Vatana mı, AKP’ye mi ihanet!

Genel & Güncel Konular

Vatana mı, AKP’ye mi ihanet!

İletigönderen Sema » Prş Mar 01, 2007 23:20

Vatana mı, AKP’ye mi ihanet!


İngiliz siyaset bilimcisi Lord Acton, “İktidar ifsat eder, mutlak iktidar, mutlaka ifsat eder” demişti... Ben de, “İktidarlar, tahammülsüz oldukça daha pervasız olurlar” diyorum. AKP İktidarının, bugünkü manzarası bu! Eleştiriler karşısında “demokratik” tahammülleri gittikçe azalıyor ve “tek parti” sendromu, pervasızlıkları azıyor.

Özellikle Başbakan sinirlendikçe eleştirilere tahammülü azalıyor, gittikçe daha pervasız oluyor. Winston Churchill; “Bir politikacı için en büyü zaaf, eleştiriler karşısında soğukkanlılığını kaybetmektir” demiş. Ben de ekleyeyim; “Muhalefet için de en iyi taktik, başarının yolu, Başbakanı sinirlendirmek, iktidarı kızdırmak, hoş görüsünü kaybettirmektir.” Şu sırada, bunun için fazla gayrete gerek yok.

Başbakan sinirlendikçe ölçüyü kaçırıyor, mevkiine, makamına yakışmayacak sözler söylüyor... Böyle olunca “kırmızı mintan” , Ramsey kostümün yakasından yeninden seyirtiyor, asıl kişiliği ortaya çıkıyor. Böyle bir kişinin neden Çankaya’ya çıkamayacağı giderek anlaşılıyor. İktidarın pervasızlığının son örneği, KANALTÜRK’e yapılan mali baskıyla medyayı susturmak teşebbüsü idi. Maliye Bakanı Unakıtan, istediği kadar bunun “rutin bir inceleme” olduğunu söylesin, zırva tevil götürmüyor, mızrak çuvala sığmıyor.

Ben aynı filmi demokrasiyle iktidara gelen bir partiyi, “iktidarın” nasıl bozduğunu ve sonunu getirdiğini, bizzat görmüştüm... Böyle bir sonu kimse için temenni etmem, ibret almalarını tavsiye ederim.

Bila olayı
Pervasızlığın en son örneği; Başbakan’ın, Ankara’dan yalakalık yapmadan, olayların her tarafını yansıtan, doğru-dürüst haberler veren değerli gazeteci, Milliyet yazarı Fikret Bila’yı “vatana ihanet” le suçlaması! Ne yapmış Fikret? “Genelkurmay Başkanının, MGK toplantısında ABD’nin, Barzani’nin ihanetinin belgelerini, PKK’nın sınırdaki faaliyetleri ve Kuzey Irak’ta gördüğü yardıma ilişkin görüntü, bilgi ve belgelerini sunacağını” yazmış.

Başbakan da “bu haberi sızdıran ve yayınlayan, vatana ihanet etmiştir” diyor. Ve sonra da Fikret Bila kendisine “Bir başbakan böyle konuşur mu?” deyince, “Evet” diyor, “bu kadar açık ve ağır konuşuyorum.”Başbakanın bu kızgınlığı sadece bu habere münhasır değil. Doğruları yazdığı, doğru haber verdiği için, Bila’ya karşı içinde birikim var. Bunun için de uçağına, hep bazı yalakları almış fakat yanaklarını okşamayan, ellerini öpmeyen, kendisini doğru yazdıklarıyla kızdıran, Bila gibileri almamıştır.

İhanetin manası
“İhanet” Bila’nın haberinin neresinde? Kırk yıllık gazeteciyim ve her zaman yazdığım gibi, milli çıkarlar söz konusu olduğunda devlete zarar verecek sırların, dalgalanma ve haber yapılmasına karşı çıktım. Kendim de, bu ilkeye sadık kaldım. Devlet görevlerim esnasında vakıf olduğum devlet sırlarını, gazetecilik yaparken ve anılarımda asla açıklamadım ve açıklamam. Ama Bila’nın haberindeki bilgiler devlet sırrı değildi, bunlar cümle alemce hatta yabancı medyaca malumdu. Fikret Bila, bunları açıklamakla vatana ihanet etmedi; aksine belki iktidarı kendi çıkarları ve hesaplarından dolayı rahatsız eden durumu haber yapmakla, büyük bir hizmet yaptı.

İktidarların, kendi çıkarlarını devletin çıkarlarıyla aynı saymaları, eski ve ölümcül bir sendromdur, hastalıktır. Erdoğan, haberi “sızdıranları”, daha doğrusu kaynağını da ihanetle suçluyor ama bunu doğrudan yapmaya anlaşılan cesareti yok.

Yalakaların başlıca endişeleri, devlete değil iktidara zarar vermemek. İşlevleri iktidarı pohpohlamak olan gazetecilerle, hep doğruları yazan Bila gibi gerçek gazeteciler arasındaki fark, “Bila farkı” da, işte bu! Gerçek gazeteciler, Bila ve onun gibiler açık, hatta kapalı toplantılarda Başbakanın konuşmasını takdir etseler bile, onu öpmezler, yanağını okşamazlar. Böyle yapmak caiz midir?

Belki, özel ortamda caizdir de, köşesinde, televizyon programlarında hep iktidarı savunan, Başbakanın methiyesini yapan Mehmet Barlas, herkesin ortasında, kameralar önünde bunu yaparsa, bu ister istemez başka şeye hamledilir!

NOT: Erdoğan’a en iyi cevabı, “konuşmak istediği” fakat “Kürdistan’ın kurulmasına razı olmamız gerektiğini” söyleyen Barzani verdi. Bakalım bu nasıl tevil edilecek?

Altemur KILIÇ / Yeniçağ
Bizi öldürmedikçe bizim kafamızdaki cereyanı boğmadıkça, başladığımız inkılap ve ilerleme bir an bile durmayacaktır....
Kullanıcı küçük betizi
Sema
Üye
Üye
 
İletiler: 710
Kayıt: Çrş Şub 21, 2007 18:03
Konum: Istanbul

İletigönderen |Kuralsız| » Cum Mar 02, 2007 12:10

Ne yapmış Fikret? “Genelkurmay Başkanının, MGK toplantısında ABD’nin, Barzani’nin ihanetinin belgelerini, PKK’nın sınırdaki faaliyetleri ve Kuzey Irak’ta gördüğü yardıma ilişkin görüntü, bilgi ve belgelerini sunacağını” yazmış.


Bila : AKP ye ihanet etmiş :twisted:

Erdoğan hergün Vatana İhanet ediyo bunu gören yok ... ya bide pişkin pişkin çıkıp nara atması yokmu meydanlarda şu adamın :evil:



güzel bi yazıydı tşk. Sema :wink:
''Hayattaki yegane üstünlüğüm Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin."
Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk

Ruhun Şad, Mekanın Cennet Olsun Türklüğün Yüce Başbuğu ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
|Kuralsız|
Üye
Üye
 
İletiler: 2244
Kayıt: Pzr Şub 25, 2007 13:25
Konum: Gecenin Kıyısından Karanlığın Tam Ortasından |K@yse®ciyes|


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

cron

x