
Öyle ki, istihbarat birimleri, bazı kişileri arayarak, “Dikkatli olun!..” diye uyarı yapıyordu!..
Aynı uyarı, 24 Ocak 1993 tarihinde işyerine gitmek üzere bindiği arabasına bomba konularak havaya uçurulan gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun kardeşi Av. Ceyhan Mumcu’ya da yapılmış!..
15 Mayıs Pazartesi günü, bir dostunun tavsiyesi üzerine bizi arayan Ceyhan Mumcu, şöyle diyordu:
- “CIA ve MOSSAD’ın Türkiye ile İran arasında uyuşmazlık çıkarabilmek için ülkemizde birtakım cinayetler işleteceği, sorumluğunu İran üzerine atmaya çalışacağı yaygın bir söylentidir. Bu söylenti, istihbarat kaynaklarına dayandığını söyleyen bir yurttaşımız tarafından bana da bildirildi. Bu senaryoyu daha önce de yaşadık. Uğurun ölümüne neden olan yazıyı okumanızı ve sonraki gelişmeleri yeniden incelemenizi tavsiye ediyorum.”
Ceyhan Bey’den anlattıklarını, yazılı bir açıklama haline getirip Yeniçağ’a fakslamasını rica ettik!..
16 Mayıs Salı günü Ankara’daki Ortak Hukuk Bürosu’ndan ‘Ceyhan Mumcu’ imzalı açıklama geldi!..
İddialar oldukça ciddiydi!..
Ancak, itidalli davranmak zorundaydık!...
Herhangi bir kargaşaya neden olup ortamı germemek amacıyla, açıklamayı o gün yayınlamadık!..
Belirtilen iddiaları ‘kaynağından’ araştırmak üzere, açıklamayı bir süre bekletmeye karar verdik!..
Ancak, beklenen saldırı, ertesi günü, yani 16 Mayıs Çarşamba günü gerçekleşti!..
Bugün, Uğur Mumcu’nun ölüm fermanı olarak nitelendirilen yazıyı aynen bilginize sunuyoruz:

MOSSAD ve Barzani
Ortadoğu’nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor.
Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir.
MOSSAD, İsrail’in gizli istihbarat örgütüdür.
Bu örgütün, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı?
Barzani’nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi.
Kimse bu ilişkiye, “Hayır olmadı” diyemiyor.
CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu.
MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney’de yayınlanan “Israel’s Secret Wars-A History of Israel’s Intelligence Services” adlı kitapta sergileniyor.
Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington’daki Brooking Enstitüsü’nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış.
Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor.
Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği yazılıyor.
* * *
Kitapta 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra, MOSSAD’ın Kürtlerle ilişki kurduğu (sh.327), Mısırlı ünlü gazeteci Hasan el-Heykel’in İsrailli subayların Kürtler aracılığıyla Irak’tan radyo bağlantıları kurduğunu 1971 yılında açıkladığı anlatılıyor.
1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanıyor.
1972 yılında imzalanan Sovyet-Irak Dostluk Antlaşması’ndan sonra İran Şahı ABD Başkanı Nixon ile gizli görüşme yapıyor; bu gizli görüşmeden sonra CIA tarafından “Kürdistan Demokratik Partisi”ne üç yıl içinde 24 milyon dolar gönderiliyor.
Barzani’nin Irak rejimine karşı ayaklandığı yıllarda, ABD-İsrail-İran üçlüsü bu ayaklanmayı destekliyor.
Barzani-ABD ilişkileri, ABD Dışişleri eski bakanı Henry Kissinger eliyle yürütülüyor.
MOSSAD-Barzani ilişkileri de İsrail’in Tahran’daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi (MOSSAD Ajanı) aracılığı ile gerçekleşiyor.
Nimrodi’nin üstlendiği görev ilginç:
Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani’nin eline geçmesinde rol oynuyor, (sh. 328-329)
Kitapta; MOSSAD’dan Kürtlere 50 milyon dolar para verildiği, ABD kaynaklarına dayanarak açıklanıyor, (sh.328)
* * *
70’li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu? Kitaba göre sürüyor.
