
SSCB’nin bölünmesinden sonra Ukrayna, Batı ile Rusya arasında tampon ülke olma niteliği taşımaya başladı. Çünkü Rusya’ya, Doğu Bloku/Avrupa ülkelerini NATO’ya almayacağı sözünü veren ABD, bu sözünü tutmadı ve NATO, Doğu Avrupa’da ilerledi. Bu Rusya için Ukrayna’nın önemini daha da artırdı. Kültürel olarak Rusya’ya yakınlığı, ekonomik olarak Rusya’ya eklemlenmiş olması, Rus kültürünün ekseninde olması ve nihayet enerji konusunda Moskova’ya bağlı olması, Moskova’nın Kiev üzerindeki etkisinin alt yapısını oluşturuyordu. Buna rağmen Ukrayna’da ‘Turuncu Devrim’ gerçekleşti ve 2005’te Yuşenko iktidara geldi. Bu durum Moskova’nın paniğe kapılmasına yol açmadı. Aksine Moskova sabırla Yuşenko’nun başarısız olmasını bekledi ve Yuşenko, 2010’da iktidardan düşünce Moskova ile ilişkilere daha sıcak bakan Bölgeler Partisi lideri Yanukoviç iş dünyasının desteğini alarak iktidara geldi.
Yanukoviç’i iktidardan götüren süreç, AB-Ukrayna ilişkileri sürecinde yaşanan kriz ile başladı. AB, Yanukoviç’in taleplerini karşılamayınca ilişkiler gerildi. Bunun üzerine Moskova, Yanukoviç’e ekonomik destek de içeren bir paket önerdi. Yanukoviç, bu teklifi kabul edip, AB ile ilişkileri askıya alınca, AB yanlısı gruplar başlığı altında aslında Rusya karşıtı olan bütün grupların katıldığı bir isyan başladı.Yanukoviç muhalefet ile anlaşma yoluna gitti. Ancak iş dünyasının desteğini çekmesi ve Bölgeler Partisi mensubu bazı milletvekillerinin istifa ederek, muhalefete destek vermeleri üzerine muhalefet, Yanukoviç ile yaptığı anlaşmaya sadık kalmayarak, Yanukoviç’i parlamento aracılığı ile görevden alma yoluna gitti.
Yanukoviç, Kiev’den Rus sınırına kaçtı. Kiev’de Rus karşıtlarının hakim olduğu bir hükümet kuruldu. Buna tepki olarak etnik Ruslar, Kırım başta olmak üzere Doğu Ukrayna’dan ayrılma sürecini başlattılar. Rusya, Ukrayna sınırında askeri manevra başlattı. Bütün bunlara rağmen Ukrayna’nın parçalanması ihtimali yüksek değil. Çünkü ABD, AB ve Rusya, böyle bir parçalanmaya muhalefet ediyorlar. Bu parçalanma kimsenin lehine görülmüyor. Hepsi Ukrayna’nın tamamına sahip olmayı tercih ediyorlar. Üstelik Moskova geçmişte Batı dünyasına kayan Ukrayna’nın kendisine geri döndüğünü, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin alt yapısının çok boyutlu ve çok sağlam olduğunu gördü.
Ukrayna’da bölünme ihtimali, anılan güçlerin Ukrayna’nın tamamına sahip olamayacaklarını anlamaları durumunda gündeme gelecektir. Öte yandan düşük olmakla beraber bölünme sürecini tetikleyebilecek bir risk vardır. Eğer, Ukrayna’da Rus karşıtı güçler, etnik Rusları tehdit edecek eylemlere ve politikalara başvururlar ve ülke bir etnik çatışma sürecine girer ise ABD, AB ve Rusya’nın da Ukrayna’yı bir arada tutması mümkün olmayabilir. Halen Kiev’den gelen ilk haberler bu doğrultuda. Ancak bu haberlerin ilk günlerin tepkileri olduğunu, zaman içinde bu sert tepkilerin yatışabileceğini tahmin edebiliriz. Eğer bu tahminimizde yanılıyor isek Ukrayna’yı çok karışık günler bekliyor demektir.
Ümit ÖZDAĞ, 1 Mart 2014
uozdag61@gmail.com