Yeni bir dönem başlıyor(mu acaba?)

Genel & Güncel Konular

Yeni bir dönem başlıyor(mu acaba?)

İletigönderen Çetin Taş » Pzr Eyl 07, 2008 22:55

İki gündür RTE ve Aydın Doğan arasındaki söz düellosunu takip ediyorsanız bu durumun ya çok büyük bir tiyatro oyununun bir parçası olduğunu veya biri ER,diğeri ise yalın DOĞANların çıkarlarının artık çatıştığını gösteriyor.Ben ikincisine inanmak istiyorum.Bu durumun da belki kısa vadede RTE tarafından kendi yararına dönüştürülebileceğini ama orta ve uzun vadede AKP ve RTE aleyhine bir durum ile karşılaşacağımızı düşünüyorum.
İzlemeye başlayın.
Eğer peş peşe AKP ve RTE ile ilgili olumsuz bazı haberler yapmaya,söz gelimi AKPli belediye başkanlarının veya milletvekillerinin karıştığı yolsuzluk haberlerini DOĞAN medya kuruluşları duyurmaya başlarlarsa ikinci ihtimal ispatlanmış olacak.Daha sonra hızlı bir şekilde yıkanıp yağlanan,boyanıp cilalanan RTE imajı yerle bir edilecektir.
İlla ki ABD bu olayda vardır düşüncesindeyim.Ve bu olayda RTE harcanacaksa bunun OLUR'unu da ABD verir diye düşünüyorum.
Beni düşündüren artık yok edilemeyecek bir güç haline gelen DOĞAN MEDYA,bu kez kimi yıkayıp yağlaycak,boyayıp cilalayacaktır?
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Çetin Taş » Pzt Eyl 08, 2008 8:57

AKP’ye son iki ayda dört vukuat ’dokundu’


Sadece son 2 ayda, AKP’lilerin doğrudan içinde bulunduğu ya da yolları AKP ile kesişen isimlerin karıştığı tam 4 ciddi skandal patlak verdi.

1 milyon dolara arsa aracılığı yapan Şaban Dişli, AKP Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Almanya tarihinin ’en büyük yardım dolandırıcılığı’ olarak görülen Deniz Feneri Derneği davasıyla ilgili iddianamede, yolları AKP ile kesişen pek çok isim yer aldı. Gaziantep’te, AKP’li Büyükşehir ile MÜSİAD ve AKP’li işadamlarıyla ilgili, üç günde 73.5 milyon YTL rant getiren iddialar yargıya taşındı. Batman’da, ’ihaleye fesat karıştıran’ bir çeteyle ilgili soruşturmanda, AKP İl Başkanı hakkında ’yakalama kararı’ çıktı.

SON dönemde AKP’lilerin doğrudan rol aldığı veya yolları AKP ile kesişen isimlerin karıştığı skandalların ard arda patlaması Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sinirlerini gerdi. Bu tür yolsuzluk haberlerinin ardından genelde önce medyayı suçlayan Erdoğan, kapatma davası sürecinde bu tutumunu askıya almıştı. Ancak, son iki ay içinde, Şaban Dişli olayı, Deniz Feneri’yle patlayan bağış skandalı, Gaziantep’teki rant protokolleri ve AKP’li teşkilat yöneticilerinin karıştığı ihale yolsuzlukları patlak verdi. Erdoğan da bu yolsuzlukları haber yapan medyaya karşı tavrını, partisinin İstanbul’da cumartesi ve pazar günü yaptığı ilçe kongerelerinde konuşması ile sertleştirdi. İşte, Erdoğan’ı kızdıran son dönem skandallar şöyle:

1- AKP’li Dişli’yi milyon dolarlık rant istifa ettirdi

ARSA spekülatörlüğü ve iş takipçiliği skandalı, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgeyle ortaya çıktı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli ile Akademi Ofset’in sahibi Mehmet Karasu arasında iki şahidin tanıklığıyla imzalanan protokol, 31 Ağustos 2006 tarihini taşıyordu. Protokolde, Silivri’deki üç parsel arazinin 2.2 milyon dolarının banka kredisi, bir kısmının da öz kaynakla karşılanarak "tüm ticari taramalar ve imar değişiklikleri sonrasında" 8.6 milyon dolara satılması ve Dişli’ye 1 milyon dolar ödenmesi hükme bağlanıyordu. Bu belge öncelikle, 1.5 yıllık süreçte 3.5 milyon dolar rant getiren bir imar değişikliğini ortaya koydu.

