ÜÇ ŞEHİT

ÜÇ ŞEHİT

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzr Eki 26, 2014 0:55

ÜÇ ŞEHİT


Bir anda duyuldu haberlerde: “Hakkari’de üç şehit!”
Hemen altta bir resim, kanlar içinde yerde yatıyor iki genç.
Başları kan gölünde, bedenler kıvrık, her ikisi de, yüz üstü yerde!
Biri bordo, bir mavi ceketli, ayaklarında kot pantolon.
Üçüncüsü belli hemen ölmemiş, yerde değil, demek hastaneye kaldırabilmiş.
*
Yirmi beş Ekim, Cumartesi, yıl, iki bin on dört.
Üç vatan evladı, hem de sivil giyimli üç asker,
Hakkari’nin ilçesi Yüksekova’da, öğleden sonra saat dörtte,
Çarşı izninde kalabalık caddede gezinirlerken, üç sivil asker,
Kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğradı diye geçti ajanslar haberi.
Tam üç yıl önceki bir haberin bu neredeyse aynısı.
Temmuz 2011’de, Hakkâri Yüksekova’da, “Sokakta iki şehit”,
Adıyla duyurmuştu gazeteler, sivil giyimli iki uzman çavuşun,
Kapıları önünde, sokakta, enselerinden kahpece vuruluşunu…
Biri Murat, diğeri Yahya’ydı o vurulan uzman çavuşların,
Yirmi beş, yirmi altı yaşlarındaydılar, biri yeni evli, diğerinin beş aylık hamileydi eşi.
*
Ders alınmamış, katiller cezasını çekmemiş, hainler sindirilmemiş demek.
Şehitlerimizin kanları yerde kalmış ki, aynı yerde yeniden saldırdılar,
Güpegündüz, yine sokakta, hainler silahlarını evlatlarımıza doğrulttular…
Neredeyse beş saat geçti aradan, ne adları dendi şehitlerin, ne kimlikleri.
Ne de yakalandı haberini aldık, ellerini kollarını sallayarak savuşup kaçanların.
*
Bir sürü yalanla verildi, bir birini tutmadı nasıl öldükleri üç genç askerin.
Genelkurmay, biri uzman jandarma çavuş, iki jandarma er,
Bölücü terör örgütü mensubu silahlı üç terörist tarafından,
Düzenlenen silahlı saldırı sunucu şehit olmuştur, dedi.
Kamuoyuna saygıyla duyurduğunu bildirdi.
*
Haberlerde, gazetelerde eskiden beri olan şehit haberlerine bakış değişmedi.
Güvenlik güçlerine silahlı saldırıda bulunuldu demekle yetinildi.
Askerlerimize de ne demekse bu, güvenlik görevlisi, böyle denildi.
Jandarma, Türk Silahlı Kuvvetlerinin dışa bağımlı olmayan gücü,
Bağımsız kolu ordumuzun, şu an üstünde oyunlar oynanan…
Ordudan koparılmaya çalışılan, giyimiyle uğraşılan, memura döndürülmek istenen.
*
Satılık, vatansız basın yayını, hainleri, dönekleri, iyi bakın tanırsınız,
Kelimeleri ele verir onları, tavırları hep aynıdır, değişmez.
Katillerden yana olan bu kirli yürekleri bir anda görürsünüz.
Bölücü örgütün adını da anmaktan çekinir bunlar, katili adamdan sayarlar.
Sonra pek bir severler insanlık düşmanlarını, yayılmacıların acımasız maşalarını…
Cumhuriyet’in, bağımsızlığın, yüce Türk ulusunun eli kanlı karşıtlarını…
Daha uygun görürler, saldıranlara kimliği belirsiz kişiler demeyi, haini saklamayı…
Üstelik bir de yalan söylerler, bilirler bilmezden gelirler.
Resimde başları kan gölündeki iki şehidi, göz gerçeği görürken inkâr ettiler.
Hastaneye kaldırılmışlar, tedavide ölmüşler gibi çarpıttılar haberi.
Çekinmeden yazdılar: “Hastanede şehit oldu yaralanan üç güvenlik görevlisi.”
*
Geçenlerde, Bursa yakınlarında ünlü bir dizi oyuncusu motor kazası geçirmişti,
Özel sağlık helikopteriyle anında iyi bir hastaneye kaldırılmıştı.
Yaralı halini, düşmesini, bir tek resmini bile göstermemişlerdi, basına, yayına.
