesine dayanan kehanetlere, varlığın birliğine, farklı dini kültüre ait olduğu halde ikinci kişiliğe bürünmenin gereği olan bağlılığın aşırı görüntülerine, dünya ölçeğinde özel amaçlara bağlı olarak sürdürülen politik faaliyetlere eklenen kişilerin tarihi ufkun etkinlik alanına göre gerçekleştirdikleri eylemlerin tümünü; entrika çemberi ifadesi altında toplayabiliriz.
Özel bilgi ve özel bilginin özel paylaşımını şifahi olarak sürdüren örgütlerin tümü gizli; esrarengiz söz, simge, sembol ve işaretlerle faaliyetlerini sürdüren her yapı ise gizemli kelimesi ile ifade edilebilir. Ancak bu özelliği taşıyan her yapının küresel entrika çemberi içinde yer aldığı söylenemez. Çünkü bunların birçoğu yerel ve bölgesel düzeyde kalan örgütlerdir. Zaten her gizli olan, özel bilgiyi paylaşan, özel işaretler kullanan, özel tören ve ayinler düzenleyen dini-politik örgütler/yapılar aynı tanım ve ölçüler içerisinde tartışılamaz. Gizli ve gizemli olarak adlandırılan yapıların ve grupların tarihi çok eski olmasına karşın, meselenin bu yazıda bizi ilgilendiren boyutu üç dünya savaşı planıdır.
BATİNİ ÖRĞÜT ÖLÇÜTLERİ
Üç dünya savaşı planına geçmeden önce 'küresel-entrika çemberi' şeklinde adlandırdığımız gizli ve gizemli örgütlerin bazı özelliklerine değinmemiz yerinde olacaktır.
* Gizli ve gizemli örgütlerin, daha özel amacı ve teknikleri, yöntemi, tecrübe kazanma süreci ve örgüte dâhil olma ölçüleri, ortak inançları, özel ayin ve sembolleri, özel işaretleri, duruş ve tutumları vardır.
* Dünya inşa etme süreçleri içerisinde etkin olmak isteyen ve özel bir dünya tasarımının peşinde olan ezoterik/batini örgütler hem egemen devletlerin hem de çevrede yer alan devletlerin içinde etkindirler.
* Böylesi örgütler dini içerikli olduğu gibi din dışı da olabilirler. Doğuş nedenleri, işleyiş biçimleri, tören ve ayinleri, dünya tasarımları farklı olsa da böylesi örgütler yapısal olarak birbirine benzerler.
* Gizli ve gizemli örgütler; ister siyasi, ister dini ve din dışı amaçlarla hareket etsin, dolayısıyla da ister geçici, ister uzun ömürlü olsun; mensupları iyice tecrübe edilip sınandıktan, geniş anlamında çile çektikten sonra içeri alınır ve mahrem kılınırlar. Çünkü bu örgütler ortak inançlarını, belli bir aşama sırasının gereklerine uygun şekilde ve dışarıdakilerin kesinlikle katılamayacağı bir takım toplantı, tören ya da ayinlerle kutlayıp pekiştiren; ayrıca birbirlerini tanımak için belirli bir takım işaretler, yani rumuz kullanan topluluklardır. (Bkz:Cengiz Tokatlı, 2004, Gizli Örgütler, İst: Bilge-Karınca Yay.)
Hem tanımı belirleyen ölçütler açısından hem de gizliliğe eklenen gizem kavramının içeriği açısından meselenin ana çizgilerini şöyle ifade edebiliriz; gizli ve gizemli örgütler sınanmış, denenmiş, özel tecrübe ve erginliğe ulaşmış kişilerden oluşur. Böylesi örgütler, ortak inanç, tören ve ayin gibi özel zihni kabullere ve ameli kodlara, ayrıca birbirlerini tanımak için belirli işaretlere sahiptirler. Bunlara göre gerçek bilgi, sırdır. Sırrın araçları bilinse de gerçek sırra ulaşmak özel yetenek ve anlayışla mümkündür. Gerçek bilgi özel ve halkın zihni seviyesini aşan bilgidir. Bunun için halkla paylaşılması gereksiz ve anlamsızdır. Eğer bilgi özel, paylaşılmayan ve sır ise böyle kabul edilen bilginin bireye ve dünyaya sunduğu özel amaç ve hedef vardır. Bu bilgi yoluyla dünya değişim geçirecek veya yok olacaktır. Gerek dini gerekse din dışı batini örgütlerin ana özelliği: gizemdir. Gizemi besleyen kaynak ise gerçeğin sır olmasıdır. Böylesi örgütlerin farklı alanlarda ilginç buluşlar gerçekleştirdiklerine, özel bilgilere ve dünyanın geleceğine ilişkin öngörülere sahip oldukları yönünde ortaya konulan örnekler, bunları daha gizemli hale getirmektedir. Özel/sır nitelikli bilgilerin elde ediliş tarzı nasıl olursa olsun bunun sunumu ve işleyişi ilgi çekici ve yönlendirici olduğu sürece büyüsünü korur.
