UGG Giyince Gelemeyen Medeniyet

UGG Giyince Gelemeyen Medeniyet

İletigönderen X-ritch » Prş Ara 17, 2009 11:14

Değişiklik iyidir. Arada bir nefes almak, insanlar ne yapıyor, nereye gidiyor, ne giyiyor, ne yiyor, ne konuşuyor, görmek, radarları açmak, kafayı resetlemek herkese lazımdır. Yapabilene ne mutludur, yapamayana da, işte buyurun burada yapılmışı var.

Geçen hafta, ikinci memleketim sayılan Münih’teydim. Almanya’nın en fazla Türk nüfusuna sahip şehirlerinden biri olan Münih’te, otobüse veya metroya bindiğinizde kendinizi 4.Levent- Taksim hattında hissetmemeniz için hiçbir neden yok. Türkçe konuştuğunuzu duyunca yer veren saygı bilir centilmen Türk gençleri, nerede ineceğinize yardımcı olmaya çalışan teyzelerle kendinizi hiç yurtdışına çıkmamış gibi hissedebilir, paniğe kapılabilirsiniz. Ama üzülmeyin, burada da imdadınıza, en Nazi Almancasıyla yapılan durak uyarıları yetişip sizi silkeliyor.

Gerçek bir radar temizliği için metro ve otobüsler biçilmiş kaftan, her memlekette olduğu gibi en damar gözlem vahaları. “Şekerim yurt dışındaaa herkesin elinde bir kitap, kimse boş durmuyor” geyiği yapacak değilim, zira ufak ufak biz de başladık 7 dakikalık yolculuklarda bile kitaplara sarılmaya. Ancak Alman bu, yerinde sayacak değil ya; bir üst levela geçerek örgüye başlamış. Kadınlar metroya biner binmez şişlerini yünlerini çıkarıp şakkada şukkada örgü örüyorlar. Hayır, bunu yapanlar babaanneler filan da değil, bayağı döpiyesli döpiyesli işe giden hatunlar. Bizde büyük ihtimal “Ay ne alaturkaaae!” yaftası alacak bu hareket, pek gayet normal. Tıpkı, bizim “Ay bunun modası geçti” deyip burun kıvırdığımız ayakkabıların, kıyafetlerin çatır çatır giyilmesi gibi. Kimsenin dayatılan modayı değil, kendi modasını yaşaması gibi. Hal böyle olunca, siz de bu rahatlığın içinde bırakıveriyorsunuz kendinizi. Misal benim modam 3 gün üst üste aynı pantolonu giymekti ve bu modayı çok sevdim.

Sıra mı, o da ne?!
Alışverişin pençesine düşmüş Münih sokaklarında ilerlerken, bankamatik önlerinde para çeken kişinin 50 metre gerisinden gelen kuyruğu görünce titredim ve kendime geldim. Şehirde hatrı sayılır bir nüfusa ulaşmış Türk milletinin üyesi olmamdan hareketle “Bizde bu işler böyle ilerlemez, yapışın yapışın!” diye bağırmak istedim, sonra vazgeçtim.

Almanya’da sıra medeniyetinden öte, bir karbonhidrat medeniyetindesiniz aslında. Pasta-ekmek cenneti Almanya, hele ki Weihnacht zamanı yani Noel’e bir kala, normalden daha da coşmuş, caddeler zıplayan kalorilerle dolmuş durumda. Yok eğer buraya geliyor ve kilo almıyorsanız, kurtçuklarınıza isimler koymaya başlayabilirsiniz. Tercihen Almanca. Zira bu güce bile dayanmışlar.

Pasta, ekmek, tarçınlı sıcak şarap ve domuz kokularının yükseldiği sokaklarda karşınıza çıkan başka şeyler de var elbet. Geçmişini unutmak, gelecekle barışmak ve günah çıkarmak hevesinde olan Almanya, reklam panolarını ayrımcılığa karşı hazırlanmış reklamlarla donatmış. Belediye tarafından hazırlanan bu panolarda yer alan Yahudilerin, siyahların, eşcinsellerin hepsinin bir kelamı var konuya dair. Hepsi “ayrımcılık iyi değildir” diyor, gülümseyen bir suratla. Bu “temsili fotoğraflar”, eski “gerçek fotoğrafları” hatırlatıyor, acı acı gülümsetiyor bazen.