CHP’lilerin şerhi çıktı

Silivri’deki arazi, gerçekten de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2 Nisan 2007, Silivri Belediyesi’nin de 11 Mayıs 2007 tarihli kararlarıyla imar değişikliği yapılarak Kipa marketleri için Tesco’ya satıldı. CHP, protokoldeki 1 milyon doların "iş takipçiliği" karşılığında Dişli’ye ödenmesi taahhüt edilen bir rüşvet olduğunu ileri sürdü. Dişli ise Akademi Ofset’e kendisinin de ortak olduğunu, dolayısıyla ortağı olduğu şirketten komisyon almasının söz konusu olamayacağını iddia etti. Ancak Akademi Ofset’te ortaklığı olmadığı ortaya çıktı. Dişli, "O 1 milyon dolar bankaya yatırdığımız teminat" dedi. Ama bu teminatın banka dekontunu gösteremedi. Dişli, tapusu alınamadığı için arsaların teminat gösterilemediğini savundu. CHP ise, arsaların teminat gösterildiğini kanıtlayan belgeleri çıkardı. Dişli, protokoldeki 1 milyon doların yurtdışından getirdiği birikimi olduğunu iddia etti. Ancak bu kaynağın yurtdışından aktarımıyla ilgili belgeleri halen çıkaramadı. Dişli, Silivri’deki arsanın imar değişikliğine CHP’li üyelerin de oy verdiğini savunurken, 4 CHP’li üyenin muhalefet şerhi ortaya çıktı.

İkinci nüfuz Sapanca’da

Silivri’de nüfuz kullanmadığını savunan Dişli’yi Sapanca’da başka bir araziyle ilgili gelişmeler zor durumda bıraktı. CHP, Şaban Dişli’nin kuzeni Davut Dişli’ye devrettiği Sapanca’daki Sırma Su fabrikasının orman arazisini işgal ettiğini, fabrika için dere yatağının değiştirildiğini ve imar sorunlarının belediye meclisinin tartışmalı kararıyla sonradan çözüldüğünü ileri sürdü. Yerel basın, Şaban ve Davut Dişli’nin, diğer kuzenleri olan Adapazarı Merkez İlçe Belediye Başkanı Süleyman Dişli’den de güç aldığını iddia etti. Bu iddialara ikna edici açıklamalar getiremeyen Dişli, Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı AKP MKYK’da bir nevi sorguya çekildi. Ve sonunda Dişli partideki görevlerinden istifa etmek zorunda kaldı.

2- Fener’e ’yakın’ AKP’liler var

ALMANYA’da tarihin en büyük bağış skandalı olarak tanımlanan Deniz Feneri e.V. olayının başlangıcı, Alman Savcılığı’nın 2006 sonunda bir ihbar üzerine başlattığı soruşturmaya uzanıyor. Olayın basına yansıması ise mart 2007’de Frankfurt Emniyeti’nin 340 polis ve 5 savcıyla yaptığı baskınlarla oldu. Rhein-Main bölgesinde 14 yere dolandırıcılık ve para aklama şüphesiyle baskın düzenleyen Alman savcılığı, 2002-2006 yılları arasında Müslümanlara yardım amacıyla toplanan milyonlarca Euro’nun amaç dışı kullanıldığını saptadı.

Parayı Türkiye’ye kaçırdılar

Alman savcılığı, dernek yöneticileri Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş ve Mehmet Taşkan hakkında organize dolandırıcılık suçlamasıyla Nisan 2008’de iddianame hazırladı. Skandalın gerçek boyutu, Frankfurt Bölge Mahkemesi’nde geçen hafta başlanan duruşmadaki iddianame ve sanıkların itiraflarıyla ortaya çıktı. Alman yargıç, skandalın Türkiye, İran, Irak, Pakistan, Endonezya, Azerbaycan, Mali gibi birçok ülkede uzantısı olduğunu ve 41 milyon 434 bin Euro’yu kapsadığını açıkladı. Alman Savcılığı, sanıkları, bu paranın 18.6 milyonun Eurosu’nu elden almak ve bir bölümünü Türkiye’ye kaçırmakla suçladı.

Bavul bavul Euro taşıdılar

İddianamede, bağışların kişisel hesaplara aktarılması, taşınmaz mal alınması amacıyla paravan firmalar kurulduğu, bir bölümünün bizzat Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’nin yöneticilerince, bir bölümünün kuryeler aracılığıyla Türkiye’ye gönderildiği, toplanan 14 milyon Euro’nun dört ayrı hesaba aktarıldığı, bunun en az 8 milyon Euro’sunun aralarında Kanal 7’nin de bulunduğu firmalara aktarıldığı belirtildi. Dört şüpheliden üçü para aktarılan şirketlerde yöneticilik yaptı, biri de nakit para kuryesi olarak çalıştı. Alman savcılığı, bavulla taşınan paraların kesin miktarını henüz açıklamadı.

