YAP TİCARETİ KAP İCAZETİ!. Yalan dinlemekten yorulmuyor lar ya ona hayret ediyorum

YAP TİCARETİ KAP İCAZETİ!. Yalan dinlemekten yorulmuyor lar ya ona hayret ediyorum

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzr Eyl 28, 2025 22:39

Yandaş medYALAMAnın ve yağ bidonlarının "destansı" diye öve öve bitiremediği Trump-Erdoğan görüşmesinin öncesi ve sonrası ile destanları;
Trump'ın önceliği ticaret olduğundan "bizimkiler" görüşme öncesinden zemini hazırladı...
Resim
İlk adım gümrük vergisi indirimi oldu.
İkinci adım, BOTAŞ'ın doğalgaz tedarik anlaşması imzalamasıydı. Bu anlaşma, ABD’deki Louisiana LNG Projesinden BOTAŞ’a tedariki kapsıyor. Seçim öncesi “gaz bulduk, artık kendi gazımızı kullanacağız” dedikten 2 yıl sonra Amerikadan 43 milyar dolarlık gaz alım anlaşması yaptı.
Görüşmedeki kıyaklar ise, ABD'li Boeıng firmasından yolcu uçağı alımı, Nükleer anlaşma ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına yeşil ışık...

Bütün bunlar yetmemiş olacak ki, Trump Erdoğan'ı uğurladıktan yaptığı basın açıklamasında Türkiye ile F-35 sorununun çözümü için Erdoğan'ın bir şey daha yapacağını açıkladı.
Anlaşılan varılan ve açıklanmayan bir mutabakat daha var. Bu gizemli taviz ya da yerine getirilecek ödev hakkında bazı düşüncelerim var ama sonraya bırakalım...

Buraya kadar sıraladıklarımız ABD'nin isteyip aldığı somut kazanımlar. Bilen varsa bana da söylesin, Erdoğan'ın bol bol övgü alması dışında Türkiye olarak biz ne aldık?

Suriye, DSG-YPG ya da Güney Kıbrıs'a İsrail silahları başlıklarında somut bir şey elde edebildik mi?

Türkiye'nin çıkarına, milli menfaatlerine ne kazandık Trump ile görüşmeden?

Bu arada, ne kazandığımızı sorgularken şu yeni gelişmeyi de hatırlatalım: Trump'a ne istediyse verilen, ne gündeme getirdiysek geçiştirilen görüşmenin ardından ABD'den ilk adım şu oldu: Yerli savaş uçağı KAAN'a tedarik edilecek motorların lisansları ABD tarafından durduruldu.

Tabii bu tablo dünya lideri(!) Erdoğan'ın elinin boş döndüğü anlamına gelmiyor. Barrcak'ın dediği "meşruiyeti" Türkiye'yi mali olarak büyük yükün altına sokan anlaşmalar pahasına elde etti Erdoğan...

Zaten iktidara gelişleri de okyanus ötesinin tensipleri ile olmamış mıydı? Bir liderin sırtını küresel bir güç sıvazlayınca "dünya lideri" olunuyor sanıyor sanırım iktidar sahipleri ve yandaşları...

Evet, yerel seçimde kaybedilen güvenoyu Beyaz Saray'dan alındı, güven tazelendi ve bu da önümüzdeki dönemde muhalefeti sindirme politikalarının devamı ve daha da sertleşmesi anlamına geliyor...

Bence Mansur Yavaş'a kadar uzanacak yol açıldı...

Şimdi gelelim yeteri kadar konuşulmayan meseleye. Fener Rum Patriği Bartholomeos 15 Eylül'de Trump ile görüşüp Türkiye'yi şikayet etmiş ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını istemişti...

Trump konuyu gündeme getirince, dünya liderimiz, ülkemizi küresel güç yapan büyük, büyük ve çok büyük lider Erdoğan diplomatik had bildirmeyi yapamadı...

"Bartholomeos İstanbul vilayetinin Fatih ilçesinin kaymakamına bağlıdır. Bir devlet başkanı gibi görüşmelerde bulunamaz. Bu Türkiye'nin egemenlik haklarına tecavüzdür" diyemedi...
Oysa, 1999'da Clinton aynı talepte bulunmuş, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel kesin bir dille reddetmişti.