“Öteki”ne kucak açma projesinin başka bir örneği de, eczanelerde: Ten rengi dediğimiz yara bantlarının, sadece bizim için “ten rengi” olduğunu akıl eden Hansaplast, koyu renkte ürettiği yara bantlarıyla- anlamayanlar için kutu üzerinde bir siyah parmak var- yeryüzündeki tek ten renginin beyaz olmadığını hatırlatmış, iyi de yapmış.


-Sadece saç aksesuarı ya da sadece tarak satan kocaman dükkanları, deli eden çok katlı kırtasiye mağazaları, -renk renk dosya telleri, bin bir ende ve envai çeşit malzemeden hediye kurdeleleri, basit bir kareli defterin elli çeşidi vb.-
-Hala ve hala önce gazeteyi aldığın sonra parayı attığın sokak ortasındaki gazete kutuları,
-Almanların artık Türklerin yaptığı türlü garipliklere şaşırmamaları; Türklerin robotik hayat tarzını sindirmeleri,
-4 kelime Almanca 1 kelime Türkçeyle Türkçe konuşmaya çalışmaları – Heute Kaufhof’tan Bluse kaufen yaptım-
-Anneannenizin gençliğinde en sevdiği çikolatanın hala ve üstelik aynı ambalajla var olması, -Kafelerde hesabı ödemek için garsonların peşinizde değil, sizin onların peşinde koşturmanız, -Yine kafelerde, fırınlarda hep ama hep kadınların çalışması,
-Mağazalarda genç kızların yanlarındaki erkek arkadaşlarına ellerine sutyenler alıp vak vak kurbağa taklidi yapmaları, utanmanın, ayıbın bunlarla bir alakası olmadığını, ayıbın saklıdan gizliden geldiğini çoktan bilmeleri,
-“Eskiyim, tarihiyim ve yıkılmadım” diye gururla ayakta duran binaları ve insanların tüm bunları normal karşılaması…

Kısacası, Almanya yine bildiğimiz Almanya. Kof bir Batı şakşakçılığı yapmak değil buradaki derdim. Herkesin medeniyeti kendine. Ama “ Biz neden beceremedik?” diye sormadan da duramıyor insan tüm bunları görünce… UGG botları giyince olmuyor bazı şeyler, artık bunu anlamak lazım. Çiğnemeden yutmamak, önce sindirmek lazım.

Artık yurt dışına gittiğimizde en basit şeylere “Vay be!”demeyeceğimiz günler gelsin. Bu duamızın adı da medeniyet duası olsun. Amin.

http://h2.haberturk.com/KoseYazilari.as ... 17.12.2009
Kullanıcı küçük betizi
X-ritch
Üye
Üye
 
İletiler: 39
Kayıt: Cmt Oca 26, 2008 11:54

Re: UGG GİYİNCE GELEMEYEN MEDENİYET

İletigönderen saba » Prş Ara 17, 2009 14:28

Medeniyet duasıymış. O şık vitrinin arkasinda içi boşalmış, kendi rahatı ve eğlencesinden başka birşey düşünmeyen, bu uğurda canı ne isterse onu yapan bir mentalite var. Adamlar sömüre sömüre semiriyorlar, dünyayıda medeniyet diye cici bicilerle aldatıyorlar. Medeniyet , o kafada var olmaksa, zaten boyle duaya müslüman olarak amin denmez. Bizim yakamızdan düşseler bi hele, bizde onlar kadar huzurlu olur, onlardan da medeni oluruz.
Kullanıcı küçük betizi
saba
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 36
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 0:07

Re: UGG GİYİNCE GELEMEYEN MEDENİYET

İletigönderen Comte » Prş Ara 17, 2009 15:08

saba yazdı:Medeniyet duasıymış. O şık vitrinin arkasinda içi boşalmış, kendi rahatı ve eğlencesinden başka birşey düşünmeyen, bu uğurda canı ne isterse onu yapan bir mentalite var. Adamlar sömüre sömüre semiriyorlar, dünyayıda medeniyet diye cici bicilerle aldatıyorlar. Medeniyet , o kafada var olmaksa, zaten boyle duaya müslüman olarak amin denmez. Bizim yakamızdan düşseler bi hele, bizde onlar kadar huzurlu olur, onlardan da medeni oluruz.


Güclüysen rahatina ve eglencene bakarsin, diger ülkelerin sömürgesiysen ve ülkeni bu durumdan cikartamayacak ezikler yönetiyorsa, kendi ülkende, kendi istedigin gibi degil, onlarin izin verdigi kadar yasarsin.
Resim
Kullanıcı küçük betizi
Comte
Dilmaç
Dilmaç
 
İletiler: 195
Kayıt: Prş Ara 10, 2009 17:21


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x