Yeni Anayasa yazma çalışmasının ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Haklarında konuşulması, yazılması kanunen yasaklanan ceza davaları ile adli soruşturmalar bile televizyonlarda rahat rahat konuşulduğu, gazetelerde çarşaf çarşaf yazıldığı halde, Anayasa'da hangi maddelerin ne şekilde düzenlendiklerini duyamıyoruz.
Oysa, yapılma niyetine bakılırsa, devletimizin alacağı yeni biçim belirlenecek. Yani, milletin kaderi yazılıyor.
Amerikan sakızı, kovboy armağanı olan Akepe, çok büyük güven zafiyeti taşıyan, 'güven sorunu' altında ezilen bir parti. Herhangi bir konuda Türkiye Cumhuriyeti'nin yararına çalışmasının ve doğru bir iş yapmasının çok zayıf bir ihtimal olduğu biliniyor.
Zaten seçim hilelerine de, sürekli ve abartılı propaganda çalışmasına da muhtaç kalması bu yüzden. Erdoğan, bir türlü inandırıcı olamadığını bildiği için, 'gelmiş geçmiş en geveze başbakan' unvanını, mecburen alıyor.
Ne zaman Türkiye'de siyasi bir değişiklik yapılmak istense, özellikle de bu değişiklik Türkiye'nin iyiliğinden çok yabancı planların çıkarlarını gözetiyorsa ve Türkiye'nin aleyhine kötü bir durum ortaya çıkaracaksa, hemen yoğun bir göz boyama ve akıl karıştırma faaliyeti devreye sokuluyor.
Bütün kavramları eğip büken, gerekiyorsa içini boşaltan yakıştırma, çarpıtma, saptırma ve iftira yöntemleri kullanılarak, sloganlar ve ezber kalıplarıyla, görülmeleri istenmeyen kötülükleri gizleme maksadıyla, yüklü bir propaganda bombardımanı başlatılıyor.
Yerleştirilmiş veya sonradan devşirilmiş gazeteciler, öğretim görevlileri işi gücü bırakıp yoğun bir trafiğe giriyor ve herkesi kandırabilmek için telaşla oradan oraya koşturuyorlar. Biz de bu "Olağan Şüpheliler Çetesi"nin devreye girdiğini görünce, söylenenleri dinlememizin hiç gerekli olmadığını ve gene Türkiye'nin aleyhine kötü bir şeyler yapılmak istendiğini anlıyoruz hemen.
ABD'nin çıkarları doğrultusunda Türkiye'de bir 'sivil darbe' gerçekleştirme işinde görevli olan Akepeliler, bugüne kadar yaptıkları işleri hiç doğru tanımlayıp, dürüstçe anlatmadılar. Her işte daima, insanları aptal yerine koyma yöntemini kullandılar.
Anayasa konusunda da çok sayıda yalan ve yanlış şeyler söyleniyor. Gayet iyi biliyoruz ki, "Darbe Anayasası", "Asker Anayasası" diye kötülenmeye çalışılan mevcut Anayasa, ABD'nin 80'li yıllardaki ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılayacak şekilde yapılmıştı. Yenisi de ABD'nin bugünkü ihtiyaç ve taleplerini karşılayacak şekilde olacak.
Hiç kimse, yazıldığı günden bu yana 3/2'si zaten değiştirilmiş olan Anayasa'da yeni değişiklikler yapılmasına, düşünce olarak karşı çıkmıyor. Buna rağmen, konuyla ilgili Akepe kabilesinden çıkan sesin, gerçekleri tam olarak ifade etmeyen içi boş sloganlardan ibaret olması, gene gizlenmeye çalışılan bazı kötü niyetlerin varlığını geçmiş tecrübelerimizi de hatırlatarak, kanıtlıyor bize.
Madem iyi ve doğru bir iş yapılacak, bu kadar çok ve arızalı slogan kullanma ihtiyacı nereden kaynaklanıyor ?
