
RAHŞAN ECEVİT
Parti kurma hazırlığına girişen isimlerden sonuncusu Rahşan Ecevit. Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’in parti kuracağını yaklaşık üç ay önce Gerçek Gündem.com’da duyurmuştuk. DSP’li bazı milletvekilerinin partiden istifa etmesi üzerine ‘’kurmayları’’yla toplantı yapan Ecevit, ‘’Yeni bir parti şart’’ demişti. Bu sözleri yazmamızın üzerinden neredeyse üç ay geçti. Ve Rahşan Ecevit sonunda ‘’parti kuracağı’’nı ‘’resmen’’ açıkladı. Ecevit’in bayramda yaptığı toplantıda söylediği bir söz ise yeni partiye ‘’genel başkan’’ olacak kişinin işini daha şimdiden zorlaştırdı. Ecevit, ‘’Ben partide yer almayacağım, fikirlerimle katkı sunacağım’’ dedi. Bu sözlerin tercümesinin ‘’gölge genel başkanlık’’ olduğu çok açık.
Rahşan Ecevit, daha baştan partiyi ‘’ipotek’’ altında tutacağını ilan ediyor. Adının ‘’Demokratik Halk Partisi’’ olacağı söylenen partide ‘’demokrasi’’nin D’sinin bile olmayacağı Ecevit’in açıklamalarıyla anlaşılıyor. Ecevit, eski ve kötü alışkanlığını şirketi zannettiği yeni partisinde de sürdürmeye kararlı. Neyse ki; kurulacağı ilan edilen partinin yaşama şansı hiç yok… Elleriyle kurdukları DSP’nin hiçbir varlık gösteremediği ve Tuncay Özkan’ın zorlamasıyla meclise girdiği gerçeğini dahi göremeyen Ecevit, siyasi yaşamını ‘’2. Fiyasko’’yla tamamlamak istiyor. Ecevit bu haliyle ‘’bölünmüş sol’’ görüntüsü yaratıp umutları kırıyor.
MUSTAFA SARIGÜL
Parti kurma hazırlığı içinde olan isimlerden biri de Mustafa Sarıgül… Gerçek Gündem.com, Sarıgül’ün DSP’ye ‘’son’’ transferi öncesi yaşanacakları yazmıştı. Bizim iddiamız, Sarıgül’ün yerel seçimden hemen sonra DSP’den istifa edeceği yönündeydi. Ve öyle de oldu. Sarıgül, mazbatasını aldıktan hemen sonra DSP’den istifa etti. DSP’nin eski Genel Başkanı Zeki Sezer’le birlikte hareket eden Sarıgül, ‘’Türkiye Değişim Hareketi’’ adını verdiği oluşumu ilan etti. Bugüne dek AKP’ye ilişkin tek bir eleştiri getirmeyen Sarıgül’ün, önümüzdeki günlerde de CHP’yi hedef alacağı biliniyor.
Sarıgül, yönettiği belediyenin 750 milyon dolarlık borcunu kamuoyundan gizlemek ve kendisini sıkıntıya sokmamak için AKP’ye yönelik tek bir söz söylemiyor. Zira; İçişleri Bakanlığı’nın Şişli Belediyesi’ni mercek altına alması, Sarıgül’ün siyasi hayatını sona erdirebilir. Sarıgül, bu yüzden CHP’yi hedef alarak hem muhalefet partisini yıpratmaya çalışacak, hem de AKP’yle olan iyi ilişkilerini sürdürecek. Böylece, medyada geniş şekilde yer almayı da garantileyecek. İktidarı eleştirmeyip muhalefete yüklenecek olan Sarıgül, dolaylı olarak AKP’ye hizmet edecek. CHP’nin oylarını aşağıya çekmeye çalışacak olan Sarıgül, bunun karşılığında soruşturmalardan da kurtulmuş olacak.
Sarıgül’ün seçime yönelik hedefi ise Demokrat Parti çatısı altında meclise girmek. Zira; 750 milyon dolarlık borç ve soruşturmalar, Sarıgül’ü kara kara düşündürüyor. Sarıgül, meclise girebilmek için, DSP’den geriye kalan kırıntıyı da Masum Türker’i ikna ederek partisine katmayı düşünüyor. Türker’in bugüne dek Sarıgül hakkında olumsuz bir şey söylememesi de gelecekteki ‘’ittifak’ın ilk işaretleri olarak yorumlanıyor. Adı var kendi yok DSP, yeni pazarlıklara malzeme ediliyor. Çünkü; kasada kalan 20 trilyon herkesin gözünü kamaştırıyor.