MASAK 1 yıldır ’seyrediyor’

Frankfurt Savcılığı, kara para aklama ve dolandırıcılık suçlamalarıyla ilgili bazı istemleri bir dosya halinde Ankara’ya gönderdi. Türkiye’deki yetkili makam olan Mali Suçları Araştırma Kurumu’nun (MASAK), bir yılı aşkın süredir bu konuda attığı bir adıma rastlanmadı.

İddianamede adı geçenlerin yollarının AKP ile kesişmesi olaya yeni bir boyut getirdi. AKP kontenjanından RTÜK’e seçilen Zahid Akman’ın adı iddianamede 34 ayrı yerde geçti ve kurye olmakla suçlandı. Derneğin muhasebecisi Firdevsi Ermiş, itiraflarında, Akman’ın yanı sıra Kanal 7 yöneticileri Zekeriya Karaman ve İsmail Karahan ile Mehmet Gürhan’ın Almanya’daki şirketin gayri resmi ortakları olduğunu, bunlara 32’şer bin Euro ödeme yapıldığını iddia etti. Ermiş, "Büyük miktarlarda paralar da Akman’a elden teslim edildi" dedi. Almanya Main-Taunus Bölge Yabancılar Dairesi’nin, mali suç işlediği gerekçesiyle Akman’ın ülkeye girişini 5 yıl yasakladığı, geçen yıl mayıs ayında başlayan yasağın 2012 mayısında biteceği ortaya çıktı.

Erdoğan’la aynı karede

Tutuklu sanıklardan Mehmet Gürhan’ın bir etkinlik sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan’la Almanya’da biraraya geldiği fotoğraf basına yansıdı. Sanıklardan Mehmet Taşkan’ın ismi ise Frankfurt’ta kurulu Santour turizm şirketinin yöneticileri arasında geçiyor. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın gemi satın alırken Santour’dan borç aldığı iddiaları basında yer aldı.

Baykal NTV’de açıkladı

İddianamede Başbakan için para gönderildiğiyle ilgili itiraflar ise CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın NTV’de yaptığı açıklamayla kamuoyuna yansıdı. Soruşturmada tutukluluğa mani olunması için Türk hükümetinin de devreye girdiğine dönük iddialar da yine iddianamede yer aldı. CHP, bu iddiayı soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. İddianamenin bu bölümünde "Soruşturma davası sürecince, soruşturmalara defalarca siyasi etki yapılmaya, bilhassa Türk hükümeti tarafından devam etmekte olan tutukluluğa mani olunmaya çalışılmıştır" denildi. Baykal bu gelişmeleri "AKP himayesinde yolsuzluk" olarak niteledi.

3- Gaziantep’te üst üste iki skandal

İMAR protokolü skandalına benzer iki örnek de Gaziantep’ten çıktı. Gaziantep’in AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey’in, bir arazinin "ticaret alanı" ilan edilmesi konusunda MÜSİAD üyesi işadamı Eyyüp Göymen ile önceden protokol yaptığı tespit edildi. Gerçekten de protokolden iki gün sonra belediye meclisinin konuyu görüştüğü ve imar değişikliğinin yapıldığı anlaşıldı. Ancak imar değişikliği mahkemeden döndü. İdare mahkemesinin kararını Danıştay da onayladı. İşadamı Eyyüp Göymen’in bu iş için 700 bin YTL’lik bağış çeki verdiği, ancak engel çıkınca "mağdur oldum" diyerek ödemeyi yapmadığı öğrenildi.

3 günde 73.5 milyon YTL rant

Gaziantep’deki ikinci skandal daha büyük boyutta görüldü. İşadamı Nuri Üysen, "Antep fıstığı kültür sahası" görünen tarım arazisini sahiplerinden 14 milyon YTL’ye satın aldı. Araziyi satan kişilerin imar tadilat talepleri 32 yıldan beri sürekli reddediliyordu. Üysen, arsayı 3 gün sonra, alışveriş merkezi yapacak olan PD Three adlı Lüksemburg şirketine 87.5 milyon YTL’ye sattı. Satış 15 Şubat 2008’de gerçekleşirken, Gaziantep Büyükşehir Belediye Meclisi 11 Mart 2008 tarih ve 308 sayılı kararıyla arazinin ticari alana dönüştürülmesine izin verdi. Belediye meclisi, 119 bin 920 metrekarelik arazinin yüzde 55’nin belediyeye bağışlanması şartını da koydu. 3 günde 73.5 milyon YTL’lik rant sağlayan Üysen, "Belediyeden imar garantisi aldığım için bu işe girdim" diyerek, olayı itiraf etti. CHP, imar değişikliğini yargıya götürdü.