Kendi işinde gücünde olan normal vatandaşın Anayasa ile hiçbir derdi yok. İnsanların önceliği yeni Anayasa değil. O yüzden de biliyoruz ki bu talep halktan değil, ABD'den geliyor. Amerikan talimatıyla anti propagandası yapılmadığı zaman, günde veya haftada kaç kez hatırlıyoruz Anayasayı ? Ya, ayda veya yılda ?
"Bu Anayasa milletimize dar geliyor... Askeri vesayetten kurtulacağız... Tarihimizde ilk defa sivil bir Anayasa yapacağız" diye yutturulmaya çalışılan yenisiyle ve eskisiyle, Anayasaları "asker-sivil, dar-bol" gibi gardırop tipi sınıflandırmalara sokmaktansa, gerçekten bir yenilik yapmak istiyorsak, ikide bir ABD için Anayasa yapmayı bırakıp, sahiden kendimiz için bir tane yapalım ve sonrasında da üzerinde yapılacak düzeltmelerin nedeni ABD planlarındaki değişiklikler değil, Türkiye'nin değişen ihtiyaçları olsun.
Şu anda Anayasa Türkiye için öncelikli bir konu değil, çok daha acil konular var. Pekaka Terörü, Suriye'deki savaş, işsizlik, yolsuzluk, sivil darbe, faşizm, ülke savunmasını ve yargısını zayıflatmak, adaleti yok etmek, özgür basını susturmak, ülkeyi eyaletlere bölmek, federasyona çevirmek, cumhuriyeti bitirmek gibi çok vahim olaylar yaşanırken, "Halkın isteği" diye takdim edilen 'Yeni Anayasa' için gerçekten insanlarımızdan bir talep var mı acaba ?
Herkes sloganlardan ve ezber kalıplarından başını alıp, içine de aklını koyarak kendi hayatını bir düşünsün ve şu soruya dürüst bir cevap versin lütfen ; "Bugüne kadar ne yapmak istediniz de, bu Anayasa sizi engelledi ?".
Sabah kahvaltısında yumurtanızı sevdiğiniz gibi pişirmenizi mi, çaya şeker atmanızı mı ? Arabayla işe giderken, trafik kurallarını çiğnemenizi mi ? F yerine Q klavye kullanmanızı mı ? Öğlen yemeğine tuz atmanızı mı ? Akşam eve dönerken, arabada radyo dinlemenizi mi ? Evde pijama terlik televizyon seyretmenizi mi ? Hafta sonu gezmeye veya alışverişe gitmenizi mi ?
Yoksa, seçimlerde oy kullanmanızı veya istediğinizi seçmenizi mi ?
Çiftçinin ekip biçmesini, zanaatkarın, fabrikanın üretmesini, tüccarın ticaretini, esnafın mal satmasını mı durduruyor ? İşsiz insanların iş bulmasına mı mani oluyor ? Ekonomik krizleri çıkarıp, iş dünyasındaki, partilerdeki, hükümetlerdeki, bakanlıklardaki, belediyelerdeki yolsuzluklara, hırsızlıklara mı yol açıyor ? Bu Anayasa'nın kabahati nedir ?
Camilerde namaz kılanlara da, çayırlarda çizgili pijama giyip mangal yakanlara da, içkili yerlerde eğlenenlere de engel çıkarmayan bu Anayasa tarafından kısıtlananlar kimler ?
Akepenin ABD hesabına sivil darbe yapmasını... Teröre koruma, yardım ve yataklık yapan batı devletleri eliyle Pekaka'nın uyuşturucu kaçakçılığı ile finanse edilmesini... Din satarak ve dindarlığını pazarlayarak dini siyasete alet edenlerin dinci siyaset, etnik ırkçıların da etnik siyaset yoluyla demokrasiyi bitirmelerini...
Meclisin ve hükümetlerin meşruiyetlerini ortadan kaldıran seçim hilelerini... Basına faşist baskıları... Silivri'deki insan hakları ihlallerini... Yürütmenin ve bir kısım yasamanın, yargıya, basına, üniversitelere ve en önemlisi ülke savunmasına saldırmasını...