ABDÜLLATİF ŞENER
‘’Kuruluş’’ hazırlığını bitirdiği iddia edilen bir diğer parti ise Türkiye Partisi… Abdullatif Şener’in başkanı olduğu parti kuruldu ama henüz bir varlık gösteremedi. Şener’in AKP’ye yönelik çıkışları ise herhangi bir heyecan uyandırmadı. Zira; Şener de AKP’nin önemli bir dişlisiydi. AKP’nin ne kadar günahı varsa, Şener geride bıraktığımız yıllar boyunca bunları paylaştı. Kimi zaman sessiz kalarak, kimi zaman göz yumarak o çarkın dişlisi olmaya devam etti. Ne zaman ki; Recep Tayyip Erdoğan kendisine ihtiyaç duymamaya başladı, köprüleri de o zaman attı. ‘’Vaktinde Hesaplaşma’’ya giremeyen Şener, bu yüzden hiçbir zaman inandırıcı olamayacak. Şener, eğer bakanken ‘’istifa’’yı seçseydi, kamuoyu kendisine kredi açabilirdi. İktidarın nimetlerinden sonuna kadar faydalanıp ‘’dürüst adam’’ pozlarına girmesi hiç kimseyi ikna etmedi. Bu yüzden, gazete ilanıyla ‘’İl Başkanı’’ arama noktasına geldi. Şener, bu haliyle, AKP’yi ‘’zayıflatmak’’ yerine daha da güçlendiriyor. AKP’den kopmayı düşünenler, Şener’in hiçbir varlık gösterememesi yüzünden partide kalmayı sürdürüyor. Şener, AKP için aslında ‘’dalgakıran’’ görevi görüyor. AKP’den ayrılmış olmasına rağmen, hala AKP’ye hizmet ediyor.
TUNCAY ÖZKAN
Siyasi arenaya çıkan partilerden biri de Tuncay Özkan’ın genel başkanı olduğu Yeni Parti. Yeni Parti adını alan partinin varlığıyla yokluğu belli değil. Genel başkanı cezaevinde olan Yeni Parti, ‘’ilk ciddi eylemi’’ni çarşamba günü yapmak için epey bir süre hazırlandı. Özkan’ın cezaevine girişinin birinci yıldönümünde ‘’81 ilde gösteri yapacakları’’nı duyuran parti ne yazık ki hayal kırıklığı yaşadı. Özkan’ın cezaevine girişini Ankara’da 30, İzmir’de ise 3 kişi protesto etti. Diğer illerde ise herhangi bir varlık gösterilemedi. Büyük umutlarla yola çıkan Yeni Parti, Cumhuriyet mitinglerine katılan ‘’hazır kitle’’nin kendisine yönelmediğini de çarşamba günü yapıl(amay)an eylemle görmüş oldu.
Gazetecilikten siyasetçiliğe atlayan Tuncay Özkan, aslında siyasi deneyimsizliğinin de kurbanı oldu. 22 Temmuz seçimleri öncesi, mevcut konjonktürde kendisine rol biçen Özkan, miting meydanlarında yaptığı konuşmalarla AKP’nin değirmenine su taşıyordu. ‘’CHP – MHP birleşsin’’ sözünü ortaya atarak her iki partiye birden zarar veren Tuncay Özkan, ‘’yüzer gezer’’ sağ oyları AKP’ye yönlendirdi. AKP medyası, ‘’CHP – MHP birleşecek’’ sözünü günlerce kullandı. ‘’MHP – CHP Koalisyonu’’nu istemeyen binlerce kişi AKP’ye oy verdi. Özkan, bu süreçte artık hiçbir varlığı kalmayan, sadece kasasında 80 trilyon olan DSP’yi de CHP’ye zorla eklemledi. Cumhuriyet Mitingleri’nde kitleye tempo tutturarak, siyasi mevta olan DSP’yi CHP çatısı altında meclise sokturdu. CHP, o koşullarda meydanların karşı karşıya kaldığı bu ‘’suni dayatma’’ya ‘’Hayır’’ diyemedi. Bunun bedeli ise ağır oldu. Tuncay Özkan, sanırız Çarşamba günü sadece 35 kişiyle eylem yapan partisini gördüğünde, işlerin sanılandan daha zor olduğunu kavramıştır. Umarız, AKP’ye tepki duyan kesimleri ‘’yeni oluşum’’ adı altında bölüp parçalamanın bizzat AKP’ye hizmet etmek anlamına geldiğini de anlamıştır.
Barış YARKADAŞ
Kaynak