Vamık David VOLKAN

Erol BİLBİLİK, önde gelen kimi Birleşik Devletler kullarını teşhir ediyor, daha bir sivilleştiriyor.

Vamık David VOLKAN

İletigönderen Ram » Çrş Haz 10, 2009 22:34

Prof. Dr. Vamık D. VOLKAN

Kıbrıs, Lefkoşa 1930 doğumlu, ABD’de yaşıyor, ABD vatandaşı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Emeritus Profesör. Virginia Üniversitesi Zihni ve İnsan Etkileşim Araştırmalar Merkezi (Disiplinlerarası Araştırmalar Merkezi kurucusu ve başkanı) . Beyaz Saray Siyaset Psikolojisi eski Danışmanı. Amerikan Psikiyatri Derneği Psikiyatri ve Dışişleri Komitesi üyesi. Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konuk Hukuk Profesörü. Tel Aviv, İzak Rabin İsrail Çalışmaları Merkezi Onursal Rabin Öğretim Üyesi. Viyana Üniversitesi Konuk Siyasal Bilimler Profesörü. Viyana Sigmunt Freud Vakfı Konuk Freud bilim adamı. Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi), Ege Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikoterapi Fahri Doktoru.

Ölümsüz Atatürk, Türkler ve Yunanlılar, Kanbağı, Kimlik Adına Öldürme gibi kırk kadar kitabın yazarı.

Prof. Dr. VOLKAN, Virginia Üniversitesi’nde kırk beş yıl çalıştı. Psiko-politik konusunda yoğun araştırmalar yaptı. Dünyanın birçok problemli yerinde barış için yaptığı çalışmalar nedeniyle 2005, 2006 ve 2007’de NOBEL Barış Ödülü’ne aday gösterildi. 20 Eylül 2007 tarihinde Bahçeşehir Üniversitesi’nin davetlisi olarak İstanbul’a geldi. İstanbul’da üç ay kalacaktı. Kürt gruplarını bir araya getirerek bir diyalog süreci başlatacaktı.


VOLKAN’ın “Ölümsüz ATATÜRK” Adlı Kitabı

“Bu çalışmadan önce Prof. D. VOLKAN’ın ‘Ölümsüz ATATÜRK’ adlı kitabı; ardından Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki çalışmaları ve son olarak da VOLKAN’ın uluslar arası çatışmalarla ilgili faaliyetleri değerlendirilecek.


    I. VOLKAN’ın “Ölümsüz ATATÜRK” Adlı Kitabı

    Prof. Dr. VOLKAN’ın ATATÜRK’ün dünya çapında, tarihî bir lider oluşunun nedenlerini, hayatındaki psikolojik evreleri inceleyerek kaleme aldığı ve Türkiye’de basımı yapılan, “Ölümsüz ATATÜRK” adlı bir kitabı vardır. VOLKAN, bu kitabıyla seçilmiş travmalar, seçilmiş zaferler ve çözülmemiş yaslar arasındaki ilişkileri politik-psikolojik nedenlere bağlayarak açıklayan bir teori geliştirmiştir.

    “Ölümsüz ATATÜRK” kitabı Prof. Dr. VOLKAN’ın, İstanbul ziyareti ile medyada da gündeme getirilmiştir. Ne var ki, konuyu gündeme getirenlerden hiçbiri, kitabın Türkçe baskısında bazı bölüm ve ibarelerin sansür edildiğinin farkında olmamışlardır. Bu nedenle kitapla ilgili görüşlerimizi belirtirken, kitabın İngilizce aslı dikkate alınacaktır.

    Kitabın İngilizce Baskısı: The Immortal ATATÜRK: A Psycho Biography (Paperback Edition) Vamık D. VOLKAN-Norman ITZKOWITZ. The University of Chicago Pres, August 1984, 374 sayfa. Ön kapakta, kitabın 192. sayfasında yer alan, ATATÜRK’ün Kocatepe’deki tarihî resmi yer alıyor.

    Kitabın İngilizce Baskısı: Ölümsüz ATATÜRK: Vamık D. VOLKAN-Norman ITZKOWITZ, tercüme eden belli değil, Bağlam Yayınları. 2. Basım Ekim 2005, 480 sayfa, ön kapakta sivil giyimli elinde şapkalı bir ATATÜRK fotoğrafı yer alıyor.

    Kitabın Türkçe Baskısında Sansürlenen Bölümler

      • İngilizce baskısının Contents bölümünde yer alan List Of Illustrations, Acknowledgements, Turkish Names bölümleri Türkçe baskısında yer almamıştır.