Bileği incindi diye, sağlık helikopteriyle, İstanbul’a taşınmıştı bu kişi.
Şimdi sormaz mısınız, madem böyle bir olanak var, askere öncelik hani?
Yurdun huzuru, güveni için görev yapan asker önemde en önce gelmez mi?
Yaralı asker, Hakkâri Devlet Hastanesi’nden önce, en iyi yere hemen iletilmez mi?
Kanlar içindeki iki askerin bir metre ötesinde sıra sıra dizilmişti insanlar.
Bunu önleyecek görevli, giymiş sarı ceketini dolanıyor, kurallara uymuyor,
Üstelik yerde yatan şehidin üzerinden atlıyor.
Görüntüye izin veriyor, seyri engellemiyor, bu durumu milyonlara acıyla izletiyor…
Elleri cebindeki adam, sırtı arkaya kaykılmış, öyle seyreden beyaz gömlekli,
Yan yana dizili şehitlere öyle boş boş bakan diğerleri…
Bir resim anlatıyor, sayfalarca yazının diyemediğini…
*
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, taziye mesajı göndermiş, Necdet Özel’e.
Türk Ordusu’nun görevdeki Genel Kurmay Başkanı’na…
Hain saldırıdan duyduğu üzüntüyü ifade etmiş Cemil Çiçek.
En garip açıklama Davutoğlu’ndan gelmiş, yürütmenin yeni başından.
“Yüksekova’da, bir uzman çavuş, iki erimiz, hunharca bir saldırıyla şehit edildiler,” demiş.
Bir de akla ziyan şu açıklamayı yapmış, askerin askerlik görevi için orada olmadığını, ilçeye gezmeye gittiklerini söylemiş:
“Asker, orada herhangi bir askeri görev için değil…” diye eklemiş.
Sanki askeri görev yapmak suçmuş, vatanı beklemek, teröristten korumak…
Türk askerine Türk vatanında, Türkiye’de saldırı sebebi olabilirmiş…
MHP Genel Başkanı Bahçeli de, “Çözüm var diye susalım mı?” demiş.
“Bu canavarlığa, bu namertliğe ne söyleyelim?” Şunları da uyaklı yazmış:
“PKK üç vatan evladına kıydı, üç ananın ciğerini kavurdu.”
Kanlı eller bir kez daha ölüm tezgâhını açtı, yeniden kahpe pususunu kurdu.”
İşte üç şehide bunlar denecek, bir iki sözle olay geçiştirilecek…
Vatanı bölmenin, Cumhuriyeti yıkmanın adı süreç,
Aynen kaldıkları yerden devam edecek, verilen şehitler geçmişe gömülecek…
*
Gözümüze baka baka, katilleri özgürlük savaşçısı sayacak ağzı salyalı,
Sözde gazeteci, vatansız kara yobaz, tarihine kinli siyasetçi, bir sürü kuyruk acılı.
Baş katilin bu kanlı oyundaki rolü büyütülecek,
Kendisine sekreter bile verilecek, gazetecilerle görüştürülecek…
Zamanı gelince de salıverilecek…
Toplumu uyutanlar, bu günlerin mimarları Akif’ten böyle dizeler okuyacaklar:
“Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı? Mahşerde mi biçarelerin yoksa felahı?”
Milliyetçi partinin önderinden bu dizeler, aşka gelmiş üç şehidi duyunca,
Vatan yıkıcılarıyla savaşacağına, umut olacağına bir şaire sarılmış.
Boş konuşarak, yeri geldiğin de şiirler okuyarak, iktidara hep değnek olacak.
Bu dizelerin neredeyse yüz yıl önce söylendiğini bile işte böyle unutacak…
Cumhuriyet bölücülere peşkeş çekilirken…
Yayılmacı ülkelerle kol kola girilirken… Cumhuriyet her geçen gün dönüştürülürken…
Diğer muhalefet partisi zaten ses etmeyecek…
Bölücülerle, katil sevicilerle, Yeni CHP’yle yola devam diyecek…
“Hakkâri’de üç şehit”, diğer şehit haberlerimiz gibi:
Unutulup gidecek…

Feza Tiryaki, 26 Ekim 2014
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1012
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x