Tarihimizi çarpıtanların Atatürk'e haksızlık ve hatta hakaret etmelerini... Delik ve süpürge arasına yerleştirilmiş olan bir başbakanın, kendisini kullanan yabancıların projelerinde "eşbaşkanlık" yapmasını bile engelleyemeyen bu Anayasa, kimlerin hangi işlerine engel çıkarıyor ?
Askeri vesayetten kurtulma bahanesiyle herkesi kandıran Akepenin, ülkeyi bütünüyle Amerikan vesayeti altına sokmasına mı ?...
BOP denilen haydutluk projesinin, lâik ve demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü meydana getiren değerlerini ve kurumlarını bozarak, örnek alınması gereken yapısını, haysiyetsiz ve baskıcı bir din devletine çevirip, bölgede petrol bitinceye kadar 'bekçi', bittikten sonra da 'zaptiye' yapmak istemesine mi ?...
Düzenlenmiş sahte delillerle şerefli komutanları esir alınan Mehmetçiğin, BOP için Gurkhalaştırılmasına mı ?...
ABD'nin uluslararası haydutluk projelerinde görev alan Türk kökenli bir din çetesinin, en büyük ve en etkili sivil toplum kuruluşu olan Fenerbahçe Spor Kulübü'ne karşı, ele geçirmeyi hedefleyen tutarsız iddialarla, hukuk maskesi takmış ahlâk ve yasa dışı saldırılar yapmasına mı ?...
Kötü niyetli berbat insanların, ırkçı feodal ve kinci dinci siyasi partiler kurmalarına mı ?...
Feodal kurtların, etnik kuzu kılığına girmelerine mi ?...
Feodalizmi anayasa güvencesine almayı "demokratikleşme", diktatörlüğü "demokrasi", hukuksuzluğu ve adaletsizliği de "ileri demokrasi" diye yutturmaya çalışmalarına mı ?...
İktidarı ele geçirenlerin yaptıkları bütün kötülükleri "mağdur intikamı" kapsamına alıp, haklı göstermeye çalışmalarına mı ?...
Devlet düşmanlarının devlet memuru, millet düşmanlarının da milletvekili yapılmalarına mı ?...
Aşiret mensuplarının ahlâk(!) cinayeti işlemelerine mi ?...
Aşiret cinayetlerine "faili meçhûl" süsü vermelerine mi ?...
Dincilerin tek tek veya gruplaşıp genç kızlara, kadınlara tecavüz etmelerine mi ?...
Din satarak, dindarlık pazarlayarak haramilik yapmalarına mı ?...
Eşlerine türban taktırıp, devletten ihale kapmalarına mı ?...
BÜTÜN BU KİŞİ VE KURULUŞLARIN BU NAMUSSUZLUKLARINA ENGEL OLAMAYAN ANAYASA, HALKIMIZIN HANGİ İŞİNE HANGİ ENGELİ ÇIKARIYOR ?
Laiklik olmadan demokrasi olamayacağına göre, laikliğe ve dolayısıyla demokrasiye karşı olmak suçundan hüküm giymiş ve Anayasa Mahkemesi tarafından şartlı tahliye edilmiş bir partiye Anayasa yaptırmak, ciğeri kediye teslim etmektir. Hapishanedeki mahkûmlara ceza yasası yaptırmaya benzer ve Abdullah Öcalan'a "Terörle Mücadele Yasası" yaptırmaktan farksızdır.
ABD'nin küresel ve bölgesel planlarındaki değişikliklere uygun, şekilden şekile girebilmek için habire "asker, sivil" diyerek sıralanan AMERİKAN DARBELERİ ve AMERİKAN ANAYASALARI yapıp, onlarla yönetilmekten kurtularak bu kısır döngüden çıkmak, ancak gerçek bir TÜRK ANAYASASI yapmakla sağlanabilir.
Propagandacılar boşuna uğraşmasınlar, Akepe'nin böyle bir düşüncesi olabileceğine inanacak zekâ düzeyini tutturabilmek için, insan evrimini tersine çevirip, birkaç milyon yıl beklemek lazım.
Selçuk Tınaz