      • Introduction bölümü Türkçe baskısında yer almamıştır. I. Bölümü olan Atatürk’s Ottoman Backround in Perspective (Tarihsel Perspektif İçinde Atatürk’ün Osmanlı Arka Planı).

      Bölüm numarasız, 2. Bölüm ise 1. Bölüm olarak yer almıştır. Böylece İngilizce baskısı 30 bölümden oluşurken, Türkçe baskısı 29 bölümden oluşmuştur.

      • Kitabın İngilizce baskısının Acknowledgements bölümü Türkçe baskısında yer almamıştır:

      Bu bölümde; Vamık VOLKAN’ın 1974/1975 Akademik Yılında Virginia Üniversitesi ile Ankara Üniversitesi işbirliği ile Atatürk hakkında ortak bir çalışma yürütmek amacıyla Ankara’ya geldiği, çalışmaların Lucius N. Littauer Vakfı Başkanı Harry Starr, Frederick Scott Jr. Ve Susan Scott tarafından sağlanan parasal destekle yürütüldüğü açıklanmıştır. Atatürk’ün katıldığı savaşlar, aşkları ve özel hayatının diğer unsurları ile ilgili olarak Atatürk’le birlikte oluşmuş veya çok önemli olaylara tanıklık etmiş kişilerle VOLKAN ve Prof. Dr. Norman ITZKOWITZ’in gerçekleştirdiği görüşmelerin ve topladıkları verilerin 1975 yazında Virginia Üniversitesi’nde gözden geçirildiği yazılmıştır. Açıklamalar bölümünün özeti budur. Kitabın, kim için ve kimler tarafından hazırlandığının anlaşılması bakımından önem taşımaktadır.

      • Kitabın İngilizce baskısının Introduction bölümü Türkçe baskısında yer almamıştır:

      Bu bölümde Dr. Vamık VOLKAN; Mayıs 1975’te, tarihçiler, sosyologlar, antropologlar, psikologlar, psikiyatrisiler, psikanalistler, dilbilimcilerden oluşan saygın bir grup bilim adamının Princeton Üniversitesi’nde bir araya geldiklerini ve Orta Doğu ülkelerinin karşılaştıkları sorunların psikolojik boyutları üzerine karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını yazmıştır. Arap ülkeleri, İsrail, İran, Ermenistan ve Türkiye’nin karşılaştıkları sorunların petrol zengini şeyhler, devrimciler, askerî fırsatçılar, yabancı düşmanı dinci fundamentalistler ve özgürlük savaşçılarından kaynaklandığı, sorunların çözümünde psikolojik boyutların önemli rol oynadığı vurgulanmıştır. Princeton Konferansı’nda bir psikanalist olarak Dr. Vamık VOLKAN ve bir tarihçi olarak Dr. Norman ITZKOWITZ ilk defa Mustafa Kemâl ATATÜRK hakkında bir psikobiyografi kitabı yazılması gerekliliğini gündeme getirmiştir. Önerinin kabulü ile Dr. Vamık VOLKAN 1974-1975 akademik yılında Ankara Üniversitesi’nde çalışmaya başlamıştır. Bölümün özeti budur. Dönem Filistin-İsrail-Arap anlaşmazlıklarının zirveye tırmandığı, I. Petrol Krizi’nin başladığı, ABD’nin bölgedeki hayâti çıkarlarının büyük tehditlerle karşı karşıya bulunduğu ve Türkiye’nin, ABD için stratejik önemimin daha da arttığı bir dönemdir. Sorunların çözümüne yeni boyutlar getirecek ve psikolojik boyutu öne çıkaracak bu tür kapsamlı bir çalışmanın ABD çıkarları açısından önemi ortadadır. O nedenle ABD, VOLKAN-ITZKOWITZ’e bu kitabın yazılmasını önermiştir. Tüm giderlerini finanse etmiştir. Kitabın Türkçe baskısında yukarıdaki bölümler yer almadığından kitabın sadece bir psikobiyografi olmadığı, esas itibariyle ABD’nin küresel sorunlarına çözümler üretmek amacıyla hazırlatılan ve finanse edilen bir kitap olduğu anlaşılmayacaktır.