“Körfez Savaşı” sırasında Irak’ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv’e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı, (sh.521)
Baba Molla Mustafa Barzani ile kurulan ilişkiler, şimdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor.
MOSSAD, Barzani’ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor.
Kitapta, Mesud Barzani’nin İsrail’e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor.
Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek...
Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek...
İlgi belli...
İlişki de belli...
Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında?
Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?
Uğur MUMCU
Cumhuriyet, 7 Ocak 1993
YARIN:
İsrail Büyükelçisi, Mumcu ile neler konuştu?
İsrafil K. KUMBASAR, Yeniçağ, 25 Mayıs 2006
Uğur Mumcu, kendisini dört kez çağıran İsrail Sefiri ile ne konuştu?
Uğur Mumcu, ölümünden 17 gün önce kaleme aldığı “MOSSAD ve Barzani başlıklı yazısında, ‘Barzani ailesi’ ile ‘İsrail devleti’ arasında bulunan çok ilginç bir bağlantıyı açığa çıkarıyordu!..
Mumcu, 8 Ocak 1993 tarihli ‘Ültimatom’ başlıklı yazısında ise şöyle diyordu:
- “Yakında yayımlanacak bir kitabımda, Kürt milliyetçileri ile istihbarat örgütleri arasındaki ilişkilere ışık tutacak çok ilginç belgeler açıklayacağım!..”
Mumcu, ne yazık ki bu belgeleri açıklamaya fırsat bulamadı!..
24 Ocak 1993 tarihinde otomobiline konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti!..
Cinayetin işlendiği akşam saatlerinde, Cumhuriyet gazetesine bir telefon geldi:
- “Uğur Mumcu, İslam adına cezalandırılmıştır!..”
Yine aynı gün Berlin’den Uğur Mumcunun eşi Güldal Mumcu adına imzasız bir mektup gönderildi:
“İslamlara zulmedenler, ne hissediyorlar!..” Daha sonra yapılan soruşturma çerçevesinde cinayet ne olduğu belirsiz ‘İslami Hareket Örgtü’ne ihale edildi, arkasında ise İran gizli servisi ile bağlantılı ‘SAVAMA’nın olduğu açıklandı!..
* * *
Uğur Mumcu’nun cenaze töreni, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun ve Bahriye Üçok cinayetlerindeki gibi ‘planlanan’ şekilde gerçekleşti!..
Sokağa dökülen kalabalıklar, şöyle haykırıyordu:
- “Türkiye laiktir laik kalacak!..”
- “Türkiye İran olmayacak!..”
Ne tesadüftür ki, Mumcu’ya suikast yapıldığı gün Amerikan ambargosu yüzünden ekonomik sıkıntı yaşayan İran’dan gelen kalabalık bir heyet Esenboğa Havaalanına indi!..
Türkiye ile İran arasında ‘Türkmen doğalgazının’ İran toprakları üzerinden Türkiye’ye taşınması için tam 25 milyar dolarlık bir anlaşma imzalanacaktı!..
Heyet, zamanın iktidarı tarafından “Kusura bakmayın, şu anda ortam oldukça gergin!..” denilerek ‘uygun adım’ geri postalandı!..
Cumhuriyet gazetesi, Mumcu’nun ölümünden sonra bir çok yazısını tefrika halinde yayınladı!..
Bir tek yazı hariç:
- “MOSSAD ve Barzani”
* * *
Medya, uzun yıllar Uğur Mumcu’nun ‘laiklik’ ve ‘Cumhuriyet’ üzerine kaleme aldığı yazılardan dolayı katledildiğini kamuoyuna pompaladı!..
Oysa, bakın Ceyhan Mumcu, 16 Mayıs 2006 tarihli açıklamasında neler diyor:
- “Suikastla aynı gün medyanın büyük bir bolümü suikastın İran devleti tarafından yapıldığı konusunda çok yoğun bir propaganda eylemine giriştiler.
