
YAŞ krizinin nedeni...
Yaş sürecinde terfi etmeleri gündeme gelen askerlerle ilgili neler söylenmedi ki “600 yıllık askeri saltanat dönemi sona eriyor ”diyenleri mi ararsınız.
“Bunun bir normalleşme olduğunu söyleyenleri mi?”
Tabi bunlar en insaflıları…
Ama bazıları var ki onlar bu işi açıkça küfüre, hakarete kadar vardırdılar.
Elbette tüm bu yaşananlara ve söylenen sözlere şaşırmamak gerekiyor.
Bu süreç yani…
Askerin gözden düşürülmesi süreci, bundan yaklaşık üç yıl önce başladı.
Yaklaşık üç yıldır TSK alenen hedef alınmakta çeşitli suçlamalar ortaya atılmakta, ama işin en ilginci bu ortaya atılan suçlamaların doğruluğu ya da yanlışlığı hiçbir şekilde konu edilmemektedir.
Ve daha da ilginci askere yapılan onca saldırının sonucunda o saldırıyı doğrulayacak herhangi bir şey çıkmamasına karşın devleti yönetenlerin ısrarla sessiz kalmaya devam etmesi.
Elbette tüm bunların yanında unutulmaması gereken bir şey daha bulunmaktadır o da tüm bu saldırıların özellikle 301.madde değişikliğiyle hız kazanmasıdır.
Aslında askere yapılan tüm bu saldırıyı ülkemizin güneyinde kurulan kukla devletin dışında düşünmemek gerekmektedir.
ABD 2011 yılından itibaren Kuzey Irak’tan çekilecektir.
İşte çekilmeden önce bu devleti Türkiye’nin kucağına bırakmak istemektedir.
Daha da açığı bunu bir süre sonra bu iki bölgenin yani Irak’ın kuzeyiyle ve ülkemizin güneydoğusunun adım adım birleştirilmesi alacaktır ki…
Bu günden başlayan özerklik ve bağımsızlık tartışmaları, bu gelişmenin habercisidir.
İşte TSK…
Bu BOP sürecinde oluşturulan kukla Kürdistan sürecinde bu projenin uygulayıcılarına ayak bağı olmaktadır.
Onun için askerin yetkilerinin kısıtlanması, deyim yerindeyse adım atamaz hale getirilmesi gerekmektedir.
İşte bu aşamada devreye AB reformları girmektedir.
Onlar bu işler olurken dikensiz gül bahçesi olsun istemektedirler.
Çünkü TSK Irak’ın kuzeyinde çekiç güç hamiliğinde kurulan bu devlete karsı çıkmaktadır.
Bu devletin ülkemizin bütünlüğünü etkileyeceğinden kaygılıdır.
Ve bu tavrını kırmızı çizgiler diyerek her fırsatta ortaya koymaktadır.
İşte TSK’nin bu tavrı sadece iktidar üzerinden işlerini yürütmekte olan ABD ve AB’yi oldukça rahatsız etmektedir.
Çünkü uygulanması devam eden BOP sürecinin hiçbir engelle karsılaşmaması gerekmektedir.
İşte bu dönemde devreye AB reformları girmektedir.
İşte oradan bastırıyorlar…
“Asker üniter devlet, etnik kimlik bölücülük üzerine konuşmasın diyorlar.”
Yetmiyor.
“Bu kurala uymayan olursa da sivil mahkemelerde yargılasın diyorlar.”
Hatta bu arada işi o kadar ileri götürüyorlar ki “asker Cumhuriyeti korumamalıya” kadar bile vardırıyorlar.
“Terörle mücadele de profesyonel uzmanlaşmış bir kadro bu işi daha iyi yapabilir.” diyorlar.
Aslında biraz üzerinde düşünüldüğünde istedikleri gayet acık.
Ve zaten açık açık da yazıyorlar asker sivil otoritenin emrinde olmalı
Yani…
Yanisi şu
Yaş krizi, orduyu sivil otoritenin emrine alma operasyonudur.
Bilmem anlatabildim mi?
Nusret KEBAPÇI / 13 Ağustos 2010 Cuma / Anayurt