    Prof. Dr. VOLKAN, kitabın Türkçe baskısının sunuş bölümünde, bir halkın özellikle kaotik zamanlarda görkemli onarıcı liderlere ne kadar ihtiyaç duyduğunu, böyle bir liderin ortaya çıkmasında rol alan insanî unsurların araştırılmasının gerekliliğini anladıklarını, bunları araştırırken NUTUK’tan da yararlandıklarını ifade etmektedir. Her ne kadara kitabın 367. Sayfasında ‘NUTUK bir tarihî belge ve muhteşem bir meşrulaştırma örneği olarak okunabileceği gibi aynı zamanda Mustafa Kemâl’in bilinçaltının iç yüzünü ortaya koyar’ denilmekteyse de NUTUK’ta anlatılan ve Millî Mücadele’nin üç temel dinamiğini oluşturan, ‘Antiemperyalistçi’, ‘Tam Bağımsızlıkçı’ ve ‘Millîyetçi’ esinden hiç söz edilmemektedir. Ölümsüz ATATÜRK adlı kitapta bunlardan söz edilmemesi Mustafa Kemâl’in bilinçaltında bunların yeri olmadığını ortaya koymaktadır. En azından bunların önemli ölçüde etkili olmadığının itirafıdır. Hâlbuki Mustafa Kemâl ATATÜRK ‘Önce Meclis’ diyerek TBMM’nin kurulmasını sağlamış ve TBMM reisi olarak, Mazlum Milletlere örnek olan bağımsızlık savaşını buradan yürütmüştür.


    II. VOLKAN’ın Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki Çalışmaları

    Prof. Dr. VOLKAN, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörlüğü’nün daveti üzerine yeni kurulan psikoloji bölümünde politik psikoloji dersleri, kimlik adına çatışma ve adam öldürme konusunda seminerler vermek ve psikoloji bölümü öğrencilerinin seçimi için mülâkat heyeti başkanlığı yapmak üzere 20 Eylül 2007 tarihinde İstanbul’a gelmiştir.

    Kendisine üniversitede bir ikâmetgâh ve çalışma ofisi tahsis edilmiştir. VOLKAN, Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Vakfı, Danışma Kurulu üyeliğine getirilmiştir. Prof. Dr. VOLKAN, bazı televizyon ve gazetelere verdiği röportajlarda “Türkiye’deki Kürt gruplarını bir araya getireceği, diyaloglar dizisiyle yaşanan sorunlara çözüm arayacağını” açıklamıştır.

    Uzun süre Amerika’da yaşadığı ve üstelik çok hızlı tempo ile çalıştığı için Türk toplumundaki gelişmeleri, Başbakan Erdoğan’ın icraat ve düşünce sistemini, hükûmet politikalarını ve Türk Halkı’nın yaşadığı sorunları izlemediğini, bu nedenle araştırma ve görüşmelerde bulunabilmek için Türkiye’de üç ay kalacağını söylemiştir.

    Bu açıklamalar, Prof. Dr. VOLKAN’ın gelişinin temel amacının bu çatışmayı gerçekleştirmek için 2002’de faaliyetine son verdiği Virginia Üniversitesi’ndeki Zihnî ve İnsan Etkileşim Araştırma Merkezi’ni Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki “Sürdürebilir Barış Merkezi” (SBM) adıyla faaliyete geçirmek olduğunu gösteriyor.

    Çalışmalar, Bahçeşehir Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Süheyl BATUM ile George Washington Üniversitesi Rektörlüğü arasında Haziran 2006’da yapılan anlaşmaya dayanıyor. Anlaşma Bahçeşehir Üniversitesi’ne Amerika Araştırmaları Programı açılmasını öngörüyor. Anlaşmanın ardından Bahçeşehir Üniversitesi’nde Global Liderlik Forumu toplantısına katılmak üzere Marc Parris, Marc Grossman, Morton Abramowitz ve Alan Makovsky İstanbul’a gelmiştir.

    Toplantıya eski Rektör Prof. Dr. Süheyl BATUM, Prof. Dr. Hasan KÖNİ, Prof. Dr. İlber ORTAYLI, Prof. Dr. Nilüfer NARLI ve Dr. Burak KÜNTAY katılmıştır. Toplantıyı düzenleyen Amerikan heyeti ise TÜSİAD ile Brookings Enstitüsü arasında Türkiye 2007 Projesi’ni imzalayan heyettir. Brookings Enstitüsü, ABD hükümetleri adına uluslararası sorunlara yönelik stratejiler hazırlamakla ünlü, bütçesi Dışişleri, Savunma bakanlıkları ve CIA’ca fonlanan bir enstitüdür.

    ABD Senatosu’nda, Irak’ın üçe bölünmesi kararının kabul edildiği, Kuzey Irak’ta kukla Kürt devletinin kurulmakta olduğu, Kerkük’te referandumun gündemde olduğu, pekaka teröristlerine karşı bir sınır ötesi harekâtının an meselesi olduğu, detepenin TBMM’ye girdiği ve İran’a saldırının gündeme düştüğü çok kritik bir dönemde, Prof. Dr. VOLKAN’ın, ABD tarafından Türkiye’ye bu misyonla gönderilmesi son derece dikkat çekicidir.