Heybeliada Ruhban Okulu, devlete bağlı özel yüksek okul olmayı kabul etmedikleri için kapandı. Yani özerk olarak faaliyetlerini sürdürmek istediler...

Peki şimdi bir yasal düzenleme ile devlete bağlı olmayacak şekilde ruhban okulu açılırsa ne olur?

Ekümeniklik hülyası ile kapı kapı dolaşan, daha doğrusu memleket dahilinde iktidara sahip olanların ses çıkarmaması sayesinde dolaşabilen Bartholomeos'un ekümenikliğine zemin hazırlanır. İstanbul'da Ortodoks Vatikan'a kapı aralanır. Yani topraklarımız içerisinde Ortodoks Hristiyan bir din devletine imkan tanınır...

Meselenin egemenlik boyutu böyle.

Ama işin bir de başka bir yanı var.

Cumhuriyet tarihinin gelmiş geçmiş en cahil Milli Eğitim Bakanı olmaya aday Yusuf Tekin'in açıklamalarından ve hatta ruhban okulunun binasını ziyaret etmesinden de biliyoruz ki, İslamcı iktidar okulun açılmasını öteden beri savunuyor!

Peki niye?
Çünkü Heybeliada Ruhban Okulu, yapılacak bir yasal düzenleme ile patrikhanenin istediği şekilde, yani devlete bağlı olmadan açılırsa bu bir başka şeyi yasal hale getirecek...
Ruhban okulunun açılması, AKP döneminde hortlatılan, bir karanlık ağ gibi Türkiye'yi saran, devrim kanunlarına aykırı olan medresleri yasallaştıracak...

Umulan fayda, ulaşılmak istenilen fayda bu...

Onun için ki, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması kabul edilemez!
Hem egemenliğimize hem de laik cumhuriyet ilkemize açık saldırıdır!

Fatih Ergin
En son İlteriş Kağan tarafından Pzt Eyl 29, 2025 1:00 tarihinde düzenlendi, toplamda 4 kez düzenlendi.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!

@MK-Müzik.Kutusu

Müzik Kutusu Müzik Kutusu
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2559
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Hakan Fidan bombayı patlattı. Çarşı karıştı... Meğer Kaan'ın lisansı iptal edilmiş.

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzr Eyl 28, 2025 22:45

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin yerli imkanlar ile ürettiği 5. nesil savaş uçağı KAAN'a tedarik edilecek motorların lisanslarının ABD tarafından durdurulduğunu açıkladı. Fidan, söz konusu motorların teslimatı için kongreden onay beklenildiğini belirterek "Lisansların çıkarılıp motorların gelmesi lazım ki KAAN'ların üretimi başlayabilsin" ifadelerini kullandı. Yaşanan tedarik sıkıntısı sonrası 48 adet KAAN'ın Endonezya'ya satışına ilişkin imzalanan protokol yeniden gündem oldu.

https://www.youtube.com/watch?v=UimR1w1fO2Q

6 yıl önce de yerli ve milli 7 liralık şarj ile 8 saat çalışan traktör yapmıştık. O benim favorimdir.
Berlin düşene kadar, Alman halkı Hitler'in yalanlarına inanıyordu.
Tüccar kafası. Bizim hanzolar da farklı yorumluyorlar.İşlerine öyle geliyor.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!

@MK-Müzik.Kutusu

Müzik Kutusu Müzik Kutusu
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2559
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

PAPAZ DA CUMHUR İTTİFAKINDA!

