VAY PİC
İ. En çok da Dr Recep’in konuşmalarında duyup, ne anlama geldiğini bir türlü çözemediğim bir terim vardı; vay-pi-ci.
Daha sonra bunun YPG olduğunu nasılsa öğrenmiş oldum.
Şimdi bu YPG, Suriye’nin kuzeyinde Kuzey Suriye Kürt Devleti oldu diyorlar; yani KSKD.
Efendim ‘Devlet’ değil ‘Özerk Bölge’, ‘Kanton’ falan diyen de var.
Sanki ‘Devlet’in ‘ne’ olduğunu biliyormuş gibi konuşan bu lafazanlara ‘Devlet’i anlatacak değilim.
Ancak şu kadarını söylemeliyim ki, ‘Devlet’, her şeyden önce ‘Yurttaşlık’ kavramını da kapsayacak bir aşamaya gelmişse ‘Modern Devlet’ diye tanımlanabilir.
‘Modern Devlet’, 1789 Büyük Fransız Devrimi’nin, anayasaya ‘İnsan ve Yurttaş Hakları’nı, değiştirmek şöyle dursun değiştirilmesi önerilemez bile diye bir kayıt koymasıyla oluşmuştur denilebilir.
O gün bugündür bu ‘Dibace’, modern devletin ‘ABC’si olarak kabul edilmektedir.
Büyük Türk Devrimi ise ‘Medeni Kanun’ denilen yasanın kabulüyle ‘Modern’ bir devlet olmuştur.
‘Modern’, yani ‘Uygar’ veya ‘Medeni’ ve denilebilirse ‘Çağdaş’.
Ancak ‘çağının çağdaşı’ olmayı da hedefleyen bir ‘çağdaşlık’.
Buraya kadar yapılan ‘kuramsal’ açıklamalar iyi de, günümüzdeki durum ne diye sorulacak olursa; Fransa’da tam ikiyüzotuzaltı yıldır anayasanın bu dibacesi değiştirilmeden kalmıştır.
Ancak geçen bu ikiyüzotuzaltı yılda, seçme ve seçilme hakkında, laiklik konusunda, özerk bölgeler konusunda, kantonların yapısında onlar ve hatta yüzlerce değişiklik yapılmıştır.
Ne ki, ‘Yurttaşlık’ konusunda temelli bir değişiklik yapılmamıştır.
Demek ki neymiş, ‘Modern Devlet’in temel taşı ‘Yurttaşlık’mış.
Şimdi bizim Apo, Kenya’dan Türkiye’ye geldiği gün, nasıl ‘Türkiye Cumhuriyet’ine hizmet etmek istiyorum demiştiyse, dün de örgütümü dağıtıyorum diyerek gerçekten hizmet etmek istediğini göstermiş oldu.
Ancak ve ne var ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerine yanlışlıkla Bahçeli Devleti’nin hizmetine girmiş oldu.
Çünkü, benim dünkü yazımda, ‘özeleştirisini verdi’ diye değerlendirdiğim açıklamasında, yeni bir terim uydurmuştur; ‘Kapitalist Modernite’(!).
Apo’ya göre bu ‘Kapitalist Modernite’ tam ikiyüz yıldır ‘Türk-Kürt kardeşliğini parçalamak’ istiyormuş.
‘Cumhuriyet’in tek tipçi yorumları’ da bu süreci hızlandırmış(mış).
Yani Apo, bir yandan, sol bir terminelojiyle ‘özeleştiri’ verirken, öte yandan Mehmet Uçum ya da İbrahim Kalın’ın etkisi altında bir ‘ideolojik yozlaşma’ya düşmüş gibi görünmektedir.
Çünkü sol terminelojide ‘Kapitalist Modernite’ diye bir terim yok.
Cumhuriyet’in ‘tek tipçi yorumları’ ise, sözde ‘post-kapitalistçi’, ‘post-modernlikçi’ ve giderek ‘Yeni Orta-Çağcı’ yaklaşımlarca geliştirilen yorumlar olup, tam da ‘Yeni Osmanlı’cı kesimler tarafından yapılmaktadır.
Görünen o ki, Apo o kısa ve öz açıklamasını, DEM’lilerce yapılan ‘ziyaret’lerden çok önce, Devlet Bahçeli’ye fısıldanildığı 2024 sonbaharından da önceki bir tarihten itibaren hazırlamaya başlamış.
Hakan Fidan’ın bu konulara aklı ermez, dolayısıyla İbrahim Kalın’ın MİT başkanı olduktan sonra, uzun uzun konuşup birlikte saz çaldıkları sohbetlerde yavaş yavaş İbrahim Kalın’dan öğrenmiş olabilir.
Ve asıl sorunun PKK değil ama Vay-Pi-Ci olduğuna karar vermişlerdir.
Apo’nun İbrahim Kalın’a PKK senin olsun ama benim Vay-Pi-Ci’me karışamazsın dediğine kuşku yok.
Kaldı ki, ne Kalın ve ne de ağababasının Vay-Pi-Ci’ye gücünün yetmeyeceği de ortadadır.
Apo’nun Kalın ya da Bahçeli’ye PKK’yı karşılıksız olarak verip veremeyeceği konusuna gelince; Apo Tanrı mıdır ki bir şey almadan vere?
Yani Vay-Pi-Ci’nin tamamen Apo’ya verilmesi de mümkün olmadığına göre, Apo’ya Türkiye’de de bir şeyler vermek gerekmektedir.
Bu sadece Apo’nun şu ya da bu biçimde dışarı çıkarılması ya da PKK’lıların ‘af’fından çok daha önemli olarak, Türkiye’de ‘Modern Devlet’in temel taşının sökülme sözüdür denilebilir.
İşte ‘Yeni Anayasa’ tantanası, Apo’nun son ‘hediyesi’ ile birlikte, Kürt seçmenin artık ‘seni başkan yaptırmayacağız’dan ‘seni başkan yaptıcağız’a döndürülmesi olarak okunabilir.
Dr Recep’in ‘İmralı Edirne’ye kızıyor’ sözünün tarihini anımsayan var mı?
Yani tam o günlerden itibaren bu yemek pişirilmekteymiş.
Devlet Bahçeli’nin ise yemeğin tadını almadan gideceği söyleniyor.
Yine de Dr Recep’i başkan yaptırmak için Apo’yu bile ikna ettirmiş olmanın onuruyla gidecektir.
Alın size‘Tarihi açıklama’nın kısa tarihi.
Seni gidi Vay-pi-ci vay diyerek sonlandıralım.