    Prof. Dr. VOLKAN, her ne kadar Kürtlerle ilgili konulara yabancı kaldım diyorsa da; Bağlam Yayınları tarafından 1999’da basımı yapılan KANBAĞI adlı kitabının II. bölümünde eşkıya başı üzerine bir psikobiyografik inceleme yapmıştır.

    Bu incelemeden sonra Everest Yayınları tarafından basılan Kimlik Adına Öldürmek adlı kitabına koyduğu dipnotta şunları yazmıştır:

      “Türkiye’de 1978’de bir grup Kürt, Öcalan’ın liderliğinde kendilerine PKK (Kürt İşçi Partisi) adını verdiler ve 1984’de bir terör seferberliği başlattılar ki on binlerce insanın ölümüyle sonuçlandı. Bu terör eylemleriyle halk Türkiye’de vatandaşlar arasındaki etnik farklılıkları daha açık görmeye başladı. 2005 yılından itibaren Türkiye’deki televizyon kanalları ulusal kimlik ve politika ile ilgili sorunları ele alan televizyon programları bir sürü diziyle halkın zihnini meşgul eder oldu. Bu programlarda bir zamanlar en çok izlenen saatler için fazla hassas sayılan ciddi ulusal meseleler ele alınıyordu. Türk-Yunan ilişkileri, mezhep gerginlikleri, İslâm’ın yükselişi, Kürt meselesi ve 1970’lerin sağ-sol savaşları gibi…”

    Prof. Dr. VOLKAN, 1999’da eşkıya başının psikobiyografisini incelemesinden sekiz yıl sonra, ABD’ce böylesine boyutlu bir göreve soyundurulmuş oluyor. Tabii ki daha önce soyundurulduğu görevlerde yaptığı gibi, ABD emperyalizmi ile kan bağı bulunan Brookings Enstitüsü, eski ABD başkanı Jimmy Carter’in başkanlığını yaptığı ve Volkan’ın da üyesi olduğu Carter Uluslar arası Müzakereler Ağı, eski Dışişleri Bakanı Yardımcısı ve beş ABD başkanına ulusal güvenlik danışmanlığı yapmış, bir barış sürecinde birlikte yer aldığı yakın arkadaşı Harold Sounder’in yönetim kurulu üyesi olduğu Charles F. Kettering Vakfı, Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin (CSIS) önleyici diplomasi bölümünün başkanlığını yapmış ve bu konularda yıllarca beraber çalışmış olduğu diplomat arkadaşı Joseph Montville’nin mensup olduğu Birleşik Devletler Barış Enstitüsü (USIP), Pew Yardım Vakfı VB ve Disiplinlerarası Araştırmalar Merkezi ile anlaşmalar imzalayarak yola çıkıyor.

    Prof. Dr. VOLKAN, uluslararası çatışmalara barışçıl çözümler oluşturmak adına soyundurulduğu görevlerden başarı elde edememiştir. Bunun nedeni, çalışmaları ABD emperyalizminin özendirmesi, yönlendirmesi, deneyimlerden kuramsal kavramlar psikolojik propaganda/psikolojik savaş alanında kullanmak istemesidir.
Amerikaperestler - Erol BİLBİLİK / 1. Basım - Bölüm: Prof. Dr. Vamık D. VOLKAN

Devam edecek...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Ram » Çrş Haz 10, 2009 22:56

Banu AVAR, Vamık VOLKAN için ne demişti¿?

Vamık Volkan'ın Mustafası! (Banu Avar)

Her belgesel yönetmenini yansıtır. Bu belgesel de yönetmeninin ruhsal dünyasının pek karışık olduğunu belgeliyor. Kendi memleketinde nefret duyduğun bir liderin gölgesinde, sevmediğin bir halkın arasında, nerede duracağını bir türlü bilemeden yaşayıp gitmek zor olsa gerek.

Vamık Volkan ve Şerif Mardin'in düşünceleri doğrultusunda yapılan bu filmin, gerçeklerin bu kadar dışında olması çok tabiidir. Küresel sermayenin usta psikolojik savaş operatörleri olan Mardin ve Volkan bu belgeselin görünmez yapımcılarıdır. Film ATATÜRK'e karşı batının asırlık nefretinin belgesidir. Dündar'ı anlamak için Vamık Volkan ve Şerif Mardin gibi Amerika'nın psikolojik savaşçılarını ve Batının ATATÜRK ve Türkiye Cumhuriyeti nefretini anlamak gerekir.