4- AKP Batman İl Başkanı hakkında yakalama emri

AKP’lilerle ilgili son iddia dünkü gazetelerde yer aldı. Batman’da kamu kurum ve kuruluşları açılan ihaleleri kendi istekleri doğrultusunda yönlendiren bir şebekeye polisin yaptığı "Zıpkın" operasyonu, AKP İl Başkanı Ömer El’e uzandı. Zanlıların ev ve işyerlerinde yapılan aramada çeşitli çap ve ebatlarda tabancalar, silah malzemeleri, senetler, firmalara ait kaşeler ve fiyat teklif mektupları bulundu. Gözaltına alınan 14 zanlıdan 7’si "İhaleye fesat karıştırarak, haksız yere kazanç sağlamak" suçlamasıyla tutuklandı. AKP İl Başkanı Ömer El’in, tutuklanan sanıklardan Ferdi Özdemir ile görüşmesi dinlemeye takıldı. Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında yakalama emri çıkardığı Ömer El pazartesi günü (bugün) ifade vermeye geleceğini söyledi.

Kaynak: AKP’ye son iki ayda dört vukuat ’dokundu’
08/09/08
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen MedceziR » Pzt Eyl 08, 2008 11:23

Geçen gün Tayyip Erdoğan'ın tv'deki ilk konuşmasını izleyince şok oldum. Can ciğer kardeş olan adamların arasına kara kedi mi girdi dedim. Erdoğan'ın dünkü konuşmalarını izleyince meseleyi anladım: Karşılıklı rant kavgası.

Bence birileri Erdoğan'ın kulağına - giderek daha büyüyen Doğan grubu aleyhine - artık harekete geçme zamanı geldi dedi. Neticesinde de Erdoğan tv'lerde böyle esip gürledi. Bu birileri AB'de olabilir ABD'de olabilir.

Seninde söylediğin gibi Çetin abi, karşılıklı çıkarları çatıştı ki ikiside hücüma kalktılar...
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

en belirgin neden medyayi baski altina almak

İletigönderen mustafat » Pzt Eyl 08, 2008 12:10

Erdogan-Dogan kavgasinin binbir türlü nedeni olabilir. Fakat bence en belirgin nedenler

1) Son zamanlarda AKP'yle ilgili dinci yolsuzluklarin ayyuka çikmasi; örnegin Deniz Feneri olayi. Bu olayi basin icat etmedi, Almanya savcilari ortaya çikardi.

2) AKP'nin hayal ettigi, içte islamci-otoriter, disa karsi da yandas-teslimiyetçi bir rejim dogrultusunda medyayi kontrol altina almak istemesi. Sadece Aydin Dogan basinina degil, islerine gelmeyen haberler yapan her türlü basin kurulusuna ne baskilar yaptiklarini duyuyor ve okuyoruz. örnegin eski Kanaltürk

Dinci AKP zihniyeti özgür fikri, özgür basini kabul etmez. çünkü AKP stratejistleri Avrupa tarihini çok iyi analiz etmislerdir. özgür düsüncenin ve bilimin oldugu yerde dinci safsatalar uzun vadede barinamaz; dinci otoriteyi sürdürmek için beyin yikama, baski ve sansür sarttir. AKP için bütün mesele, bu baski ve sansürü iyi kötü demokrasi görmüs bir halka hangi kilif ve kavramlar altinda pazarlayacagidir.

Din baronu Fethullah efendi ne demis? "sabirli olacaksin, onlari kendi silahlariyla vuracaksin".

örnegin dinciligi elestirmeye kalkanlara "laikçi" diyeceksin. Atatürkçülügün ulusal bagimsizlik ideolojisinden hoslanmayan ABD ve AB'yle isbirligi içinde son derece olumsuz, dinciligin antitezi bir Kemalist kavrami yaratip piyasaya süreceksin ki millet Kemalist deyince sunlari anlasin: Militarist, darbeci, elitist, halki küçük gören beton kafali devletçi, balolarda vals yapmayi uygarlik sayan din ve halk düsmani züppe....

