Yabancı dilde eğitim çıkmazı / Arslan TEKİN

Yabancı dilde eğitim çıkmazı / Arslan TEKİN

İletigönderen Balasagun » Cum Haz 27, 2014 13:28

Yabancı dilde eğitim çıkmazı (1)

Resim
Aklımın almadığı bir şey, Türk okullarında bir başka dilde eğitim görmek! Ne kadar gelişmiş olursa olsun, ne kadar ilim dili olursa olsun, bağımsız bir ülkede başka milletlerin diliyle eğitim veremezsin!

Türkçe eğitim vermek zorundasın!

Yabancı dili kesinlikle öğreteceksin! Tamam...

Yabancı dille eğitim veriyorsun, öğrendiklerini mi sanıyorsun!

Hazırlık sınıfları rezalet... Birçok gençle konuştum; olmuyor, olmuyor, olmuyor!..

Yeni YÖK kanun taslağı tartışılıyor, yabancı dil meselesi yok ortada.

Bu köşenin okurları bilirler. Sıklıkla genelde eğitim alanında yaşanan problemlere, özelde de yükseköğretimdeki aksaklıklara dikkat çekmeye çalışırım.

Çok iyi performans gösterdiği, önemli ilmî çalışmalara imza attığı hâlde dil barajına takılarak, doçentlik belgesi alamayan sayısız ilim adamı, YÖK’ten ulûfe değil, hem ilmî performanslarını lâyıkıyla ölçecek yeni kriterler, hem de bir fırsat bekliyorlar. Onların yaşadıkları sıkıntı bir yana, bu yazıda iğneyi yine dil meselesine ama çok farklı bir noktadan batıracağım.

Öncelikle şu iyi bilinmelidir ki, her olgunun cihanşumûlleştiği, mesafelerin kalktığı günümüzde bir ülkenin ilim dünyasında sözünü dinletebilmesi, kendi içindeki refah kaynaklarını sağlıklı biçimde dağıtabilmesi, yeni kaynak çıkartabilmesi için yabancı dil şart.

İlim adamı (Dikkat: İlim insanı demiyorum! Kadın-erkek ayırmıyorum.), hepsinin olmasa bile önemli bir kısmının, en az bir, hatta yeri geldiğince iki ve hatta üç yabancı dil bilmesi, rekabette var olmak, yeni değerler üretebilmek için bir mecburiyettir. Ancak acaba bunun yolu, kör topal ilim dünyasında her kolundan tuttuğumuza son derece yetersiz, ancak okuduğunu anlayacak fakat meramını aktaramayacak derecede yetersiz derecede bir yabancı dil belletmeye çalışmak mı?

Daha açık konuşalım: Kreşinden ilköğretimine, lisesinden üniversitesine sürekli yabancı dilde eğitim veren bir ülkenin, ilmî alanda kendisini geliştirebilecek, birikim sağlayabilecek potansiyele erişmesi mümkün müdür?

İmtihan sisteminde bilgiyi ölçmenin en berbat yolu olan test metodu yüzünden, ana dilinde kendini ifade etmekte güçlük çeken yeni nesiller, pek sınırlı seviyede vâkıf olduğu yabancı dilinde ilmî verilerini dünyaya duyurabilme, tartışma, karşı tezlere cevap verebilme çapına sahip midir?
Bir garip ülkeyiz. Dershaneleri kapatıyoruz, dil kursları açık! (Dershaneleri kapatma, Anayasa Mahkemesi’nden kesinlikle dönecek... Aha şuraya yazıyorum. Kanunlar ortada... Anayasa Mahkemesi’nin 17 üyesi birden, “Hür teşebbüs engellenemez!” diyecektir. Demezse, kendi varlığını inkâr etmiş olur!)

Dil kurslarında yıllarını, maddî birikimlerini çarçur eden, sokak dilini zor bellediği dilde eğitim almaya zorlanan tuhaf bir vetireyi yaşıyoruz.
Tekrar tekrar yazıyorum: İlmî çalışma için yabancı dil şarttır. Ancak ilmî çıtayı yakalamak için ana dilde ilim üretmek şeddeli şarttır.
Öncelik kendi dilin; Kendi gücün, kendi iraden, kendi ilmin!.. (Devam edeceğiz.)