Eğer maddi olarak mümkün olabilirse bir gün 'Gazi Paşa' belgeseliyle 'Mustafa'ya cevap vereceğiz!

http://www.banuavar.com.tr/?pg=news&id=53
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Başbakanlık Psikolojik Savaş Merkezinin Kurucusu...

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Ara 28, 2009 18:06

Başbakanlık Psikolojik Savaş Merkezinin Kurucusu...

Biz tarihimizi nedense Amerikalı, İngiliz, Alman vs..olmaz ise kabul etmiyoruz. İşte sorun da buradadır.

Bakınız sizin yapmak istenileni Can Dündar'da yapmıştı.

Lakin eline ne geçti?

Bakalım ne yapmış ve birileri ne istiyormuş? Daha evvel ki yazımı buradan yineleyim.

MUSTAFA değil, kitabın asıl adı Ölümsüz Atatürk'tür.

Kitabın adı: Ölümsüz Atatürk Yaşamı ve İç Dünyası
Orjinal isim: Immortal Atatürk A Psychobiography
Norman Itzkowitz, Vamık D. Volkan
------------------

Ölümsüz Atatürk'ü, Norman Itzkowitz ile birlikte yazmıştır.
http://www.ideefixe.com/kitap/kitap_oku.asp

Biyografiler,Vamık Volkan..Bakınız...
http://www.harbiden.gen.tr/biyografi/Vamik_Volkan.html

Asıl ismi Vamık Cemal olmasına rağmen, İngilizlerin Cemal'i D. şeklinde kısaltması ile hem pasaportunda hem de Amerikan kimliğinde artık Vamık D. Volkan olarak bilinen ünlü psikoanalist, 1932 yılında doğduğunda Kıbrıs'ta iki toplumlu bir hayat söz konusuydu.

(NOT: Bu nedenle bazı kaynaklarda adını Vamık D. Volkan olarak görebilirsiniz.)

2000 yılında İzak Rabin İsrail Çalışmalar Merkezi "Onursal Rabin Öğretim Görevlisi" unvanını verir Volkan'a.

Vamık Volkan, eski ABD Başkanı Jimmy Carter'ın Merkezi Görüşmeler Ağı'nda (INN) da üye olarak çalışmalar yürütür.

Daha pek çok ödül ve unvana sahip Volkan,Richard Nixon ve Bill Clinton'a danışmanlık yaptığı bilgisinin ise doğruyu yansıtmadığını söylemektedir.

Volkan kendisi için şöyle diyor:

    "Bütün gazetelerde her gün yanlışlar çıkıyor. Bilhassa bu, Türkiye'de çok daha fazla. Her konuştuğunuzda yanlış bir şey yazıyorlar. Bir zaman ben Musevi'ydim, bir zaman Rum, bir zaman Ermeni. Bir zaman Beyaz Saray'ın danışmanıyım, bir zaman Bosna'da çalıştım, bir zaman Türkiye'ye 15 sene gelmedim. Her zaman bir şey atıyorlar."

Kimdir bu şahıs:

Amerika'da yaşayan bir profesör.

Başbakanlık Psikolojik Savaş Merkezi'nin kurucusu.

Psikiyatri uzmanı. Kıbrıs kökenli...

"Ölümsüz Atatürk" adlı bir kitabı Türkiye'de yayınlandı.
http://www.gasteci.com/haber7493.htm

Volkan Akıl ve İnsan İlişkileri Merkezi'ni kurar. Politik psikoloji ile ilgilenenleri burada bir araya getirip konuşturur.

Bir süre sonra Politik Psikoloji Derneği kurulur.

O da kurucuları arasında yerini alır. Politik psikolojiye ilgi hızla artar.

Derneğin üye sayısı da binlere ulaşır. Derneğin dördüncü başkanlığına Vamık Volkan getirilir.

Volkan, bu çalışmaları sırasında Sovyet büyükleri ile Amerikan büyüklerini bir araya getirmeyi düşünür.

Başarır da... Sovyet Lideri Mihail Gorbaçov ile tanışır.

Eski Sovyet topluluklarıyla alakalı, aynı Arap-İsrail konusunda yaptığı gibi, 7 sene Ruslarla Baltık ülkeleri arasındaki ilişkilerin gayriresmî diplomasisini yapar.

Estonya ile Ruslar arasındaki sorunları politik psikoloji açısından ele alır. Bunu hem Akıl ve İnsan İlişkileri adını verdiği kendi merkezi hem de Jimmy Carter'ın yönetimindeki merkez adına gerçekleştirir.