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzt Eyl 29, 2025 13:27

Cumhur İttifakının görünen yüzü; AKP/MHP/HÜDA PAR/YRP/BBP/DSP adlı partilerden oluşmuştur.
Görünmeyen yüzünde ABD/İSRAİL/ÖCALAN-DEM/COLANİ/MAZLUM ABDİ vardır. FETÖ, Cumhur İttifakından atılınca, ittifak Papazsız kalmıştı.
ABD’li yeni Papa PREVOST’UN talimatıyla ve Trump’ın ısrarıyla Patrik BARTHOLOMEOS da, Cumhur İttifakının görünmeyen yüzüne katıldı.
CB Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında, ne tür mal alımları (Uçak-LNG-Nükleer Malz) yapıldığını BİLMİYORUZ.
Bunlara karşılık CB Erdoğan’ın Türk Milletinin malı olan hangi değerlerimizi verdiğini de BİLMİYORUZ.
Türk Milletine, TBMM’ne, Türkiye’nin Kurumlarına sorulmadan, bilgi verilmeden yapılan tüm maddi ve mala dayalı anlaşmalar iptal edilebilir veya şartları iyileştirilerek yenilenebilir.
Fakat öyle bir kumpas var ki, Cumhur İttifakı eğer bunu yaparsa tüm Haçlı Seferlerinin bu coğrafyaya verdiği zararın fazlasını vermiş olur.
Bu kumpas bizi savaşa-parçalanmaya-yok olmaya kadar götürebilir.
Trump’ın dillendirdiği CB Erdoğan’ın da “Yaparız” dediği
Heybeliada Ruhban Okulunun özerk bir yapıyla tekrar açılması ve Papaz’ın EKÜMENİK sıfatına kavuşmasıdır. (Yarın bu konuyu yazmaya çalışacağız)
Cumhur İttifakı eğer böyle bir yola başvurursa, Türk Devletinin tapusu olan LOZAN ANTLAŞMASINA KARŞI BİR YOLA GİRMİŞ OLUR.
Bu yol Türk Milletini sonunda savaş olacak bir kaosa, kendilerini de doğrudan Divan-ı Harbe götürecek bir yol olur.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinde hiçbir Hükümet-Parti-Koalisyon-Kurum
LOZAN ANTLAŞMASININ bir harfine bile dokunamaz. Dokunan Yanar!
Herkes aklını başına toplasın. Bu yola sapanı ne Trump-ne Türkiye’ye açıkça hakaret eden ABD Büyükelçisi, ne de İsrail kurtarabilir…
Biz boşuna “Türkiye Bir CİHAN DEVLETİDİR” demiyoruz.
Binlerce yıllık tarihimiz var. Bugün kendisini dünyanın Jandarması olarak gören, Başkanlık makamında durgun zekalı birinin oturduğu Amerika Devleti 4 Temmuz 1776’da kuruldu.
ABD henüz 7 yaşında iken, MOZART 11 no’lu piyano Sonatını yani
TÜRK MARŞINI yazmış ve insanlığa armağan etmişti!
Aziz Türk Milleti;
LOZAN ANTLAŞMASINI, parlamentosunda onaylamayan tek devlet ABD’dir.
1908’de ABDÜLHAMİT döneminde, ABD ile Chester İmtiyaz Antlaşması imzalandı. Buna göre;
1)ABD, Osmanlı Coğrafyasında demiryolları hatları döşeyecek.
2)”ABD-Osmanlı Şirketi” döşenen demiryollarının işletmecisi olacak.
3)Demiryolu hatları boyunca, 20 Km sağı ve solu olmak üzere tüm MADENLER ve ARKEOLOJİK kalıntıların hakları şirkete ait olacaktı.
Araya 1. Dünya Savaşı girdi. Anadolu işgali, Türk Kurtuluş Savaşı ve sonunda LOZAN Antlaşması geldi.
ABD’NİN Lozan’ı tanımak için tek şartı vardı. TBMM’NİN Chester Projesini kabul etmesi!
ABD ile görüşmeler sürerken, Refet Bele ile ABD heyeti proje üzerinde anlaşırlar ve anlaşma TBMM tarafından aceleyle onaylanır.
Gazi Paşa, anlaşmanın onaylanması sırasında Mecliste yoktur. Akşam zabıtları okuyan Gazi Paşa anlaşmayı görür ve yırtar atar. Ertesi gün TBMM anlaşmayı iptal eder. ABD Heyeti çılgına döner. Ve 1927 yılında ABD Senatosunda yapılan oylama ile, Lozan Anlaşmasının kabulü reddedilir!
CB Erdoğan, “Nereden Nereye” sözünü çok kullanır ya!
Türk Milletin Madenlerini, tarihi eserlerini ABD’ye karşı savunan Gazi Mustafa Kemal Paşadan, Türk Milletinin “Kıymetli Madenlerini” ABD’ye peşkeş çekmekten utanmayan Cumhur İttifakına…
Allah hepsinin layığını versin!
Rifat Serdaroğlu
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!

@MK-Müzik.Kutusu

Müzik Kutusu Müzik Kutusu
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2559
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x