Gizli ve gizemli örgütlerin ana çizgisini oluşturan erginlenme, dışarıdaki, yabancı, harici, bigâne kişinin içeri alınması, mahrem kılınması, gizli ve gizemli topluluğun üyesi durumuna getirilmesi, gizli ve gizemli bilginin ışığına kavuşması anlamına gelir. Batini erginleme; bireyde, varlığın bir alt aşamasından bir üst aşamasına geçişi ruhsal olarak gerçekleştirmeye yönelik süreçtir. Burada amaç, bir takım simgesel eylemler ve fiziksel edimler aracılığıyla, bireye yeni bir hayata doğmak üzere öldüğü duygusunu aşılamaktır. Bu nedenle, kimi ezoterik örgütlerde erginlemeye, ikinci doğuş da denilmektedir. (Robert Fuller, 2001:118-119, Spiritual, but not Religious Understanding Unchurched America, Oxford Universiyt Pres.) Yakın bağlamlarını ifade ettiğimiz dini-din dışı politik faaliyetlerin içinde yer alan kişilerle ilgili olarak; varlığın bir alt aşamasından bir üst aşamasına geçiş, yetkinlik, üstün bir evrene ulaşma, ikinci doğuş şeklinde ifadelerin kullanılması insan-üstü kişiliğe, insan-üstü bilgilere ve yönteme sahip olmayı anlatır. Bu açıdan bakıldığında, erginleme, en derin anlamıyla, bir çeşit tanrılaştırmadır. Kutsal kitapların sustuğu, peygamberlerin bilmediği, rasyonel bilgi inşa etme süreçlerinin ulaşamadığı konularla ilgili olarak tarih düşmeler, gizli ve gizemli örgütlerin mahfillerinde mayalanan bilgileri kalbin açılımı ile keşfedilen sır olarak göstermeler, insanların günlük yaşantıları ile ilgili öngörü de bulunmalar, hem bütün mistik dini geleneklerde hem de din-dışı batini-politik faaliyetlerde görülen ortak kalıplardır.
HABERLER VE YAŞANANLAR
Özel yöntemlerle ister dini isterse din dışı örgütler 'özel istihbarat ağlarına' sahiptirler. Elde ettikleri bilgilere dayalı yönlendirmeler yaptıkları gibi, kendi dünya tasarımlarını gerçekleştirmek için 'sahte inşa ve kodlamalar yoluyla' toplumu belli bir hedefe yönlendirmek isteyebilirler. Son günlerde bazı basın ve yayın organlarında yer alan ülkemizde siyasi iktidara karşı bazı olayların sahneleneceği ve faili meçhul cinayetlerin olacağı tezi, içerik itibariyle 'sahte inşa' özelliğine sahiptir. Doğrudan toplumu yeniden düzenleme amacını taşımaktadır. Nitekim ülkemizde 'gerilimlerin yaşanacağı ve hatta bazı olayların olacağını' haber verenler olmuştu. Bu her ne kadar olgunluğun ve yetişkinliğin zirvesinde olmanın göstergesi olarak sunulsa da, olup bitenlere baktığımızda 'küresel entrika'nın devrede olduğunu söyleyebiliriz. Servis edilen bilgiler/dini içerikli gizli ve gizemli örgüte (Agartha) göndermeler yapılarak Nazizim'le kurulan bağ küresel gücün özel ağlar ve kodlamalar yoluyla 'küreselleşmeye' muhalif olanları susturma, baskı altına alma hareketini başlattığını söyleyebiliriz.