Volkan, Saddam'ın Kuveyt'i işgal ettiği 1991 yılında da emirin parasıyla burada incelemeler yapar:

    "Sosyal teşhis kondu orada, travma olduktan sonra bir toplumda neler yapılması gerektiğiyle ilgili olarak."

Yugoslavya'nın çöküşünden sonra Boşnaklardan ziyade Hırvatlarla Sırplar arasında bir çalışma yürütür. Buradaki araştırmalar için para çıkmadığından bu süreç uzun sürmez.

Volkan ayrıca, Gürcülerle Güney Osetyalılar arasındaki anlaşmazlıkları da inceler.

1993 senesinde ise FBI, Texas Waco'da, lise terk bir rock şarkıcısı David Koresh tarafından kurulmuş bir tarikatin kendilerine Davidians denilen üyelerine operasyon düzenler.

Volkan, psikoloji ve psikiyatri çalışmaları yapar yanına gelenlerle:

    "Bir tek Abdülkadir (Çevik) bu işlerle çok ilgili. O Türk Politik Psikoloji Merkezi kurdu. Ve onların daveti ile, hangi seneydi, onu da bilmiyorum (1994).

    Dediler ki politik psikoloji yapıyorsunuz. Türk büyükleri ile Kürt büyüklerine bir konuşma yapılsın. Benim kafamda, 5-10 kişi bir odaya gireceğiz de konuşacaklar ve bir süreç ortaya çıkacak fikri var.

    Ne safmışım. Biz 3 kişi geldik Türkiye'ye. Biri, benimle Atatürk kitabını yazan tarihçi Norman Itkowitz, ben ve biri daha.

    Benim anladığım, Yıldırım Aktuna'ya bağlı yapılacakmış bu işler. Götürdüler bir yere, baktım 300 kişi. Bağırıyorlar, çağırıyorlar "Burayı bölmeye mi geldiniz?"

    Aktuna da orada oturuyor. Toplantı hemen bitti. Otele döndüm, bana gazeteciler telefon ediyor. "Niye geldin? Ne yapacaksın? Korktum vallahi."

Son dönemlerde Batı ile İslam dünyası arasında yaşanan kopuklukla ilgili bir çalışma yapmayı düşünen Vamık D. Volkan, El Kaide ile Bush'un temelde farklı olsa bile düşünce olarak aynı olduğunu söylüyor.

Çünkü; "Ya benim tarafımdasın ya karşı taraftasın" diye sert bir çizgi çekmiş ikisi de diyor.

Peki Fethullah Gülen'in dinlerarası diyalog çalışmalarından haberdar mıydı Volkan?

Konuşmalarında, Türkiye'de özellikle din konusunda incelemeler yapmadığını sık sık vurgulayan Volkan, Tiran'daki bir Türk okulunu gezip, yapılanlardan gurur duyduğunu söylese de bu konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu da şu sözleri ile ortaya koyuyordu:

    "Okuldakiler dediler ki 'Gelin yemek yiyelim' filan. Gidince baktım ki bunlar benim kimliğimde olan Türkler değil. Ben başka türlü yetişmişim. Bunların hanımlarının başları kapalı, yerde oturup yemek yerler. Anlayamadım bunu."

demektedir.

Ayrıntılar için bakınız....
http://www.harbiden.gen.tr/biyografi/Vamik_Volkan.html




Bazı yorumlardan:

ÖLÜMSÜZ ATATÜRK

"Ölümsüz Atatürk", Vamık D. Volkan ve Norman Itzkowitz tarafından kaleme alınmış ulu önderimizin psiko-biyografisi. "2005 Nobel Barış Ödülü"ne de aday gösterilen Volkan, Virginia Üniversitesinde psikiyatri profesörüdür.

Atatürk, ulusal bir lider olarak kendi vatandaşları için vazgeçilmez, ülküleştirilmiş bir öneme sahiptir.

Atatürk,bir simge ve bir kavram olarak yaşamaya devam etmiştir ve edecektir.
Atatürk ölmemiştir, kalbimizde yaşamaktadır. Bu kitap, ulusu tarafından böylesine ülküleştirilen bir liderin kendi iç dünyasıyla dış dünyası (Kurucusu olduğu Türkiye olarak) arasında oluşan karşılıklı etkileşimi çözümlemeye çalışmaktadır.

Her ölümlü insan gibi Atatürk'ün de özel bir yaşamı, bu yaşamda karşılaştığı güçlükler, travmalar, çatışmalar ve engellemeler vardır:

Mustafa Kemal'in ilk düş kırıklığı, bebeğine yeterli anne sütü veremeyen kederli bir anneye sahip olması dolayısıyla yaşanmıştır.