Arslan TEKİN, 26 Haziran 2014
arslantekin53@yahoo.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Re: Yabancı dilde eğitim çıkmazı / Arslan TEKİN

İletigönderen Balasagun » Cum Haz 27, 2014 13:32

Yabancı dilde eğitim çıkmazı (2)

Resim
Araştırdığım hiçbir gelişmiş ülkenin kendi ana dilinden farklı bir eğitim dili kullanarak bulunduğu yere geldiğini görmedim. Gelmesi mümkün de değil zaten.

Meselâ; Almanya’da liseyi bitiren her Alman genci, İngilizce okuma yazmayı mutlaka çok iyi bilir; ama yetmez. Aynı genç ikinci bir yabancı dili de, bugün bizim verdiğimiz yabancı dil öğretimi seviyesinde hatta daha da üstünde öğrenmek zorundadır. Almanya’da 40 yaşını geçmiş adamların, şapkadan tavşan çıkartır gibi o yaştan sonra yabancı dil öğrenmeleri beklenmez. İş, çok daha erken yaşlarda, beynin alma kapasitesi çok daha taze ve güçlüyken halledilir.

Almanya’da ilim hangi dil üzerinden verilir? Eğitim dili nedir? Kayıtsız şartsız Almanca.

Örnekleri çeşitlendirelim. Yıllarca pek çok hatasına, tenkit edilecek yönleri bulunmasına rağmen insanlığın günümüzdeki kötü gidişatından en az kendisi kadar sorumlu kapitalist ABD ve müttefiklerini en çok köşeye sıkıştıran ülkeler hangileri?

Eski SSCB ve Çin.

Bugün dünyanın tek kutuplu bir diktatörlüğe dönüşmesine direnen iki ülke hangisi?

Rusya Federasyonu ve yine Çin.

Hatırlayacaksınız atom bombasını ikinci sırada üreten, uzaya ilk insanı gönderen de eski SSCB yeni Rusya Federasyonu olmuştu. Bugün enerji alanında ABD ile rekabet edebilecek teknolojiye sahip ülke de yine onlar. Peki, Rusya ve Çin’de eğitim hangi dille?

Tabiî ki kendi dilleriyle...

40 yaş üstü Ruslar genelde İngilizce filan bilmezler. Kapalı bir rejimin kurbanları olarak tek dilleri vardı: Ana dilleri.

Günümüzde 30 yaşın altında her Rus, her Polonyalı, Sırp, Çek hatta Bulgar en az bir Batı dilini Türk halkına göre çok çok iyi bilir, konuşur. Dünyayı Batı dillerinden takip ederler, ilmi ise kendi dillerinde yaparlar. Çin de büyük nüfusunu dönüştürmekteki güçlüğe, reformları çok daha uzun vadeye yaymasına rağmen üç aşağı beş yukarı aynı yolda ilerliyor.

Fransa’dan, Japonya’dan hiç bahsetmeyelim. Her iki ülkede de yabancı diller çok üst seviyede biliniyor Fransız ve Japon ilim adamları kendi dillerinde eğitim alırlar, ilmi zeka- mantık- kurgu- entelektüel idrâkin en yüksek derecede buluştuğu ana dil ekseninde yürütürler.
Bir de, Türkiye’nin de içinde yer aldığı az gelişmiş ülkelere bakalım. Bunların ortak özellikleri yabancı bir dilin eğitim alanına hâkimiyetini kurması, ülkenin aydınlarının dillerinde, “Bizim dilimiz ilim dili değil şiir, edebiyat, müzik dili” gibi hezeyanların pelesenk (veya persenk) olmasıdır. Diller, tarihin çok öncesinde belli bölgelerde yaşayan insanların etraflarındaki oluşu, nesneleri manalandırmak için birtakım ses kümeleri icat etmeleri veya uydurmalarıyla oluşmuştur. Hiçbir dil gökten, “İlim dili olsun” diye özel görevlendirilip indirilmemiştir.

Sen dilini ilim dili olarak kullanmazsan o dil nasıl ilim dili olacak da, o ülkenin ilim adamları dünya ile aşık atacak?

Kendi dilini eğitim dili olarak kullanma dirayetini gösteremeyen milletler, tabiatıyla mucit de yetiştiremezler.

Belki dolma sarma, sırt keseleme makinesi icat icat etmiş biri panet için kapı kapı dolaşır, daha ilerisine gidemez.

Eğitimde köklü bir reform yapmak isteniyorsa, yabancı dille eğitim kaldırmalıdır.

Arslan TEKİN, 27 Haziran 2014
arslantekin53@yahoo.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x