
* * *
Peki, Kıbrıs’a ne oluyor da şimdi durup dururken önüne eski defterleri açtılar.
Daha ne olsun... Öyle bir iktidar var ki ne hukuk tanıyor, ne ekonomi, ne tarih, ne medya, ne toprak, ne deniz, ne nehir, ne sınır, ne El Kaide! Dur durak bilmiyor. Yani onlar için tam sırası denecek günler.
* * *
İktidar’ın son günleri... Her kurum alabildiğine zayıflamış, yolsuzluklar örtülemez olmuş, belgeler havada uçuşuyor, yolsuzluk sanıklarına tahliye üstüne tahliye, askerleri çıkaracaklar diye ödleri kopuyor. Dünyanın en seçkin deniz kuvvetleri olan Türk Deniz Kuvvetleri’nin amiralleri içeride resim yapıyor. Tutuklu Genelkurmay Başkanı anılarını yazıyor. Hava Kuvvetleri’ne yazık oldu, dışarıdan pilot ithal ediyorlar.
Halk özgürlük uğruna ölmeyi göze almış, ormanlarına, denizine, toprağına, “tapu”larına sahip çıkmaya başlamış. Köylü kadınlar eylem üstüne eylem yapıyorlar.
Tam zamanıdır dedikleri işte bundan, zayıflamış iktidar fırsatını kaçırmak istemiyorlar. Geçen gün Özgen Acar’ın bir feryadı vardı “Alo millet Kıbrıs elden gidiyor” diye.
1974 yılının Milli bilinci oluşmaya başlamış, Yeniçağ ve Aydınlık’ta 1 haftada Kıbrıs konusunda belki ondan fazla yazı okudum. Bundan önceki referandumda bizim medya nerede ise bize karşı idi ve Kıbrıslılar “Yes be annem” sloganları atıyorlardı.
* * *
Derviş Eroğlu’nun iktidarda oluşu yüreğime su serpiyor. O zamanlar Rauf Denktaş’ı çok üzmüşlerdi. Ama kader bizden yana idi. Rahmetlinin “Allah Ruslardan razı olsun” laflarını hiç unutamam. Ruslar Güvenlik Konseyi’nde bize kıyak yapmışlardı.
Bu yüzden de Atatürk’ün o tarihi lafına benzer bir laf geliyor aklıma... Hani geldikleri gibi giderler demişti ya. Onlar da veremez kurtulamazlar. Ver kurtul kolaylığının zamanı geçti, cazibesi de kalmadı. 2 ay sonra, seçimler ile birlikte her şey değişecek inşallah.
Afet ILGAZ, 19 Şubat 2014
ilgaz@yenicaggazetesi.com.tr