Yahudi devletine giden yol: Çanakkale

... “Halihazırda süren savaş, hiç kuşku yoktur ki büyük ölçüde Küçük Asya’yı yönetmek savaşıdır.” Haziran 1916...
Jabotinsky, 1917’de yayınladığı “Turkey and the War” adlı kitabında 1. Dünya Savaşı’nın çıkış nedeninin İtilaf devletlerinin iddia ettiği gibi Alman militarizminin olmadığını, esas meselenin “Şark Meselesi” olduğunu ileri sürmüştür. Savaşın, Osmanlı Asyası’nı paylaşmaktaki ahenk yoksulluğundan çıktığını söylemiştir. Jabotinsky’ye göre Almanya bütün Osmanlı’yı himaye altına almak gerekçesiyle Doğu’nun zenginliklerine sahip çıkmak isterken, Fransızlar Suriye’ye, İngilizler Mezopotamya’ya, Rusya Doğu Anadolu ve Boğazlara, Yunanlılar ve İtalyanlar da İzmir’e göz dikmişlerdi...
Jabotınsky’i tanıyalım
Yazar Jabotınsky 18 Ekim 1880 yılında Rusya’da doğdu. İtalya ve İsviçre’de hukuk eğitimi aldı. Kısa zamanda Rus basınının önemli bir kalemi oldu. 1903 yılında Kishinev’de gerçekleştirilen Yahudi katliamından çok etkilendi ve Siyonist faaliyete katıldı. Yahudi Savunma Birliği kurdu ve Rusya’daki Yahudi azınlığın hakları için savaşmaya başladı. 1917 Ağustosunda İngiltere’de ilk Yahudi Birliği kurulana kadar uğraştı. Bu birlikte teğmen olarak görev yaptı. Filistin’in Türk yönetiminden kurtarılması için çaba harcadı. 1940’da öldü. Yazmış olduğu kitaptan bahsedelim.
Yahudi devletinin babası
Ona göre Osmanlı artık parçalanmaya yüz tutmuştu. Osmanlı’ya karşı savaşmak parçalanması kaçınılmaz olan Osmanlı İmparatorluğuna karşı Filistin de savaşıp Yahudi Devletini kurmak düşüncesi Vladımır Jabotinsky’e aittir. Osmanlı Devletine karşı 1. Dünya Savaşı’nda İngilizlerin yanında savaşmak kararı alan iki Yahudi lider (Birisi Jabotinsky diğeri de yine bir Yahudi olan Trumpeldor) hemen askeri birlik oluşturmaya karar vermişlerdir.
(23 Şubat 1915)
Osmanlı Devleti’nin 1.Dünya Savaşı’na girişinden sonra Filistin’de bulunan Yahudilerin gizli gizli silahlanmaya başlaması ve İngilizlerin lehine casusluk yapmaları üzerine Osmanlı Devleti birçok yahudiyi Mısır’a göçe zorlamıştır. İngiltere de, Mısır’da bulunan bu Yahudiler için çadır kamplar oluşturmuştur.
İngiliz tümenindeki Yahudiler
Jabotinsky ve Trumpeldor bu kamplardaki Yahudilerden, Siyon Birliğini oluşturmak için çalışmaya başlamışlar ve yaklaşık bin kişilik bir liste ile İngiliz komutanı General Maxwell’den Osmanlı Devleti’ne karşı İngiltere hesabına Filistin’de savaşmak için bir cephe açılmasını istemişlerdir. General Maxwell ise cevabında Filistin’de yeni bir cepheye gerek olmadığını, ancak katırlı bir alay oluşturarak Çanakkale Cephesinde cephane ve malzeme taşıyabileceklerini söylemiştir. Jabotinsky bunu şiddetle reddetmiştir. Ona göre “Türkleri Filistin’den atıp ezmeden Siyon kurulamayacaktı”. Ancak Trumpeldor kabul ettiğini General Maxwell’e bildirdi ve Siyon katır alayını toparlamaya başladı. Trumpeldor beş yüz kadar gönüllü, yirmi subay ve yedi yüz elli katırdan oluşan alayı Çannakkale’ye gönderdi. Mısır üzerinden gemiyle Gelibolu’ya hareket eden bu gemideki Yahudilerin yakalarında sarı renkli Davut yıldızı işlenmişti. Çanakkale’de İngilizlerin 29. Tümeninde görev almışlardır.
Siyon katır alayı
Gelelim bu Siyon Katır Alayı meselesine, elbette savaşın seyirinde bir etkisi olmamıştır. Ancak arka planda Yahudi bankerler İngilizlere parasal destek sağlamışlardır. Bu desteklerine karşılık Yahudiler Çanakkale Savaşından sonra Siyonist hareketlerini tüm dünyaya kabul ettirmişlerdir. Ve Filistin topraklarını kazanmışlardır.
Şöyleki Yahudilerin İngilizlerin yanında savaşmaları sonucu Siyonizm meselesi yön değiştirmiştir. Nitekim savaş bitimi İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour bir bildirge yayınlayarak Yahudi halkı için Filistin de bir yurt kurulması için her tür kolaylığın sağlanacağı bildirildi.
Balfour Deklerasyonu olarak bilinen bu bildiriyi 1918 yılında sırasıyla Fransa, İtalya, ve Birleşik Amerika imzaladı. Jabotinsky bunu şöyle ifade ediyor “Balfour deklarasyonu ile Filistin’de yurt edinmek konusunda söz aldıksa, buna ulaşan yol Gelibolu’dan geçmiştir.”
Çanakkale ’yi sadece bizim gözümüzle tarihimizde değil büyük resmin içerisinde yani dünya tarihinde de görmemiz gerekli.


NURİYE ATABEY 28.03.10 YENİÇAĞ