BATİNİ ÖRGÜTLERİN DÜNYA TASARIMI
Her ne kadar sır perdesi altına bürünen batini örgütler dini mitler ve semboller kullansalar da, bunlar, kendileri ve insanlık için özel anlama sahiptirler. Özel işaretlerin keşfedilmiş dili, gücü ve geleceği kutsar. Bu yönüyle gizli ve gizemli örgütler hegemonya kurmanın araçlarından biridir. Soğuk Savaş döneminde din-dışı gizemli örgütlerle yukarıda bazı özelliklerini sunduğumuz mistik, kabbalist dini cemaatlerin değer içerikli kavramlar ve dindarlık formu altında ittifak ettikleri bilinen bir gerçektir. "CIA güdümlü Evangelist Şato'nun Türkiye'de uzantısı olan Manevi Cihazlanma Teşkilatı ile ülkemizde faaliyet gösteren bazı mistik-kabbalist öğelerle sarmalanmış dini grupların birlikte hareket ettikleri, dinler arası diyalog faaliyetlerini yürüttükleri" (Cengiz Özakıncı 2005: 65-121, Türkiye'nin Siyasi Tuzağı: Yeni Osmanlı Tuzağı, İst: Otopsi Yay.) bilinmektedir. Bu ilişki çerçevesinde dini ve dini içerikli din dışı batini akımların; dinin mistik yorumu altında, dini sembol ve eğretilemeleri kullanarak Batılı egemen güçlerin dünya siyasetini, özel ve stratejik dile çevirdikleri ve hatta dini ifadeleri söz konusu strateji ekseninde yorumladıkları bütün verileriyle ortadadır. Böyle olmasına karşın bu gizli sır, toplumun alt-katmanlarından gizlenmiştir. Mahrem kabul edilen bu bilgiler, ancak dini mitlerin ve sembollerin taşıdıkları gizli anlamları keşfetme yeteneğine sahip olan kişilerin kerameti olarak gösterilir.
Gizli bilgiler etrafında saf tutmuş ve özel amaçlarla donatılmış batini örgütlerin ana vasfı disiplinli olmak ve kurallara bağlı olarak çalışmaktır. Bunların geleneği gizliliktir. Çünkü gizlilik daima ayrıcalıklı olmaya, gücü elinde bulundurmaya, ahlaki olmayan bir tarzda iktidarı ele geçirmeye yönelik bir içeriğe sahiptir. Bu anlamda gizli gelenek stratejidir. Kendi sınırını aşmış ve yaygınlaşmış bütün dini ve din dışı batini cemaatlerin özel stratejileri vardır. Dini mitler ve semboller hem kendi bağlamları için hem de insanlığın geleceği için özel politik-stratejiye dönüşürler. Dini içerikli gizemli ve yarı gizemli örgütlerin dilinde Hz. İsa sembolü dini politik-stratejik anlama sahiptir. Sır örtüsü altında gizlenen dini içerikli din dışı batini cemaatler bazı dini mit ve sembolleri özel dile çevirerek politik ve ekonomik gücü ele geçirme, dünyayı yeniden tanzim etme ve kurma peşindedirler. Asıl amaç, bu hedefi gerçekleştirmektir. Bunun dışında kalan her şey ara değişkendir. Ara değişkenlerin kullanılmaya elverişi olma özelliklerin dışında her hangi bir anlamı ve önemi yoktur. Gerek bölgesel ve gerekse dünya dengelerinin değişmesi durumunda böylesi hareketlerin varlıklarını korumaları ve hatta yön değiştirerek daha da güçlenmeleri söz konusu iken ara elemanların devreden çıkarılması ve elenmesi üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir ayrıntıdır.
İşte bu tip örgütler; şifreler ve kehanetler yoluyla gelecek tasarımında bulunurlar. Adam Weishaupt tarafından Katolik kilise Hıristiyanlığının dışında bir Hıristiyanlık oluşturmak için 1776'da kurulan Bavyera İllimünatisi bu tip örgütlerden biridir.
Adam Weishaupt 1830'da öldüğünde, örgüt Avrupa'nın her yanına yayılmıştı. Abbe Barruel, Fransız ihtilali hazırlayanların ve devam ettirenlerin bunlar olduğunu söyler. Amerika'da yeni kurulan localarla bu örgütün daha da gizli kaldığını belirtir.
Weishaupt'ın ölümünden sonra Giuseppe Mazzini, Bavyera İlimünatisinin başına gelir. Başkanlığı döneminde Amerika'daki İsveç ezoterik örgütün büyük üstadı Albert Pike ile haberleşir. Albert Pike, Mazzini tarafından Bavyera İllimünatisinin Amerika'da teşkilatlanması için görevlendirilir. Pike teofelsefi alanda, Mazzini ise siyasi alanlarda faaliyet göstermeye başlarlar. Mazzini'nin Avrupa'da faaliyetleri Büyük Doğu Ezoterikleri tarafından değersiz kılınınca, Pike, yazmış olduğu mektupta dâhice planını açıklar. 22 Ocak 1870 tarihli Mazzini'nin mektubunda şunlar yer alır: Şimdiye kadar faaliyet gösteren gruplar sistem ve kurumlarıyla faaliyetlerine devam edecekler. Biz bunların üzerinde bilinmeyen ama onları kontrol eden ve sadece ezoterik örgüte mensup olanların derecelerine göre yükselen, bizim seçtiğimiz kişilerden müteşekkil bir yapı kuracağız. Bu yapılanma, olduğundan daha büyük olacak ve farmasonları yönetmemizi sağlayacaktır. Onlar büyüdükçe tepelerinde kimin olduğunu unutacaklar. (Lady Quennborough: "Occolt Theocracy", p.208 et Gary Allen: "Die Insider")
15 Ağustos 1871'de Pike, Mazzini'ye dünyayı fethetmek ve sonunda yenidünya düzenini oluşturmak için üç dünya savaşının taslak planını sunar. Bu taslağa göre;
* Birinci Dünya Savaşı İllimünatilerin Rus Çarını kontrol ederek sahneye sürmeleriyle gerçekleşecektir. Sonunda Rusya ve aptal bir yaratık olarak Bavyera İllimünatilerin planlarına hizmet edecektir.
