Yangından mal kaçırır gibi!

Yangından mal kaçırır gibi!

İletigönderen bozkurtlar diyari » Pzr Şub 07, 2010 12:10

Yangından mal kaçırır gibi!

Dün ÇYDD’nin hukukçu Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel’le yaptığım konuşmayı ve “gerçekliği kanıtlanmamış iddiaları TV’de gerçek gibi anlatması nedeniyle “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile öğrencilerinin Nazlı Ilıcak için suç duyurusunda bulunup dava açacakları” bilgisini yazmıştım.

Çelikel şöyle devam ediyor: “İddianame aleni de olsa TV’de suçlayıcı şekilde dile getiremezsiniz. Burada bir kurumun ortadan kaldırılması, gencecik kız öğrencilerin ve ailelerinin onuru, namusu söz konusudur. Herkes sınırlarını bilmek hukuka saygılı olmak zorundadır.”

ÇAĞDAŞ EĞİTİMİ BALTALAMAK

Bir yandan Türkan Saylan gibi hayatını bilime, eğitime adamış bir başarı simgesini ve ÇYDD’yi yıpratmak, bir yandan bu dernek yardımıyla okutulacak yeni öğrencilerin ailelerinin yüreğine endişe salmak ve böylece çağdaş eğitimin yayılmasını önlemek... Bir taşla birkaç kuş... Ne kolay değil mi?

Bu tür çirkin iftiraların, engelleme faaliyetlerinin böyle bir sonucu yaratması hiç de zor değildir.

Omurgadan kurtulunca bir kez, her şey çok kolaylaşabiliyor. Ama neyse ki hâlâ yargı var, bir bölümü hâlâ siyasi baskıların etki alanı dışında...

Burada asıl önemli soru; daha önce başka belgelerde, disklerde de olduğu gibi ÇYDD belgeleri de neden “kopyaları çıkarılmadan, yangından mal kaçırır telaşıyla” alelacele alınıyor? Farklı ifadeler -örneğin kötü niyetli birileri tarafından- bu dokümanlara eklenecek olursa nasıl açığa çıkacak?

Kırık, kayıp CD’ler

Ergenekon’la ilgili olarak imzasız bir zarfla gönderilen ve Danıştay saldırısıyla Ergenekon arasında bağlantı olduğuna dair deliller içerdiği söylenen, basında günlerce “en kritik CD” diye manşetlerden verilerek gündemi meşgul eden CD ortadan kayboldu biliyorsunuz, bir başka önemli delil CD’sinin ise kırık olduğu söylendi.

Böyle yanıltıcı, iddialardan hangisinin gerçek, hangisinin düzmece, ekleme olduğu bilinmeyen bir ortamda Prof. Çelikel’in sorusu son derece önemlidir.

Bu sorunun cevaplanması gerekiyor; “CD’ler neden ve hangi hukuki hakla kopyalanmadan alındı?”

Bir başka önemli soru da şu; Nazlı Ilıcak TV’de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği öğrencilerinin namusuna gölge düşürecek bu konuşmaları hangi hakla yapıyor? Umre’ye gittiği söylendi, umarız kendisine yararı dokunur... Böylece bütün ülke yararlanmış olur!


***



Laiklik neymiş?

‘Laiklik’ ilkesinin Anayasa’ya girişinin yıldönümünde devletin zirvesinden laiklik mesajları yayınlanmış. Cumhurbaşkanı Gül “Laiklik modern bir devlet olmanın ve siyaset ilişkilerini sağlıklı bir şekilde düzenlemenin en önemli teminatlarından biridir. Toplumun inançlarında özgür, ilişkilerinde saygılı, kaderde ortak olabilmesi bakımından da laiklik ilkesi büyük önem taşımaktadır” demiş. (Sadece laiklik ile “kaderde ortak” olmanın ilgisini anlayamadım.)

Başbakan Erdoğan da “Bugün laiklik ilkesinin farklı inanç ve yaşam biçimleri için özgürleştirici bir güvence olarak ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu çok daha iyi görüyor ve anlıyoruz” demiş.

Laikliğin sadece “modern devlet için teminat veya farklı inançlar için özgürleştirici bir teminat” olmanın çok ötesinde demokrasi için mutlak bir şart olduğunu, dünyadaki diğer tüm İslam ülkelerinde olmayan demokrasinin (Müslüman çoğunluklu bir ülke olarak) yalnız Türkiye’de başarılmış olmasının, din baskılarının toplumda ve devlet tarafından yapılamamasının sebebinin laik rejim olduğunu da keşke konuşmalarında anlatsalardı. (Bundan sonra mümkünse rica edelim, toplum aydınlansın...)

Bir de laik rejimin kuralı olarak sadece devlet alanlarında (üniversiteler, okullar, devlet daireleri) hiçbir dine ait kıyafete ve ibadete izin verilmeyişinin, devletin tüm dinlere eşit mesafede durması, bir dinin devlete egemen olup çağdaş ve evrensel hukuk, çağdaş devlet kurallarını etkilememesi açısından önemini anlatırlarsa harika olur.

Diğer cümleler çok basmakalıp ve birbirine benzer kalıyor, halk da laikliği ve bazı yasakları anlayamıyor.


***



“İslâmcı” yanlış kullanılıyor!

TV’den de anlatıyoruz, yazılarımızda da sık sık tekrarlıyoruz; “İslâm, dindar” ile “İslâmcı” farklı anlamlara sahip sözcüklerdir, birbirine karıştırıldığında kolayca anlam istismarı yapılabilir. Dün CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin de VATAN’daki röportajında “Alevilerin, Kürtlerin, İslâmcıların barınabileceği tek liman CHP” derken “İslâmcı” sözcüğünü yanlış kullanmıştı.

Dini siyasal bir ideoloji gibi görenlere, İslâm’ı din kurallarıyla yönetilen devlet kurmak için kullananlara, kısacası dini siyaseten istismar edenlere verilen addır İslâmcı... Gürsel Tekin’in -yine de AKP’den farksız şekilde dini siyasete karıştırmak, inançları kullanmak anlamına gelen- sözlerinde bu kelimeyi kullanmak yerine “dindar insanlar”, “inançlı insanlar” demesi gerekirdi. Görünüşe bakılırsa partiler seçime giderken siyasete din karıştırmaktan vazgeçmeyecekler. Oysa inançları, özellikle de kadınların kılığını kıyafetini kullanmak yerine daha zoru seçip milyonlarca aç, işsiz insanın derdine seçim yatırımı olarak verilen “sadakalar dışında” bir çözüm bulmayı deneseler...

Onların lâfla kaybettiği zaman içinde kim bilir kaç çocuk okuluna bir dilim ekmek yiyemeden, sıcak bir odada uyuyamadan gidiyor.

Artık din istismarını hiçbir partiden duymak istemiyoruz


Ruhat Mengi :http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Yangindan_mal_kacirir_gibi&tarih=07.02.2010&Newsid=285780&Categoryid=4&wid=4
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x