
Bir de baktım bayram kutlamalarına eklemişler Roş Haşana diye bir şey… Yahudilerin bayramıymış, iki bayram aynı güne gelmiş imiş de.
Merak ettim, yazdım girdim internete. Ama ne bayrammış… Roş Aşana; Beddua bayramı! Yemek yiyerek beddua ediyorlar!
Düşmanlarına, kendilerinden olmayanlara, yani bize beddua etmek bayramı, aç kalmamızı diledikleri gün...
Tuhaf geldi bana, biz bir sevinci kutlarız, ona bayram deriz. Oysa bu Yahudi bayramı “düşmana lanet okuma günü” demek.
Kimileri bu bayram Roj Aşana ile birlikte kutlama mesajı gönderiyor, üstelik ne bayramı olduğunu bilmeden. Ne de olsa Yahudi cesaret madalyalı başbakanımız ve cumhurbaşkanımız var ya, üç din buluşturuluverdik ya, bize de bayramlarını kutlamak yakışır demişlerdir.
Acaba Yahudiler kime beddua eder, düşmanı kimdir diye hiç merak ettiniz mi? Şems Suresinde adı geçen, suya el koyan Semudi tayfası, hayvanları bile sudan mahrum bırakan bir tayfa, onlar değil miydi?
Antik araştırmalarıma göre, Yahudi tefeciler, yoksul bıraktığı insanları kendilerinin düşmanı olarak görüyorlar; yoksul olan herkes onların düşmanıdır… Birileri yoksul kalmalı, onlar ise hep efendi olmalıdır.
Musevi inanç önderlerinin yazdığı bir sitede, Roş Haşana’nın bu dünyadaki olaylarla ilgili olduğu anlatılıyor. Bugün verilen kararlar varmış, kim aç kalacak kim tok kalacak bugün belli olurmuş:
- “Bu gün, ülkeler hakkında, kimin savaşıp, kimin barış içinde yaşayacağına, kimin açlık çekip, kimin bolluk içinde yaşayacağına karar verilecek; ve tüm yaratıklar yaşamda ve ölümde bunları hatırlamaya çağırılacaklar.
Kaçının bu dünyadan göç edip, kaçının yaratılacağı Roş Haşana’da yazılıp, Yom Kipur’da mühürlenecek; kimin yaşayıp, kimin öleceği; kimin önceden tayin edilen zamanda ölüp, kimin zamanından önce öleceği... “
Bugün boynuza üflerlermiş, Tanrı bu nefesle toprağın tozundan insan yapmış imiş.
Bugün pırasa yerlermiş: İbranice’de pırasa “karti”dir. Bu kelime, düşmanlarımız için söylediğimiz “şeyikaretu – yok olsunlar” ile benzeştiği için pırasa yenir.
Bugün kabak yerlermiş: İbranice’de kabak, “kera”dır; hem hakkımızda verilmiş olabilecek olumsuz kararlar için söylediğimiz “şetikra – yırtılsın” ile, hem de hakettiğimiz iyilikler için söylediğimiz, “veyikareu– okunsunlar” ile sesdeştir. “Tüm düşmanların, senden nefret edenlerin ve bizim kötülüğümüzü isteyenlerin tükenmiş olmasını dileriz” demekmiş.
Bugün hurma yerlermiş: İbranice’de hurma, “tamar”dır. Bu kelime, düşmanlarımız için söylediğimiz, “şeyitamu – sona ersinler” ile benzeşir. “Günahkarlar ve kötüler yeryüzünden silinsin. Tanrı’m iyiliğinle, düşmanlarımı ve canıma sıkıntı verenleri yok et” demekmiş.
Bugün pazı yerlermiş: İbranice’de pazı, “salka”dır, “düşmanlarımız ortadan kalksın” sözcüğüyle sesdeştir. “Düşmanların ve Sen’den nefret edenler ve kötülüğümüzü isteyen herkes yok olsun” demekmiş.
Bugün kuzu başı, tavuk başı veya balık başı yerlermiş: “Daima baş olalım ve kuyruk olmayalım” demekmiş.
Roş Aşana’nın her iki gününde uyumazlarmış; gece gündüz beddua ediyorlar demek ki!
Bir düşündüm, Yahudi tefecilerden çekmeyen millet yok dünyada, bunlar hepimize beddua ediyorlar. Böyle bayram olur mu? Bir de İslam bayramıyla örtüştü diye fırsat bilip kutlama yazıyorlar. Peki İslamiyet, Yahudi kavminin tefecileri yüzünden “adil düzen” kurmak için ortaya çıkmadı mı?
Ya şimdi, Dünya Tefeci Yahudi Bankası bizi mahvetmedi mi?
12 Eylül 2010 günü bir referandum yapıyoruz, onlar istedi diye yasalarımız değiştirilmiyor mu? Bizi daha kolay yutmaları için yabancı sermayeye GAP suları dahil her şeyimizi onlara savaşmadan teslim etmiyor muyuz?
Yani, Roj Aşana (Kızıl Aş-evi çağrışımlı) gibi bir gün, bütün bereketimizi Yahudi kavmine altın tepside ikram etmek için yapılan bir oylama gününe denk gelirse, elbette onlara bayram günüdür, çünkü duaları kabul olmuştur…
Roj’cular, PKK’lılar, evetçiler, bilmiyorlar ki bu referandumla “kim aç kalacak kim tok kalacak belli olacak” gündür birileri için. Onlar buna dua ediyor bugün.
“Türk halkı darda olanları koruyan kavimdir” hadisini hatırladım, şimdi kendisi dardadır, kafası allak bullak edilmiştir, kendini yok edecek kararlara evet demektedir, bir çeşit bilmeden harakiri yapmaktadır.
Bu bayram Sütçü İmam’ı düşünüyorum. Kalede Fransız bayrağı asılıyken Cuma namazı kılınmaz diyen Maraşlı Sütçü İmam’ı… Cemaati kaleye yönlendiren, bayrağı indirdikten sonra namaz kıldıran…
Bütün kalelerimizde Amerikan İsrail bayrağı asılıyken nasıl bayram edilir? Nasıl edilirse öyle benimki de.
Ramazan bayramınız işte bu ahval ve şerait içerisinde kutlu olsun!
Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 10 Eylül 2010
mahiye@gmail.com