Anne kederlidir, çünkü Mustafa Kemal'den önce 3 bebeğini kaybetmiştir. Bu durum, Mustafa Kemal'de şöyle bir bilinçdışı arzuya yol açmıştır; yüreği yaralı, kederli anneyi daha verici bir anne olabilmesi için onu bulunduğu kederden kurtarma arzusu.

Bu amaç ülküleştirilmiş ve ülkesini kurtarmaya yönelik bir arzu haline gelmiştir.

Bu iki amaç, M.Kemal'in bilinçaltında birbiriyle bağlantılıdır.

Bu nedenle, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışın onun için psikolojik bir anlamı da vardır. Volkan'a göre; ödipal yaşa geldiğinde M. Kemal, annesine ilişkin 2 imgeye sahiptir.

Birincisi; yeterince iyi olmayan kederli bir anne, ikincisi; oğlunu özel bir varlık olarak gören bir anne.


Bunu sonucu olarak M. Kemal, iki benlik duygusu geliştirdi; bir yandan yoksun, bağımlı ve duygusal olarak açtı. Diğer yandan da kimseye benzemeyen özel bir kişiydi ve her şeye kadirdi.

Bu durum, yaşamının ileriki yıllarında da onu etkiledi. Örneğin; sahip olduğu abartılı öz-kavramını destekleyecek, onu takdir edip hayranlık gösterecek kişiler aramaya yöneldi. Ona takdir ve hayranlık göstermeyen kişiler, karşılarında gergin ve sinirli bir M. Kemal buldular.

Ödipal döneminin en yüksek noktasında babasını kaybetmiş olması da M. Kemal için önemli bir travmadır.

M.kemal'in bu noktada baba ile ilgili iki imgesi vardır.

Birincisi, ülküleştirilmiş baba, ikincisi düşkün, kendini alkole vermiş baba imgesi (Zübeyde Hanım, Ali Rıza Bey'in ölümünden önceki son 3 yıl ruhsal çöküntü yaşadığından söz etmiştir).

M. Kemal, kötü baba imgesinden uzak kalmaya çalışarak kendisini ülküleştirilmiş olanla özdeşleştirdi. Bunun sonucu olarak kendi yazgısını tek başına belirleyebilen bir çocuk olduğuna ilişkin inancı pekişti.

Bu inancının bir sonucu olarak annesinin isteğinin tersine modern bir askeri eğitim almaya karar verdi.

Bu baba ile özdeşleşmeye yönelik bir girişimdi.

Burada bir başka nokta da, idealize edilmiş baba tarafından tespit edilmiş doğrultuda ilerlemezden önce dindar annenin doyurulması temasıdır.

Örneğin; baba batı normlarına uygun Şemsi Efendi İlkokuluna gitmesini ister, ancak, Zübeyde hanım, dini kökenli bir okul olan mahalle mektebini tercih eder.

Ali Rıza Bey önce mahalle mektebine kayıt yaptırıp daha sonra kaydı Şemsi Efendi İlkokuluna aktararak bir çözüm bulur.

M.Kemal'in yaşamının ileriki yıllarında da bu tema göze çarpar.

Örneğin; ailesiyle beraber Müslüman yaşam tarzına uygun gündelik bir yaşam sürerken diğer yandan İstanbul'un batılılaşmış semtlerinde farklı bir kişiliğe bürünebilmektedir.

Atatürk'ü anlamak, onu bir insan olarak tanımaktan geçmektedir. Bu nedenle Ölümsüz Atatürk (şimdiki adı filme konu olan hali ile MUSTAFA) okunması gereken bir kitaptır.

Figen Nas Sağlam,Psikolog
Kaynak:
http://www.psikiyatrivehayat.com/ataturk.htm
*****

Türkler ve Yunanlılar, Çatışan Komşular
http://www.netkitap.com/arabul2.asp?kisiID=12982

*****

Vamık D. Volkan, Kıbrıs:
Savaş ve Uyum – Çatışan İki Etnik Grubun Psikanalitik Tarihi, Everest yayınları.

Akşam gazetesinde köşe yazarlığı yapan Kemal Yavuz ilk kez İslamcı-Ulusalcı ittifakından bahseden kişi olarak öne çıkmaktadır.

Ve bir zamanlar Kızılelma koalisyonu olarak da anılan grubun içine İslamcılar da dahil edilmeye çalışılmıştı. Bunları nereden biliyoruz.

Yeni Furkan dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Sadettin Ustaosmanoğlu, Aktüel dergisinin (17-23 Temmuz 2008) sorularını cevaplarken bu konuya da temas etmiş.

