Vahdettin'e göre Atatürk hangi millettendi?

Vahdettin'e göre Atatürk hangi millettendi?

İletigönderen tuba » Pzr Kas 16, 2008 3:01

VAHDETTİN’E GÖRE ATATÜRK HANGİ MİLLETTENDİ?

Mustafa Kemal’i Anadolu’ya Sultan Vahdettin’in gönderdiği tezi yine medyada yer almaya başladı. Bu sözleri sadece saltanat ve hilafet özlemi çeken medya dile getirmiyor. Peki, gerçek böyle mi? Gerçeği bulmanın tek yolu var; belgeler! Gelin İngiltere Dışişleri Bakanlığı Arşivleri’ndeki bir belgeye göz atalım. Bakalım Vahdettin, ulusal mücadele için ne diyor; Atatürk’ün hangi milletten olduğunu söylüyor?

Public Record Office, Foreign Office Archives (Devlet Arşiv İdaresi, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Arşivleri) 406/45’te kayıtlı; İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold’dan İngiltere Dışişleri Bakanı Lord George Curzon’a gönderilen; 23 Mart 1921 tarih ve 300 numaralı belge:

“Efendim,

22 Mart tarih ve 199 numaralı telgrafıma atfen, 21 Mart’ta, Fransız ve İtalyan meslektaşım ve bendenizin, Sultan Vahdettin tarafından sırayla huzura kabul edildiğimizi bildirme şerefine nailim.

Sultan’ın benimle, daha ayrıntılı olarak görüşmeyi arzuladığını anladım. Ayağıma kadar gelen bu fırsatı, Londra Konferansı’nın sonucunu meslektaşlarımıza arz etmek suretiyle değerlendirdim ki; teklif edilen antlaşmanın (Sevr) Türkiye tarafından kabulü, bizim almamız için beklememiz gereken Sultan’ın desteğine bağlıdır.

Sultan beni iki saat onbeş dakika tuttu. Mr. Ryan bana eşlik ediyordu. Sultan yine, bir başka kişinin huzurda hazır bulunmamasını tercih etti. Maiyetinde çalışan memura kabulden önce yol verdi ve Mr. Ryan’dan tercümanlık yapmasını rica etti.

Sultan başlıca fikirlerini açıklarken umumiyetle olduğundan bile daha açık ve kesin ifadeliydi. Fakat söylediklerini tekrar ediyor ve sık sık duraksıyordu. Bu yüzden elinizdeki belge görüşmenin tam sırasını gayretinde bulunmadan, konuşulanları her boyutuyla izlemenizi sağlayacaktır.

Sultan kendisine ve mevkiine gösterilen hürmetten ötürü minnettarlığını ifade etti. Mamafih, Anadolu’da durumun malum olduğunu söyledi: ‘Bir avuç çeteci tam bir nüfuz kurmuşlar. Sayıları azdır fakat genellikle boynu bükük, mahcup ve fakir oluşlarından istifade ederek, bu zavallı millet üzerinde hakimiyet kurmuşlardır. Bunların gücü, sayıları 16 bine varan asker ve gelecekteki kişisel çıkarları için onlara omuz veren subaylardan ibarettir.’

Sultan, Bekir Sami Bey gibi bir adamın makul olduğunu ancak onu Londra’ya gönderenlerin büsbütün aşırı milliyetçi olduklarını belirtti.

Ben Londra görüşmelerinin ülkedeki iyi niyetli tüm unsurları, Sultan’ın rehberliği altında birleştirip canlandırılabilecek yeni bir yapı oluşturduğu ümidimi ifade ettim.

Sultan temelde aynı fikirde olduğunu, ancak ayrıntılar konusunda hemfikir olmadığını söyledi:
Ankara liderleri, bu memlekette hiçbir dikili kazığı olmayan adamlardır; bu memleketle ne kan ne de bir başka bağları vardır. Mustafa Kemal kökeni belli olmayan Makedonyalı bir devrimcidir. Kanı herhangi bir şey, örneğin, Bulgar, Yunan veya Sırp olabilir. O daha çok bir Sırp’a benziyor.

Bekir Sami Çerkez’dir. Onların hepsi aynı; Arnavutlar, Çerkezler, Türk hariç her şey. Aralarında gerçek Türk yoktur. Gerçek Türkler özüne sadıktır ancak, kendi esirliğinin hikayesi gibi hayali yalanlarla Türkler sindirildi, aldatıldı…”


Soner Yalçın
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen Ram » Pzr Kas 16, 2008 3:44

Vahdettin, malı-mülkü kaybettin. Yeni nesiller seni hep vatan haini, batırıcısı ve satıcısı bilecek, kendini cümle âleme rezil ettin.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen maydonos » Pzr Kas 16, 2008 6:56

vahdettinin ne oldugu belli o turk degil zaten osmanli. kendisi turk degil.ingiliz devsirmesi arap bozmasi.turklukle ne alakalari var dilimizi bile kullanmamislarda o kosullarda mi turklugu aklina gelmis.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Kas 16, 2008 10:54

Vahdettin yazdı:"Ankara liderleri, bu memlekette hiçbir dikili kazığı olmayan adamlardır; bu memleketle ne kan ne de bir başka bağları vardır. Mustafa Kemal kökeni belli olmayan Makedonyalı bir devrimcidir. Kanı herhangi bir şey, örneğin, Bulgar, Yunan veya Sırp olabilir. O daha çok bir Sırp’a benziyor.