Oysa ki, Uğur Mumcu, İran’ı eleştiren tek bir yazı yazmadığı gibi, bugün de tesettür özelinde sürdürülen laiklik tartışmalarına ilişkin 1992 yılından sonra herhangi bir yazısı yoktur.
Bu yüzden, İran’ın Uğur Mumcu’yu öldürmek için mantıksal bir nedeni de bulunmamaktadır.
Kamuoyunda bu suikastın kaynağının İran olduğu yolundaki düşünce hâlâ değişmemiştir.
Bu gerçek göz önüne alındığında, işlenecek suikastler karşısında, toplumumuz bir daha oyuna gelmemeli, sorumluğu CIA’nın taşeron işlerini yürüten MOSSAD’da aramalıdır.”
* * *
Ceyhan Mumcu, kardeşi Uğur Mumcu’nun ölümünden önce meydana gelen çok önemli bir gelişmenin perde arkasını da şöyle aydınlatıyor:
- “Uğur Mumcu, özellikle 07 Ocak 1993 tarihli MOSSAD ve Barzani başlıklı yazının yayınlandığı günden itibaren İsrail Büyükelçiliği tarafından arandı.
İsrail Büyükelçisi, tam dört tez Uğur Mumcu’yu arayarak ısrarla görüşmek istediğini söyledi.
Büyükelçi, Uğur Mumcu’nun görüşmenin üçüncü bir kişinin de hazır bulunduğu ortamda yapılması isteğini kabul etmedi.
Yalnız görüşmeleri gerektiğini söyledi.
Ankara’da bir restoranda yapılan görüşmeden kısa bir süre sonra suikaste uğradı.”
Dönemin İsrail Büyükelçisi’nin görüşmede Uğur Mumcu ile neler konuştuğu hâlâ ‘esrarını’ koruyor!.
İşin peşini bırakmayan Ceyhan Mumcu, bir kaç defa İsrail Büyükelçiliği’nden randevu istiyor!..
Ancak kendisine olumlu ya da olumsuz herhangi bir cevap verilmiyor!..
* * *
Ceyhan Mumcu, cinayetin hemen ardından Meclis’te ‘Üç MOSSAD ajanının Uğur Mumcu’yu öldürmek üzere Türkiye’ye sızdığı belirtilen’ bir MİT belgesinden bahseden Şevket Kazan’dan, Refahyol Hükümeti döneminde yardım talep etti!..
30 Ağustos 1996 tarihinde bir açıklama yapan Adalet Bakanı Şevket Kazan, “Mumcu cinayeti ile ilgili yeni iddialar var. Araştırıyoruz!..” dedi!..
Ertesi günü, İsrail Büyükelçiliği’nden Ceyhan Mumcu’ya bir telefon geldi!..
Ceyhan Mumcu, görüşmede sordu;
- “Eski Büyükelçi, Uğur ile neyi görüştü?..”
İsrail Büyükelçisi, konuşmanın içeriğini ancak eski Büyükelçinin bileceğini, kendisinin bu konuda herhangi bir fikir sahibi olmadığını belirtip “Biz kimseyi öldürmeyiz!..” diye kestirip attı!..
Ve ertesi günü Hürriyet gazetesinde dokuz sütuna manşet şöyle bir haber yayınlandı:
- “Ceyhan Mumcu, Şevket Kazan’ı yalanladı!..”
* * *
Etkili ve yetkili birimlere soruyoruz:
MOSSAD’ın 1980 ihtilalinden sonra Ankara’da gizli bir şube açtığı, bu şubede faaliyet gösteren bir birimin ‘yabancı istihbarat servisleri’ ile ilişkileri düzenlediği, diğer birimin ise ‘İslam ülkelerinden devşirilen’ elemanları yönettiği iddiaları doğru mudur?..
İsrafil K. KUMBASAR, Yeniçağ, 26 Mayıs 2006