* İkinci Dünya Savaşı bütün sebepleri kullanarak Milliyetçi Almanlarla, Siyonistler arasında farklı düşünceler harekete geçirilerek çıkarılacaktır. Bu savaş Rusya'yı kendi nüfuz alanlarına çekecek, Filistin'de bir İsrail devleti kurulacaktır.
* Üçüncü Dünya Savaşı'nın planı İllimünatilerin, Araplarla Siyonistler arasında çıkaracağı fikir ayrılıkları üzerinde olacaktır. Bu dünya geneline yayılan bir çatışma olarak planlanacaktır.
Tarihi açıdan ve iki savaşın ortaya çıkışını tanımlayan unsurlar açısından bakılırsa sırrın/kehanetin doğru çıktığı söylenebilir. Üçüncü Dünya Savaşı'na gelince oluşturulan gerilim hatları açısından göz ardı edilemeyecek bir kehanet. Özellikle köktenci Evanjelist akımların Kitab-ı Mukaddes'e dayalı olarak ürettikleri tarih tasarımıyla birebir örtüşmektedir. Öyle anlaşılıyor ki Katolik Hıristiyanlıktan ayrılarak geliştirilen bu gizli gizemli Hıristiyan örgüt; Kitab-ı Mukaddes'e dayalı çatışma ve işgal haritası çıkarmıştır. Böyle bir yorum yöntemi dini içerikli mistik hareketlerde ve din dışı, ancak dini sembolleri kullanan ezoterik örgütlerde görülmektedir.
Fakat şu hususu belirtmemiz gerekir ki bu çerçevede yapılan yorumlar ve tarih belirlemeler çoğu kere bütün beklentileri boşa çıkarır. Çünkü bu kehanetler, ağırlıklı olarak tarihi geriye doğru okumanın ürünüdür. Yine de şu bilgi üzerinde düşünülmesi gereken öneme sahiptir. Nuvel Observatuer Dergisi, 26 Ocak 2004 tarih ve 2051 nolu yayınında Amerika'da İllimünatinin yönlendirdiği Evanjelist "Born Again Christians" kilise örgütünün yenidünya düzenini telkin ettiğini söylemektedir. Derginin aynı sayısında Bush'un Evanjelik Hıristiyanların dünyayı fethedecek bir mezhep olduğu sözüne yer verilir. Bilindiği üzere Bush, Kuru Kafa ve Kemik (Skull&Bones) adında gizli ve gizemli bir örgütün üyesidir. Yale Üniversitesi'nin son sınıfındayken bu üyeliğini pekiştirir. Bu örgütün kendisine telkin ettiği şeyin dışında bir şey yapmayacağına yemin eder. Time dergisine göre (7 Ağustos 2000: 156/6) Bush'un bu örgüte üyeliği devam etmektedir. Demek ki Bush'un Mesihlik takıntısı bu telkinden kaynaklanıyor.
TASFİYE ETME ÇABASI
Eğer boşluk arkında yer alan ülkeler yeniden inşa edilecekse (BOP) Türkiye'de gerek dini gerekse milli duyarlılığın iki aşılmaz duvarının delinmesi gerekir. Birincisi; emperyalizme karşı direnişin örneği olan cumhuriyet aklı/kuruluş felsefesidir. İkincisi ise iman, değer ve vatan savunmasını 'kutsal dava' mertebesine çıkaran İslam'dır. Bu iki aşılmaz duvarın yıkılmasına dönük faaliyetlerin son derece ince, teknik ve usta yöntemlerle sürdürüldüğü ortadadır. Ülkemizde üretilen ve dış baskılarla, telkinlerle kutuplaşma sürecine sokulan süreci, dolayısıyla yaşanan olayları bir de bu açıdan değerlendirmekte yarar var. Savaşın yöntemi ve araçları değiştiğine göre boşluk olarak tanımlanan coğrafyanın yeniden inşası Türkiye'nin ehlileştirilmesine bağlıdır. Bunun hangi araçlarla ve yöntemlerle yapıldığı da ortadadır...

Bush duada...
Prof. Dr. Nadim MACİT - Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi TUSAM/Danışman