Bekir Sami Çerkez’dir. Onların hepsi aynı; Arnavutlar, Çerkezler, Türk hariç her şey. Aralarında gerçek Türk yoktur. Gerçek Türkler özüne sadıktır ancak, kendi esirliğinin hikayesi gibi hayali yalanlarla Türkler sindirildi, aldatıldı…”

Dinime söven müslüman olsa diyesim var :)

Dogrudur, bu memlekette dikili kaziklari yoktur, tek servetleri bellidir:
"Benim hayatta yegâne fahrim, servetim, Türklükten başka bir şey değildir."

Soyunu da aciklamistir Atatürk: "Benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük Türkmenler'dendir."

"Sultan Murat Hüdavendigâr zamanında başlamak üzere, bütün Türk Devleti padişahlık döneminde, Rumeli'yi Balkanlar'ı ve Avrupa'yı Türkleştirmek için soyunda ve sopunda hiçbir karışım olmayan Türk ailelerinden oluşan özel güçleri buralara göndermişlerdir. Bu göçlerin büyük çoğunluğu Oğuz Türkleri, Müslüman Oğuzların Yörük Türkmen boylarından gönderilen aileler teşkil ermektedir. Müslüman Oğuzların, Tanrıdağı ve Karagöz Yörüklerinden olup, Konya ve Aydın yöresine yerleşmiş bulunan isimler, teker teker yazılı bulunmaktadır. Buradaki, 950 tarih ve 82 numaralı l yazıcı defteri ile 1051 tarih ve 469 numaralı il yazıcı defterinde Anadolu'dan Rumeli'ye geçen Türk boy ve ailelerinin isimleri açıkça yazılı bulunmaktadır. Bunların Müslüman Oğuz Türk'ü Yörük Türkmen boylarından oluşan ailelerinin kimler olduğunu kayıtlarda belirtmektedir. İşte bu kayıtlarda, Ulu Önder Atatürk'ün atalarının, Anadolu'dan Konya ve Aydın yöresinden geldiği yazılmaktadır.

Atatürk'ün dedeleri; Anadolu'dan Rumeli'ye gidip, Yunanistan'da Manastır Vilayeti'nin Debre-i Bala sancağına bağlı bulunan Kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerden olan Hafız Ahmet Alüş Efendi derlerdi. Kocacık Nahiyesinin tamamen Türk'tür. Atatürk Kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerden olan Hafız Ahmet Efendi'nin torunudur. Hafız Ahmet Efendi'nin saçları kırmızı olduğu için adına "Kırmızı Hafız Efendi" derlerdi. Ulu Önder Atatürk'ün dedesi Kırmızı Hafız Efendi Kocacık Nahiyesinde ilkokul eğitmenliği yapmakta idi. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi de bu Kocacık nahiyesinde dünyaya geldi. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'ye Alüş Efendi derlerdi. Kocacık nahiyesi tamamen Türk'tü. Burada yerleşenlerin çoğu Aydın ve Konya yöresinden gelen Türklerdir. Hatta bu aileler Yörük Türkmenleridir. Bu Yörük Türkmenlerinin Tanrıdağı ve Karagöz olduğu yukarıda adı geçen il yazıcı defterinde kayıtlı bulunmaktadır. Keza yine belgelerde Aktan ve Naldöken Yörüklerinde buralarda bulunduğu yazılmaktadır. Fetihnamelerde, buralardaki Konya Türklerine hudut gazileri ünvanı verildiği yazılmaktadır...."


Daha fazlasi icin...: Bilgi çağında Türk gençliğinin yükselen sesi, Şecaattin Zenginoğlu


Ayrica, Kültür ve Turizm Bakanligi yayinlarindan (1987), "Atatürk'ün Soykütüğü üzerine bir çalışma", Burhan Göksel'de de belgeleri ile sunulmustur (bir zamanlar bu gibi kitaplar yayinliyordu Kültür Bakanligi!). Firsat buldugum zaman belgeleri buraya koyacagim.

Vahdettin'in milli mücadele ile kavgali oldugu aciktir. Kuva-yi Milliyecileri de, bir bildirisinde söyle nitelendirir:

"...Dini, milleti, vatanı şüpheli ve karışık askerlerle öteki sınıflardan oluşmuş küçük bir azınlık"
Vahidettin, M.Kemal ve Milli Mücadele - Yalanlar, Yanlışlar, Yutturmacalar. Turgut Özakman

Her firsatta taht, saltanat icin soysuzlasan Vahdettin yasasaydi da, kendisine Marya, Olga, Mara Despina, Helga, Roza, Roxana, Helen, Anastasya, Eva, Sofi, Agnes, Sonya, Vilma'lari, kendi kanini sorsaydik.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x