Köseye kistirildiklarina "evsahibini bastiran cabbar hirsiz" da bence AKP'nin en belirgin yöntemlerinden. Bir yolsuzluk mu ortaya çikti, derhal basina saldiracaksin. Yandas dinci basindan, damatlardan Caliklardan mi söz edildi? Derhal geri kalan medyaya "Kemalist basin, ideolojik basin, laikçi basin, darbeci basin" diye saldiracaksin.

AKP'nin "hedefe götüren her yöntem mübahtir" anlayisi belli. Ben kendime hep sunu soruyorum: Durum çok vahim, göz göre göre Pakistan yönüne sürükleniyoruz. Burada kendin çal kendin dinle durumundan kurtulmak, halka ulasmak için neler yapabiliriz? Ben sade bir vatandas olarak halkin uyandirilmasi ve aydinlatilmasi için ne yapabilirim? Bu konuda üzerinde tartisilmis bir önlemler paketi var mi?
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06

İletigönderen maydonos » Pzt Eyl 08, 2008 14:17

benim aklimda daha basit bir seneryo var bence rte dediki bak hakkimizda cok olumsuz kampanyalar baslayacak sen basinin da buna hic yer verme tam tersi yayinlar yap,bende sana hiltonu vereyim, doganda dediki yok ben rafineri isterim , bunun ustune rte de dediki ben onu calika soz verdim, dogan da dediki o zaman bir rafineride bana ver, bu sefer dediki rte bir anda bu kadar parayi her iki sirket icin cikamam hazineden goze carpar, bunun uzerine anlasmazlik oldu diye dusunuyorum.basit sebeptir tek sebep para para para simdi kirli camasirlari gorelim bilmedigimiz neler dokulecek....yeni donem basladi zaten gormuyormusunuz..evvvet simdi okudum borsada dibe vurmus doganin hisseleri uluslararasi bir tezgah var sira doganda demekki...uzan gibi olur sonlari bunlarin da diye tahmin ediyorum....
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Çetin Taş » Pzt Eyl 08, 2008 15:15

benim aklimda daha basit bir seneryo var bence rte dediki bak hakkimizda cok olumsuz kampanyalar baslayacak sen basinin da buna hic yer verme tam tersi yayinlar yap,bende sana hiltonu vereyim, doganda dediki yok ben rafineri isterim , bunun ustune rte de dediki ben onu calika soz verdim, dogan da dediki o zaman bir rafineride bana ver, bu sefer dediki rte bir anda bu kadar parayi her iki sirket icin cikamam hazineden goze carpar, bunun uzerine anlasmazlik oldu diye dusunuyorum.basit sebeptir tek sebep para para para simdi kirli camasirlari gorelim bilmedigimiz neler dokulecek....yeni donem basladi zaten gormuyormusunuz..evvvet simdi okudum borsada dibe vurmus doganin hisseleri uluslararasi bir tezgah var sira doganda demekki...

Neredeyse aynı düşünüyoruz.

uzan gibi olur sonlari bunlarin da diye tahmin ediyorum....

Burada farklı düşünüyoruz.Uzan'ın gücü ile Doğan'ın gücü karşılaştırılamaz maydonos kardeşim.En büyük gazeteler,en çok izlenen televizyon kanalları;medyanın haricinde tüm para getiren sektörlerde çok büyük yatırımlar.
Doğan ile RTE'nin kapışması orta vadede kesinlikle RTE aleyhine olacaktır şeklindeki düşüncem gittikçe kuvvetleniyor.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen AlpereN » Sal Eyl 09, 2008 0:05

benim kanaatim Türkiyede iktidara giden yol Aydın Doğandan geçiyosa iktidardan devrilme yoluda sanırım yine Aydın Doğandan geçer.Aydın Doğan Tayyip Erdoğanı uzun vadede yutacağına eminim.Amerika RTE'yi gözden çıkarır ama Aydın Doğanı çıkarmaz.Buda demektir ki RTE'nin siyasi ömrü bitecek gibime geliyo.

Benimde nacizane fikirlerim budur.Ama ne yazık ki bu para babalarının kavgasıda,güllük gülistanlık geçinmeside Türkiyemin zararına oluyo.Bir gücün çıkmasını ve ikisini birden yutmasını çok isterdim. :wink:
Kullanıcı küçük betizi
AlpereN
Üye
Üye
 
İletiler: 628
Kayıt: Pzr Nis 22, 2007 22:57


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Bing [Bot] ve 1 konuk

x