Kendilerine Sultan Galiyevci adını veren ulusalcı ekipten bahsedilir.

Galiyevci ekibin şartları ise şuymuş:


Siz İslam devriminden bahsetmeyecek ve Kemalizme saldırmayacak, ilişmeyeceksiniz, biz de şeriata saldırmayacağız...

"Bu ekibin Attila İlhan'ın fikir örgüsüne yakın durduğu anlaşılıyor. Ustaosmanoğlu, bilmeden şu an Ergenekon davası yüzünden içeride olan zihin kontrolü meselesinde uzman olan Erkut Ersoy'la görüştüklerini de hatırlıyor.

Yine aynı bağlamda, Ümit Sayın'ın da kendilerine karşı bir cinlik yaptığını da düşünüyor.
Zihin Kontrolcülerinin liderlerine gelerek "Kemalizmin felsefesini yaz" dediklerini de ifade ediyor.

Aslında beyin yıkama veya zihin kontrolü ötedenberi bilinen bir husus.

Acaba Hasan Mezarcı gibiler böyle bir ameliyeye mi maruz kaldılar?

28 Şubat sürecinde Kıbrıslı Vamık Volkan'ı da bu işin psikolojik kısmıyla ilgilendiği ileri sürülüyor.

Vamık Volkan çadır modelinde 20 büyük-grup kimliğini, kişinin bireysel kimliğini temsil eden giysisinin üzerinde bulunan, o gruptan olan tüm bireyleri örten bir çadır bezi ve liderin çadırın direği olduğu bir imgeyle tasavvur eder.

Bu çadır bezi, aslında bireyleri biz-lik duygusu altında bir araya getirir, çadırın dışı ile içi arasında bir sınır oluşturur ve dışarıdan gelecek tehdide karşı grubu korur.

Ancak çadır bezinde bir yırtık ya da direğinde bir sarsılma olursa, grubun biz-lik duygusu artar ve bireyler bir çadır altında yaşıyor olduklarını daha belirgin olarak algılarlar. Hatta bu tehlike durumlarında büyük-grup kimliği bireylerin kişisel kimliklerinden daha önemli hale gelir.

Bu model içinde dile getirilmeyen ancak önemli olduğu düşünülen bir boyut da bahsedilen tehdidin niteliğidir. Tehdit, grubun "grup-varlığına" tehlike oluşturabilecek her şey olabilir.

Gerçek bir tehlike olabileceği gibi, aslında olmayan ancak öyle algılanan bir tehdit de aynı şekilde büyük-grup kimliğini ateşleyebilir. Önemli olan o tehditle ilgili algının grup üyeleri tarafından paylaşılıyor olmasıdır.

Bu "Şokları" toplum üzerinden emerek karşı psiko-teknik atakla yanıtlamakta ciddi sorunlarımız var.

Elimizde mevcut birçok olanağı karşı "şok" atak olarak kullanamıyoruz.

Onu da Sn Prof. Vamık Volkan bey'e soralım!

Bunun için önce Amerika'ya sonra da "bir yerlerin" psiko-teknik laboratuarlarına girme izninizin olması gerekiyor!

Ne diyordu?

("Irak'ı doğru düzgün araştırmadan girdiler "bizimkiler" (kimmiş bu sizinkiler Volkan Bey?) sonrasında gördük işte ne işler açtılar başlarına (yine) "bizimkiler"!").

Homeros'un bu dizelerini hep kulaklarıma küpe ettim:

"Ama bir gün tanrılar nefret etti ondan, Aleion ovasında kaldı tek başına, İnsanlardan kaçarak yedi kendi kendini.."

Prof. Dr. Abdülkadir Çevik'in kendini anlattığı yazıda Prof. Dr. Vamık Volkan'dan bireysel ve grup psikoterapileri ile psikoanalitik psikoterapi eğitimi aldığını da söylerken Sayın Volkan hakkında bazı detaylar verdiğini de göreceksiniz.

Bakınız...
http://www.medimagazin.com.tr/mm-prof-d ... 48075.html

*****

TÜRKİYE'Yİ KARIŞTIRAN BU ADAM!
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/in ... pic=7196.0

*****

İçişleri Bakanı Beşir Atalay Psikanalist Vamık Volkan’la bir görüşme yaptı
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/in ... pic=7047.0

*****

Öcalan'ı ben sorguladım diyen Albay artık konuşacağım dedi.
http://www.toplumsalbilinc.org/forum/in ... pic=7926.0


Açık İstihbarat.com, 28 Aralık 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56


Şu dizine dön: 'Amerikaperestler'

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x