Şeytan Ayetleri kitabının yazarı Salman Rüşdi ile New Yorker Dergisinin sanat etkinliklerinde buluşan Nobel Ödüllü Orhan Pamuk, "Memleketimde din her şeyi ezecek kadar güçlü değil" dedi. Rüşdi ise ülkesinde kendi gibi düşünenler olduğunu söyledi.
NEW Yorker Dergisi, Sanat Etkinlikleri Festivalinin ilk gecesinde, Nobel ödüllü Orhan Pamuk ile "Şeytan Ayetleri" kitabının Hint asıllı İngiliz yazarı Salman Rüşdiyi buluşturdu.
New Yorkerın roman/kurgu editörü Deborah Triesmanın yöneticiliğinde "Vatan" konulu sohbette bir araya gelen iki yazar, romanlarında anavatanlarının etkisini, işledikleri konulara yaklaşımlarını ve karakterlerin gerçek yaşama uygunluğu gibi konularda görüşlerini, konferans salonuna çevrilmiş bir gece kulübünde, 400 kadar edebiyat meraklısı önünde anlattılar.
VATAN NEYMİŞ ANLADIM
Editör Triesmanın, "İkiniz de oldukça laik insanlarsınız. Dinin merkezi bir yere sahip olduğu ülkelerden geliyorsunuz. Kendinizi ülkenizde daha az rahat mı hissediyorsunuz ?" sorusuna, Rüşdi, "Hayır, benim gibi düşünen çok insan var" dedi. Orhan Pamuk ise "Memleketim güçlü bir laik tarihe sahip, din herşeyi ezecek kadar güçlü değil" diye yanıt verdi.
Pamuk, kitaplarındaki karakterlerin başından geçenlerin çoğunun kendi başından geçenler olduğunu söyledikten sonra, bir ülkede birkaç ay geçirenlerin yazdığı kitapların gerçekleri yansıtmadığını ifade etti. "Vatan hakkında yazıyorum, çünkü bildiğim şey o. İstanbulu yazıyorum çünkü hayatımın 50 yılı orada geçti. İnsanlıkla İstanbulda karşılaştım. Vatan insanlığın olduğu yerdir" diyen Pamuk şöyle devam etti:
"Genç yazarlar, dostlar, İstanbulu niye siyah-beyaz anlatıyorsun, bu kent mutlu bir yer diyorlar. Ben hüzünlü İstanbulu seviyorum. Anılarımı seviyorum, vatan annedir, başlangıçtır ve bir lisanımız var. Dünyanın öbür ucuna gidebilirim, ama Türk dili hep benimle beraber gelir. 1985 de Amerikaya ilk gelişimde kimlik korkusuna kapıldım. İlk kez vatandan uzak olduğumda vatanın ne olduğunu anladım."
KAynak